Yenidoğan Çetesi davasında 4'üncü gün
Yoğun bakımlarda bebekleri ölüme terk eden Yenidoğan Çetesi'nin yargılandığı davada bugün 4'üncü gün. Dün sanık hemşire ve doktorlardan yeni itiraflar geldi. Medikal muhasebeci Funda Özen, "Yenidoğan yoğun bakımdaki epikrizler sadece Fırat Sarı'nındı." açıklamasında bulunurken, bir diğer sanık Renas Kılıç da mahkeme başkanın "Senin işin mi Fırat'ın hastalarını takip etmek?" sorusuna "Takip etmiyorum. Bana ulaştılar, Fırat Beye ulaşamamışlar, o yüzden ulaştım" yanıtın verdi. Sanık "Senin görevin hastaneler hasta göndermek mi" sorusunu ise, "Yani bana hasta yakınlarından talep gelirse" şeklinde yanıtladı.
12.33 - DURUŞMAYA 40 DAKİKA ARA VERİLDİ
15. SANIK SAVUNMASINA BAŞLADI
SAAT 11.13 - Davanın 15. sanığı Renas Kılıç savunma yapmaya başladı.
Mahkeme, Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü'nde çalışan Renas Kılıç'ı dinlemeye başladı.
Renas Kılıç Reyap'ın sahiplerini tanıdığını söyledi. Kılıç ifadesinde şunları söyledi:
SAAT 11.17 - "İşçi kadrosundaydım, yarı zamanlı Reyap'ta çalıştım.
Başkan Kemal Deniz Bozkurt özverili çalışmalarım nedeniyle beni memur kadrosuna aldı.
Başkan dedi ki; "Ben seni çok sevdim. Tekrar kazanmak istiyorum, muhtarlarla, özel hastanelerle iletişimimi sağlamanı istiyorum".
Ben de kabul ettim. Hedeflerim vardı. Siyasi olarak da. İşçi olarak başladım tutuklanmadan önce müdür olmuştum.
SAAT 11.19 - Reyap'ın sahiplerini tanıyorum, bağım vardı. İhtiyaçları olduğunda bana doktor sorarlardı yönlendirirdim.
SAAT 11.22 - Fırat Sarı'yı çocuğum doğduğunda tanıdım.
Esenyurt dışında herhangi bir yere hasta göndermem mümkün değil.
Esenyurt Belediyesi'nde isim yapmak istedim."
SAAT 11.31 - Mahkeme Başkanın "Senin işin mi Fırat'ın hastalarını takip etmek?" sorusu üzerine sanık Kılıç, "Takip etmiyorum. Bana ulaştılar, Fırat Beye ulaşamamışlar, o yüzden ulaştım" yanıtın verdi.
Sanık Kılıç, Medisense üzerinden para transferiyle ilgili ise, "Fırat Bey'e ben para gönderiyordum onun bana göndermesinden öte. Onun bana gönderdiği tarih 2019" diye konuştu.
Sanık, "Senin görevin hastanelere hasta göndermek mi?" sorusuna, "Yani bana hasta yakınlarından talep gelirse, hastalar bize ulaşıyor. Bir menfaat elde etmek için değil" yanıtını verdi.
Sanık Kılıç savunmasına şöyle devam etti:
SAAT 11.56 - "Bize katil damgası vuruldu. Eşim işe gidemiyor.
Kamuyu zarara uğratmakla suçlanıyorum. En fazla belediyeyi zararı uğratmış olabilirim.
112'nin sevk zincirini bozmak bu kadar kolay mı? 112'nin başhekimi var, çalışanlar var.
Bizim hayatımızla oynuyorlar, bebek katiliyi diyorlar bize, ben çıkınca ne yapacağım?
SAAT 11.57 - Ben bir nevi reyap hastanesinde büyüdüm. Hasta yönlendirmede her zaman önceliğim reyap hastanesiydi bunu söyleyebilirim"
SAAT 12.11 - Sanık Renas Kılıç savunmasında tapeler ve para alışverişi konusunda bir soruya, "Doktor bebek başı para almıyor hak ediş alıyor. Ben doktor hak edişinden memnun olmadığı zaman ayrılmak istediği zaman biz o muhabbeti yaptık. Ben para almıyorum." cevabını verdi.
SAAT 12.14 - Savunmasına devam eden Kılıç, "Reyap hastanesini sahiplendiğim için benim hastanemmiş gibi konuşmuşum. Orada çalışmıyorum." dedi.
