Bursa Osmangazi Sağlıklı Hayat Merkezindeki Teknoloji Bağımlılığıyla Mücadele Birimi, telefon, tablet ve bilgisayar bağımlılığına karşı çalışmalar yapıyor, bağımlılara destek oluyor.
İki yıl önce Bursa İl Sağlık Müdürlüğünce açılan Kükürtlü Mahallesi'ndeki Sağlıklı Hayat Merkezi Teknoloji Bağımlılarıyla Mücadele Birimi'nde 4 psikolog, 2 sosyal çalışmacı, bir de çocuk gelişim uzmanı görev yapıyor.
Bursa İl Sağlık Müdürlüğünün yürüttüğü "Adolesanlarda İnternet Bağımlılığı Projesi" kapsamında Osmangazi ilçesinde bulunan bir okulda 2 bin 100 öğrenci arasında anket çalışması yapan ekip, öğrencilerin yaklaşık 295'inin riskli olduğunu tespit etti. Daha sonra öğrencilerin aileleriyle görüşen Teknoloji Bağımlılığıyla Mücadele ekibi, şu anda yaklaşık 50 öğrenciyi, psiko sosyal destekle bağımlılıktan kurtarmaya çalışıyor.
Çalışmalarını genişleten ekip, 13 bin öğrenciden yaklaşık 7 bini üzerinde araştırmalar yaptı. Bu öğrencilerden risk grubunda olduğu belirlenen 118 öğrenci daha psiko sosyal destek programlarına dahil edildi. Böylece mücadele birimince destek sağlanan teknoloji bağımlısı olduğu belirlenen öğrenci sayısı 168'e ulaştı.
"GENÇLERİMİZİN YÜZDE 15'İNDE TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"
Bursa İl Sağlık Müdürü Özcan Akan, teknoloji bağımlılığının Türkiye için halk sağlığı sorunu haline geldiğini söyledi. Akan, teknoloji ve internet bağımlılığının gün geçtikçe daha da büyüdüğünü dile getirerek bu durumun özellikle gençlerde ciddi sorunlar oluşturduğunu belirtti.
Türkiye'de her 100 öğrenciden 70'inin bilgisayarı olduğunu vurgulayan Akan, "Her 100 öğrenciden yaklaşık 25'inin kendisine ait cep telefonu var. Her 100 öğrenciden 50'sinin de internette gezindiğini görüyoruz. Yapılan çalışmalar neticesinde şu anda gençlerimizin yüzde 15'inde teknoloji bağımlılığı olduğunu görüyoruz. Bu, çok ciddi bir rakamdır, bunun üzerine gidilmesi gerekir." diye konuştu.
Akan, teknolojinin amacına uygun kullanılması durumunda bir sorun oluşturmayacağını fakat 3 saatin üstündeki kullanımda bağımlılığın bir şekilde öne çıktığını ifade etti. Çocuklara küçük yaşta verilen cep telefonu ve tabletlerin bağımlılığa neden olabildiğini vurgulayan Akan, şöyle konuştu:
"Ailelerimiz çocuklarına sahip çıksınlar, onlarla daha fazla birlikte zaman geçirsinler. Çocuklarımızı spora, sosyal aktivitelere daha fazla yönlendirsinler. Sabah kahvaltılarında ve akşam yemeklerinde birlikte olsunlar. Çocuklara 'Çok fazla oyun oynuyorsun.' demek yerine, onları çok daha fazla sosyal programlara teşvik etmelerini öneriyoruz. Eğer biz gençlerimize, çocuklarımıza sahip çıkmazsak önümüzdeki yıllarda bu sorun büyüyerek karşımıza çıkacaktır."
"ÇOCUKLARIMIZ SANAL DÜNYAYLA GERÇEK DÜNYAYI BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYA BAŞLADI"
Tedavi için gelen çocukların aileleriyle yaptıkları görüşmelerde, çocuklarının internette aşırı zaman geçirdiğini söylediklerini belirten Akan, bu durumun çocuklarda beslenme bozukluklarına da yol açtığını dile getirdi.
Akan, çocukların eve kapandığını ifade ederek şunları söyledi:
"İki gün önce gelen bir çocuğumuzun ailesiyle yaptığımız görüşmede çocuklarının 10 saati aşkın bir süreyi internetin başında vakit geçirdiğini öğrendik. Çocuklarını yakın bir spor salonuna yazdırmalarına rağmen özellikle gitmek istemiyormuş. Çocuklarımız sanal dünyayla gerçek dünyayı birbirine karıştırmaya başladılar, bu çok ciddi bir problem. Bunun sonucu bazı bozukluklara doğru gidiyor. O yüzden dikkat etmemiz gerekir."
