İlişkili Haberler
Oruç tutmanın, koroner arter ve serebro-vasküler hastalığı olanlarda, yaşam boyu kalp-damar hastalıkları riskini etkileyebilecek bir değişim oluşturabildiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nurcan Arat, aterosklerotik kalp damar hastalığı veya inme riskinin artmasıyla ilişkili en yaygın risk faktörlerinin, aşırı kilo, diyabet, kolesterol düzeylerindeki anormallikler, hipertansiyon, sigara içimi ve hareketsiz yaşam biçimi olduğunu belirtti.
Kan yağlarının, diyet alışkanlıklarındaki değişiklikler, rafine şeker tüketiminin artması ve fiziksel aktivitenin azalması gibi faktörlerden etkilendiğini vurgulayarak, “Ramazan ayı boyunca yiyecek ve yeme kalıplarının kalitesinde olduğu gibi fiziksel aktivite alışkanlıklarında da önemli değişiklikler olmaktadır” diyen Kardiyolog Arat, kalp hastalarının oruç tutma ile ilgili sok sorduğu soruları şöyle yanıtladı:
Oruç tutmak kalp damar hastalığı riskini azaltır mı?
Bir araştırmada Ramazan orucundan sonra Framingham risk skoruna dayanan 10 yıllık kalp damar hastalığı riskinde anlamlı bir iyileşme bildirilmiştir. Bu araştırıcılar, Ramazan sonrası önemli derecede bir yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol düzeylerinde artış (HDL-c) ve düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (LDL-c), sistolik kan basıncı, vücut kitle indeksi ve bel çevresinde de azalma saptadılar. Tüm bu faktörlerin kalp damar sağlığı için yararlı olabileceği bilinmektedir. Oruç tutanlarda kalp damar hastalığı risklerindeki değişim oruç boyunca ne yediğinize ve de nasıl yaşadığınıza da bağlıdır. Oruç öncesi çoğu hastaya tavsiye edilen Akdeniz tipi beslenmenin oruç zamanında da sürdürülebilmesi önemlidir. Orucun etkilerinin olumlu olması kadar olumsuz sonuçlanması da mümkündür ve bu da öğün sayısından ziyade ne ağırlıklı beslendiğinizden de etkilenir.
KİLO ALMAK, KALP-DAMAR HASTALIKLARI AÇISINDAN RİSK FAKTÖRÜ
Oruç boyunca beslenme alışkanlıkları ve tarzında olumsuz bir değişiklik olmadığı koşullarda ve kilo kaybı gerçekleşen bireylerde oruçtan olumsuz bir etkilenme saptanmamıştır. Bununla birlikte Ramazan orucundan sonra kan yağlarında olumsuz artışlar olduğunu, tansiyonda artış ya da kan şekeri kontrolünde olumsuzluklar olduğunu gösteren bazı raporlar da mevcuttur. Bu farklı sonuçlar, bu araştırmaların yapıldığı ülke ve bireylerdeki farklı beslenme alışkanlıklarıyla ilişkili gözükmektedir.
Ramazan boyunca kilo kaybı kadar, kilo alımı da görülebilmektedir. Kilo alımı olursa kalp-damar hastalıkları yönünden birçok risk faktörünü olumsuz yönde değiştirmektedir.
Kan yağlarının, diyet alışkanlıklarındaki değişiklikler, rafine şeker tüketiminin artması ve fiziksel aktivitenin azalması gibi faktörlerden etkilendiğini vurgulayarak, “Ramazan ayı boyunca yiyecek ve yeme kalıplarının kalitesinde olduğu gibi fiziksel aktivite alışkanlıklarında da önemli değişiklikler olmaktadır” diyen Kardiyolog Arat, kalp hastalarının oruç tutma ile ilgili sok sorduğu soruları şöyle yanıtladı:
Oruç tutmak kalp damar hastalığı riskini azaltır mı?
