İmmünoterapi kanserde yaşam süresini uzattı
Bağışıklık sistemini uyaran ilaçların kanser tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar verdiğini söyleyen Atina Üniversitesi’nden Prof. Dr. Dimitris Bafaloukos, “2010 yılından önce melanoma hastalarında sağ kalım oranı 3-6 aydı. Yeni kuşak ilaçlarla 3-6 yıl yaşatabildiğimiz hastalar var. Hatta bir grup hastayı 10 yıldan daha uzun yaşatabiliyoruz” dedi. HABER: TÜLAY KARABAĞ tulay.karabag@ntv.com.tr
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen ve İstanbul’da yapılan Akdeniz Multipdisipliner Onkoloji Forumu’nda öne çıkan başlık immünoterapi oldu. 4. Akdeniz Multidisipliner Onkoloji Forumu-MMOF Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir, immün sistemi uyaran ve hedefe yönelik ilaçların kullanıldığı immünoterapinin kanserde yaşam süresini önemli oranda uzattığını vurguladı.
İmmünoterapinin cilt kanseri melanoma, akciğer, böbrek gibi kanser türlerinde etkin olduğunu belirten Prof. Demir, “Bu yeni kuşak immünoterapi ilaçlarından 2 tanesi piyasaya çıktı ve FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) onayı aldı. Diğerlerinin çalışmaları ise sürüyor. Mesane ve prostat kanserlerinde de ümit veren çalışmalar var” dedi.
“İMMÜNOTERAPİ YAŞAM SÜRESİNİ UZATTI”
Yunanistan Onkoloji Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Paris Kosmidis, “İmmünoterapinin en faydalı olduğu grup melanomadır. Akciğer kanserinde de etkili şekilde kullanılmaktadır” derken, Atina Üniversitesi’nden Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Dimitris Bafaloukos, artan yaşam sürelerine dikkat çekti: “2010 yılından önce melanoma hastalarında sağ kalım oranı 3- 6 ay arasındaydı, bu yeni kuşak ilaçlarla 3-6 yıl yaşatabildiğimiz hastalar oldu. Hatta bir grup hastayı 10 yıldan daha uzun yaşatabiliyoruz. Yoğun çalışmalar sürüyor ve iyi gelişmeler bekleniyor.”
YAN ETKİLERİ DAHA AZ VE HAFİF
Kongreye katılan kanser uzmanlarının ortak görüşü; bu ilaçların etkinliğinin yanında yan etki yönetiminin de klasik kanser ilaçlarına göre çok daha kolay olduğu. Ağır yan etkileri olmayan ilaçların tolore edilebilirliği daha fazla ve bu da hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde artırıyor.
TÜRKİYE’DE İMMÜNOTERAPİ İLAÇLARI ÖDEME KAPSAMINDA MI?
Özellikle belirli kanser türlerinde sağ kalım oranını önemli ölçüde artıran ilaçlar henüz SGK’nın ödeme kapsamında değil. Peki Türkiye’deki hastalar bu tedaviden nasıl yararlanabilir? Aynı zamanda Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı olan Prof. Gökhan Demir’in bu soruya yanıtı; “Sağlık Bakanlığına başvuruldu, bu ilaçlar için ‘İnsani Kullanım Programları’ açıldı. Bugün hastalarımız, geri ödeme programında olmasa bile bu ilaçlar için başvuru yapabiliyor. Mesela böbrek kanserine bu ilaçların kullanımı ile ilgili Türkiye’de yeni bir klinik araştırma başlatıldı” şeklinde oldu.
SAĞLIK BAKANLIĞI ONAY VERİRSE İLACA ERİŞİM MÜMKÜN OLUYOR
Akıllara takılan bir diğer soru ise, “İnsani kullanım programları çerçevesinde, tedaviden hangi hastaların yararlanacağına neye göre karar veriliyor?”
Prof. Demir’in yanıtı: “Doktorun uygun görmesi durumunda Sağlık Bakanlığı’na başvuruluyor. Şu anda böbrek kanseri ve melanomda insani erişim programı açık. Hekim başvurduğu zaman, hasta kriterlere uygun ise 1-2 hafta içinde ilaçlara erişim mümkün oluyor. Bakanlığın onay vermemesi durumunda hastanın kendisi de bu ilaçları alabiliyor.”
Kanserle mücadelede önemli avantajlar sağlayan ümmünoterapi ilaçlarının klasik kanser ajanlarına göre daha pahalı. Prof. Demir, onkolojide değişimin mali külfet getirdiğini, immünoterapi ilaçlarınde maliyetin, kemoterapi ilaçlarına oranla 100 kat artığını söyledi.
“ETKİNLİK ÇALIŞMALARIYLA İLAÇLARIN MALİYETİNİ DÜŞÜREBİLİRİZ”
“Yakın gelecekte bu ilaçların maliyetinin düşmesi ve hastaların bunlara daha kolay erişebilmesi mümkün olabilir mi?” sorusunu yönelttiğimiz Prof. Kosmidis’in cevabı ise umut verici nitelikte: “Biz hekim olarak hangi hastanın, hangi tedaviden, ne kadar yararlanacağını bulmaya çalışıyoruz. Kişiselleştirilmiş tedaviler sayesinde her hasta yerine, en fazla fayda görecek hastanın bulunması yoluyla bu ilaçların maliyetlerini düşürebiliriz. Hayat kazandırmak daha değerlidir, hayat kazandırdığınız insan aktif çalışır, seyahat eder ve ekonomiye daha fazla katkı sağlar. O yüzden ilaçların maliyetinden çok, hastaların tamamen iyileşmesi daha önemlidir. Biz MMOF içinde ilaç firmalarıyla konuşarak klinik çalışmalar dizayn edeceğiz ve hastaların bu ilaçlara daha kolay erişmesi için çalışacağız.“
MMOF HAKKINDA
2005 yılında düzenlenen Türk-Yunan ESMO -Onkoloji kursunun başarısı, tüm Akdeniz ülkelerini kapsayan MMOF "Mediterranean Multidisciplinary Oncology Forum" adı altında 2 yılda bir düzenli kongreler yapılmasının yolunu açtı. Bu kongrelerde amaç; bölgedeki genç onkologların tanışmasını sağlamak, birlikte çalışmalarını özendirmek, aynı zamanda bölgesel sorunları masaya yatırarak çözümler üzerinde tartışmak.
KANSERDE COĞRAFİ FARKLILIKLAR ÖNEM TAŞIYOR
MMOF’un yaklaşık 800 üyesi olan bir onkoloji birliği olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökhan Demir, “Klinik onkolojinin çok önemli bir yanı da coğrafi farklılıklar göstermesidir. Bazı kanser türleri, bazı coğrafyalarda daha sık karşımıza çıkıyor. Akdeniz ülkelerinde özellikle akciğer, mide, karaciğer ve mesene kanserleri batı toplumlarına oranla daha sık görülüyor. Kongremizde bu bölgesel farklılık gösteren kanser türlerini masaya yatırıyoruz” ifadelerini kullandı.
- Etiketler :
- Haberler -
- Antalya
- İmmünoterapi
- kişiye özel immünoterapi
- Tülay Karabağ
- Kanser