İlişkili Haberler
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve TBB yönetim kurullarının dün yaptığı ortak bir toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Aydın, sektörün kullandırdığı toplam kredi miktarının belli olduğunu ve krediyi kullanan müşterilerin de Türkiye'de bulunduğunu söyledi.
Bu müşterilerin büyük bölümü sektörün uygulamalarından mutlu olduğunu vurgulayan Aydın, "Bir bölümü bizim bazı uygulamalarımızı eleştiriyor. Haklı da olabilirler. Yanlış ya da eksik yaptığımız işler de olabilir. Reel sektör de tıpkı aynı işleri yapabilir" dedi.
Aydın, Türk bankacılık sektörü bilançosunun yüzde 65'ini kredilere ayırdığını ve bunun Türk reel sektörüne güven demek olduğunu ifade etti.
Bu yüzde 65'in yüzde 25'ini de KOBİ'lere verdiklerini dile getiren Aydın, "KOBİ'lere güvenmezsek, biz zarar eden bir KOBİ'den fayda elde edemeyiz ki. Biz çalışan, üreten KOBİ'den kazanırız. Hiçbir banka bir firmaya halel getirmek için bir eylemde bulunmamalı. Yanlış yapan var mı? Olur bizde de. Onları çürük bir diş söker gibi kendi aramızdan sökmek için her türlü gayreti gösteririz" diye konuştu.
"ÇOK YAKINDA BAZI ŞEYLERİ PAYLAŞACAĞIZ"
"Reel sektör ile bankacılık sektörü arasında bir iletişim sorunu mu var?" sorusu üzerine Aydın, şunları kaydetti:
"Aslında en çok iletişimci istihdam eden sektörüz. Yetkin insanlarla çalışıyoruz. Ama bunda başarılı olduğumuzu söyleyemem. Noksanımız da vardır. Bizden de karşı taraftan da vardır. Biz kimseyi suçlamıyoruz. Kendi doğrularımızı yapmaya çalışıyoruz. Kendi işimizde eksikliklerimiz varsa onları da eleştiriyoruz, değerlendiriyoruz. İTO ile toplantımızın ardından TBB olarak kendimiz bir toplantı yaptık. Neleri bir kez daha yapabiliriz? Neler yapacağımızı kamuoyu ile de çok yakında bazı şeyleri paylaşabiliriz."
Hüseyin Aydın, mevduat faizlerinde önümüzdeki dönemde indirim olup olmayacağına ilişkin bir soruya, bankacılık sektörünün hem mevduat faizlerinin hem de kredi faizlerinin en düşük düzeyde olmasını istediğini söyledi.
Faizlerin düşük olduğu dönemlerde daha çok para kazandıklarını ifade eden Aydın, kriz dönemlerinde para kazanmadıklarını dile getirdi.
Aydın, sözlerini şöyle devam etti:
"Ama basit bir iktisat kuralıdır. Bu bir arz talep meselesidir. Bankaların kredi iştahında bir azalma olmadığı sürece mevduata talep devam edecektir. Mevduatı alan bir banka bunu kullandırmak için alıyordur. Eğer banka bu mevduatı alır da kullandırmaz ise bu onu yakar. Zorunlu karşılığı, ödeyeceği faizi var. Bu bir yönüyle bakıldığında kötü bir şey değildir. Ama burada kamusal yükler, operasyonel giderlerimiz vardır. Tabi bunları daha iyi yönetirsek bu da (mevduat faizi) aşağıya olur.
Devlet, tasarrufların artırılması için çok ciddi önlemler alıyor. Bundan dolayı da bizim temin ettiğimiz imkanlar var. Ülkemizdeki tasarruflar yetmeyince dışarıdan aldığımız krediler var. Bugün bankaların 100 liralık mevduatı varsa, 120 liralık kredisi vardır. 100 lirayı ülkeden, 20 lirayı dışarıdan almışız demektir. Halen dışarıdan alabiliyoruz ve almaya da devam ediyoruz. Borçlanmanın maliyetlerinde değişiklik olabilir. Ama borçlanma gücümüz var ve alabiliyoruz. Bütün sendikasyonları çevirdik. Roll-over yapamayan banka olmadı."
"BANKALARA EN BÜYÜK CEZASI MÜŞTERİLER KESER"
Aydın, Avrupa ya da ABD bankaları gibi devletten yardım almadıklarını belirterek, "Ama bizim duruşumuzda, güvenimizde, uygulamalarımızda yanlış yapan arkadaşlar varsa hem müşterilerimiz hem de bizim tarafımızdan onların da ayıklanması gerekiyor. Çünkü işimizi iyi yapan arkadaşlar da var, eksik yapanlar da var. Benim genel müdürlük yaptığım bankada da yanlış yapan olabilir. Onları ayıklamaya devam edeceğiz. Reel sektör ile finans sektörünü güven içerisinde ülkenin büyümesine ve kalkınmasına hep birlikte motive edeceğiz." dedi.
