Bir zamanlar süngercilik yapan Mehmet Baş Denizci anlatıyor: "Çocukluğumdan bu yana ekmeğimi denizden kazandım. Eski bir sünger avcısıyım ben. Bodrum'un sokakları neyse benim için de denizin altı o, yani yakından gözlemliyorum. Bir tarzan için orman ne ise, benim için de deniz o. Ama gördüğüm manzara her geçen yıl iç açıcı değil. Yerleşim yerleri o kadar arttı ki kıyılara, karadan atılan evsel atıklar olduğu gibi denize basılıyor bütün Ege'de. Bütün Ege lağım çukuru gibi olmaya başladı bu karasal atıkların tehdidi altında."
İşte böyle diyor, yılların denizcisi, bir zamanların sünger avcısı. Aksona mehmet lakaplı, mehmet baş.
Aslında denizle uğraşan herkes dertli.
Yılların kaptanı Kadri Durmuş, anlatıyor:"20-25 yıldır bu mesleği yapıyorum kaptan olarak, denizlerimiz gitgide bozuluyor tabii. Balık çiftlikleri de, tekneler de, herkes, yani denizlerimize sahip çıkmıyoruz. Gittiğimiz bazı koylarda, mesela Akvaryum diye bir koy var, gitgide rengi bozuluyor."
Bir başka kaptan Asım Demir, özeleştiri yapıyor: "Önce kendimizi eleştirelim bu işte. Bizlerde atıkları alan bir merci yok. Bodrum limanı başlattı, vidanjör tekne var, limandan çıkmayan tekneler belediyeye, liman işletmesine haber veriyor, teknene yanaşıyor, atığını verebiliyorsun burada. Ama açıklarda, koylarda böyle bir uygulama yok, bütün gemiler basıyor, gelen kotralar basıyor, resmi teknelerimiz basıyor, herkes basıyor. Çünkü alan merci yok daha Türkiye'de. "
Peki "ökova... Kaptan Köksal Karaçuval anlatıyor: "Dere ağızları dediğimiz akıntı olan bölgelerde eskiden taşa bastığınız zaman kayıntı söz konusu değildi, şimdi sahilde yürürken kaymanız söz konusu. Bu da sahildeki kirliliğin belirtileridir. Kirlenmeye başlamıştır. Denizdeki atıklarla değil, karadan gelen atıklarla ilgilidir bu. Arıtmaların yetersiz kalışı, göz göre göre buralara boşaltılması, bunlara yaptırım uygulanmaması gibi."
Son noktayı denizciler derneği koyuyor.. Bodrum Denizciler Derneği Görevlisi Aycan Özdemir anlatıyor: "Gerçekten denizlerin durumu içler acısı, biz de elimizden geldiği kadar bu temizliğe yardımcı olmaya çalışıyoruz, en azından kirletmeyelim, temiz tutalım diye çalışıyoruz şu anda"
İşte böyle diyor, yılların denizcisi, bir zamanların sünger avcısı. Aksona mehmet lakaplı, mehmet baş.
Aslında denizle uğraşan herkes dertli.
Yılların kaptanı Kadri Durmuş, anlatıyor:"20-25 yıldır bu mesleği yapıyorum kaptan olarak, denizlerimiz gitgide bozuluyor tabii. Balık çiftlikleri de, tekneler de, herkes, yani denizlerimize sahip çıkmıyoruz. Gittiğimiz bazı koylarda, mesela Akvaryum diye bir koy var, gitgide rengi bozuluyor."
Bir başka kaptan Asım Demir, özeleştiri yapıyor: "Önce kendimizi eleştirelim bu işte. Bizlerde atıkları alan bir merci yok. Bodrum limanı başlattı, vidanjör tekne var, limandan çıkmayan tekneler belediyeye, liman işletmesine haber veriyor, teknene yanaşıyor, atığını verebiliyorsun burada. Ama açıklarda, koylarda böyle bir uygulama yok, bütün gemiler basıyor, gelen kotralar basıyor, resmi teknelerimiz basıyor, herkes basıyor. Çünkü alan merci yok daha Türkiye'de. "
Peki "ökova... Kaptan Köksal Karaçuval anlatıyor: "Dere ağızları dediğimiz akıntı olan bölgelerde eskiden taşa bastığınız zaman kayıntı söz konusu değildi, şimdi sahilde yürürken kaymanız söz konusu. Bu da sahildeki kirliliğin belirtileridir. Kirlenmeye başlamıştır. Denizdeki atıklarla değil, karadan gelen atıklarla ilgilidir bu. Arıtmaların yetersiz kalışı, göz göre göre buralara boşaltılması, bunlara yaptırım uygulanmaması gibi."
Son noktayı denizciler derneği koyuyor.. Bodrum Denizciler Derneği Görevlisi Aycan Özdemir anlatıyor: "Gerçekten denizlerin durumu içler acısı, biz de elimizden geldiği kadar bu temizliğe yardımcı olmaya çalışıyoruz, en azından kirletmeyelim, temiz tutalım diye çalışıyoruz şu anda"