İmmünoterapi kemoterapiye alternatif olur mu?
Kemoterapi kanserle savaşta halihazırda en önemli silah ancak son yıllarda yıldızı parlayan immünoterapi bazı kanser türlerinde yaşam süresini artırıyor. Prof. Gökhan Demir, "Kemoterapinin yerine sunulamaz ancak cephanelikteki yeni bir silah" dediği immünoterapiyi iki tarafı keskin bıçağa benzetti: Çünkü bazı tümörlerde çok etkin ancak maliyeti çok yüksek. HABER: TÜLAY KARABAĞ tulay.karabag@ntv.com.tr
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nin Antalya’da yapılan kongresinde, kanserde gelinen son nokta ve gelişmeler masaya yatırıldı. “Onkolojinin birinci kuralı yan etkiye, ikinci kuralı ise etkiye bakmaktır” diyen Tıbbi Onkolog Doç. Dr. Sezer Sağlam, kongredeki en önemli başlığın yeni ilaçlar ve etkileri olduğunu söyledi.
Bu noktada öne çıkan ise, son zamanlarda tüm dünyada üzerinde çok fazla kafa yorulan immünoterapi.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir, “Onkolojinin flaşı dünyada immünoterepi, bu kongrenin de flaşı immünoterapi” derken, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özet, “2015 yılı kanserde immünoterapi yılı oldu” ifadesini kullandı.
MELONOMDA ÇOK ETKİLİ
İmmünoterapi, çeşitli ajanlarla uyarılan bağışıklık sisteminin kanser hücreleriyle yaptığı mücadele. Uzmanlar, bu tedavinin belirli kanser türlerinde yaşam süresini önemli oranda arttırdığı konusunda hemfikir.
AKCİĞER KANSERİNDE YAŞAM SÜRESİNİ UZATTI
Bu tedavinin özellikle cilt kanseri maliğn melanom ve akciğer kanserlerinde çok etkili olduğunu vurgulayan Doç. Sağlam, “Akciğer kanserinde kemoterapiye göre yüzde 30’luk bir başarı oranı var, melonamda ise oran yüzde 70’lere çıkıyor. Yani melanomda radyolojideki küçülme oranı yüksek, akciğer kanserinde de ömre olan katkısı. İlk veriler, ilacın akciğer kanserlerinde de çok olumlu seyredeceği yönünde” dedi.
Diğer tedavilere dirençli ve nüks eden Hodgkin lenfomada % 40-50 oranında tedaviye cevap ve daha uzun yaşam süresinin görüldüğünü dile getiren Prof. Özet, “İmmünoterapi, böbrek ve mesane kanserilerinde de yaşam süresini uzatmaktadır” ifadesini kullandı.
İmmünoterapinin meme, mide, prostat ve kolon kanserlerindeki etkinliklerine yönelik araştırmalar sürüyor. Bu konudaki sonuçların bir yıl içinde alınması umuluyor. Bütün bu gelişmeler ışığında, ‘kanser tedavisinde paradigma değişecek ve immünoterapi, kemoterapinin yerini alacak’ diyebilir miyiz sorusuna Prof. Özet’in yanıtı şöyle:
PROF. ÖZET: KEMOTERAPİ BİTİYOR DİYEMEYİZ
“Kanser tedavisinde kemoterapi halen elimizdeki en önemli silah. Kemoterapi bitiyor diyemeyiz. Bu alanda halen geliştirilecek uygulamalara, yöntemlere ihtiyaç var. Kemoterapi ve immünoterapinin belli sıra ile uygulanması başarı şansımızı daha da artıracaktır. İmmünoterapi ile hastalık tamamen yok olmuyor. Uygun zamanda uygun hastaya uygulamak gerekiyor. Bu alanda çalışan bilim adamları neler tanımlayacak bunları göreceğiz.”
PROF. DEMİR: İMMÜNOTERAPİ İKİ UCU KESKİN BIÇAK GİBİ
İmmünoterapiyi, “Cephanelikteki yeni bir silah” olarak nitelendiren ve bunun kemoterapinin yerine sunulamayacağını vurgu yapan Prof. Gökhan Demir’in görüşü: “Yıllar içinde belki kemoterapinin kullanım alanı giderek azalacaktır. Kemoterapiye şu anda alternatif değil ama akciğer kanserinde standartları değiştirdi. Ancak immünoterapi iki tarafı keskin bıçak gibi. Bazı tümör gruplarında çok etkin, kemoterapiden daha etkin. Bir taraftan da inanılmaz yüksek maliyetli olan bir tedavi
DOÇ. SAĞLAM: 5 YIL İÇİNDE TEDAVİDE YENİ STANDART OLACAK
“Paradigma değişikliği olabilir ve kemoterapinin yerini immünoterapi alabilir” diyen Doç. Sağlam’a göre de bunun için yaklaşık 5 yıllık bir süre gerekiyor: “Özellikle metastatik hastalar bir seri kemoterapi aldıktan hemen sonra bir seri de (4-6 kür) immünoterapi alacak. Tahmin ediyorum ki 5 yıl içinde tedavide yeni standart olacak.”
