Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yener Demirtaş, toplumda kilo ve estetik görünüm açısından bir problem olarak bilinen lipödemin genetik bir hastalık olduğunu ve daima kadınlarda görüldüğünü belirtiyor.
Lipödemde şişliğin ayak bileğine kadar inebildiğini ve uylukların dış tarafında aşırı yağlanmaya bağlı çıkıntılar bulunduğunu belirten Demirtaş, “Lipödemin derecesi hastadan hastaya farklılık göstermekle birlikte kimi zaman hafif seyrederken kimi zaman ise bazı hastalarda yürümeyi dahi engelleyebilir. Kadınların yaklaşık %15’ini etkileyen bu durumun, bir ailenin birden fazla kadın ferdinde görülme riski oldukça yüksektir ve bu hastalığa hormon bozuklukları ile bazı kronik hastalıklar da sebep olabilir” diyor.
KONTROLSÜZ BİRİKEN YAĞLAR, DAHA FAZLA YAĞ BİRİKMESİNE NEDEN OLUYOR
Lipödemin erken evrelerinde vücudun üst tarafının çok ince olabildiğini belirten Doç. Demirtaş, üst kısmın ince olmasına rağmen yağların bel ile ayak bileği arasındaki bölgede kontrolsüzce biriktiğini vurgulayarak şu bilgileri veriyor:
“Kilo aldıkça kalça, uyluk ve bacak daha çok şişer. Ancak kilo vermeyle bu bölgelerdeki yağlanma azalmaz ve kilo kaybı vücudun üst kısmından olur. Bacağın alt kısmında biriken yağ dokusu ayak bileğinden ayağa sarkan halka şeklinde bir şişliğe sebep olabilir. Bacaklarda öğleden sonraları artan şişlik gece uykuda azalalabilir. Özellikle bacaklarda belirgin bir ağrı ve kolay morarma söz konusudur.Erken evrelerde, yağ birikintilerinin sebep olduğu küçük nodüller oluşur. İleri evrelerde, bu yağ birikintileri büyüyerek lobüllere, yani deriden yanlara sarkan büyük yağlı dokulara dönüşür. Lipödemde biriken yağlar, dolaşımı daha da yavaşlatarak daha fazla yağ birikmesine sebep olan bir kısır döngüye yol açarlar. Yanı sıra, lipödem hastalarında adet dönemlerinde meme ağrısı da sık görülen bir durumdur.”
ERGENLİK DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAR, ORTA YAŞLARDA KENDİNİ GÖSTERİR
Lipödemin genellikle ergenlik döneminde ortaya çıktığını ve kadın zayıf ve aktif olduğu sürece fazla ilerleme göstermediğini vurgulayan Demirtaş, “Fakat orta yaşlarda, özellikle de hasta kilo almaya başladıktan sonra durum kötüleşir; hasta spor hatta yürüyüş yapamaz, normal kıyafetlerini giyemez, sürekli kendini yorgun hisseder, merdiven çıkamayacak hale gelebilir. Bir ileri evre lipo-lenfödem dediğimiz bir durumdur ve lipödeme lenfödemin eklendiği bir tablodur, tedavisi de daha zordur. Bu yüzden lipödemin tedavisine mümkün olan en kısa zamanda başlanması son derece hayatidir” uyarısında bulunuyor.
Lipödemde şişliğin ayak bileğine kadar inebildiğini ve uylukların dış tarafında aşırı yağlanmaya bağlı çıkıntılar bulunduğunu belirten Demirtaş, “Lipödemin derecesi hastadan hastaya farklılık göstermekle birlikte kimi zaman hafif seyrederken kimi zaman ise bazı hastalarda yürümeyi dahi engelleyebilir. Kadınların yaklaşık %15’ini etkileyen bu durumun, bir ailenin birden fazla kadın ferdinde görülme riski oldukça yüksektir ve bu hastalığa hormon bozuklukları ile bazı kronik hastalıklar da sebep olabilir” diyor.