Bir araştırmada Ramazan orucundan sonra Framingham risk skoruna dayanan 10 yıllık kalp damar hastalığı riskinde anlamlı bir iyileşme bildirilmiştir. Bu araştırıcılar, Ramazan sonrası önemli derecede bir yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol düzeylerinde artış (HDL-c) ve düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (LDL-c), sistolik kan basıncı, vücut kitle indeksi ve bel çevresinde de azalma saptadılar. Tüm bu faktörlerin kalp damar sağlığı için yararlı olabileceği bilinmektedir. Oruç tutanlarda kalp damar hastalığı risklerindeki değişim oruç boyunca ne yediğinize ve de nasıl yaşadığınıza da bağlıdır. Oruç öncesi çoğu hastaya tavsiye edilen Akdeniz tipi beslenmenin oruç zamanında da sürdürülebilmesi önemlidir. Orucun etkilerinin olumlu olması kadar olumsuz sonuçlanması da mümkündür ve bu da öğün sayısından ziyade ne ağırlıklı beslendiğinizden de etkilenir.
KİLO ALMAK, KALP-DAMAR HASTALIKLARI AÇISINDAN RİSK FAKTÖRÜ
Oruç boyunca beslenme alışkanlıkları ve tarzında olumsuz bir değişiklik olmadığı koşullarda ve kilo kaybı gerçekleşen bireylerde oruçtan olumsuz bir etkilenme saptanmamıştır. Bununla birlikte Ramazan orucundan sonra kan yağlarında olumsuz artışlar olduğunu, tansiyonda artış ya da kan şekeri kontrolünde olumsuzluklar olduğunu gösteren bazı raporlar da mevcuttur. Bu farklı sonuçlar, bu araştırmaların yapıldığı ülke ve bireylerdeki farklı beslenme alışkanlıklarıyla ilişkili gözükmektedir.
Ramazan boyunca kilo kaybı kadar, kilo alımı da görülebilmektedir. Kilo alımı olursa kalp-damar hastalıkları yönünden birçok risk faktörünü olumsuz yönde değiştirmektedir.
FİZİKSEL AKTİVİTEYİ RAMAZAN BOYUNCA DA SÜRDÜRMEK ÖNEMLİ!
Ramazan ayı boyunca fiziksel aktivite de genellikle belirgin bir şekilde sınırlanmaktadır ve bu durum mutlaka kontrol edilmelidir. Beslenme içeriği ve kalori düzeyi aynı kalsa bile fiziksel aktivitedeki azalma kilo alımıyla sonuçlanabilir. Egzersizler, iftardan sonra veya sahurdan önce rahatlıkla yapılabilir. Yürümek veya bisiklete binmek gibi aerobik egzersizler tercih edilir. Özellikle namaz kılarken yapılan fiziksel zorunluluk da faydalı katkıda bulunabilir.
Hangi kalp hastalarının oruç tutması sakıncalı?
• Son 1 yıl içinde yeni kalp krizi geçirenler,
• Kalp hastalığına bağlı kontrol altına alınamayan şikayeti olanlar,
• Çoklu ilaç kullanımını gerektiren kalp yetersizliği olanlar,
• Kontrolsüz hipertansiyonu olan hastalar,
• Bypass ameliyatı olanlar,
• Kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye yatıp çıkmış hastalar,
• Kalp kapak protezi ya da artmış inme riski nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullananların oruç tutmaları önerilmez.
Ancak damara stent uygulaması ardından 1 yıl geçmiş ve hastanın şikayetleri kontrol altındaysa yine doktoruna danışarak oruç tutmasında sakınca olmayabilir. Kişide sadece kalp pili olması oruç tutmak için engel değildir. Ancak kalp ya da kalp dışı diğer yandaş hastalıklar da varsa kişinin oruç tutmasında bazı sakıncalar olabilir. Her hasta ve hastalık için kişiye özel öneriler hastayı takip eden hekim tarafından verilebilir.
