Özellikle Tesla’nın ülkemizde de kullanıma sunmaya hazırlandığı, son dönemde sıkça adını duyduğumuz teknolojilerden biri olan ‘otonom’ yani sürücüsüz araçlar, aslında yeni değil. Uzun süredir üzerinde çalışılan bilim-kurgu filmlerine konu olan bu araçlar, barındırdıkları teknoloji sayesinde trafiği, yol durumunu ve çevre kontrolünü kendisi yaparak sürücü müdahalesi olmadan gidebiliyor. Bu araçlar, radar ve lidar sensörleri, GPS, odometri, gelişmiş çip teknolojisi gibi bileşenler sayesinde etrafında olup biten her şeyi algılayabiliyorlar.
Otonom sürüş sistemi, bir aracın insan müdahalesi olmadan seyahat edebilmesini sağlayan bir sistemdir. Bu sistem, araçların sensörler, kameralar, LIDAR (ışık tarama ve mesafe algılama) cihazları, GPS ve yapay zeka teknolojileri gibi teknolojik bileşenlerini kullanarak sürüş görevlerini yerine getirir.
Otonom sürüş sistemleri, genellikle beş farklı seviyede sınıflandırılır ve her seviye aracın sürüş işlevlerinin belirli bir kısmını veya tamamını otomatikleştirir. Bu seviyeler aşağıdaki gibidir:
Seviye 0: Sürücü aracın tüm kontrolünü elinde tutar.
Seviye 1: Aracın belirli fonksiyonları otomatikleştirilir, ancak sürücü her zaman aracın kontrolünü elinde tutar.
Seviye 2: Aracın gaz, fren ve direksiyon kontrolü otomatikleştirilir, ancak sürücü yine de dikkatlice izlemelidir.
Seviye 3: Aracın bazı sürüş görevleri tamamen otomatikleştirilir, ancak sürücü halen müdahale edebilir ve bazı durumlarda kontrolü devralabilir.
Seviye 4: Aracın neredeyse tüm sürüş görevleri otomatikleştirilir, ancak belirli sınırlamalarla (örneğin, belirli hava koşulları veya bölgesel kısıtlamalar) sürücü müdahalesi gerekebilir.
Seviye 5: Aracın tüm sürüş görevleri otomatikleştirilir ve sürücü müdahalesi gerektirmez. Bu seviyede araçlar, tüm koşullarda, her zaman herhangi bir insan müdahalesi olmadan seyahat edebilir.
Otonom sürüş sistemleri, araçların çevrelerini sürekli olarak algılayarak, diğer araçlar, yaya, bisiklet, trafik işaretleri ve çevresel engeller gibi bir dizi faktörü analiz eder. Bu bilgiler, aracın kararlarını vermesine ve otomatik olarak gaz, fren ve direksiyon kontrolünü sağlamasına olanak tanır. Araçlar, yol koşullarına uygun hızda seyahat eder, güvenli bir mesafe korur ve trafik kurallarına uyarlar. Otonom sürüş sistemleri, sürüş güvenliğini artırmayı amaçlamaktadır ve gelecekte ulaşımın daha güvenli, verimli ve sürdürülebilir olmasına yardımcı olabilir.
Artık yeni tanıtılan konsept tasarımların çoğu otonom sürüş özelliği ile geliyor. Birçok ülkede sürücüsüz taksilere ve araçlara izin verilmeye başlandı. Sürüş esnasında görevi araca bırakıp koltuğunuzu arkaya döndürüp dostlarımızla sohbet edebileceğimiz, ofiste yarım kalan işlerimizi araçta bitirebileceğimiz, belki uzun yolda açıp film izleyebileceğimiz günler çok uzak değil gibi. Ama mesela İstanbul gibi bir kentte, sabah trafiğinde işe giderken araçlarımızın içinde uykumuza devam edebileceğimiz güvene ne zaman kavuşlabiliriz bilemiyorum.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, çoğu önlenebilir olan dünya çapında her yıl yaklaşık 1 milyon 350 bin ölüm yollarda meydana geliyor. Otonom sistemlerin gelecekte insan kaynaklı ölümlerin önüne geçmesi bekleniyor. Ülkemizde satılan çok sayıda modelde yarı otonom sistemler mevcut ve deneyimlerime göre oldukça güvenli başarılı olanları var.