İsrail ürünlerini masadan kaldırttı
Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, Siirt'te katıldığı iftar programında İsrail ürünü içeceklerin masadan kaldırılmasını istedi.
HDP Eşgenel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Siirt'te belediyenin düzenlediği ve yaklaşık 2 bin kişini davet edildiği iftar programına katıldı. Yemek masasında bulunan İsrail ürünü içeceklerin masadan kaldırılmasını isteyen Demirtaş, iftarın ardından davetlilere seslendi.
HDP Eşgenel Başkanı ve Cumhurbaykanı adayı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasına işadamlarına zorla bağış yaptırıldığını ileri sürdü.
Erdoğan'ın kampanyasına kaç para bağış yapıldığının açıklanmadığını belirten Demirtaş, "Valiler her yerde sana çalışıyor. İşadamlarını çağırıyorlar önce git Başbakan'ın hesabına bağış yap diyorlar. İşadamları Başbakan'ın hesabına 9 bin TL bağış yapıyorlar. Gönüllü bağış değil zorunlu yapıyorlar. Ondan sonra valinin yanına gelip yatırdık efendim diyorlar. Sana bu şekilde bağış yapıyorlar. Bakalım ne kadar toplamışsın" dedi.
Türkiye'yi 90 yıldır teslim almış tekçi, mezhepçi, ırkçı yönetim anlayışını değiştirmek istediklerini belirten Demirtaş, şunları söyledi:
"Toplumunun çok kültürlü, çok inançlı, çok dilli yapısına uygun bir yönetim modeli ve yönetim anlayışı inşa etmek istiyoruz. Tek dil, tek ırk, tek millet dayatmasına karşı bütün kimliklerin, inançların, mezheplerin kendini özgürlüğüyle var ettiği korkmadan kaygı duymadan yaşadığı nefes aldığı bir devlet yönetimi inşa etmek istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimi bunun için sadece bir fırsattır. Tek başına cumhurbaşkanı bunu yapabilir diyemeyiz. Israrla tekçi ırk, tekçi mezhep anlayışıyla yönetilmeye çalışılan bir devlette hiç kimse kendini güvende hissedemez. Hiçbir dil hiçbir anlayış kendini güvende hissedemez Kürtler de korkar,Türkler de korkar, Emenisi de korkar, Arabı da korkar, Lazı, Çerkezi., Boşnağı da korkar Alevi olanı da korkar Süryani olanı da korkar. Çünkü tek dil tek millet dediğiniz zaman geri kalan bütün kimlikleri bütün inanç ve mezhepleri yok edeceğim anlamına geliyor. Hele hele bunu devlet politikası bir Başbakan olarak her seferinde büyük bir maharetmiş gibi biz ne dedik tek din dedik diye bağıra çağıra söylerse millet korkar kardeşim. Biz özgürlüğe demokrasiye çoğunluğa hasretiz. Senin gibi bağıran çağıran faşizmi bir maharetmiş gibi tek millet dayatmasıyla tek dil dayatmasıyla bizlere sunan bir cumhurbaşkanı Türkiye'yi olsa olsa korkutur sadece. Türkiye'de heyecan yaratacak umut yaratacak şey yeni yaşam belgemizde ifade ettiğimiz çoğulculuktur. Bugüne kadar devlet asla hiçbir yerde ezilenden yana olmadı asla yoksuldan emekçiden ötekileştirilenden yana olmadı. Devlet sadece devletin menfaatleri büyük çıkarları üstün çıkarları için kendini koruyan bir devlet oldu. Halkın ezilmesi katledilmesi sürgün edilmesi asla devletin ve devlet yönetiminin umurunda olmadı."
Cumhuriyet tarihi boyunca asla halkın yönetime gelmediğini ve buna fırsat verilmediğini süren Demirtaş, şimdi önlerinde bir fırsat olduğunu, cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Seçeceğin kişi sadece sana yakın olur, diğerine zulüm ederse sende o zulüme ortak olursun. Seçeceğin Cumhurbaşkanı benim işimi görür, benim kimliğime inancıma destek olur, ama geri kalanları ezer diye düşünüyorsanız bu zulüme ortak olacaksınız demektir. Oy verirken bunları hesaba katmanız lazım. Sadece kendimize yakın olanı değil kendimizle birlikte herkese yakın olacak kimse ona oy vermeniz lazım. Seçenek de çok yok işin doğrusu bir seçenek var o da bizi seçmeniz. Bütün halkları temsil eden sadece biz varız. Ve sizden ricam Siirt halkı ne yapacağını bilir de buradan kameralar aracılığıyla bütün Türkiye'ye seslenmek istiyorum. O kabine girdiğinizde vicdanınızla üç fotoğraf karşı karşıya olacak. Arada başka bir şey yok rahat olun o fotoğrafların üçüne de uzun uzun bakın acele etmeyin bir kez daha bakın o mührü vurmadan bir kez daha fotoğrafları inceleyin. Gözlerine bakın, üç fotoğraftaki gözlere bakın. Düşünün bunların her biri sizin için bugüne kadar ne yaptı ne yapabilir bunların her biri sizin için ne çaldı ne çalabilir. Tek tek fotoğraflara bakarken düşünün oy vereceğiniz kişi bütün halkların başkanı olacak ve Türkiye'nin bir numaralı koltuğuna bir kişi mi otursun istiyorsunuz, bütün halk mı otursun istiyorsunuz kararınızı verirken buna göre karar verin.
