Dünya Böbrek Günü sebebiyle ‘Çocuklarda Obezite’ye karşı gerçekleştirilen etkinlikte “Şeker ve tuzu azalt, hayatını uzat” sloganı ile önemli bilgiler paylaşıldı. Sevilen oyuncular Ayça Erturan, Aslı Bekiroğlu ve Almila Ada; Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk’in ev sahipliğinde ve Gastronomi Uzmanı Dr. Dilistan Shipman moderatörlüğünde çocuklar ile birlikte mutfağa girdiler. Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Olcay Evliyaoğlu ve Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Lale Sever’de etkinlikte çocuklara eşlik ettiler.
Etkinlikte çocuklar mutfağa girip sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayan sevilen oyuncu Ayça Erturan sağlıklı beslenmeyi çok küçük yaşlarda öğrendiğini belirterek, “Bahçemde ekip-diktiklerimle doğal tohumlar elde ettim ve hatta bu yüzden Buğday Derneği’ne üye olup orada eğitimler aldım. Bunun için çok şanslı olduğumu düşünüyorum” dedi.
Etkinlikte çocuklar mutfağa girip sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayan sevilen oyuncu Ayça Erturan sağlıklı beslenmeyi çok küçük yaşlarda öğrendiğini belirterek, “Bahçemde ekip-diktiklerimle doğal tohumlar elde ettim ve hatta bu yüzden Buğday Derneği’ne üye olup orada eğitimler aldım. Bunun için çok şanslı olduğumu düşünüyorum” dedi.
Erturan, dışarıdan yemek yemek konusunda çok dikkatli olduğunu belirtti ve ekledi: “Hangi hijyenik şartlarda hazırlandığı ve hangi yağlarla yapıldığını bilmediğim için dışarıdan yemek yerine yiyeceklerimi yanımda taşımaya gayret ediyorum. Keşke doğamız ve kendi ürünlerimiz bozulmasaydı ve anneannelerimiz, ninelerimizden kalan adetleri devam ettirebilseydik. Annelere mesajım ise hazır gıdalardan uzak durmak yönünde olacak.”
Oyuncu Almila Ada; “Çocukluğumdan beri abur-cuburla hiç işim olmadı. Bale yapmamın bunda çok büyük etkisi var. Sağlıklı yemekler konusunda mutfakta çok iddialı olduğumu söyleyebilirim” darken, Oyuncu Aslı Bekiroğlu ise, ”Aslında halen beslenme bölümü öğrencisiyim. Bunu çok kimse bilmez mutfakta pek iyi değilimdir ama sağlıklı beslenme konusundaki bilgilerimle iyi yaşadığımı söylebilirim” ifadesini kullandı.
Oyuncu Almila Ada; “Çocukluğumdan beri abur-cuburla hiç işim olmadı. Bale yapmamın bunda çok büyük etkisi var. Sağlıklı yemekler konusunda mutfakta çok iddialı olduğumu söyleyebilirim” darken, Oyuncu Aslı Bekiroğlu ise, ”Aslında halen beslenme bölümü öğrencisiyim. Bunu çok kimse bilmez mutfakta pek iyi değilimdir ama sağlıklı beslenme konusundaki bilgilerimle iyi yaşadığımı söylebilirim” ifadesini kullandı.
Etkinliğe ev sahipliği yapan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, 82 milyon nüfusu olan Türkiye’de 3 milyon morbit obez bulunduğunu ve bunun 1,8 milyonunun çocuk yaşında olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
“En büyük sıkıntı da bunun yüzde 8 artmış olması. Bizler yaptığımız çalışmalarla bu oranı yüzde 4’lere çekebilirsek ne mutlu bize. Çocukların, ailelerinden edindiği yanlış beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesine yönelik bilinçlendirme çalışmaları, bu yılki ana hedefimizdir. Bu bağlamda çocuklara başta abur cubur olmak üzere bol kalorili, bol şekerli, bol tuzlu beslenme yerine, yeterli ve dengeli beslenme bilincinin kazandırılması, geleceğin sağlıklı nesillerini yetiştirme açısından ülkemizin vazgeçilmezidir. Bu arada çocuklara en fazla tükettikleri/yedikleri besinler ve ürünler yerine daha sağlıklı alternatiflerin olduğu Dr. Dilistan Shipman gibi uzmanlar tarafından öğretilmeli ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Ayrıca yeni neslin yakından takip ettiği birbirinden değerli genç oyuncularında bu konuda bilinçli olduğunu ve bunu çevreleriyle paylaştığını görmek de mutluluk veriyor.”
