İlişkili Haberler
Küçük bir travmada bile tespit edilemeyen kanamalarla hayatını kaybeden hemofili hastalarının koroner by-pass ameliyatı olması neredeyse imkânsız olarak görülüyor. Dünyada 48 örneği bulunan bu tıbbi vaka, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 3 kez başarıyla gerçekleştirildi.
Fakültenin Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan İpek, hemofili hastalarına uygulanan koroner by-pass ameliyatları hakkında bilgi verdi. 2006 yılında 48 ve 73 yaşlarında iki hastaya, 20 Kasım 2015 tarihinde ise 49 yaşındaki bir hastaya bu ameliyatı yaptıklarını belirtti. Normal şartlarda by-pass hastalarını 5 gün içerisinde taburcu ettiklerini söyleyen İpek, hemofili hastalarının hematoloji bölümünün sıkı takibinde olduğunu ve kontrollerinin başarılı bir şekilde devam ettirilebilmesi için 1-2 hafta kadar hastanede kaldıklarını vurguladı.
"BAŞARININ SIRRI KOORDİNELİ ÇALIŞMAK"
Bu tip vakalarda ekip çalışmasının büyük bir önemi olduğundan söz eden İpek, “Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Lale Yüceyar ve Uzman Dr. Cem Sayılgan, Hematoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Cem Ar ve Kan Merkezi Müdürü Zafer Başlar’dan oluşan geniş bir ekip tarafından başarıyla gerçekleştirildi. Genellikle hemofili hastalarının ameliyatından herkes çekinmektedir. Böyle bir şeyi yapmak için koordineli çalışmak ve çok emek harcamak lazım” şeklinde konuştu.
Ameliyat öncesi ve sonrası kontrollerin önemine de değinen Prof. Dr. İpek, “Hastalarımızı ameliyat öncesi, ameliyat sırası ve ameliyat sonrası hematolog arkadaşlarımız her gün nerdeyse sabah, akşam, cumartesi ve pazar da dâhil olmak üzere kontrol etti. Hastanın faktör eksikliğine bakarak gerekli miktarda faktörünü verdiler. Bu çok önemli bir konu. Eğer bunu fazla verirseniz sizin taktığınız grafiler tıkanabilir, az verirseniz kanamayla hastayı kaybedebilirsiniz. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi belki de Türkiye’nin en iyi hematoloji bölümü ve kan merkezi laboratuvarlarına sahip. Böyle bir ameliyatın altından başarıyla kalkmak bizi çok sevindirdi” ifadelerini kullandı.
"BU ALANDA TÜRKİYE’DE ÖNCÜYÜZ"
Yaptıkları literatür çalışmasında Türkiye’de hemofili koroner by-pass hastalarına rastlamadıklarını vurgulayan İpek, “Biz ilk ameliyatı 2006’da yapmıştık. Son olarak da üçüncü ameliyatı gerçekleştirdik. Dünya literatürüne baktığımızda ise 48-50 civarında vaka tespit ettik. Yani bu çalışmalar hem yurtdışında hem de yurtiçinde son derece nadir bir şekilde yürütülüyor. Bu şekilde 3 vakayı başarıyla ve koordineli bir şekilde yapmanın onurunu paylaşıyoruz. Tekrar belirtmek isterim ki bu olay tek bir bölümün değil, birçok bölümün koordineli ve özverili bir şekilde çalışması ile başarılı şekilde tamamlandı” açıklamasında bulundu.
Fakültenin Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan İpek, hemofili hastalarına uygulanan koroner by-pass ameliyatları hakkında bilgi verdi. 2006 yılında 48 ve 73 yaşlarında iki hastaya, 20 Kasım 2015 tarihinde ise 49 yaşındaki bir hastaya bu ameliyatı yaptıklarını belirtti. Normal şartlarda by-pass hastalarını 5 gün içerisinde taburcu ettiklerini söyleyen İpek, hemofili hastalarının hematoloji bölümünün sıkı takibinde olduğunu ve kontrollerinin başarılı bir şekilde devam ettirilebilmesi için 1-2 hafta kadar hastanede kaldıklarını vurguladı.
"BAŞARININ SIRRI KOORDİNELİ ÇALIŞMAK"
Bu tip vakalarda ekip çalışmasının büyük bir önemi olduğundan söz eden İpek, “Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Lale Yüceyar ve Uzman Dr. Cem Sayılgan, Hematoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Cem Ar ve Kan Merkezi Müdürü Zafer Başlar’dan oluşan geniş bir ekip tarafından başarıyla gerçekleştirildi. Genellikle hemofili hastalarının ameliyatından herkes çekinmektedir. Böyle bir şeyi yapmak için koordineli çalışmak ve çok emek harcamak lazım” şeklinde konuştu.
Ameliyat öncesi ve sonrası kontrollerin önemine de değinen Prof. Dr. İpek, “Hastalarımızı ameliyat öncesi, ameliyat sırası ve ameliyat sonrası hematolog arkadaşlarımız her gün nerdeyse sabah, akşam, cumartesi ve pazar da dâhil olmak üzere kontrol etti. Hastanın faktör eksikliğine bakarak gerekli miktarda faktörünü verdiler. Bu çok önemli bir konu. Eğer bunu fazla verirseniz sizin taktığınız grafiler tıkanabilir, az verirseniz kanamayla hastayı kaybedebilirsiniz. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi belki de Türkiye’nin en iyi hematoloji bölümü ve kan merkezi laboratuvarlarına sahip. Böyle bir ameliyatın altından başarıyla kalkmak bizi çok sevindirdi” ifadelerini kullandı.
"BU ALANDA TÜRKİYE’DE ÖNCÜYÜZ"
Yaptıkları literatür çalışmasında Türkiye’de hemofili koroner by-pass hastalarına rastlamadıklarını vurgulayan İpek, “Biz ilk ameliyatı 2006’da yapmıştık. Son olarak da üçüncü ameliyatı gerçekleştirdik. Dünya literatürüne baktığımızda ise 48-50 civarında vaka tespit ettik. Yani bu çalışmalar hem yurtdışında hem de yurtiçinde son derece nadir bir şekilde yürütülüyor. Bu şekilde 3 vakayı başarıyla ve koordineli bir şekilde yapmanın onurunu paylaşıyoruz. Tekrar belirtmek isterim ki bu olay tek bir bölümün değil, birçok bölümün koordineli ve özverili bir şekilde çalışması ile başarılı şekilde tamamlandı” açıklamasında bulundu.