Türkiye jeolojik yapısından ve iklim özelliklerinden kaynaklanan, can ve mal kaybına, ekonomik ve çevresel kayıplara neden olan doğal afetlerle karşı karşıya kalıyor.
Sismolojik olarak dünyanın en aktif bölgelerinden birinde yer alıyor.
Türkiye 1900 yılından günümüze kadar 290 yıkıcı deprem yaşanmış 700.000 bina yıkılmış veya ağır hasar görmüş.
Yani deprem türkiye’nin artıok gözardı edemeyeceği bir gerçek. depremler bselli aralıklarla tekrarlayacak. planlama, sıkı önlem, organizasyon dışında yapılacak hiçbir şey deprem zararın önleyeyemiyor.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Türkiye bir deprem ülkesi. Dünyadaki riskli ülkelerin arasında. Bunu artık herkes biliyor. Depremin yıkımını, zeminden başlayarak inşaata oradan afet yönetimine kadar zararı en aza indiren uygulamalar var. Depremden kaçınmak zor. Bu bir realite. Belki de çok sıkı yasalar, merkezi ve yerel yönetimlerin değiştiremeyeceği yönetmelikler çıkarmak gerekiyor. Ama en başta yapılması gereken bilim insanlarına uzmanları dinlemek. Çünkü bilimsel yaklaşımla, doğru bir örgütlenme
Japonya, Şili, Meksika örnekleri depreme karşı alınan önlemlerin başarılı olabileceğini gösteriyor. Türkiye’de bu konuda uzmanlaşmış , dünya örneklerini takip eden yüzlerce bilim insanı, inşaat ve afet uzmanı var. Tabii ki coğrafyalar değişebiliyor. Ama temel yaklaşımlardan faydalanmak gerekiyor. Hatta bu örneklerden daha ileride çözümler sunan dünya çapında bilim insanları da var Türkiye’de. Bu örnekler hepimiz için bir ders olmalı. Çünkü bu konuda harcanacak para ve enerji deprem sonrası meydana gelen yıkım ve zarardan daha az bir yekun tutuyor.
Evet dünyadaki örneklerden yararlanmak gerekiyor.
Ancak bu sadece bilgi düzeyinde kalmayarak tüm topluma bu bilincin verilmesi ve çok sıkı yasal önlemler alınmasını gerektiriyor.
Türkiye’de bu konuda yeterli bilgi birikim uzman ve kadro mevcut. ancak en önemli eksik zamanında hareket geçmemek, yaşananlardan ders almamak, yasaları uygulamamak ve denetlememek.
Hepsinden önemlisi de yapıması gerekenleri zamanında yapmamak.
Ama biliyoruz ki deprem beklemiyor ve zamanı geldiğinde ya da gelmeden kendini hatırlatıyor.
Bu hatırlatma ise ağır sonuçlara yol açıyor.
Türkiye’nin şuan da öncelikli ulusal güvenlik beka problemi bu marmarada yıkılmasını beklediğimiz 100 bin binadır şuanda 100 bin binayı biz yıkılmadan yıkarız insanları nasıl tahliye ederiz ve insaları nasıl hayatta tutarız diye çalışmaktır türkiyenin ilk ve tek önceliği
Dünyada deprem kuşağındaki ülkeler için bu doğal felaket bir beka meselesi. Yani kimi ülkeler için bir varoluş ya da yok oluş mücadelesi. Türkiye için de deprem riski bir beka meselesi olmalı. Çünkü, yaşananlar çok ağır. Hükümet, yerel yönetimler, sivil toplum bilim dünyası artık el ele vermek durumunda. Depremi önlemek mümkün değil. Ama insan kaybı ve maddi zararı önlemek mümkün. Bunun örnekleri var. Bazı şeyler yeniden yapılacaksa bunları dikkate almak zorundayız. Ama hepsinden önemlisi depremi bir beka meselesi olarak kabul etmek zorunlu gibi.
Deprem bir gerçeklik ama kader değil
Deprem önlemi değil yaşam tarzı
Depremle topyekun mücadele ülkesi: Japonya
9,5’lik deprem milat oldu: Şili
Felaketten ders aldılar, 7,4’lük depremde kimse ölmedi: Meksika