Reisi’nin ardından | İdamlar, baskılar, kadınlar

İran tarihinde pek de parlak bir sicile sahip olmayan Cumhurbaşkanı Reisi'nin helikopter kazasında ölmesinin ardından muhalifler tepkilerini sakınmadı. Eleştiriler karşısında İran'ın baskı mekanizması da yeniden devreye girdi. Gözardı edilemeyecek sayıda destekçisinin yanı sıra halkın önemli bir bölümü, onu siyasi muhalefete karşı acımasız baskılar uygulamakla ve kadın bedenine “polislik” yapmakla hatırlayacak.

Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ölümünün ardından ’da rejim tartışmaları yeniden başladı.

Ambargo ve yaptırımlarla birlikte ’daki çatışmalar ve ABD ile yaşanan gerilimin ciddi ölçüde etkilediği ekonomisindeki kriz sürerken, son iki yıldır özgürlük yanlısı halkın sesinin güçlendiği ülkede, helikopter kazası farklı kutupları yeniden karşı karşıya getirdi.

Reisi’nin ölümünün ardından yas tutanların sayısı azımsanmayacak seviyede olsa da bir o kadar da “ilahi adaletin” tecelli ettiğini düşünenler var.

Ülkenin dini lideri Hamaney’in fetvalarının uygulayıcısı Reisi, Mahsa Amini’nin gözaltında hayatını kaybetmesinin ardından alevlenen özgürlük hareketinin karşısında önemli bir baskı mekanizması olarak yerini aldı.

Bu şaşırtıcı helikopter kazası sonrası muhalif seslere yönelik baskılar yeniden arttı. İran basınında yer alan haberlere göre İslam Cumhuriyeti’nin güvenlik güçleri, ülkedeki öğrencileri, sosyal medyada Reisi’yi eleştiren paylaşımları nedeniyle tehdit ediyor.

ÜNİVERSİTELERDE GÖZETİM YOĞUNLAŞTI

Örneğin Shahid Behesti Üniversitesinin güvenlik departmanı, geçtiğimiz hafta öğrencilere tehdit mesajları gönderdi. Üniversitenin öğrenci Telegram grubuna gönderilen bir mesajda şu ifadeler yer aldı:

"İran İslam Cumhuriyeti'nin kutsal sistemine karşı yanlış içeriğe yer verilmesi ve grubun bilinen bazı üyeleri tarafından diğer öğrencilerin yasadışı toplantılara kışkırtılması nedeniyle, ihlalde bulunanlara karşı yakında kararlı ve yasal işlem başlatılacaktır.”

Eş zamanlı olarak Tarbiat Modares Üniversitesi'nden de girişlerin kadın ve erkek öğrenciler için ayrıldığı ve girişlere 18'den fazla kamera yerleştirildiği yönünde haberler geldi.

Öğrenciler, güvenlik amirinin görevlilere kadın öğrencilerin kıyafetlerini girişte "titizlikle" kontrol etmeleri talimatını verdiğini bildirdi.

GAZETECİLERE TEHDİT TELEFONLARI

İran'daki medya aktivistleri ve gazetecilerin IranWire haber sitesine anlattığına göre güvenlik birimleri Reisi'nin ölümüyle ilgili haberlerin yeniden yayınlanmasını engellemek için tehdit telefonları açtı.

Güvenlik nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen bir gazeteci şunları söyledi:

"Telefonlarına cevap vermediğimde amcam ve kardeşimle irtibata geçerek hakkımda  tutuklama kararı çıkarıldığını söylediler ve haber ve paylaşımlarımı silmediğim takdirde beni tutuklamaya gelecekleri tehdidinde bulundular."

Reisi’ye dair tüm bu tepkiler Amini’nin ölümüyle başlamadı elbette. Kendisinin İran tarihinde pek de parlak bir sicili yok.

1979’daki İran Devrimi’nin ardından 1980'lerde Tahran savcı yardımcısı olarak görev yaptı ve çoğu reşit olmayan binlerce siyasi mahkumun idam edilmesinde kritik bir rol oynadı. Bu nedenle Reisi’ye “Tahran Kasabı” lakabı takıldı.

İran’ın muhalif basınının aktardığına göre Reisi'nin “ölüm mangasına” katılımı, çok sayıda komünistin ve gayrimüslimin zulme uğramasına ve idam edilmesine de yol açtı. Bu nedenle birçok İranlı’ya göre Reisi, insan hakları ihlalleri ve sistematik ayrımcılık konusundaki karanlık geçmişi ile tanınıyor.

ÇIPLAK FOTOĞRAFLARINI YAYINLADILAR

Bazı İranlı kadın ve erkekler, kaza haberininin ardından sevinçlerini belirtmek için sosyal medyadan çıplak fotoğraflarını yayınladı.

Reisi’nin ölümünü kutlamak için çıplak poz verme çağrısının, İranlı bir sosyal medya fenomeninin, cumhurbaşkanının kaybolduğu sırada paylaştığı ve ölmesi halinde çıplak poz vereceğini söylediği iddia edilen bir tweet ile başladığı bildirildi.

Daha sonra bazı İranlılar bu çağrıya katıldı ve Reisi’den geriye kalan baskıları, saç telinden bile suç çıkaran İran’da bedenleriyle protesto etti.

İran International’a konuşan, sosyal medyada alt kültürler ve toplumsal hareketler konusunda uzman olan Siavash Rokni'ye göre, İran’da kadınların ve hatta erkeklerin bedenlerinin zorla siyasallaştırıldığı göz önüne alındığında, baskının üstesinden gelmek için bedenin kullanılması, baskıya meydan okuma anlatısına uyuyor.

"KADIN, YAŞAM, ÖZGÜRLÜK SLOGANINA HAKARET"

Diğer yandan, kadınlar ve LGBTİ+ örgütleri yayınladıkları açık mektupta, Reisi için İran'da taziyede bulunan Batılı hükümetleri şiddetle kınadı.

Aktivistler Batı’nın taziyelerini, İslam Cumhuriyeti’ne karşı “Kadın, Yaşam, Özgürlük” sloganlarıyla ayağa kalkanlara hakaret olarak nitelendirdi. Mektupta, Reisi'nin, İran yargı sistemi tarafından haksız yere öldürülen LGBTİ+ bireylerin, infazındaki rolü gizlenemez" denildi. 

Ağustos 2021de Cumhurbaşkanlığı görevine gelen muhafazakâr ve sert din adamı Reisi'nin politikalarının arkasında duran çok sayıda destekçisi var. Cenazesinde yas tutan büyük kalabalıklar da bunu doğruladı.

Ancak yine de halkın önemli bir bölümü, onu siyasi muhalefete karşı acımasız baskılar uygulamakla ve kadın bedenine “polislik” yapmakla hatırlayacak.

YAZARA AİT DİĞER MAKALELER