"CEP TELEFONU OLAN ÇOCUKLARDA BAĞIMLIK ORANI DAHA FAZLA"
Kız çocuklarıyla erkek çocuklarının teknolojiye bağımlılık oranın birbirine yakın olduğunu, bu oranın yaklaşık yüzde 15 olduğunu tespit ettiklerini anlatan Akan, kızların daha çok sosyal medyada, erkeklerin de oyun oynayarak zaman geçirdiğini bildirdi.
Akan, telefonun teknoloji bağımlılığında önemli bir etken olduğuna dikkati çekerek "Cep telefonu olan çocuklarda bağımlık oranı daha fazla. Cep telefonu olanlarda yüzde 15 bağımlılık söz konusuyken olmayanlarda ise bu oran yüzde 7 seviyesinde. Çocukların teknoloji bağımlılığının en önemli etkenlerinden biri de küçük yaşta annelerinin yemek yedirirken telefonla reklam veya video gibi şeyler izletmeleridir. Çocuk yaşta onları oyalamak için ellerine verilen telefonlar, tabletler bağımlılığa neden olan etkenlerin içinde yer alıyor." dedi.
Gençlerin okul sorunları ve sınav kaygıları bulunduğunu dile getiren Akan, "Bu süreçleri profesyonel destek alarak aileleriyle birlikte çözmeleri gerekir. Yoksa bütün sorunu çocuğun çözmesini beklediğimiz zaman çocuklar bunun çaresini sosyal medyada gezinerek bulmaya çalışıyorlar, bu durum da bağımlılığın kapısını açmış oluyor." diye konuştu.
"Teknoloji Bağımlılığıyla Mücadele Birimi"nde yapılan çalışmalardan ve psiko sosyal görüşmelerden olumlu sonuçlar elde edildiğine işaret eden Akan, ailelerin çocuklarıyla iletişime geçme konusunda önemli bir yol katettiklerini vurguladı.
Akan, teknoloji bağımlılığının sadece gençlerle ilgili bir sorun olmadığını, bundan sonraki çalışmaların erişkinlere yönelik yapılacağını kaydetti.
İki yıl önce Bursa İl Sağlık Müdürlüğünce açılan Kükürtlü Mahallesi'ndeki Sağlıklı Hayat Merkezi Teknoloji Bağımlılarıyla Mücadele Birimi'nde 4 psikolog, 2 sosyal çalışmacı, bir de çocuk gelişim uzmanı görev yapıyor.
Bursa İl Sağlık Müdürlüğünün yürüttüğü "Adolesanlarda İnternet Bağımlılığı Projesi" kapsamında Osmangazi ilçesinde bulunan bir okulda 2 bin 100 öğrenci arasında anket çalışması yapan ekip, öğrencilerin yaklaşık 295'inin riskli olduğunu tespit etti. Daha sonra öğrencilerin aileleriyle görüşen Teknoloji Bağımlılığıyla Mücadele ekibi, şu anda yaklaşık 50 öğrenciyi, psiko sosyal destekle bağımlılıktan kurtarmaya çalışıyor.
Çalışmalarını genişleten ekip, 13 bin öğrenciden yaklaşık 7 bini üzerinde araştırmalar yaptı. Bu öğrencilerden risk grubunda olduğu belirlenen 118 öğrenci daha psiko sosyal destek programlarına dahil edildi. Böylece mücadele birimince destek sağlanan teknoloji bağımlısı olduğu belirlenen öğrenci sayısı 168'e ulaştı.
"GENÇLERİMİZİN YÜZDE 15'İNDE TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"
Bursa İl Sağlık Müdürü Özcan Akan, teknoloji bağımlılığının Türkiye için halk sağlığı sorunu haline geldiğini söyledi. Akan, teknoloji ve internet bağımlılığının gün geçtikçe daha da büyüdüğünü dile getirerek bu durumun özellikle gençlerde ciddi sorunlar oluşturduğunu belirtti.
