Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in sigaranın maliyeti üzerine sözleri bu hafta ekonomi gündemine damga vuranlar arasında yer aldı. Bakan Şimşek, Halkbank Gençİz Gençlik Zirvesi'ndeki konuşmasında, sigara örneği üzerinden tasarruf mesajı verdi. Şimşek, "Arkadaşlara bir sigara paketinin Türkiye’de ortalama fiyatı nedir diye sordum, 75,24 liraymış. Günlük bir paket sigara içiyorsanız, yıllık size maliyeti 27 bin 375 lira" ifadelerini kullandı. Hazine ve Maliye Bakanı'nın açıklaması sosyal medyada birçok kez paylaşıldı. Yanıtlar arasında destekleyenler de karşı çıkanlar da oldu.
Bakan Şimşek, bu açıklamaları finansal okuryazarlık perspektifinden söyledi. Ancak tasarruf meselesi enflasyon ile mücadelenin de önemli bir aracı. Birçok ekonomiste göre Türkiye'nin yaşadığı enflasyon krizi birkaç ayaktan oluşuyor. Bu ayaklardan biri de yüksek talep meselesi... Özellikle pandemi süreci ve sonrasında gelen parasal gevşeme ile birlikte harcama alışkanlarında ciddi değişiklikler oldu. O dönemde bireyler, uzun süreye yayılması gereken ve acil olmayan ihtiyaçlarını çeşitli ödeme araçları (kredi,kredi kartı vs.) ile hızlandırdı. "Daha sonra alırız" denilen şeylere "şimdi" sahip olundu. Kimileri konut, araba, teknolojik eşya alımlarını öne çekti; kimileri de tatil, lüks giyim, restoran gibi yepyeni alışkanlıklar kazandı.
Ancak bireysel alışkanlıklar, sıkı para politikasına entegre dönüşüm gerçekleştirmedi. Talep tarafında soğuma sinyalleri olsa dahi özellikle belirli gelir gruplarının enflasyonu yükseleten davranışları net bir şekilde hissedilmeye devam etti. Bazı gruplar harcamalarına ara vermedi. Yüksek fiyatlı veya fahiş zam yapan restoran ve tatil bölgelerine gitmeye devam edenler de nasıl olsa fiyatı artacak diye konut, araba, teknolojik alet alımı yapanlar da oldu. Bireyler, fiyatlar üzerindeki güçlü etkisi olduğu gerçeğini bir türlü kavrayamadı.
Bireyler, enflasyonla mücadelede tasarrufa yeteri kadar önem vermedi. Fiyatlar ve şikayetler her geçen gün daha arttı ancak harcamalar da hız kesmedi. Çözüm hep daha büyük bir güçte arandı. Tasarruf yapmak, belki enflasyonun doğrudan çözümü olmayacaktı ancak etkileri inkar edilemez bir gerçek... Bireysel tasarrufun yaygınlaşması, harcamaları ve dolayısıyla talebi sınırlar hale gelecek. Bu durum ise fiyatlar üzerinde köpüğü ortadan kaldıracak. Talep azaldığında firmalar daha az fiyat artışı yapma eğilimine geçecek. Özellikle hizmet sektöründe fiyatlama davranışlarını etkileyecek.
Ayrıca tasarruf yapmak uzun vadede yeni yatırımlara dönüşebilir. Bir yılda 27 bin liralık tasaarrufun 10 yıla vurulduğunda 270 bin lira, 20 yılda ise 540 bin liraya dönüşebileceği de unutulmamalı...John Stuart Mill, tasarruf yapmanın bireyler için fedakarlık gerektirdiğini ancak fedakarlığını toplumun genel refahını artıracağını söylüyor.