Teamüllere ve ticarete uygun davranmayan, bazı bireysel uygulamalarda yanlışlar gördüklerini söyleyen Aydın, "Hiç yanlış yapmıyoruz" diye bir şey söylemediklerini ifade etti.
Aydın, bir daha kendilerine gelmemekle, bir daha kendileriyle çalışmamakla bankalara en büyük cezayı müşterilerin kestiğine dikkati çekerek, "Bizim bir akşamlık, bir gecelik, bir haftalık, bir yıllık ilişkiler değil, uzun soluklu, sürdürülebilir ilişkilere ihtiyacımız var. Bugün bir müşterimize karşı yanlış yaparsak bizimle çalışmaz ki. Elbette devleti yönetenler, kurallara uymayan herkes için müeyyide uygular. O zaman da hak ettiğiniz cezaya katlanırsınız." değerlendirmesinde bulundu.
"YATIRIM İÇİN FAİZ İNDİRİMİNE GİDİLMELİ"
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar ise İTO ve TBB yöneticilerinin ilk defa bir araya geldiklerini ve genel bir değerlendirme yaptıklarını ifade etti.
Son günlerde özellikle finansman konusunun gündeme geldiğinde bankaların konuşulduğunu dile getiren Çağlar, bunun için müşterek bir fikir alışverişi yapıldığını, faydalı ve başarılı bir görüşme gerçekleştirdiklerini anlattı.
Çağlar, kredi faiz indirimini devamlı konuştuklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Reel kesim krediye ulaşamamaktan, finans kesimi de sıkı düzenlemeler ve küresel koşullardan dert yanıyor. Oysa kimsenin niyeti bağcıyı dövmek değil, herkes iş yapmanın derdinde. Reel kesim fona ulaşmak, bankalar da kredi dağıtmak istiyor. Var olan yanlış anlaşılmaların bir diyalog eksikliğinden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. İşte bu ortak zeminde, aradaki diyaloğu geliştirebilir, enerjimizin tamamını sorunlarımızı çözmeye yönlendirebiliriz.
Yatırım yapabilmemiz için faiz indirimine gidilmesi gerekiyor. Bankaların haklı gerekçeleri var. Çünkü onların da maliyetleri, belli bir miktar vergileri, ayırdıkları karşılıklar var. Onun için bankaların bugünlerde faiz indirimi pek söz konusu değil. Mevduat faizleri de yüksek olduğu için maliyetleri artıyor. Faiz indirimine ilişkin beklentilerimizi kendilerine ilettik."
Aydın, sektörün kullandırdığı toplam kredi miktarının belli olduğunu ve krediyi kullanan müşterilerin de Türkiye'de bulunduğunu söyledi.
Bu müşterilerin büyük bölümü sektörün uygulamalarından mutlu olduğunu vurgulayan Aydın, "Bir bölümü bizim bazı uygulamalarımızı eleştiriyor. Haklı da olabilirler. Yanlış ya da eksik yaptığımız işler de olabilir. Reel sektör de tıpkı aynı işleri yapabilir" dedi.
Aydın, Türk bankacılık sektörü bilançosunun yüzde 65'ini kredilere ayırdığını ve bunun Türk reel sektörüne güven demek olduğunu ifade etti.
Bu yüzde 65'in yüzde 25'ini de KOBİ'lere verdiklerini dile getiren Aydın, "KOBİ'lere güvenmezsek, biz zarar eden bir KOBİ'den fayda elde edemeyiz ki. Biz çalışan, üreten KOBİ'den kazanırız. Hiçbir banka bir firmaya halel getirmek için bir eylemde bulunmamalı. Yanlış yapan var mı? Olur bizde de. Onları çürük bir diş söker gibi kendi aramızdan sökmek için her türlü gayreti gösteririz" diye konuştu.
"ÇOK YAKINDA BAZI ŞEYLERİ PAYLAŞACAĞIZ"
"Reel sektör ile bankacılık sektörü arasında bir iletişim sorunu mu var?" sorusu üzerine Aydın, şunları kaydetti:
"Aslında en çok iletişimci istihdam eden sektörüz. Yetkin insanlarla çalışıyoruz. Ama bunda başarılı olduğumuzu söyleyemem. Noksanımız da vardır. Bizden de karşı taraftan da vardır. Biz kimseyi suçlamıyoruz. Kendi doğrularımızı yapmaya çalışıyoruz. Kendi işimizde eksikliklerimiz varsa onları da eleştiriyoruz, değerlendiriyoruz. İTO ile toplantımızın ardından TBB olarak kendimiz bir toplantı yaptık. Neleri bir kez daha yapabiliriz? Neler yapacağımızı kamuoyu ile de çok yakında bazı şeyleri paylaşabiliriz."
Hüseyin Aydın, mevduat faizlerinde önümüzdeki dönemde indirim olup olmayacağına ilişkin bir soruya, bankacılık sektörünün hem mevduat faizlerinin hem de kredi faizlerinin en düşük düzeyde olmasını istediğini söyledi.