Türkiye'de her 100 öğrenciden 70'inin bilgisayarı olduğunu vurgulayan Akan, "Her 100 öğrenciden yaklaşık 25'inin kendisine ait cep telefonu var. Her 100 öğrenciden 50'sinin de internette gezindiğini görüyoruz. Yapılan çalışmalar neticesinde şu anda gençlerimizin yüzde 15'inde teknoloji bağımlılığı olduğunu görüyoruz. Bu, çok ciddi bir rakamdır, bunun üzerine gidilmesi gerekir." diye konuştu.
Akan, teknolojinin amacına uygun kullanılması durumunda bir sorun oluşturmayacağını fakat 3 saatin üstündeki kullanımda bağımlılığın bir şekilde öne çıktığını ifade etti. Çocuklara küçük yaşta verilen cep telefonu ve tabletlerin bağımlılığa neden olabildiğini vurgulayan Akan, şöyle konuştu:
"Ailelerimiz çocuklarına sahip çıksınlar, onlarla daha fazla birlikte zaman geçirsinler. Çocuklarımızı spora, sosyal aktivitelere daha fazla yönlendirsinler. Sabah kahvaltılarında ve akşam yemeklerinde birlikte olsunlar. Çocuklara 'Çok fazla oyun oynuyorsun.' demek yerine, onları çok daha fazla sosyal programlara teşvik etmelerini öneriyoruz. Eğer biz gençlerimize, çocuklarımıza sahip çıkmazsak önümüzdeki yıllarda bu sorun büyüyerek karşımıza çıkacaktır."
"ÇOCUKLARIMIZ SANAL DÜNYAYLA GERÇEK DÜNYAYI BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYA BAŞLADI"
Tedavi için gelen çocukların aileleriyle yaptıkları görüşmelerde, çocuklarının internette aşırı zaman geçirdiğini söylediklerini belirten Akan, bu durumun çocuklarda beslenme bozukluklarına da yol açtığını dile getirdi.
Akan, çocukların eve kapandığını ifade ederek şunları söyledi:
"İki gün önce gelen bir çocuğumuzun ailesiyle yaptığımız görüşmede çocuklarının 10 saati aşkın bir süreyi internetin başında vakit geçirdiğini öğrendik. Çocuklarını yakın bir spor salonuna yazdırmalarına rağmen özellikle gitmek istemiyormuş. Çocuklarımız sanal dünyayla gerçek dünyayı birbirine karıştırmaya başladılar, bu çok ciddi bir problem. Bunun sonucu bazı bozukluklara doğru gidiyor. O yüzden dikkat etmemiz gerekir."
"CEP TELEFONU OLAN ÇOCUKLARDA BAĞIMLIK ORANI DAHA FAZLA"
Kız çocuklarıyla erkek çocuklarının teknolojiye bağımlılık oranın birbirine yakın olduğunu, bu oranın yaklaşık yüzde 15 olduğunu tespit ettiklerini anlatan Akan, kızların daha çok sosyal medyada, erkeklerin de oyun oynayarak zaman geçirdiğini bildirdi.
Akan, telefonun teknoloji bağımlılığında önemli bir etken olduğuna dikkati çekerek "Cep telefonu olan çocuklarda bağımlık oranı daha fazla. Cep telefonu olanlarda yüzde 15 bağımlılık söz konusuyken olmayanlarda ise bu oran yüzde 7 seviyesinde. Çocukların teknoloji bağımlılığının en önemli etkenlerinden biri de küçük yaşta annelerinin yemek yedirirken telefonla reklam veya video gibi şeyler izletmeleridir. Çocuk yaşta onları oyalamak için ellerine verilen telefonlar, tabletler bağımlılığa neden olan etkenlerin içinde yer alıyor." dedi.
Gençlerin okul sorunları ve sınav kaygıları bulunduğunu dile getiren Akan, "Bu süreçleri profesyonel destek alarak aileleriyle birlikte çözmeleri gerekir. Yoksa bütün sorunu çocuğun çözmesini beklediğimiz zaman çocuklar bunun çaresini sosyal medyada gezinerek bulmaya çalışıyorlar, bu durum da bağımlılığın kapısını açmış oluyor." diye konuştu.
"Teknoloji Bağımlılığıyla Mücadele Birimi"nde yapılan çalışmalardan ve psiko sosyal görüşmelerden olumlu sonuçlar elde edildiğine işaret eden Akan, ailelerin çocuklarıyla iletişime geçme konusunda önemli bir yol katettiklerini vurguladı.
Akan, teknoloji bağımlılığının sadece gençlerle ilgili bir sorun olmadığını, bundan sonraki çalışmaların erişkinlere yönelik yapılacağını kaydetti.