Artık daha sert ve agresif görünüme kavuşan yeni Mitsubishi L200’ü ntv.com.tr Otomotiv Editörü Onur Akçay test etti.
TEST VE YAZI: Onur Akçay
FOTOĞRAFLAR: Murat Şahin
Son 10 yılda 7 kez pick-up sınıfında satış lideri olmayı başaran L200 beşinci nesliyle karşımıza çıktı. 2015 yılı içerisinde temmuz ayına kadar dördüncü jenerasyonuyla 2000 adetlik satışı yakalayan Mitsubishi L200, segmentinde yüzde 33’lük bir pazar payına sahip ve lider konumda. Hal böyle olunca beşinci nesil yeni versiyondan da beklentiler büyük. Ülkemizde yılsonuna kadar satış hedefi 2000 adet olarak belirlenen yeni Mitsubishi L200’ün pazara sunulduğu 150 ülkede de (Japonya, Kanada, Amerika hariç) toplam 200 bin adet satılması bekleniyor.
Yeni Mitsubishi L200’de öne çıkan en önemli konuların başında farklı tasarım anlayışı geliyor. Artık daha sert ve agresif bir görünüme bürünen aracın pazarlama stratejisinde de bu öğeyi görebiliyoruz. L200’ün tüm reklamlarında “daha sert” vurgusu yapılıyor. Bu vurgu iki şekilde açıklanıyor. Birincisi; görünüm açısından daha sert bir pick-up’la karşı karşıyayız. Gerçekten de araçta bazı köşeli hatlar törpülenmiş olmasına rağmen selefinden daha ciddi gözüken bir L200 tasarımı mevcut. İkincisi; off-road aracı olarak hazırlanan L200’ün artık daha dirençli, kırılgan olmayan bir yapısı var. Araçta zorlu arazi şartlarına uygun olarak yapılan iyileştirmeler sayesinde sağlamlık konusunda önemli ilerlemeler kaydedilmiş.
Yeni L200’de kullanılan parçaların yüzde 89’u yeniden tasarlanmış. 5,9 metre ile segmentindeki en dar dönüş yarıçapına sahip araçta kalitedeki önemli artışın yanı sıra daha iyi oturma ve sürüş pozisyonu sağlanmış. Yeni tasarımla artan dayanıklılık, eskisinde daha güçlü ana gövde, şasi ve bakım ihtiyacı azaltılmış şanzımanı beraberinde getirmiş. Özellikle şantiye ve inşaat sektörü başta olmak üzere L200’ü ticari amaçlı kullananlar için yeni versiyonun önemli avantajları bulunuyor. Örneğin; eski versiyonda 15 bin kilometre olarak belirlenen yağ değişim periyodu, beşinci nesilde 20 bin kilometreye çıkartılmış. En önemlisi; kullanıcılara ciddi masraflar çıkaran, 80 bin kilometrede ağır bakım gerektiren şanzıman, artık bakım gerektirmeyen yeni aktarma organıyla değiştirilmiş.
Önceki modelle karşılaştırıldığında, yeni L200'ün kargo bölümü, yük kapasitesinden fedakarlık etmeden, kısaltılmış bir dingil mesafesi sunuyor. Bu sayede, genel uzunlukta sadece 2 cm gibi ufak bir artışla daha geniş kargo hacmi sağlarken, daha ferah bir iç hacim sunuyor. Genel uzunluğun yüzde 29,2'sine eş olan kargo bölümü 1520 mm olarak tasarlanmış. Önceki modelde 460 mm olan kasa derinliği yeni L200’de 475 mm'ye çıkarılmış. Yükleme ve boşaltma işlemleri sırasında büyük bir sorunla karşılaşmadık ve böyle bir araç için önemli artılardan biri olduğunu düşünüyoruz.
Gelelim kabine; şunu kesinlikle söylemeyiz ki; kabin eski versiyondan çok daha konforlu. Boyutları nedeniyle böyle araçlara inip-binmekte sıkıntılı olabiliyor, ama L200’e ufak hamlelerle yerleşebiliyorsunuz. Pick-up kokpitinde SUV ferahlığı hissetmek kolay değildir, ama yeni Mitsubishi L200 bunu başarıyor. Direksiyon başında geçtiğiniz anda ilk bakışta bir pick-up’ın değil de, otomobilin içinde gibi hissediyorsunuz. Böyle hissetmemize neden olan en önemli ayrıntıların başında da ilk defa bir pick-up modelinde karşımıza çıkan direksiyondaki vites kulakçıkları geliyor.
Aracın koltuklarının rahatlığını da beğendik, ama keşke yan yükseltileri daha iyi olsaydı diyebiliriz. Yeni L200’ün iç mekanında beğenmediğimiz tek şey aracın konsolunun ortasına yerleştirilen bilgi ve müzik ekranı. Hem kullanım zorluğu, hem de görüntü açısından yeni L200’e yakıştıramadığımız bu ekranın yerine çok daha iyi alternatiflere yer verilebilirdi. Eskisine göre daha sessiz olduğunu fark ettiren araçta artırılan izolasyon ve yeni gövde bağlantı sistemleri iyi sonuçlar vermişe benziyor.
