Beşeri ilişkiler açısından değerlendirildiğinde, işverenlerin çalışanların özel yaşamlarına karışmama hakkı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak, işyerinde çalışanların verimliliğini izlemek, veri güvenliğini sağlamak ve yetkisiz kullanımı önlemek amacıyla bazı durumlarda izlenme gerçekleşebilir.
Bu konuda Türk Ceza Kanunu Madde 134'te ifade edilen "kişiler arasında mesaj veya konuşmaların haberleşme gizliliğini ihlal" yaptırımı vardır. Bilgisayar izleme işleminin haberleşme gizliliğini ihlal etmediği durumlar, işverenlerin bilgisayarlara yönelik izleme yapabilme yetkisini sağlar.
Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de işverenlerin çalışanların bilgisayar kullanımını izlemesi yasalara uygun bir şekilde gerçekleşmelidir. Bu durumda işveren, çalışanların yazışmalarını, ziyaret ettikleri web sitelerini, dosyalarını ve diğer bilgilerini kontrol edebilir.
Ancak, izleme işlemleri sınırlı ve orantılı olmalıdır. İşverenler, çalışanların özel e-posta hesaplarını, sosyal medya hesaplarını veya şifrelenmiş belgelerini izleyemez. İzleme, yalnızca işverenin meşru çıkarları için gerçekleştirilmelidir.
İşverenler, çalışanların gizlilik haklarına saygı göstererek, bilgisayar izleme politikalarını açık bir şekilde belirlemelidir. Çalışanlara bu politikalar hakkında bilgi verilmeli ve yazılı onay alınmalıdır.
Sonuç olarak, çalışanların bilgisayarlarının izlenme hakkı, hem işverenin meşru çıkarları hem de çalışanların gizlilik hakları arasında bir dengeyi korumaktadır. İşverenler, bilgisayar izlemeyi işin gerekliliklerine ve yasalara uygun bir şekilde gerçekleştirerek, çalışanlar ve iş güvenliği açısından doğru bir yaklaşım sergileyebilirler.