Tarım Bakanı Pakdemirli ve İçişleri Bakanı Soylu yangın bölgelerindeki son durumu anlattı
SON DAKİKA HABERİ: Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yangın bölgelerindeki son durumu anlattı. Bakan Pakdemirli 38 ilde 163 yangın çıktığını ve bunların 152 tanesi söndürüldüğünü belirtti. Bakan Soylu da "Söndürdüğümüz yangın rüzgarlarla yeniden daha da şiddetleniyor. Yarın akşam daha pozitif bilgiler aktarabileceğiz" dedi.
Son dakika haberi! Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Marmaris'te basın toplantısı düzenledi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin açıklamalarından satır başları;
38 ilde bu tarihler arasında 163 yangın çıktı. 152 tanesi söndürüldü.
Antalya'da devam eden yangınlarla ilgili bilgi vermek gerekirse Antalya'da 19 yangın çıktı. Şu anda 2 yangın devam ediyor, yani 17'si söndürüldü. Manavgat ve Gündoğmuş yangınları devam ediyor. Özellikle Manavgat'ın batı tarafında çok yakın bir saatte iyi bir haber aldık. Ekiplerimiz biraz risk aldılar. İyi bir noktaya doğru gidiyor. Kontrol diyemeyiz ama belli bir noktaya girdiler ve oradan ateşi tutmaya çalışıyorlar. Eğer bu olursa, kontrol altına alınabilirse geriye Gündoğmuş yangını kalacak. Şu anda yeni gelen taze bir haber.
Muğla'da 5 yangın devam ediyor. Marmaris'te belli bir noktada parlama var. Onu da bu akşam ve yarın gündüz saatlerinde halledilebilirse Marmaris yangını sona doğru gelebilecek gibi gözüküyor. Köyceğiz'de yangın hala devam ediyor. Kavaklıdere'de sabah saatlerinde söndürülen yangın... Hem ben hem de İçişleri Bakanımız, Kavaklıdere'yi ziyaret ettik. Yangın tamamen söndürülmüştü ama öğleden sonra birden daha fazla patlamayla yangın tekrar devam etmeye başladı.
Rüzgarın, alevlerin sürekli yön değiştirdiği bir tablo, bu yangınların ilk gününden beri var. Gündoğmuş'ta ilçe merkezi biliyorsunuz tahliye edildi. Marmaris'teki parlamaları toparlamaya arkadaşlar çalışıyorlar. Yangınlarda hep soruluyor, 16 uçak, 9 insansız hava aracı, 45 helikopter, 6'sı yönetim olmak üzere 51 helikopter, 1 insansız hava helikopteri, 805 arazöz ve tanker, 150 iş makinesi, yaklaşık 5 bin 200 personel mücadele ediyor.
Antalya, Muğla, Adana, Mersin ve Osmaniye'de afetten etkilenen vatandaşlarımızın tarımsal alanla ilgili ön hasar tespit çalışmalarını bitirdik. 5 ilimizde 18 ilçe, 78 köy ve 2 bin 219 çiftçimiz yangınlardan etkilenmiş durumda. Tespitler devam ediyor. Çalışmalar tamamlanır tamamlanmaz üreticilerimizin mağduriyeti giderilecek. Ülkemizdeki tüm yangınları Orman Genel Müdürlüğündeki Yangın Yönetim Merkezinden takip ediyoruz. Ancak sahada olduğumuz için sahada da bunun benzeri mobil araçlardan aynı görüntüleri izleyebiliyoruz. İHA görüntülerini canlı olarak izliyoruz, meteorolojik verileri dikkate alıyor ve yangınları harita üzerinden takip ediyoruz. Yangınların büyüklüğüne, riskine ve yerleşim yerlerini tehdit ağırlığına göre müdahalelerimizi yapıyoruz. Buna göre insan kaynağı, uçak, helikopter dağılımını ayarlıyoruz. Vatandaşlardan birçok telefon geliyor, sanatçılarımız arıyor beni bugün, 'müdahale edilmedi' filan gibi söylemler olabiliyor ama müdahale edilmediğini sandığınız yerlerde aslında canla başla hem karadan hem de havadan müdahale yapılıyor.
