Türkiye'deki iş yasalarına göre, özellikle sürekli iş güvencesi ve çalışma koşulları açısından, belirli süreli sözleşmelerin sınırlamalara tabi olduğunu söyleyebiliriz. İşverenler, sürekli ihtiyaç duydukları işler için belirli süreli sözleşmeler yapabilirler. Ancak, aynı işin sürekli olarak yapılması gerekiyorsa veya işverenin sürekli olarak çalışan bir iş gücüne ihtiyacı varsa, bu durumda sözleşmeler belirli süreli yapılamaz.
Bu kısıtlama, işçilerin sürekli bir iş güvencesine sahip olmalarını sağlamak ve işverenlerin çalışma koşulları açısından daha istikrarlı bir ortam yaratmayı hedeflemektedir. Savunucular, belirli süreli sözleşmelerin çalışanları daha kırılgan hale getirdiğini ve iş güvencesini azalttığını savunurken, işverenler ise esneklik ve maliyet kontrolü sağladığını iddia etmektedir.
Ancak, belirli süreli sözleşmelerin de belirli şartlarda kullanılabileceği unutulmamalıdır. Örneğin, belirli bir projenin tamamlanması için geçici olarak işe ihtiyaç duyulduğunda veya işverenin mevsimsel olarak artan taleplere yanıt vermek için geçici işçilere ihtiyacı olduğunda, belirli süreli sözleşmeler kullanılabilir. Ancak, bu durumlarda sözleşmelerin yazılı olarak yapılması ve belirli bir süreyi aşmaması gerekmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye'deki çalışma hayatında sürekli ve belirli süreli iş sözleşmeleri dikkatle kullanılmalı ve yasaların getirdiği sınırlamalara uyulmalıdır. İşverenler ve çalışanlar arasındaki dengeyi sağlamak adına, iş güvencesini korumak ve aynı zamanda esneklik sağlamak önemlidir.