İMMÜNOTERAPİ YÜKSEK MALİYETLİ BİR TEDAVİ
İmmünoterapinin kemoterapiye göre avantajlarını ve dezavantajlarını sorduğumuz uzmanların fikir birliğine vardığı en önemli nokta ise immünoterapinin yüksek maliyetli bir tedavi olduğu.
“GELİŞTİRİLECEK YENİ YÖNTEMLERE İHTİYAÇ VAR”
Kemoterapinin özellikle çocukluk çağı kanserleri, testis tümörleri, lenfoma ve lösemilerin % 80’lerin üzerinde başarıyla tedavi ettiğini, meme, kalınbağırsak, yumurtalık ve akciğer kanserlerinde nüksü önlemede etkin olduğunu belirten Prof. Özet’in yorumu, “İmmünterapilerde henüz kemoterapide elde ettiğimiz oranda başarılı sonuçlar yoktur. Ancak kemoterapiden sonra tekrarlayan hastalıkta yaşam süresini uzatmaya yönelik tedaviler yapıyoruz. Bu uygulamaların etkinlik verileri ortaya çıktı. Ancak sunulduğu gibi henüz hastalarımız için çok büyük umut olarak niteleyemeyiz. Bu alanda halen geliştirilecek uygulamalara, yöntemlere ihtiyaç var” şeklinde.
SAĞLIK BAKANLIĞININ DENETİMİNDE KULLANILIYOR
“İmmünonokolojik tedavinin sonuçları çok olumlu ancak maliyeti yüksek” diyen Doç. Sağlam, cilt kanserinde SGK’nın ödeme yaptığını ancak akciğer kanserinde tedavinin Sağlık Bakanlığının denetiminde sadece seçilmiş, uygun hastalarda kullanıldığını söyledi. İlaç maliyetinin yüksekliğine dikkat çeken Sağlam, “İmmünoterapide 2 ilaç var, tek uygulama 50 bin ile 100 bin dolar arasında değişiyor. Ancak 4 uygulama yapmak gerekiyor” dedi.
Prof. Demir ise, “ABD’de bile hastaların sadece yüzde 20’si bu tedaviye ulaşabiliyor, çünkü maliyeti çok yüksek” diye konuştu.
OTOİMMÜN HASTALIKLARI TETİKLEME RİSKİ VAR
Daha hafif yan etkiler ve hastanın yaşam konforuna yaptığı katkı, immünoterapinin avantaj hanesinde yer alıyor. İmmün sistemi uyardığı için otoimmün hastalıkları tetikleyebilme potansiyeli ve toksisite kontrolü konusundaki çekinceler ise dezavantaj hanesinde.
SON GÜNLERİN ÇOK KONUŞULAN KONUSU: DENDRİTİK HÜCRE TEDAVİSİ
Kanserle ilgili son günlerin bir diğer önemli konusu olan dendritik hücre de immünolojik bir tedavi. Hastanın kendi kanındaki savaşçı T hücrelerinin özel yöntemlerle güçlendirilip hastaya geri verilmesi esasına dayanıyor. Ancak kanser uzmanlarına göre, bu tedavinin etkinliği henüz netlik kazanmış değil.
Prof. Ahmet Özet, dendtritik hücre tedavisinin henüz etkinliği kanıtlanmamış, deneysel aşamada bir tedavi olduğunun altını çizerken, Doç. Sezer Sağlam, bugüne kadar bu tedavide radyolojik yanıt alınamadığına vurgu yaptı. Prof. Demir ise, “Bunlar deneysel aşamada ancak önümüzdeki yıllarda etkinliği kanıtlanınca standart uygulamaya katılabilir” değerlendirmesini yaptı.
“KÜBA VE ÇİN’DEKİ ÇALIŞMALARIN ETKİNLİĞİ KANITLANMIŞ DEĞİL”
Kanser hastalarına umut olan çalışmaların Küba ve Çin’de de yapıldığını aktaran Sezer, aynı şekilde bu tedavilerin etkinliğinin de henüz kanıtlanmadığına vurgu yaptı:
“Küba’nın immünolojik tedavi adı altında hastalara verdiği bir grup ilaç var ancak bilimsel çalışma verisi uzun süredir yok. Çin’de de P53 aşısı var. 2007’de Amerikan firması bunu terk etti ve Çin etkinlik datası olan FAZ 3 verilerini 2007’den beri yayınlamıyor. Yayınlarsa ve etkinlik düşerse firma kapanacak. Bu tür tedaviler radyolojik yanıt getirmedi ancak immünoterapi ilaçlarından bu yanıtı almış durumdayız. Dolayısıyla, bu tedavinin dentritik hücre, Küba veya Çin’deki tedaviden çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim.”
- Etiketler :
- Haberler -
- İmmünoterapi
- İmmüno-onkoloji
- İstanbul
- kişiye özel immünoterapi
- Tülay Karabağ
- Kanser