"Hava araçlarıyla alakalı 'yeterlidir' ya da 'değildir' diye kamuoyunda çok tartışılıyor. Portekiz'in 43, Yunanistan'ın 18, Fransa'nın 40 hava aracı var. Bunlar, 2018 verileridir. Yeni veriler elimde yok ama çok aşırı değişiklik olacağını düşünmüyorum. Bizim normalde elimizdeki mevcut envanterde, yani sürekli olarak çalıştığımız uçak ve helikopter sayımız, yönetim helikopterlerini, uçağını saymazsak 48. Bunları da sayarsak 53-55'i buluyor.
Toplamda 3 amfibik uçağa 3 amfibik uçak daha eklendi, 6 amfibik uçak oldu. 9 tanker uçağımız var. Helikopter 45'ken 12 daha eklendi, 57'ye vardı ve toplam 72 hava aracına çıkmış oldu ama bu akut dönem geçtikten sonra bile Türkiye'nin bilançosunda her zaman 50 ve üzerinde hava aracı oluyor, olacak
Hem Muğla'da hem de Antalya'daki gereğinden fazla sürmüş yangınlarımızın üstesinden geliyor olacağız. Ülkemizin yaşadığı bu doğal afette cansiprane mücadele eden orman kahramanlarımıza, yine aynı kararlılıkla yanımızda olan vatandaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Sürekli olarak bir yandan tabii ki orman faaliyetlerini koordine ediyoruz ama bir yandan da vatandaşla da beraber oluyoruz. Vatandaş, bu gayretimizi görüyor, devletin tüm kurumlarının gayretini görüyor. Bize de her gittiğimiz yerde teşekkür ediyor. İnşallah yangınları en kısa sürede söndüreceğiz. Şu an bana göre milli birlik ve beraberlik zamanıdır. Herkesle el ele yürüme vaktidir. İnşallah ilk yağmurlarla beraber de fidanlarımızı dikiyor olacağız. Bununla ilgili de bir kampanya çalışmamız var. Bunu da sonuçlandırabilirsek en kısa zamanda bununla alakalı bir açıklama yaparız ama tabii ki şu anda önceliğimiz yangınların bir an evvel dönmesi, vatandaşların normal hayatına kavuşmasıdır.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından satır başları;
Provokasyon var mı? Var. Yok dersem yalan söylemiş olurum. Onun için halkımızın karşısında yalan söylemeyeyim. Ormancımızın yanına gidip de 'Siz işinizi yapmıyorsunuz, hakkımızı helal etmiyoruz.' diyenler beni son derece rencide ediyor, onları da moralsizlendiriyor. Böyle provokatif davranışlar var. Onlara da hep beraber göğüs gereceğiz. Çünkü en son geldiğim Köyceğiz'de ateşin içindeydiler. Ne zaman kurtulurlar, ne zaman kurtulmazlar bilmiyorum. Hortumu atmışlar, ormanın içine girmişler ki vadiden yangın başka bir tarafa girmesin. Ormanın içinde arazözlerle yangını söndürmeye çalışmak başka bir kahramanlık hikayesi ve inanç meselesidir. Bir şey istirham ediyorum, İstanbul'da durup, başka bir yerde durup buradaki insanları da bir telaşa koymanın anlamı yok. Zaten buradaki insanlar çok rahat haberleşiyor. Burada binlerce insan var ve çalışıyor, herkes koordinasyon içinde. Havada İHA'lar, helikopterler, her şeyimiz var var. Bütün kamu kurum ve kuruluşlarımıza, bütün belediyelerimize bütün bilgiler anında akıyor. Biz gittikten sonra bir anda Kavaklıdere'de, Menteşe'de yangın başladı. 'Menteşe'deki bütün evler yandı' diye kamuoyuna bilgi vermek insafsızlıktır ve vicdansızlıktır. Buradaki insanların emeğine, burada yaşayanların duygularına hakarettir. Her şey olabilirsiniz sanatçı, profesör olabilirsiniz. Bu buradaki insanların hayatlarıyla, duygularıyla, gerçekleriyle oynamamıza kimse müsaade edemez.
