Filistin halkının bir yıldır dayanılmaz koşullar altında yaşadığı Gazze’de, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden en az 42 bin kişinin 17 binden fazlası çocuk.
Geriye kalanlardan yüz binlercesi de zorla yerinden edildi, içeride ve dışarıda sürgüne yollandı.
UNICEF’e göre Gazze, “çocuk olmak için en tehlikeli yer.”
Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana soykırım saldırılarda çok sayıda kız çocuğunun yaşam hakkı elinden alındı. 5 yaşındaki Hind Receb, onlardan yalnızca biriydi.
29 Ocak'ta, Gazze Şehri'nin Tel al Hawa mahallesindeki çatışmalardan kaçmak isteyen Hind'in ailesi yola düşmeye karar verdi.
Hind, altı aile üyesiyle birlikte arabaya bindi. Annesi Wissam ve diğer yetişkinler ise başka bir yoldan gitti.
Arabaları çok kısa süre sonra İsrail güçlerinin hedefi oldu. Saldırıda Hind ve 15 yaşındaki akrabası Layan yaralandı, diğerlerinin tamamı ilk ateşte öldü.
Anne Wissam panik içinde arabadakileri aramaya başladı ve daha sonra Layan telefona cevap verdi. Ona eşarbını çıkarmasını, yaraya bağlamasını ve kanamayı durdurmasını söyledi.
Layan daha sonra telefonu Hind'e verdi. Wissam, kızına arabadan çıkıp çıkamayacağını sordu. Hind, çıkamayacaklarını ve İsrail askerlerinin yaklaştığını söyledi.
Bunun üzerine aile, Filistin Kızılay Derneği ile temasa geçerek arabadaki kızlara telefon etmeye çalıştı. Birkaç denemeden sonra Layan telefonu açtı ama o esnada tekrar saldırı başladı.
Layan, “Bize ateş ediyorlar. Tanklar yanımızda” dedi ve ardından hat kesildi. Layan da arabadaki diğerleri gibi öldürülmüştü.
Telefon hattı kesilince, Filistin Kızılayı tekrar aradı. Bu kez Hind cevap verdi. Arabada hayatta kalan tek kişiydi.
Filistin Kızılayı görevlisi Rana Faqhi, Hind'i teselli etmeye ve onu hatta tutmaya çalıştı.
Hind, Rana'ya “Lütfen biri gelene kadar benimle kal, lütfen telefonu kapatma” dedi.
Bir yandan Wissam da telefonda kızıyla konuşuyordu. Ona sesini alçaltmasını yoksa Layan'ı vurdukları gibi onu da vuracaklarını söyledi.
Hind, “Gelip beni alacak mısınız? Çok korkuyorum, lütfen gel” dedi.
Filistin Kızılayı bu esnada bir kurtarma koordine etmeye çalışıyordu ve İsrail makamlarından, olay yerine bir ambulans göndermek için izin istediler. Çünkü acil servisler, özel izin olmadan kısıtlı askeri bölgelere giremiyordu.
Bir ambulans Gazze Şehri'ndeki El Ehli Baptist Hastanesi'nden ayrıldı. Ambulanstaki iki sağlık görevlisi, Yusuf Zeyno ve Ahmed el Madhun, yollarına devam ederken Kızılay görevlileri ile irtibat halindeydi.
Telsiz görüşmelerinin ses kaydı İngiliz Sky News ile paylaşıldı.
Sağlık görevlilerinden biri “Kız nerede?” diye sordu. Sevk görevlisi ise “Kız enkaz halindeki arabanın içinde” yanıtını verdi.
Daha sonra ekip arabaya yaklaştı, görevlilere acil durum ışıklarının açık olduğunu ama siren çalmadıklarını söylemişti. Görevlilerden biri “İşte orada,” dedi ve ardından ağır silah sesleriyle birlikte iletişim koptu. İki sağlık görevlisi de öldürüldü.
Arabaya kimse ulaşamadan zaman geçti ve 13 gün sonra, 10 Şubat'ta, bölgeye erişim daha güvenli hale geldiğinde, hem ambulans hem de Hind ve Hamada ailesinin içinde seyahat ettiği araç bulundu. Hind'in amcası Sameer Hamada, olay yerine ilk ulaşan kişi oldu.
Hamada, şunları söyledi: “Arabalarını buldum. Kardeşim Bashar'ı buldum. Karısı onun yanındaydı ve Layan, Raghad, Sarah, Mohammad ve Hind'i arkada bulduk. Hepsi şehit edilmişti. Aradan geçen zaman nedeniyle cesetleri çürümüştü.”
Ayrıca içinde “sadece kemiklerin” bulunduğu yanmış ambulansı da buldu. Sameer cansız bedenleri arabadan çıkardı ve kuzeydeki evlerinin yakınındaki bir mezarlığa gömdü.
İsrail’in bu insanlık dışı saldırılarından geriye 5 yaşındaki kız çocuğu Hind’in yardım çağlıkları kaldı.
Anne Wissam, şimdi Gazze'de sığındığı yerden sesleniyor: “Tüm dünyayı yanımızda durmaya çağırıyorum. Böylece bu acımasız suçu işleyenler hesap verecek. Kızım için adalete ihtiyacım var.”