Kripto paralarda Donald Trump heyecanı devam ediyor. Trump, göreve başladığından bu yana bazı kararnameler ile piyasaya yön vermeyi sürdürüyor.
Trump yönetimi, hızla seçim sürecinde vaatlerine ilişkin adımları hayata geçirmeye başladı. Bankaların kripto alımını engelleyen SAB 121 düzenlemesi iptal edilirken, çalışma grubu oluşturulması için harekete geçildi. Çalışma grubunun stratejik kripto rezervi için çalışmalar yapacağı açıklandı.
Ancak Trump yönetiminin bürokrasiyi ezip geçen adımları kripto para fiyatlarına yansımadı. Adımların kararnameler ile atılması bazı endişeleri beraberinde getirdi.
Bunun nedeni başkanlık kararnameleri ile gelen düzenlemeler kalıcı olmaması... Trump’ın Biden’ın kararlarına yaptığı gibi, sonraki başkan da Trump’ın kararlarını iptal edebilir. Düzenlemelerin kalıcı olabilmesi için yasalara ihtiyaç duyuluyor.
Bütün bunların farklı bir yazıda detaylıca ele alınabilir. Ben bu yazıda, yeni dönemin aslında kriptonun başlangıç felsefesine ne kadar aykırı olduğuna ve oluşan balonun sönmesini tetikleyebileceğine odaklanmak istiyorum.
TEMEL FELSEFESİNDEN KOPUŞUN EŞİĞİNDE
Bitcoin, 2008 krizinin sonrasında ortaya çıktı. Satoshi, 3 Ocak’ta kazdığı genesis blokunda “Şansölye bankalar için ikinci kurtarma paketinin eşiğinde” ile küresel finans piyasalarına önemli bir mesaj çaktı. Felsefesinde devletsiz bir para birimi ile geleneksel finansa tepki vardı.
Belki de her şeyde olduğu gibi Satoshi ve Bitcoin’in öncü kadroları bazı eksiklikleri fark edemedi. Bitcoin ve kripto varlıkların kâr mekanizmasına dönüşme olasılığı...Bugün gelinen noktada kripto paralar sadece kâr amacı güden varlıklar haline geldi. Ana amacından uzaklaştı... Finansal bağımsızlıktan ziyade şirketlerin uğruna lobi faaliyetleri yürüttüğü tanımlanması zor bir şeye dönüştü. Mevcut düzene karşı çıkan enstürmanın gelenseksel finansa nasıl entegre edilebileceği üzerinde çalışmalar başladı.
SATOSHİ'NİN HAYALİ YARIM KALDI
Bitcoin’in 16 yıllık serüveninde en büyük rakibi devletler ve küresel finans sistemiydi. Bitcoin öncülüğünde ortaya çıkan piyasa ise düzene bir tepki niteliğindeydi. Bu sisteme inanmayan veya içerisinde bulunmak istemeyen bireysel yatırımcıların yer almak istediği bir dünya... Ancak son bir haftada Bitcoin hakkında konuşan üç isim Blackrock, Goldman Sachas ve Donald Trump oldu. Dolayısıyla artık en büyük rakiplerinin ele geçirdiği bir enstürmana dönüştü.
Dolayısıyla Bitcoin artık neoliberal kapitalist düzene karşı misyonunu doldurmaya yaklaştığı söylenebilir. Sadece kâr arzusuyla yanıp tutuşanların hararetle savunduğu bir varlığa dönüştü. Zaman içerisinde Apple, Nvidia, Microsoft hissesi ya da gelenksel finansın elindeki enstürmanlardan farkı kalmayacak.
TRUMP’IN OYUNCAĞI OLDU
Kripto piyasasının amiral gemisi; ödeme sistemi, para transferi gibi amaçları zaten bir türlü istenilen noktaya gelemedi. El Salvador, Bitcoin’i ödeme aracı olarak kabul etti ancak ülkede kullanımların oldukça düşük olduğu belirtilmişti. Haliyle Bitcoin son kullanıcıya ve günlük hayata ulaşmakta da zorluk çekti.
Bitcoin’i günümüzde taşıyan bazı mitler vardı. Bu mitlerin en başında da devletlere ve finans sistemine karşı olması geliyordu. Hatta altına bile rakip olabileceği konuşuluyordu. Ancak bugün ABD başkanının oyuncağına dönüşmüş durumda...
BİTCOİN BALONU NEDEN PATLAMASIN?
Bu durum ise benim aklıma “Bitcoin için sonun başlangıcı mı?” sorusunun getirdi. Trump’ın atacağı her adım aslında Bitcoin’i var eden mitlerin sona ermesi anlamına geliyor. Dolayısıyla zaman içerisinde Bitcoin’in değer kazanması için bir neden kalmayacak.
Hollanda'da lale piyasasının oluşması 1590'lı yıllarda başlamıştı. Lale soğanlarının Hollanda'ya getirilip değerli bir meta haline gelmesiyle, 1610'lardan itibaren ticareti gelişti ve 1630'larda spekülatif bir balona dönüştü.
Yani Lale piyasasının başlaması sonu neredeyse 50 yıl aldı. Bitcoin’in de benzer bir sonla karşılaşmaması için yeni bir hikayeye ihtiyacı olabilir.