Kendilerinin Cumhurbaşkanlığı koltuğunun bir kişinin malı olmasını istemediklerini söyleyen Demirtaş, "Bütün halkların ortak malı olsun. Ezilenlerin, yoksulların, bugüne kadar asla devletin yüz vermediği sadece devletten dayak yemiş sadece devletten zulüm görmüş Türkiye'nin bütün kesimlerinin malı olsun o koltuk. Öyle bir Cumhurbaşkanı oraya otursun ki, halkın her bireyi Artvin'den baktığında işte benim cumhurbaşkanım desin. Antalya'dan, Çorum'dan, Hakkari'den, Siirt'ten, Diyarbakır'dan baktığında evet ben o koltukta oturuyorum desin. Bir Alevi baktığında evet o koltuk benim koltuğum desin. Bir Arap, Kürt o koltuğa baktığınde evet orası benim iktidarımdır desin. Ama yanlış tercihte bulunursanız inanın ki o koltuğun kendi özel mülkü malı gibi kullanmaya devam edecektir. 12 yıldır yaptığı gibi. 12 yıldır ülkeyi kendi özel bahçesi tarlası gibi düşünüyordu. Ülkede yaşayanları da kendi marabası gibi düşünüyordu. Herkes onun kulu, kölesi, hizmetkarıdır herkes beyefendiye hizmet hürmet göstermek zorundadır. Kendisi lütuf dağıtır gibi hepimize hak ve özgürlük dağıtıyor.Payımıza düşeni alabildiğimize de şükretmemiz lazım. Şükretmeyen Başbakan'ın düşmanıdır. Ona şükretmeyen demokrasi düşmanıdır. Böyle bir anlayış halkın başkanı olabilir mi? Bütün halkların adil eşit başkanı bu şekilde olabilir mi? Sen en nihayetinde Allah'ın yarattığı bir kulsun ve cürmün kadar yer yakarsın. Küçük dağları sen yaratmışsın gibi davranma bize biz halkız halk. Senden büyük Allah var unutma bunu aklından çıkarma. Evvela şu kibrinden vazgeç kibir iyi bir şey değil kendini üstün görmek iyi bir şey değil" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı televizyonda tartışmaya davetini yineleyen Demirtaş, Erdoğan'ın sorulacak sorulardan korktuğunu ileri sürdü. Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığında ne kadar bağış aldığının açıklanmadığını belirten Demirtaş, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı olacaksın, halkın başkanı olacaksın. Daha iki tane adayla bir stüdyoda bir araya gelmeyi kendine yediremiyorsun. Halkla nasıl konuşacaksın? Sorulacak sorular korkutuyorsa seni şimdiden o soruları sorayım hazırlık yap. Sana soracaklar mal beyanında belirttiğin mallar dışında servetin var mı? Oğlunun kızının kaynının üstüne damadının üstüne mallar mülkler var mı? Sağda solda sakladığınız paralar var mı? Bunu soracaklar, cevabını hazırlaman bunun cevabını vermen lazım çünkü mal beyanında yazdıkların devede kulak kalır. Asıl malın mülkün nedir? Bunu açıklaman lazım. Açıklamadan halkın başkanı olamazsın. Halka yalan söyleyen halkın başkanı olamaz. Sen daha servetini dahi açıklarken halka yalan söylüyorsun. Neyin var, neyin yok bilelim. Yarın bir gün halk senden yana tercih kullanırsa, halkın başkanı olacaksın ne kadar servetin var? Nereden kazandın bilmek hakkımız. Hangi servetle ne kadar oraya gideceksin bilmek hakkımız. Sadece malımızı mülkümüzü değil bize yatırılan bağışların hepsini açıklıyoruz. Ne kadar yatırılmış her gün sabah internet sitemizde görebilirsiniz fakat senin bağışların miktarı bile açıklanmıyor. Valiler her yerde sana çalışıyor. İş adamlarını çağırıyorlar önce git Başbakan'ın hesabına bağış yap diyorlar. İşadamları Başbakan'ın hesabına 9 bin TL bağış yapıyorlar. Gönüllü bağış değil zorunlu yapıyorlar. Ondan sonra valinin yanına gelip yatırdık efendim diyorlar. Sana bu şekilde bağış yapıyorlar. Bakalım ne kadar toplamışsın."
Başbakan Erdoğan'ın devletin bütün olanaklarıyla seçim kampanyası yürüttüğünü söyleyen Demirtaş, "Birde seçim kampanyası için bir de halktan para topluyorsun. Açıklamıyor da bunu nasıl bir zorbalıktır anlamış değilim. Nasıl bir beladır anlamış değilim. Halkın malının üstüne çöreklenmiş beni destekleyenler var geri kalanlar beni ilgilendirmez deyip ülkenin tamamında hakaret ediyor. Ben bu yüzden Cumhurbaşkanı olayı oluyorum.
Doğrusunu göstermek için gözüm o koltukta yok doğrusunu göstermek için adayım. Kardeşlik derken bile bağırıp çağıran bir insandan kardeşlik gelmez. İnsan hakları, barış, özgürlük derken bile parmağını sallayan hakaret eden birinden hayır gelmez. Halk artık bunu iyi hesap etmeli. Çankaya'da gerçek bir halk temsilcisi, insan haklarına evrensel hukuka saygılı bir halk temsilcisi oturursa, hükümetin yanlışlarını da parlamentonun yanlışlarını da düzeltme fırsatı olur. Bakın parlamentodan zorla emrivakiyle çıkarılan yasalara bir bakın. İşçi, kadın, emek, sendika karşıtı doğa, çevre, inanç, mezhep karşıtı yasa var. Fakat hiçbiri Çankaya'dan dönmüyor, aslında hepsi veto gerektiriyor. Bakın işte orada halkın çıkarına aykırı bir yasayı gönül rahatlığıyla veto edebilecek bir cumhurbaşkanına ihtiyaç var. Halkın çıkarını koruyacak devletin menfaatinden önce halkın çıkarını koruyacak bir cumhurbaşkanına ihtiyaç var" dedi.
- Etiketler :
- Haberler