Yenilenen L200’ün direksiyonunda artık daha rahat edildiği aşikar. Oturma pozisyonu çok iyi ayarlanmış, geniş ve daha uzun sırt dayama alanları sürücünün konforunu artırıyor. Kaputun kenarları öne doğru eğilmeden görülebiliyor ve ön tarafta yanaşmalar esnasında zorluk çekilmiyor. Fakat yeni L200’ü park sensörü olmadan park etmek neredeyse imkansız. Arka bölümde kör nokta oranları büyük ve yardım almadan park etmek veya bir yere yanaşmak çok zor. Ekip arkadaşlarımızdan yardım almamıza rağmen geri ve paralel parkta zorlandığımızı belirtelim.
Test aracımızda görev yapan 2.4 litrelik MIVEC dizel motorun sürüşe yansıttığı performansı beğendik. Hafif arazide de deneme fırsatı bulduğumuz araç oldukça inatçı. 181 beygirlik gücünde etkisiyle net tepkiler veren araçta, arazi sürüşlerinin tecrübeli ismi Mitsubishi Pajero’dan alınan 5 ileri vitesli otomatik şanzıman yer alıyordu. Genel olarak vites geçişleri tepkileri tatminkar, fakat yine de çabuk hareket etmek istediğinizde biraz destek bekliyorsunuz ve tam bu noktada direksiyondaki vites kulakçıkları çok işinize yarıyor. Yeni motor şanzıman kombinasyonun ve otomatik dur-kalk (AS&G) sisteminin etkisiyle daha cimri bir araç olmaya çalışan L200 ile yaptığımız 400 kilometrede karma kullanımda 10,2 litrelik bir veri elde ettik. Testimiz sırasında gaza korkmadan bastığımızı ve aracın boş ağırlığının 1950 kg olduğunu da hatırlatalım.
Mitsubishi L200’ün yeni şasisi yapısal bozulmalara izin vermeden; süspansiyonun yol hakimiyetini ve dengeyi kontrol etmesini sağlayan yüzde 7 oranında daha fazla burulma direnci sunuyor. Ayrıca tekrar tasarlanana yaprak yayların uzunlukları artırılmış ve yeniden konumlandırılmış. Bu sayede arka koltuk yolcuları başta olmak üzere araç içindekilerin rahat etmesi amaçlanmış. Şehir içi sürüşlerinde konfora yönelik iyileştirmeleri çok rahat anlayabiliyorsunuz. Hem gürültü, hem de direksiyon ve fren tepkilerinde L200’ün çok yol kat ettiği açık.
Fakat aracın elinin en kuvvetli olduğu yer arazi koşulları. Öyle ki; yeni L200’de asıl olarak ağabeyi Pajero için geliştirilen düşük aralıklı sürekli 4x4 sürüş sistemi (4 kademeli Super Select 4x4) görev yapıyor. Vites kolunun hemen arkasına konumlandırılan yuvarlak bir düğme vasıtasıyla kontrol edilen sistem, sürücünün yol koşullarına göre en uygun transfer kutusu ayarını seçebilmesini sağlıyor. .
Araç 100 km/s hızın altında, durmadan 4x2’den 4x4’e geçebiliyor. İki çekerden ağır arazi sürüşlerine kadar 4 farklı mod sunan sistem arazide en büyük yardımcınız oluyor. Örneğin; her hızda kullanılabilen 4H modunda ön ve arkaya giden tork dağılımını kontrol eden merkezi bir diferansiyel kilidi devreye giriyor. Özellikle aracın kasası boşken yola sağlam basmanızı sağlayan sistem, off-road sürüşleri için gevşek-kaygan yüzeylerde maksimum çekişi sağlayan arka diferansiyel kilit sistemine de hükmediyor. Kısacası hali hazırda birçok SUV’da dahi olmayan arazi sürüş destek sistemleri L200’de göze çarpıyor.
Tabii ki bir pick-up modelinin orta sınıf bir sedandan daha rahat ettirdiği söylenemez, ama aranın her yeni modelde kapandığı bir gerçek. Hatta donanım seçenekleri olarak hemen hemen birbirlerini yakaladıklarını bile söyleyebiliriz. 7 hava yastığı, ASTC (Aktif denge ve çekiş kontrol sistemi), Treyler Denge Kontrolü gibi güvenlik ekipmanlarını standart olarak sunan yeni Mitsubishi L200 bu durumun en iyi örneklerinden biri.
Hiçbir pick-up modelinde sunulmayan direksiyonda vites kulakçıkları ve Şerit Takip Uyarı Sistemi ile iddiasını ortaya koyan araç, anahtarsız giriş ve çalıştırma, çift bölgeli dijital klima, Bi-Xenon farlar, ısıtmalı deri koltuklar ve navigasyon gibi donanımlarla da binek araçlara ne kadar yaklaştığının sinyallerini veriyor. İyileştirilmiş sürüş konforu, daha iyi gürültü izolasyonu ve etkileyici arazi performansıyla beğenimizi kazanan yeni Mitsubishi L200 segment liderliğini bırakmayacak gibi gözüküyor.
