Neoliberalizm sağlığı tehdit ediyor

Socialist Register 2010 çıktı... Seçkide, sağlık sisteminin Batılı ülkelerdeki son 100 yıllık gelişimi ve 1980 sonrası dönemde yaşanan değişimler anlatılıyor.

Neoliberalizm sağlığı tehdit ediyor

Yordam Kitap, saygın uluslararası dergi Socialist Register’ın Kapitalizmde Sağlık başlıklı 2010 sayısını yayınladı. İngiltere’de 1964 yılından beri düzenli olarak yayınlanan Socialist Register, her yıl güncel bir konuyu işliyor; dünyaya soldan bakan yetkin yazar ve akademisyenlerin yazılarına yer veriyor. İngiltere’nin yanı sıra ABD, Kanada, Hindistan ve (seçkiler halinde) İtalya’da da yayınlanan dergi, 2007 yılından bu yana ’de de okurla buluşuyor. “Günümüzde Şiddet” başlığını taşıyan 2009 sayısı gibi Socialist Register 2010 da güncel bir konuya, neoliberal politikaların kıskacındaki sağlığın ticarileşmesi konusuna eğiliyor.

Leo Panitch ve Colin Leys’in editörlüğünde hazırlanan dergide Colin Leys’in toparlayıcı makalesi “Kapitalizm ve Sağlık”ı, ilginç 16 makale izliyor.

Seçkide, sağlık sisteminin Batılı ülkelerdeki son 100 yıllık gelişimi ve 1980 sonrası dönemde yaşanan değişimler ABD, Avrupa ülkeleri ve Kanada örnekleri üzerinden ayrıntılı biçimde anlatılıyor. Bu alandaki incelemeler dünyanın batısında giderek artan gelir adaletsizliğinin sağlık hizmetlerinden yararlanmadaki eşitsizlikle ilişkisini gözler önüne seriyor. Özellikle ülkemizde pek bilinmeyen Kanada sağlık sistemi hakkındaki makale pek çok bakımdan aydınlatıcı. Batılı ülkelerin yanı sıra, Çin, Hindistan, Küba ve Afrika kıtasındaki uygulamaları inceleyen makaleler, okurun sağlık alanında dünya çapında neler olup bittiğine güncel veriler ışığında bakmasına imkân tanıyor. Söz konusu incelemelerde, uluslararası kuruluşların ve Dünya Sağlık Örgütü’nün bu süreçteki konumu da öne çıkan noktalardan. Tedavi hizmetlerinin en önemli ayaklarından biri olan ilaç sektörünün işleyişine değinen bir makale de söz konusu küresel tabloyu tamamlayıcı nitelikte.

Derginin sayfalarında yer açtığı incelemelerin bir bölümü de “sağlıklı” insanın da gündelik hayatının bir parçası olan beslenme, AIDS endişesi, televizyondaki tıp dizileri ve akıl sağlığı gibi başlıkları işliyor. İnsanları besinden ziyade nasıl besleneceği kaygısıyla baş başa bırakan gıda sektörünün ve obeziteyle kâr arasındaki ilişkinin incelendiği makaleyi okumak, belki de “sağlıklı” kalmaya devam edebilmek için yapılması gerekenlerden. Ülkemizde de sevilerek izlenen tıp temalı televizyon dizilerinin başlangıcından bu yanaki seyriyle kapsamlı olarak incelendiği “Pembe Dizi Olarak Sağlık Hizmetleri” başlığında da gerçeklerle televizyondan yansıyan görüntüler arasındaki açıyı keşfetmek mümkün. Alanlarında yetkin yazarların önemli başlıklara değindiği bu sayının en çarpıcı makalelerinden biriyse, korumakta giderek zorlandığımız “akıl sağlığı”yla ilgili olanı. “İnsan ne için yaşar?” diye soran yazar, cevabı şöyle veriyor: “...Mutsuzluğumuzun büyük kısmı, deliliğimizin ise bir bölümü, kapitalist toplumun bu soruya tutarlı ve sağlam bir yanıt veremeyişinden kaynaklanıyor. Zihinsel hastalıklarla ilgili genellemeler yapmak tehlikelidir, fakat şunu söyleyebilirim ki, bu hastaların, beyin işlevlerinde herhangi bir kimyasal bozukluk taşımayan yüzde 90’lık bölümünün ihtiyaç duyduğu şey biyokimyasal kurcalamalar değil, dünyamızı ve kendilerinin bu dünyayla ilişkilerini kavramaktır. Böylece, hepimiz için daha iyi bir gelecek kurma yolunda etkin bir yer edinmeye başlayabilecekler”.

Socialist Register 2010, sağlığın piyasalaştırılması saldırısına karşı emekçilerin verdiği mücadelenin, önümüzdeki dönemde sağlık hizmetlerini şekillendirecek ana etmen olacağını ortaya koyuyor.

Sayfa Yükleniyor...