Milyonlarca litre içiliyor: Osmanlı olmasa Cappuccino ismi olmayacaktı
Dünya genelinde milyonlarca litre içilen Cappucino, ortaya çıkışını ve ismini Osmanlı'ya borçlu. Türk kahvesi acı bulup süt katılınca, çok sevilen ürün ortayı çıktı. Az bilinen bu konunun temeli Osmanlı'nın Viyana kuşatmasına dayanıyor. 2.Viyana kuşatmasındaki öne çıkan papaz Marco di Aviano, Osmanlı'dan ele geçirilen kahveyi çok sert ve acı bulduğu için kaynatılmış kahveye süt ve şeker kattı. "Viyana'nın kurtarıcısı" olarak kabul edilen Marco di Aviano’ya olan saygısından dolayı Avrupalılar bu kahveyi, Marco’nun bağlı olduğu ‘‘Capuchin’’ mezhebinin ismiyle anmaya başlamış ve artık bu sütlü ve ballı köpüklü kahvenin adına da ‘‘cappucino’’demeye başlamışlar. Avrupa'lılar Mekke'de içtikleri acı kahveye kentin isminden yola çıkarak "Mocha" demeye de başladılar. Kahve Dünyası isimli kitabın yazarı Jamess Hoffmann da, içeceğin Viyana'da 1800 li yıllarda "Kapuziner" olarak bilindiğini yazıyordu. (İçerik ve görseller DYG teliflidir)
KAHVENİN TARİHİ NEDİR?
‘‘Tutup da kevsin kenarından, öyle bir höpürdet ki
Desinler, bu emmi kahve içmekte amma mahir ha!’’
Bugün günlük yaşantımıza hoş bir gereksinim olarak yerleşmiş ve adı da çoğu ülkelerde Türk kelimesi ile birleştirilmiş olan kahvenin, anavatanının, Hindistan olduğu birçok kaynakta belirtiliyor. 6–8 metre boyunda bir ağaç türü olan kahvenin meyvesi çekirdek şeklindedir. 15–20 kilo yaş kahveden ancak 1 kg kuru kahve elde edilir. Uzmanların görüşü böyle. Bu özelliğinden dolayı ilk önceleri bir içecek maddesi olarak değil de bir yiyecek olarak kullanılan kahve, Hindistan’dan Yemen’e yaklaşık 15. yüzyılda gelmiştir.