KONTROL ALTINA ALINMAMIŞ KALP YETERSİZLİĞİ OLANLAR ORUÇ TUTMAMALI
Araştırma sonuçlara göre son bir yıl içinde kalp krizi geçirmiş hastalar ya da kalp krizi tehlikesi altında bulunanlar, kontrolsüz hipertansiyonu olanlar, kontrol altına alınamamış kalp yetersizliği, yeni kalp müdahalesi veya kalp cerrahisi geçirmiş olanlar veya zayıflatıcı hastalıkları olan hastalar ise açlıktan kaçınmalıdır. Kontrol altına alınamamış kalp yetersizliği olan ya da idrar söktürücü tedavi gerektiren durumlarda, özellikle Ramazan yaz aylarına denk geldiğinde, oruç tutmamaları şiddetle tavsiye edilir.
Özellikle kalp damar hastalığı, şeker hastalığı ve böbrek hastalığı gibi kronik hastalıkları olan kişiler için, Ramazan ayından 1 ay önce sağlık kontrolü yapılmalıdır.
VİDEO: SAĞLIKLI RAMAZAN DİYETİ NASIL OLMALI?
Ramazan ayı boyunca fiziksel aktivite de genellikle belirgin bir şekilde sınırlanmaktadır ve bu durum mutlaka kontrol edilmelidir. Beslenme içeriği ve kalori düzeyi aynı kalsa bile fiziksel aktivitedeki azalma kilo alımıyla sonuçlanabilir. Egzersizler, iftardan sonra veya sahurdan önce rahatlıkla yapılabilir. Yürümek veya bisiklete binmek gibi aerobik egzersizler tercih edilir. Özellikle namaz kılarken yapılan fiziksel zorunluluk da faydalı katkıda bulunabilir.
Hangi kalp hastalarının oruç tutması sakıncalı?
• Son 1 yıl içinde yeni kalp krizi geçirenler,
• Kalp hastalığına bağlı kontrol altına alınamayan şikayeti olanlar,
• Çoklu ilaç kullanımını gerektiren kalp yetersizliği olanlar,
• Kontrolsüz hipertansiyonu olan hastalar,
• Bypass ameliyatı olanlar,
• Kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye yatıp çıkmış hastalar,
• Kalp kapak protezi ya da artmış inme riski nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullananların oruç tutmaları önerilmez.
Ancak damara stent uygulaması ardından 1 yıl geçmiş ve hastanın şikayetleri kontrol altındaysa yine doktoruna danışarak oruç tutmasında sakınca olmayabilir. Kişide sadece kalp pili olması oruç tutmak için engel değildir. Ancak kalp ya da kalp dışı diğer yandaş hastalıklar da varsa kişinin oruç tutmasında bazı sakıncalar olabilir. Her hasta ve hastalık için kişiye özel öneriler hastayı takip eden hekim tarafından verilebilir.
KONTROL ALTINA ALINMAMIŞ KALP YETERSİZLİĞİ OLANLAR ORUÇ TUTMAMALI
Araştırma sonuçlara göre son bir yıl içinde kalp krizi geçirmiş hastalar ya da kalp krizi tehlikesi altında bulunanlar, kontrolsüz hipertansiyonu olanlar, kontrol altına alınamamış kalp yetersizliği, yeni kalp müdahalesi veya kalp cerrahisi geçirmiş olanlar veya zayıflatıcı hastalıkları olan hastalar ise açlıktan kaçınmalıdır. Kontrol altına alınamamış kalp yetersizliği olan ya da idrar söktürücü tedavi gerektiren durumlarda, özellikle Ramazan yaz aylarına denk geldiğinde, oruç tutmamaları şiddetle tavsiye edilir.
Özellikle kalp damar hastalığı, şeker hastalığı ve böbrek hastalığı gibi kronik hastalıkları olan kişiler için, Ramazan ayından 1 ay önce sağlık kontrolü yapılmalıdır.
VİDEO: SAĞLIKLI RAMAZAN DİYETİ NASIL OLMALI?