Öcalan'dan Nevruz mesajı
Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında Abdullah Öcalan’ın mesajı okundu. Mektubunda barışa vurgu yapan Öcalan, çözüm süreciyle ilgili olarak, "Yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur" ifadesini kullandı.

Nevruz kutlamalarına katılmak için vatandaşlar, sabah erken saatlerinden itibaren Bağlar ilçesindeki Newroz Parkı'na geldi.
Belediyeye ait araçlarla ücretsiz taşınan vatandaşlar, yoğunluk nedeniyle yaklaşık bir kilometre mesafede araçlardan inerek, yaya olarak alana ulaştı.
Alanda toplananlar, müzik eşliğinde halay çekti.
BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve HDP Eşbaşkanı Sırrı Süreyya Önder, kürsüye çıktı.
Pervin Buldan, Abdullah Öcalan'ın mesajını Kürtçe okurken, Sırrı Süreyya Önder de Türkçe seslendirdi.
Öcalan, mesajında şu ifadeleri kullandı:
"Yüreği nevruz ateşiyle barış ve özgürlük için tutuşan bütün dostlar merhaba. Medeniyetlerin beşiği olan Mezopotamya'da görkemli Nevruz ateşini bir uyanış ve demokrasi şölenine dönüştüren halkımızı selamlıyorum.
Sizlerin şahsında ülkemin bütün gençlerine ve kadınlarına sevgilerimi gönderiyorum. Yüreğinde barışa bir yer açan, sesimize kulak veren herkesi, tüm Türkiye'yi asırların dayanışma ruhuyla bir olmaya çağırıyorum. Dünya medeniyetler tarihine beşiklik etmiş, kardeş Ortadoğu ve Asya halklarının da bayramını kutluyorum. Hepinize yürek dolusu selamlarımı gönderiyorum. Bizler gencecik fidanları, canları, aşkları, emekleri kül eden savaş ateşini, yine böyle bir günde, geçtiğimiz nevruzda söndürmüş ve barış için büyük bir dirilişin meşalesini yakmıştık.
Sevgili Türkiye halkı; tarih bize göstermiştir ki; eğer kararlı bir barış önderliği sergilenmezse, tarihsel sorunlar bildiğini okur ve genellikle çok kayıplı dönüşümlerle cevaplarını üretirler.
Önümüzde en yakıcı bir şekilde cevap bekleyen şey, birbirini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğimiz sorusudur. Son nevruzdan bugüne yaşadığımız güncel somut durum tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir. Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir.
Şu ana kadar yürütülen bir diyalog süreciydi ve önemliydi. Önümüzde en yakıcı bir şekilde cevap bekleyen şey, birbirini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğimiz sorusudur. Son nevruzdan bugüne yaşadığımız güncel somut durum tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir. Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir.
Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır. Gelgelelim diyalog süreçleri önemli olmakla birlikte bir bağlayıcılık içermez. Bundan dolayı da kalıcı bir barış için yeterli güvence oluşturamazlar. Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur. Barış savaştan daha zordur ama her savaşın da mutlaka bir barışı vardır. Biz direnirken korkmadık, barışırken de korkmayacağız. Bizim direnişimiz, kardeş halklara karşı değil, hegemonik karakterli, yok sayan, imha eden, inkar eden zulüm düzenine karşı olmuştur. Dolayısıyla barışımız da hükümetler ya da devletler için değil, bu toprakların binlerce yıllık kadim değerlerini özümseyen, dünya kültürel mirasının eşsiz hazırlayıcısı olan Anadolu, Kürdistan ve Mezopotamya halkları içindir. Hükümet ve devlet bu gerçekliğe uygun bir ciddiyet geliştirmekle yükümlüdür.
Bizim büyük barış yolculuğumuz Oslo'dan Paris'e, Gever'den Lice'ye, KCK operasyonlarından hasta tutsaklarımıza dönük zalim tutuma varana değin birçok saldırıya maruz kalmıştır. İşte bütün bu kirli oyunları bozan, uluslararası gladyo hakimiyetini sarsan ve boşa çıkaracak olan da bu harekettir; yani sizlersiniz. Bütün bölgedeki vesayet düzenlerinin etkisizleştirilmesinde bizim yürüttüğümüz mücadelenin çok büyük bir payı vardır. Türlü biçimlere bürünerek karşımıza çıkan uluslararası komplolara karşı yeterli dikkati göstermek tarihsel sorumluluğumuzdur.
Öte yandan sorumlu bir dil ve üslup birçok ırkçı psikolojik harp metotlarını boşa çıkaracağı gibi büyük barışımızın da temel karakteri olacaktır. Bu barış, başta Rojava olmak üzere tüm bölgede ancak demokratik anayasal çözümlerle pekişecektir. Kadınlar, biriktirdikleri büyük özgürlük ve eşitlik potansiyelinin yanında, demokratik toplumsal gelişmeye ekledikleri yeni etik ve estetik değerlerle bu barışın asıl taşıyıcısı olacaklardır.