KONTROLSÜZ BİRİKEN YAĞLAR, DAHA FAZLA YAĞ BİRİKMESİNE NEDEN OLUYOR
Lipödemin erken evrelerinde vücudun üst tarafının çok ince olabildiğini belirten Doç. Demirtaş, üst kısmın ince olmasına rağmen yağların bel ile ayak bileği arasındaki bölgede kontrolsüzce biriktiğini vurgulayarak şu bilgileri veriyor:
“Kilo aldıkça kalça, uyluk ve bacak daha çok şişer. Ancak kilo vermeyle bu bölgelerdeki yağlanma azalmaz ve kilo kaybı vücudun üst kısmından olur. Bacağın alt kısmında biriken yağ dokusu ayak bileğinden ayağa sarkan halka şeklinde bir şişliğe sebep olabilir. Bacaklarda öğleden sonraları artan şişlik gece uykuda azalalabilir. Özellikle bacaklarda belirgin bir ağrı ve kolay morarma söz konusudur.Erken evrelerde, yağ birikintilerinin sebep olduğu küçük nodüller oluşur. İleri evrelerde, bu yağ birikintileri büyüyerek lobüllere, yani deriden yanlara sarkan büyük yağlı dokulara dönüşür. Lipödemde biriken yağlar, dolaşımı daha da yavaşlatarak daha fazla yağ birikmesine sebep olan bir kısır döngüye yol açarlar. Yanı sıra, lipödem hastalarında adet dönemlerinde meme ağrısı da sık görülen bir durumdur.”
ERGENLİK DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAR, ORTA YAŞLARDA KENDİNİ GÖSTERİR
Lipödemin genellikle ergenlik döneminde ortaya çıktığını ve kadın zayıf ve aktif olduğu sürece fazla ilerleme göstermediğini vurgulayan Demirtaş, “Fakat orta yaşlarda, özellikle de hasta kilo almaya başladıktan sonra durum kötüleşir; hasta spor hatta yürüyüş yapamaz, normal kıyafetlerini giyemez, sürekli kendini yorgun hisseder, merdiven çıkamayacak hale gelebilir. Bir ileri evre lipo-lenfödem dediğimiz bir durumdur ve lipödeme lenfödemin eklendiği bir tablodur, tedavisi de daha zordur. Bu yüzden lipödemin tedavisine mümkün olan en kısa zamanda başlanması son derece hayatidir” uyarısında bulunuyor.
Lipödemde diyet ve sporun tek başına çözüm olmadığını belirten Doç. Dr. Yener Demirtaş’ın önerileri ise şöyle: “Hastalara genellikle şişman oldukları ve kilo vermeleri gerektiği söylenir fakat lipödemin sebep olduğu yağlanmada diyetle belirgin azalma sağlanamaz. Aşırı yemenin sebep olduğu obezite uygun bir diyete cevap verir ancak lipödem vermez. Hastalar ne kadar diyet yaparlarsa yapsınlar şikâyetlerinde belirgin bir azalma söz konusu değildir. Dolayısı ile kişinin kendini tanıması, gerekli durumda doğru uzmana başvurması son derece önemlidir.”
“LİPÖDEMDE İLAÇ TEDAVİSİ MÜMKÜN DEĞİL”
Dr. Demirtaş’ın verdiği bilgiye göre, lipödem ilaçla tedavi edilemiyor. Ancak hastalığın hormonal bir bozukluktan kaynaklandığı tespit edilirse, bu bozukluğun ilaçla tedavisi mümkün olabiliyor. Farklı hastalıklara uygulanan fizik tedavi yöntemleri, bandajlar ve bası giysilerinin lipödemde etkili olmadığını dile getiren Demirtaş, hastalığın tedavisi hakkında şunları söylüyor:
“Kompresyon tedavisi daha fazla yağ birikmesini engellemek için etkili bir yöntem olabilir, ancak ne yazık ki hastaların çoğu baskının tetiklediği ağrıyı tolere edemez. Lipödemin modern tedavisinde fazla kilolardan kurtulmak için az yağlı, az tuzlu ve az kalorili diyetle birlikte, lenf damarlarının korunduğu, lipödeme özel uygulanan bir teknikle ‘lenf koruyucu vaser liposuction’ kullanılır.”