Kılıç tapelerde geçen "kansızlık" ifadesiyle ilgili soruya "Fırat Bey'in Birinci Hastanesi'ne gitmesi. Fırat Sarı ve Fehmi Alperen'den para almadım. Biz sağlık sektöründe birbirimize yardımcı oluruz." diye karşılık verdi.
14. SANIK SAVUNMASINA BAŞLADI
SAAT 10.27 - Duruşmanın dördüncü gününde 14. sanık medikal muhasebeci Funda Özen'in savunması başladı.
SAAT 10.30 - Yenidoğan yoğun bakımının faturalandırmasını yaptığını belirten Özen, " Dolandırıcılıkla suçlanıyorum ama hiçbir para hareketim yok.
Örgüt varsa da bilmiyorum. Sadece 6 kişiyi tanıyorum. Onlarla da aynı hastanede çalıştığım için biliyorum.
SAAT 10.42 - Benim tıbbi bir raporu değiştirmek gibi bir durumum olamaz, basamaklarla bir ilgim yok. Ben faturalandırmayı yapıyorum.
Ben hasta sevki prosedürünün nasıl yapıldığını bilmiyorum.
Hekimler günlük olarak ilaçlarını isterler, eczacı birimi onaylandıktan sonra sisteme otomatik olarak düşer.
SAAT 10.51 - Yenidoğan yoğun bakımdaki epikrizler sadece Fırat Sarı'nındı." ifadelerini kullandı.
SAAT 10.54 - Funda Özen'in avukatı telefon dinleme kararı bulunmadığını iddia ederek müvekkilinin gelen raporları sisteme yüklediği için sorumlu tutulduğunu belirtti. Özen'in avukatı, "Tapeler usulsüz şekilde elde edilmiştir" diye konuştu.
DAVANIN 4'ÜNCÜ GÜNÜ BAŞLADI
DAVANIN ÜÇÜNCÜ CELSESİNDE YAŞANANLAR
Sanık hemşire Cansu Akyıldırım, örgüt lideri Fırat Sarı ile arasındaki para transferlerini kabul etti, bu paraların çalışanlara motivasyon için dağıtıldığını ileri sürdü.
Bir diğer sanık hemşire Çağla Durmuş ise Fırat Sarı’nın maddi kazanç için hastaları entübe olarak gösterdiğini anlattı.
Hemşirelerden Damla Atak, örgüt yöneticileri arasında gösterilen 112 Acil Servis personeli Gıyasettin Mert Özdemir’in hasta transferi yaptığı itirafında bulundu.
Ardından Dr. Rıza Keykubad’ın savunmasına geçildi. Kaya bebeğin ölümüyle ilgili "Çek fişini" ifadeleri sorulan Keykubad, üzerine oyun oynandığını ileri sürerek böyle bir cümle sarf etmediğini iddia etti.
Keykubad'ın savunmasının ardından söz alan Kaya bebeğin ailesinin avukatı, "Benim müvekkilim kendi evladını bisküvi kutusu içinde almış ve o kutuyu kucağında götürmüştür." diyerek sanığın savunmasına tepki gösterdi.
DAVANIN İKİNCİ GÜNÜNDE NE OLDU?
Sanıklardan hemşire Hasan Basri Gök savunma yaptı.
Tapelere yansıyan sözleri için “Çirkin bir cümle. Bebeğin sürekli kalbi durup geri getiriliyordu, o yüzden böyle konuştum” dedi.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade veren Gök, çetenin karanlık yüzünü anlattı.
“Sağlam bebeğin sevki mümkün değil. Çok uzun süre bekletildiği için akciğerleri de kötüleşiyordu. Entübe edip gönderiliyordu.” diyen Gök, “Serdar Yüksel, bebek sevki yapıp karşılığında para alıyordu. Fırat Sarı parayı yollamamı söyledi, yolladım. SGK'dan fazla para alıyorlardı. Bunun için yatışlar uzatılıyordu.” itirafında bulundu.
Gök, “Epikrize yardım ettiği için bütün hemşirelere para veriliyordu. Kimse hayrına bir şey yapmıyordu.” diye konuştu.
"O SÖZ KURTLAR VADİSİ REPLİĞİYDİ"
Duruşmada bir Kurtar Vadisi diyaloğu da yaşandı.
Hemşire Deniz Korkmaz’a, “Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir.” cümlesini kurduğu hatırlatılınca, repliği Kurtlar Vadisi dizisinden aldığını söyledi.
“Hastane hastaları satılan bir eşya gibi görüp sadece para almak için kullanıyordu.” diyen Korkmaz, “Bu zihniyette olan insanların bunları yapması kaçınılmazdı. Hastaların yoğun bakım süreçlerinde malzemeden tasarruf etmeye çalışıyorlardı. Bu insanları ben CİMER'e şikayet ettim.” şeklinde konuştu.