'Polisin TOMA'sı vatandaş gösteri yaparken su sıkıyor, şimdi su sıkacak.' E sıkıyor, baştan beri... 'Biz söyledik de oldu.' Tamam, 'Siz söylediniz de oldu' desem siz kendinizi tatmin edeceksiniz buyurun edin tatmin ama öyle değil. Başından beri bir programı var. Yangın yerleşim yerlerine inmeye başladığı andan itibaren TOMA devreye girdi ve bu Antalya'da bunu gördüğümüz birinci günden, andan itibaren oldu. TOMA dediğin araç yangının içine giremez ki... Ağır hareketli bir araçtır. Yerleşim yerlerine oraya sıçramaması için itfaiyeye de diğer araçlara da takviye amaçlıdır. Bu tartışmanın anlamı ne? Bir yangından bu tartışmayı mı çıkarabiliyoruz?
Bizdeki 5 su alan sepeti, bageti Orman Bakanlığına vermiştik zaten daha önce. Çalışmaları için verilmişti. Yangının boyutu büyüyünce hepimiz gayret gösterdik. Türkiye'de baget yok. Türkiye'de suyu taşıyan bambi yok. Netice itibarıyla birçok ülkeden bulmaya çalıştık. Şu ana kadar da 4 tane bulduk. Artı yine bir ülkeden 3 tane daha bulduk. Onların teknik cihazlarını da bir vesileyle arkadaşlarımız 24 saattir çalışıyorlar acaba bunu nasıl yapabiliriz diye. Elimizdeki bütün imkanları sevk etmeye çalışıyoruz. Bütün her şeyi ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu tartışmalar, söylemler neyi ifade eder, ben bunu anlayabiliyor değilim.
Yangın söndürme çalışmaları kapsamında Türk Kızılayın hemen hemen her noktada sıcak yemek, su, soğuk sandviç verdiğini, jandarma ve emniyetin takviye personelle yangın bölgelerinde ve çevresinde sürekli devriye atıyor.
Sosyal medyada öyle işler duyuyoruz ki birileri bomba getirmiş koymuş, patlamış, o bulunmuş. Biz güvenlik güçleriyiz, ben oralardan sorumluyum, ben böyle bir şeyi sosyal medyadan duyuyorum. Netice itibarıyla arkadaşlarımıza soruyorum, kaymakamımıza, valimize, emniyet müdürümüze. Tamamen yalan üzerinden bir provokasyonla karşı karşıyayız.
Arıcılık, zeytinciliğe kadar tüm tarım zararları tespit edilmektedir. Neyi sayarsanız tespit edilmektedir. Aynı zamanda araç hasarları varsa tespit edilmektedir. Ağır hasarlı, yıkık, orta veya az hasarlı yaklaşık 347 ev şu ana kadar burada tespit edildi. Bu sayı Antalya'nın yaklaşık 6-7'de biri kadar. Burada Antalya kadar evin hasarı söz konusu değil. Bu saat itibarıyla 543 bina, 784 konut, 114 ahır, 64 iş yeri, 5 kamu binası, bunların ağır, orta ve az hasar tespitleri gerçekleştirildi. Bunların da 128'i, ahır da var ev de var, ağır hasarlı, yıkık binalarımız. Yine bunun yanı sıra şu ana kadar yaklaşık hem Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, hem AFAD, hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızdan toplam 20 milyon liralık bir nakdi yardım geldi, ama sürekli olarak taleplere ve ihtiyaçlara göre bu artmaktadır.
Bugün özellikle öğleden sonra rüzgarın yön değiştirmesiyle bir kısmında biz de bulunduk, vatandaşlarımızı tahliye etmek durumunda kaldık. Muğla'da 28 kırsal mahallede toplam 3 bin 219 haneden 16 bin 603 kişiyi tahliye ettik. Jandarmamızla, ilgili kolluk kuvvetlerimizle, polisimizin de yardımcı olduğu yerler var, Sahil Güvenliğimizin de yaptığı tahliyeler var ki Sahil Güvenliğimiz de bu yangın çalışmalarında bizatihi rol almaktadır. 16 bin 603, kara ve denizden yaptığımız tahliye edilen kişi sayısı.
Dünyanın en güzel beldelerinde yaşıyoruz. Cenabıallah bize buraları nasip etti. Ecdadımız bize birçok fedakarlık ve kahramanlıkla buraları yurt etti. İnanıyoruz ki biz de gelecek nesillere, bu afetlerin hasarlarını onararak bırakacağız. Onlara da övünecekleri, gurur duyacakları bir tarih, doğa ve çevre bırakacağız.
- Etiketler :
- Haberler -
- Son Dakika
- Haberler
- Gündem
- Haber
- Son Dakika Haberleri