Küresel piyasalar, ABD başkanlık koltuğundaki değişime odaklandı. ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump, 20 Ocak'ta resmen göreve başlayacak. Trump'ın göreve başlamasıyla birlikte ekonomi ile ilgili konularda atacağı adımlar yakından izlenecek.
Bu noktada ticaret tarifeleri, göçmenler ve kripto paralar ilk sıralarda yer alıyor. Aynı zamanda ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell ile yaşacağı olası gerilimler de piyasalarda tedirginlik yaratıyor.
Seçim sürecinde Fed'e yönelik sert eleştiriler yapan Trump, başkanın faizler ile ilgili konuşma hakkı olduğunu söylemişti. Trump, Fed'in faiz oranlarını ayarlama konusundaki zamanlamasını eleştirmişti. Hatta geçmiş yıllarda "Cesareti, aklı, vizyonu yok" dediği Fed Başkanı Powell'ı görevden alacağı dahi iddia edilmişti. Ancak Trump, daha sonra Fed Başkanı'nın görev süresi bitene kadar görevden almayacağını dile getirmişti.
FED'DEN TRUMP'A ŞOK
Görev süresi 2026 yılında bitecek olan Powell, son faiz toplantısında Trump'ın beklediği adımları atmayacağının sinyalini verdi. Powell, faiz indirimi için verileri bekleyeceklerini ifade ederek, indirim döngüsünün yavaşlayacağına işaret etti. Fed'in gelecek projeksiyonlarında da iki faiz indirimi öngörüsünde bulunuldu. Powell, üyelerin Trump’ın ekonomi polikatalarına göre ayarlama yaptığını söyledi.
TRUMP İLE FED ZIT KUTUPLARDA
ABD'li şirketlere ve hizmet sektöründe çalışanlara vergi indirimi vaadinde bulunan Trump, enflasyonu düşürmenin faiz oranlarını artırmaktan başka yolları olduğunu ve faizlerin düşürülmesini savunmuştu. Ekonomistlere göre mali genişlemeyi destekleyen bu vaatler ile Fed'in son toplantısından çıkan kararlar taban tabana zıt görnünüyor.
ELON MUSK DA TOPA GİRDİ
Bu noktada topa Elon Musk girdi. Trump'ın en büyük destekçisi Musk, Fed'in çok fazla personele sahip olduğunu savundu. Trump döneminde hükümetin verimliliği artıracak bir görev alan Musk'ın da faiz indirimlerini savunduğu biliniyor. Böyle olunca Musk'ın hamlesi daha önce yaşananlardan bağımsız düşünülemedi.
TARİHTE İLK OLMAYACAK
Trump-Powell arasında nasıl bir ilişkinin gelişeceği merakla bekleniyor. Ancak olası bir gerilim ABD tarihinde bir ilk olmayacak. Özellikle tarihselliğe bakıldığında büyük siyasi, ekonomik vEya jeopolitik krizlerin yaşandığı dönemlerde ABD başkanları ile Fed başkanlarının karşı karşıya geldiği görülüyor.
En büyük gerilimlerden biri 1948-1951 yıllarında başkan Harry Truman ile Fed Başkanı Thomas McCabe arasında yaşanmışTI. O dönemde Truman, Kore Savaşı'nda bütçe açıklarını finanse etmek için Fed'den tahvil alımlarını artırmasını isterken; McCabe enflasyonist etkilerden endişe ederek bağımsız kalmayı tercih etmişTİ. Gerilim, "Fed-Treasury Anlaşması" ile çözülmüştü.
SEÇİMLERİN KADERİNİ BELİRLEDİ
1970'li yıllarda yaşanan yüksek enflasyon dönemi de başkanlar arasında gerilime sahne olmuştu. Richard Nixon, 1972 seçimleri öncesinde ekonomiyi canlandırmak için düşük faiz politikasının uygulanması istemişti. Dönemin Fed Başkanı Arthur Burns ise enflasyonun artmasını önlemek için daha sıkı para politikasını savunmuştu. Bazı noktalarda Nixon'un baskılarına boyun eğen Burns'ün 1970'lerin yüksek enflasyonuna katkıda bulunmuştu.
Hatta Fed'in para politikası seçimlerin kaderiyle bile oynamıştı. Fed, Paul Volcker'in başkanlığı döneminde 1970'li yılların yüksek enflasyonunu kontrol etmek için faiz oranlarını keskin bir şekilde artırmıştı. Bu durum ekonomik durgunluğa yol açarken, Jimmy Carter'ın seçimi kaybetmesine yol açmıştı. Volcker'ın Carter tarafından atanması ise olayın dramatikliğini artırmış gibi görünüyor.
Fed'in bağımsızlığını sert bir şekilde savunan Volcker, Ronald Reagan'ı da tedirgin etmişti. Reagan yönetimi, Volcker’ın politikalarından rahatsızlık duymasına rağmen sert keskin bir eleştiri yöneltememişti. O dönemlerde Reagan'ın halefi ile aynı kaderi yaşabileceğine dair tedirginlikten korkmuş olabileceği ifade edilmişti. Reagan, görevi süresi bittiğinde ise Volcker yerine Alan Greenspan'ı atamıştı.