'Kürdistan' seçimi unutturdu

Muhalefet partileri milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Irak ziyaretinde söylediği "Kürdistan" sözünü NTV'ye değerlendirdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanı Ermenistan’a gittiğinde de çok iyimser beklentiler içindeydi, iyimser ifadeler kullandı. Fakat üzeriden 6 ay geçti hiçbir elle tutulur sonuç çıkmadı, Ermenistan tutumunu gittikçe sertleştirdi. Şimdi bu ziyaretlerin sonuçlarını ziyaretten sonra değerlendireceğiz. Bakalım bu ziyaret terörün sona ermesine yardımcı olacak mı olmayacak mı? Bunu göreceğiz.

Fakat yaklaşık 7 yıldan beri bu hükümetin izlediği politikanın seçimlerden bir hafta önce önemli bir değişikliğe uğratılması, amaç ve Cumhurbaşkanı'nın niyeti öyle olmasa bile, kamuoyunun kafasında 'Acaba seçimlerle bağlantılı bir yaklaşımı mı?' sorunu uyandıracak. ‘Irak Anayasası böyle dediği için öyle dedim’ diyor. Irak Anayasası’nın 7’nci maddesi Irak hükümetinin terörle mücadele sorumluluğunu ortaya koyuyor. Acaba Sayın Cumhurbaşkanı onunla ilgili bir atıfta bulunmayı düşünüyor mu?

Her ülkenin Anayasası kendini bağlar ayrıca. Ermenistan Anayasası'nda da Türkiye'nin doğu topraklarının batı Ermenistan olarak hükmedildiğini biliyorum. Şimdi Anayasa öyle diyor diye, biz bu Ermenistan’ın beklentisine yeşil ışık mı yakacağız?

Kaldı ki, Kuzey Irak’ta bir taraftan Kürtler var, bir diğer taraftan işbirliğine yakın Türkmen soydaşımız var, Araplar, Süryaniler var... Yani orası sadece Kürtlerin yaşadığı bir bölge değil. Bizim Kürtlere bir saygımız var. Kuzey Irak’taki Kürtlere sahip çıkmamız gerektiğini Sayın Genel Başkanımız defalarca açıkladı. Ama böyle açılımların çoğu zaman beklenen sonuçları vermez. Teröre karşı tek taraflı taahhüt gibi değerlendirilir. Başka ülkelerde bu gibi açılımlarla terörün sona erdirildiğini biz hatırlamıyoruz."

MHP'Lİ BÖLÜKBAŞI: VAHİM SONUÇLAR DOĞURACAK
MHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı şunları söyledi: “Bağdat’ta çok vahim sonuçlar doğuracak bir oyunun ilk perdesi açılmıştır. Türkiye’nin terörle mücadele konusunda izlediği politika herkesin malumudur. Ancak AKP hükümetinin son dönemde terörle mücadele politikasında çok ciddi bir kayma ve kırılma yaşanmıştır.  Türkiye, hedef küçültmüştür. PKK’nın Kuzey Irak’tan tasfiyesi hedefinden vazgeçilerek, silah bırakılmaktır karşılığı Türkiye’de siyasi çözüm süreçlerinin başlatılması denklemini kabullenmiştir. ABD baskı yapmıştır, AB teşvik etmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanı, Irak Anayasası’ndan yeni mi haberdar olmuştur. Irak Anayasası’nda ne yazarsa yazsın, Türkiye’nin tutumu bellidir. Irak Anayasası uçakta mı aklına gelmiştir? Türkiye’nin karşısına pazarlık denklemi çıkarılmıştır. Barzani’yle yapılacak Sözde Kürt konferansında PKK’ya silah bırakma, Türkiye’de siyasi çözüm sürecini başlatma çağrısı yapılacak. Bunun ilk adımı Türkiye’de teröristleri de kapsayan bir siyasi affın gündeme getirilmesi olacaktır. Silahlarını Barzani güçlerine teslim etmeleri istenen teröristlerden Türkiye’ye dönmek isteyenler aftan yararlanacak. Sözde yönetici kadroları muhtemelen İsveç’e yerleştirilecek. Türkiye’ye dönmek istemeyenlerin ise Barzani’nin kontrolündeki bölgede  Türkiye aleyhinde faaliyetlerde bulunmasına izin verilecek. Talabani’nin silahlı mücadeleyi bırakın çağrısı ‘silahsız bölücülük başlatın’ demektir.

AKP, Türk milli teriminin tanımını değiştirilecek, vatandaşlık milli kimliğin yerine geçecek. Eyaletler sistemine geçmesinin altyapısı hazırlanacaktır. PKK değişmeyen amaçları siyasi süreçlerle AKP ve Başbakan’ın desteğiyle hayata geçirelecektir.”

DTP MEMNUN
DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzanı’yle de görüşen Cumhurbaşkanı Gül’ün Kuzey Irak’a yönelik yaklaşımıyla ilgili olarak "Irak’taki Kürtlerle sıcak ilişkiler kurma ve geliştirme amacını ifade ediyor. Gerçeği söylemek sadece dostlukları güçlendirir" dedi.

DTP'li Osman Özçelik de, Gül’ün Bölgesel Kürt Yönetimi için “Kürdistan” ifadesini kulanmasının çok doğal bir durum olduğunu söyledi.

Özçelik, "Kuzey Irak demekle kürdistan gerçekliği yok edilemez. Yadırganacak birşey yok. Bir ülke ile ilişkileriniz olacaksa o ülkenin anayasasına uygun ifadeler kullanmak zorundasınız" dedi.