Faizlerin düşük olduğu dönemlerde daha çok para kazandıklarını ifade eden Aydın, kriz dönemlerinde para kazanmadıklarını dile getirdi.
Aydın, sözlerini şöyle devam etti:
"Ama basit bir iktisat kuralıdır. Bu bir arz talep meselesidir. Bankaların kredi iştahında bir azalma olmadığı sürece mevduata talep devam edecektir. Mevduatı alan bir banka bunu kullandırmak için alıyordur. Eğer banka bu mevduatı alır da kullandırmaz ise bu onu yakar. Zorunlu karşılığı, ödeyeceği faizi var. Bu bir yönüyle bakıldığında kötü bir şey değildir. Ama burada kamusal yükler, operasyonel giderlerimiz vardır. Tabi bunları daha iyi yönetirsek bu da (mevduat faizi) aşağıya olur.
Devlet, tasarrufların artırılması için çok ciddi önlemler alıyor. Bundan dolayı da bizim temin ettiğimiz imkanlar var. Ülkemizdeki tasarruflar yetmeyince dışarıdan aldığımız krediler var. Bugün bankaların 100 liralık mevduatı varsa, 120 liralık kredisi vardır. 100 lirayı ülkeden, 20 lirayı dışarıdan almışız demektir. Halen dışarıdan alabiliyoruz ve almaya da devam ediyoruz. Borçlanmanın maliyetlerinde değişiklik olabilir. Ama borçlanma gücümüz var ve alabiliyoruz. Bütün sendikasyonları çevirdik. Roll-over yapamayan banka olmadı."
"BANKALARA EN BÜYÜK CEZASI MÜŞTERİLER KESER"
Aydın, Avrupa ya da ABD bankaları gibi devletten yardım almadıklarını belirterek, "Ama bizim duruşumuzda, güvenimizde, uygulamalarımızda yanlış yapan arkadaşlar varsa hem müşterilerimiz hem de bizim tarafımızdan onların da ayıklanması gerekiyor. Çünkü işimizi iyi yapan arkadaşlar da var, eksik yapanlar da var. Benim genel müdürlük yaptığım bankada da yanlış yapan olabilir. Onları ayıklamaya devam edeceğiz. Reel sektör ile finans sektörünü güven içerisinde ülkenin büyümesine ve kalkınmasına hep birlikte motive edeceğiz." dedi.
Teamüllere ve ticarete uygun davranmayan, bazı bireysel uygulamalarda yanlışlar gördüklerini söyleyen Aydın, "Hiç yanlış yapmıyoruz" diye bir şey söylemediklerini ifade etti.
Aydın, bir daha kendilerine gelmemekle, bir daha kendileriyle çalışmamakla bankalara en büyük cezayı müşterilerin kestiğine dikkati çekerek, "Bizim bir akşamlık, bir gecelik, bir haftalık, bir yıllık ilişkiler değil, uzun soluklu, sürdürülebilir ilişkilere ihtiyacımız var. Bugün bir müşterimize karşı yanlış yaparsak bizimle çalışmaz ki. Elbette devleti yönetenler, kurallara uymayan herkes için müeyyide uygular. O zaman da hak ettiğiniz cezaya katlanırsınız." değerlendirmesinde bulundu.
"YATIRIM İÇİN FAİZ İNDİRİMİNE GİDİLMELİ"
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar ise İTO ve TBB yöneticilerinin ilk defa bir araya geldiklerini ve genel bir değerlendirme yaptıklarını ifade etti.
Son günlerde özellikle finansman konusunun gündeme geldiğinde bankaların konuşulduğunu dile getiren Çağlar, bunun için müşterek bir fikir alışverişi yapıldığını, faydalı ve başarılı bir görüşme gerçekleştirdiklerini anlattı.
Çağlar, kredi faiz indirimini devamlı konuştuklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Reel kesim krediye ulaşamamaktan, finans kesimi de sıkı düzenlemeler ve küresel koşullardan dert yanıyor. Oysa kimsenin niyeti bağcıyı dövmek değil, herkes iş yapmanın derdinde. Reel kesim fona ulaşmak, bankalar da kredi dağıtmak istiyor. Var olan yanlış anlaşılmaların bir diyalog eksikliğinden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. İşte bu ortak zeminde, aradaki diyaloğu geliştirebilir, enerjimizin tamamını sorunlarımızı çözmeye yönlendirebiliriz.
Yatırım yapabilmemiz için faiz indirimine gidilmesi gerekiyor. Bankaların haklı gerekçeleri var. Çünkü onların da maliyetleri, belli bir miktar vergileri, ayırdıkları karşılıklar var. Onun için bankaların bugünlerde faiz indirimi pek söz konusu değil. Mevduat faizleri de yüksek olduğu için maliyetleri artıyor. Faiz indirimine ilişkin beklentilerimizi kendilerine ilettik."