"KESKİN KOKU VE TADI OLAN SEBZELER KÜÇÜK YAŞLARDA ALIŞTIRILMALI”
Mutfak etkinliğinde moderatörlük görevini üstlenen, Bilgi Üniversitesi Gastronomi Bölümü Başkanı Dr. Dilistan Shipman ise doğru ve sağlıklı beslenmenin çocukluk döneminde başlanması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Beslenme; bireylerin sağlığını korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimleri olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranışdır. Doğru ve sağlıklı beslenme çocukluk döneminde başlamalıdır çünkü o dönem yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştiği dönemdir. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanmasının yanı sıra, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması da önemlidir. Çocuklar küçük yaşlarda besinlere karşı seçici tavırlar sergileyebilirler. Özellikle koku ve tatları keskin olan enginar, kereviz, lahana gibi sebzeleri tüketmekte direnç gösterebilirler. Bu nedenle bu tip yiyeceklerin küçük yaştaki çocuklara alıştırılması için sevecekleri diğer yiyeceklerle harmanlanarak sunulması ilerde sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kazanmaları için tavsiye edilebilir.”
“En büyük sıkıntı da bunun yüzde 8 artmış olması. Bizler yaptığımız çalışmalarla bu oranı yüzde 4’lere çekebilirsek ne mutlu bize. Çocukların, ailelerinden edindiği yanlış beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesine yönelik bilinçlendirme çalışmaları, bu yılki ana hedefimizdir. Bu bağlamda çocuklara başta abur cubur olmak üzere bol kalorili, bol şekerli, bol tuzlu beslenme yerine, yeterli ve dengeli beslenme bilincinin kazandırılması, geleceğin sağlıklı nesillerini yetiştirme açısından ülkemizin vazgeçilmezidir. Bu arada çocuklara en fazla tükettikleri/yedikleri besinler ve ürünler yerine daha sağlıklı alternatiflerin olduğu Dr. Dilistan Shipman gibi uzmanlar tarafından öğretilmeli ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Ayrıca yeni neslin yakından takip ettiği birbirinden değerli genç oyuncularında bu konuda bilinçli olduğunu ve bunu çevreleriyle paylaştığını görmek de mutluluk veriyor.”
"KESKİN KOKU VE TADI OLAN SEBZELER KÜÇÜK YAŞLARDA ALIŞTIRILMALI”
Mutfak etkinliğinde moderatörlük görevini üstlenen, Bilgi Üniversitesi Gastronomi Bölümü Başkanı Dr. Dilistan Shipman ise doğru ve sağlıklı beslenmenin çocukluk döneminde başlanması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Beslenme; bireylerin sağlığını korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimleri olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranışdır. Doğru ve sağlıklı beslenme çocukluk döneminde başlamalıdır çünkü o dönem yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştiği dönemdir. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanmasının yanı sıra, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması da önemlidir. Çocuklar küçük yaşlarda besinlere karşı seçici tavırlar sergileyebilirler. Özellikle koku ve tatları keskin olan enginar, kereviz, lahana gibi sebzeleri tüketmekte direnç gösterebilirler. Bu nedenle bu tip yiyeceklerin küçük yaştaki çocuklara alıştırılması için sevecekleri diğer yiyeceklerle harmanlanarak sunulması ilerde sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kazanmaları için tavsiye edilebilir.”
Prof. Dr. Olcay Evliyaoğlu
“BESLENMENIN YANINDA HAREKET AZLIĞI DA OBEZITE IÇIN ÖNEMLI BIR FAKTÖR”
Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Olcay Evliyaoğlu ise, Türkiye’de obezitenin arttığına dikkat çekerek, “Obezite ülkemiz için artık çok ciddi bir problem çünkü bu konuda Avrupa’da birinciyiz. Annelerin mutfaklarından alacağı küçük önlem ve değişiklikler sayesinde obeziteyi önlemek için çok büyük adımlar atılacağına düşünüyorum. Türkiye’de obezite birçok nedenden dolayı artış gösteriyor ve bunlardan bir tanesi de beslenme. Ayrıca hareket azlığı ve okullardaki yemekhanelerin ele alınması ve hatta sosyal sorumluluklar çerçevesinden devlet politikası şeklinde ele alınması gerekiyor. Türk Pediatri Kurumu’nun da bu konuyla ilgili çalışmalarının olduğunu özellikle söylemek istiyorum” dedi.
Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Olcay Evliyaoğlu ise, Türkiye’de obezitenin arttığına dikkat çekerek, “Obezite ülkemiz için artık çok ciddi bir problem çünkü bu konuda Avrupa’da birinciyiz. Annelerin mutfaklarından alacağı küçük önlem ve değişiklikler sayesinde obeziteyi önlemek için çok büyük adımlar atılacağına düşünüyorum. Türkiye’de obezite birçok nedenden dolayı artış gösteriyor ve bunlardan bir tanesi de beslenme. Ayrıca hareket azlığı ve okullardaki yemekhanelerin ele alınması ve hatta sosyal sorumluluklar çerçevesinden devlet politikası şeklinde ele alınması gerekiyor. Türk Pediatri Kurumu’nun da bu konuyla ilgili çalışmalarının olduğunu özellikle söylemek istiyorum” dedi.