“LİPÖDEMDE İLAÇ TEDAVİSİ MÜMKÜN DEĞİL”
Dr. Demirtaş’ın verdiği bilgiye göre, lipödem ilaçla tedavi edilemiyor. Ancak hastalığın hormonal bir bozukluktan kaynaklandığı tespit edilirse, bu bozukluğun ilaçla tedavisi mümkün olabiliyor. Farklı hastalıklara uygulanan fizik tedavi yöntemleri, bandajlar ve bası giysilerinin lipödemde etkili olmadığını dile getiren Demirtaş, hastalığın tedavisi hakkında şunları söylüyor:
“Kompresyon tedavisi daha fazla yağ birikmesini engellemek için etkili bir yöntem olabilir, ancak ne yazık ki hastaların çoğu baskının tetiklediği ağrıyı tolere edemez. Lipödemin modern tedavisinde fazla kilolardan kurtulmak için az yağlı, az tuzlu ve az kalorili diyetle birlikte, lenf damarlarının korunduğu, lipödeme özel uygulanan bir teknikle ‘lenf koruyucu vaser liposuction’ kullanılır.”
TEDAVİDE LIPOSUCTIONDAN YARARLANILIYOR
Demirtaş, halk arasında genellikle estetik bir girişim olarak bilinen liposuctio’ın, uygun formatta lipödem tedavisinde de kullanıldığını belirterek, “Bu amaçla uygulanacak liposuction, estetik amaçlı liposuctiondan farklı olup lipödem konusunda deneyimli merkezlerde ve deneyimli plastik cerrahlar tarafından uygulanmalıdır. Çünkü lipödem tedavisi için yapılacak girişimde, büyük miktarlarda yağ alımı gereklidir ve hastaların olası komplikasyonlardan korunması için bir takım ekstra hazırlıklar gerektirir. Tedavide özel liposuction kanüllerinin kullanılması söz konusudur. Ayrıca lenf koruyucu vaser ile yapılmadığında liposuction, lenf damarlarına zarar verebilir ve lipödemin daha tehlikeli bir hal almasına neden olabilir. Lenf koruyucu vaser liposuctionın en önemli farklarından biri ise ameliyat sonrası kanama ve morluk gibi şikayetleri azaltmak için estetik liposuctionda kullanılan sıradan koseler yerine, kişiye özel korseler kullanılmasıdır” diyor.
Demirtaş, halk arasında genellikle estetik bir girişim olarak bilinen liposuctio’ın, uygun formatta lipödem tedavisinde de kullanıldığını belirterek, “Bu amaçla uygulanacak liposuction, estetik amaçlı liposuctiondan farklı olup lipödem konusunda deneyimli merkezlerde ve deneyimli plastik cerrahlar tarafından uygulanmalıdır. Çünkü lipödem tedavisi için yapılacak girişimde, büyük miktarlarda yağ alımı gereklidir ve hastaların olası komplikasyonlardan korunması için bir takım ekstra hazırlıklar gerektirir. Tedavide özel liposuction kanüllerinin kullanılması söz konusudur. Ayrıca lenf koruyucu vaser ile yapılmadığında liposuction, lenf damarlarına zarar verebilir ve lipödemin daha tehlikeli bir hal almasına neden olabilir. Lenf koruyucu vaser liposuctionın en önemli farklarından biri ise ameliyat sonrası kanama ve morluk gibi şikayetleri azaltmak için estetik liposuctionda kullanılan sıradan koseler yerine, kişiye özel korseler kullanılmasıdır” diyor.