Hareketimiz bir gençlik hareketi olarak başlamış ve hep genç kalmıştır. Bu barışa yönelik saldırılara ve provokasyonlara karşı, barışın yılmaz savunucuları da yine gençlik olacaktır. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanına savrulmuş göçmen halkımız, dünyaya barışı ve onurlu özgür yaşamı haykıran sesimiz olacaklardır. Umudun tükenmeye yüz tuttuğu her yerde eşsiz, emsalsiz iradeleriyle hayatını, sağlığını ve özgürlüğünü, gözünü kırpmadan veren bütün yoldaşlarımız, temel dayanağımız olacaklardır. Irkçı, ayrımcı, üsttenci ve kan kokan nefret söylemlerine karşı, bin yıllık kardeşlik serüvenimizle Türkiye halkları en etkili cevap olacaklardır.
Bütün inançların, halkların, kültürlerin ve emeğin kendisini özgür hissedeceği bir özgür ve tam demokratik ülkeye olan inancımla ve en devrimci duygularımla hepinizi selamlıyorum. Kendini çağına ve insanlığa karşı sorumlu sayan herkesi büyük barışımızın yapı taşı olmaya çağırıyorum.
Selam olsun halkların kardeşliği için sorumluluk üstlenenlere. Yaşasın nevruz."
KÜRKÇÜ: KARDEŞLİĞİMİZİ ENGELLEYEMEYECEKTİR
HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü, etkinlikte yaptığı konuşmada, tüm vatandaşların nevruzunu Türkçe ve Kürtçe kutladı.
Kürkçü, “Bir yıldır Türkiye'de yeni bir hayat var. Bu yeni hayatı adım adım öreceğiz. Bize barışı çok görenlerin açtıkları çatışma yolunu değil, barış, kardeşlik, eşitlik yolunu takip edeceğiz. Öcalan’ın mesajının özü, özeti şu; 'Hükümetler barış yapamaz, barışı ancak halklar yapacaktır.' Halklar omuz omuza, el ele, yanyana olacaktır. Dünyanın emperyalist güçleri Türkiye'nin sömürücüleri, zalimleri halklarımızın ortaklık ve kardeşliğini engelleyemeyecekler. Ortak partimiz, davamız ve mücadelemiz zafere ulaşacaktır” diye konuştu.
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak ise, Kürtçe yaptığı konuşmada, "Nevruz ateştir, özgürlüktür, barıştır. Hepinizin nevruzu kutlu olsun" dedi.
TÜRK: ÖZGÜRLÜK REFERANDUMU OLACAK
Mardin Bağımsız Milletvekili Türk de konuşmasında 30 Mart'taki seçimlerin önemine değinerek, "Bu seçim her şeyden önce sayın Öcalan'ın özgürlük referandumu olacak" şeklinde konuştu.
Nevruz’u kutlayan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ve BDP'nin Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Osman Baydemir, 10 yıldır önemli hizmetlerde bulunduğunu, vatandaşlardan haklarını helal etmelerini istedi.
Baydemir, “Asker, polis, gerilla cenazesi şükürler olsun gelmiyor. Şükürler olsun annelerimiz gözyaşı dökmüyor. Sizin haklı davanız, mücadeleniz, duruşunuz bizleri bugün barış iklimine getirdi” dedi.
AYSEL TUĞLUK NEVRUZ ATEŞİNİ YAKTI
Konuşmaların ardından nevruz ateşini Mardin Bağımsız Milletvekili Türk ve Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk yaktı.
Etkinliğe katılanlar, Niyazi Koyuncu'nun seslendirdiği Karadeniz türküleri eşliğinde halay çekti.
PİKNİK YAPTILAR
Öğlen saatlerinde aileler park ettikleri araçlarının yanında açtıkları sofralarda yemeklerini yedi. Çocuklar güzel havanın tadını çıkararak oyunlar oynadı.
MÜZİĞE ARA
Nevruz kutlamaları sırasında Cuma namazı için müzik yayınına ara verildi. Bazı vatandaşlar kutlamanın yapıldığı alanın yakınındaki boş arazide namaz kıldı.
YÖRESEL KIYAFETLERLE GELDİLER
Kutlamalara BDP Eşbaşkanı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gültan Kışanak, HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel, PYD Eş Başkanı Abdullah, BDP Diyarbakır Milletvekilleri Altan Tan, Nursel Aydoğan, Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ve Şanlıurfa Belediye Başkan adayı Osman Baydemir ile kanaat önderleri, sanatçılar ve gazeteciler katıldı. Kutlamalara katılanların yöresel kıyafetler giydikleri görüldü.
Diyarbakır'da bulunan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin eşi Hero Talabani ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana da protokolde yer aldı.
10 DİLDE KUTLAMA
Kutlamaların yapıldığı parkta, Kürtçe ve Türkçe, ''Nevruz kutlu olsun'' yazılı flamaların asıldığı alana girişler sırasında tertip komitesinin de görevlendirdiği 10 bin kişi alandaki koordinasyonu sağlamaya çalıştı.
Bazıları yöresel kıyafet giyinen ve zabıta ekiplerince park alanı dışında belirlenen yerlere yerleştirilen çok sayıda seyyar satıcı alanda yemek, tatlı, su ve ciğer kebap sattı.
Platformda aralarında Kürtçe, Türkçe, Arapça, Süryanice'nin de yer aldığı 10 dilde, "Nevruz kutlu olsun" pankart yer alıyor.
Çok sayıda televizyon kanalının canlı olarak yayınladığı kutlamayı izlemek için yurt içi ve yurt dışından Diyarbakır'a gelen 350'yi aşkın gazeteci akreditasyon yaptırdı.
- Etiketler :
- Haberler