İLAÇ BİRİKTİRME İTİRAFI
Hemşire Hüseyin Günerhan da davada çarpıcı bir itirafta bulundu.
Örgüt iddiasını reddedip, suçsuz olduğunu savunan Günerhan, “Biz artan doz ilaçları ödemenin karşılamadığı hastalar için yabancı hastalar için biriktiriyoruz.” dedi.
Reyap Hastanesi’nde çalıştığı dönemde Fırat Sarı ile tanıştığını iddia eden Günerhan, “Ağabeyim de Reyap Acil’de çalışıyordu. Reyap’ta nöbet tutarak çalışmaya başladım. Burada kimseyi korumak için konuşmayacağım, doğruları söyleyeceğim.” dedi.
YENİDOĞAN ÇETESİ DAVASININ BİRİNCİ GÜNÜNDE NELER OLDU?
Türkiye’nin yakından takip ettiği Yenidoğan Çetesi soruşturmasında yargılama pazartesi günü başladı.
Adliyede yaşanan yoğunluk ve gerginlikler nedeniyle geç başlayan duruşmanın ilk günü önce kimlik tespitleri yapıldı.
Bin 399 sayfalık iddianamede çetenin ele başı ve yöneticisi olarak adları geçen doktor Fırat Sarı, İlker Gönen ve çetenin 112 çağrı merkezindeki elemanları ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir de duruşmaya getirildi.
Fırat sarı kimlik tespitinde aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu söyledi.
Çorlu'da tutuklu bulunan sanıklar ise video konferans aracılığıyla kimlik beyanında bulundu.
MÜFETTİŞ RAPORUNDAKİ KAN DONDURAN AYRINTI
Sağlık Bakanlığı'nın müfettiş raporunda bebeklerin bir bölümüne pasif ötenazi uygulandığı, yani hiçbir tedavi yöntemi uygulanmadan ölüme terk edildiklerine yer verildi.
Bir hemşirenin ise yoğun bakımdaki bebeğin kalbinin durması üzerine doktora haber verdiği,,, doktorun ise "canlandırmaya gerek yok" dediği belirlendi.
YENİDOĞAN ÇETESİ DAVASININ BİRİNCİ GÜNÜNDE NELER OLDU?
Türkiye’nin yakından takip ettiği Yenidoğan Çetesi soruşturmasında yargılama pazartesi günü başladı.
Adliyede yaşanan yoğunluk ve gerginlikler nedeniyle geç başlayan duruşmanın ilk günü önce kimlik tespitleri yapıldı.
Bin 399 sayfalık iddianamede çetenin ele başı ve yöneticisi olarak adları geçen doktor Fırat Sarı, İlker Gönen ve çetenin 112 çağrı merkezindeki elemanları ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir de duruşmaya getirildi.
Fırat sarı kimlik tespitinde aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu söyledi.
Çorlu'da tutuklu bulunan sanıklar ise video konferans aracılığıyla kimlik beyanında bulundu.
MÜFETTİŞ RAPORUNDAKİ KAN DONDURAN AYRINTI
Sağlık Bakanlığı'nın müfettiş raporunda bebeklerin bir bölümüne pasif ötenazi uygulandığı, yani hiçbir tedavi yöntemi uygulanmadan ölüme terk edildiklerine yer verildi.
Bir hemşirenin ise yoğun bakımdaki bebeğin kalbinin durması üzerine doktora haber verdiği,,, doktorun ise "canlandırmaya gerek yok" dediği belirlendi.
YENİDOĞAN ÇETESİ DAVASINDA KİM NEYLE SUÇLANIYOR?
Çete üyelerinin taburcu olabilecek durumda olsalar dahi bebekleri sahte raporlarla, gereksiz yere ilaç vererek yoğun bakımda tuttuğu tespit edilmişti.
Bebekler şebekenin anlaşmalı olduğu özel hastanelere sevk ediliyordu.
Ne solunum desteği, ne ameliyat ne de ilaç… Bebekler çetenin istediği kadar hayatta tutuluyordu.
Bu süreçte 9’u İstanbul’da biri Tekirdağ’da 10 özel hastane kapatıldı.
Yenidoğan çetesinde kim kimdir, en son ne biliyoruz? 10 soruda bebek çetesi
Yenidoğan vurgununda fezleke hazırlandı: Bebeklere "pasif ötenazi"
Söz konusu yazı üzerine soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi'nin ruhsatları iptal edildi.
- Etiketler :
- Haberler -
- Haberler
- Türkiye
- Gündem
- Yenidoğan Çetesi