Piyasalarda Fed ve jeopolitik gerilimlerin fiyatlamalar üzerindeki etkisi hızla artırıyor. Bir gün altında, bir gün tahvil faizlerinde rekor seviyeler görüyoruz. Diğer yandan fiyat hareketlerindeki değişim birçok gerekçeye dayansa da; temelinde Fed ya da Ortadoğu'dan gelen bir haber akışı var.
Bana sorarsanız Fed'e dair belirsizlikler; gelişmekte olan ülke ekonomilerine ve piyasalara daha fazla zarar veriyor.
Neden? Ortadoğu'daki gerilimlere gerek ekonomiler, gerekse piyasalar alışkın. Jeopolitik risklerin fiyatlamalara olası etkileri öngörülebiliyor. Örnek olarak Ortadoğu'da iki ülke arasında artan bir gerilimin petrol veya altın fiyatları üzerindeki %3-4’lük etkisine hazırlıklıyız. Ama Fed'in içerisinde bulunduğu durum, daha önce piyasaların sınanmadığı türden.
FED'E DAİR BEKLENTİLER HIZLI DEĞİŞİYOR
Fed Başkanı Powell, son yaptığı açıklamalarda enflasyona dair ilerleme kaydedilmediğinin altını çizdi. Mart ayı enflasyon verisi ABD'de yıllık yüzde 3,5 olarak gelmişti. ABD enflasyonunu 2 farklı şekilde yorumlayabilir. İlk olarak yüzde 9’luk tarihi zirvenin oldukça gerisinde olması. Bir diğer yorum ise Ekim 2023'ten bu yana yükseliyor olması. FOMC tarafı da ikinci yorum gibi düşünüyor olacak ki faizi Mart 2022'de başlayan peş peşe 11 faiz artışı ile 23 yılın en yüksek noktasında tutmaya devam ediyor.
Fed'in faiz indirimine ilişkin beklentiler de bu karmaşıklık nedeniyle hızlı değişiyor. 2024'e beklentilerin üzerinde enflasyon rakamlarıyla merhaba diyen Fed'den faiz indirim beklentileri yılın başında en az 6 çeyrek puanlık indirim şeklindeydi. Verilerin devamıyla birlikte ise beklentiler Eylül ayında başlamak üzere toplamda 2 faiz indirimine doğru kaydı.
Fed açısından yüzde 2 enflasyon hedefi baz alınırsa; en az 3 ay üst üste gerileme eğilimi gösteren enflasyon verisini görmek isteyeceklerdir. Bu da en erken faiz indirim tarihini Eylül ayı olarak gösterebilir.
Diğer yandan Powell yönetimi fazla temkinli olmakla da eleştiriliyor. Ekonomide istihdam tarafında beklenen yaraları almadan bugüne kadar gelindi. Enflasyonda yüzde 9'luk zirve seviyelerden yüzde 3,5'lara gerileme yaşandı. Birçok piyasa yapıcı için enflasyonda da istihdamda olduğu gibi bir başarı sağlandı bile. Dolayısıyla Fed’in önünde faiz indirimi için çok da büyük engeller yok.
BELİRLEYİCİ FAKTÖR JEOPOLİTİK RİSKLER Mİ VE FED Mİ?
Jeopolitik gerilimler Fed kararı üzerinde belirleyici de olabilir. Tansiyonun yükselmesi beraberinde petroldeki artışı getirebilir. ABD Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelesine zarar verebilir. Dolayısıyla faiz indirim beklentilerine dair yeni bir belirsizlik doğabilir.
Jeopolitik gerilimin tırmanması örnek olarak ons altında rekor seviyeyi getirdi. Ancak rekora yaklaştıran başat faktör ise Fed'in 2 yıl sonra faiz indirimine gitme ihtimali.
Diğer yandan Bitcoin İran'ın misilleme saldırısı sonrası 65 bin dolar seviyelerinden 59 bin dolara kadar çekildi. Fakat Bitcoin'in 17 bin dolarlı seviyelerden 72 bin dolarlara götüren de Fed'e dair yine faiz indirim beklentisiydi.
Piyasalar da faiz indirimi sürecini fiyatlamıştı. Özellikle ABD hisse senedi piyasasında aşırı bir iyimserlik vardı. Hisse senedi piyasasında temelinde Fed’in para politikasına dair bir yumuşama ihtimali vardı. Son günlerde faiz indirimlerinin ötelenmesiyle birlikte o tarafta da belli bir düzeltme başladı.
Dolayısıyla jeopolitik gerilimlerin fiyatlamalar üzerindeki etkisi yadsınamaz. Ama asıl belirleyici olan faktör 2024 ve 2025 yılları arasında Fed'in alacağı aksiyonlar olmaya devam edecek.