Almanya'da pazar günü yapılacak parlamento seçiminde, seçmenlerin gündeminde ekonominin durumu, göç ve Ukrayna'nın Rusya ile savaşı gibi önemli konular yer alacak.
Haber ajansı Politico'nun 12 Şubat'ta yaptığı bir anket, ana muhalefet partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Bavyera eyaletindeki kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik'in (CSU) şu anda seçmenlerin yüzde 29'unun desteğiyle anketlerde önde olduğunu, sağcı Alternative Fur Deutschland'ın (AfD) ise yüzde 21 ile onları takip ettiğini gösterdi.
Aynı ankette Scholz'un Sosyal Demokrat Partisi (SPD) yüzde 16 ile üçüncü sırada yer alırken, onu yüzde 12 ile İttifak 90/Yeşiller (genellikle Yeşiller olarak anılır) takip etti.
Ruprecht-Karls-Heidelberg Üniversitesi Siyaset Bilimi Enstitüsü'nden Yardımcı Doçent Endre Borbath, Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, eski şansölye Angela Merkel yönetiminde 2021'e kadar 16 yıl boyunca Almanya'yı yöneten ve son seçimi kaybeden Hristiyan Demokrat Birliği'ne (CDU) desteğin yeniden canlanmasının "çok da şaşırtıcı olmadığını" söyledi.
"Ukrayna'daki savaş ve bu çatışmada Ukrayna tarafını desteklemek için gereken kaynaklar nedeniyle, hükümetin önceliklerinin çoğunun azaltılması gerekti" dedi.
Almanya'da neden erken seçime gidildi?
Almanya'da SPD, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan üçlü ittifaktan oluşan iktidar koalisyonu, Kasım 2024'te ülkenin zayıf ekonomisi konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle çöktü ve bu durum Scholz'un FDP partisinden Maliye Bakanı Christian Lindner'i görevden almasına yol açtı.
Scholz, aylarca süren çekişmelerin ardından Lindner'i ülke bütçesi konusundaki engelleyici davranışları nedeniyle görevden aldığını, partiyi ülkeden üstün tutmakla ve asılsız gerekçelerle yasama çalışmalarını engellemekle suçladığını ve bunun sonucunda FDP'nin hükümetten ayrıldığını söyledi.
Şansölye, Lindner için "Çok sık dar görüşlü parti politikası taktiklerine başvurdu. Güvenimi çok fazla kırdı," dedi.
Lindner, mali şahinlerin bu hareketi desteklemeyi reddettiğini, maliye bakanının kendisini anayasal olarak güvence altına alınan borç freni olarak bilinen harcama limitini ihlal etmeye zorladığını söyledi.
Aralık ayında parlamentoda yapılan güven oylamasını Scholz kaybetmiş ve 23 Şubat'ta yapılacak parlamento seçimlerinin önü açılmıştı.