İmamoğlu'nun savcılıktaki ifadeleri: Neyle suçlanıyor ne yanıtlar verdi?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun terör ve yolsuzluk soruşturması kapsamında Savcılığa verdiği ifadeler ortaya çıktı. Savcılık tarafından Ekrem İmamoğlu'na terör kaydı olan 18 kişinin meclis üyeliği ve kent uzlaşısı soruldu. İmamoğlu sorulara karşılık 10 sayfalık ifade verirken, gizli tanık beyanlarını kabul etmediğini söyledi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nda ifade veren Ekrem İmamoğlu kendisine sorulan "Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı?" sorusuna "Benim ailemin ve şahsımın etrafında terör ile ilgili kimse barınamaz, bir parçası olamaz. Bunun bana sorulmasını bile zul kabul ederim" şeklinde yanıt verdi.
SAVCILIK İMAMOĞLU'NA "KENT UZLAŞISINI" SORDU
İmamoğlu'na kent uzlaşısının ne anlama geldiği, ne zaman ne amaçla kurulduğu soruldu.
İmamoğlu cevabında "Kent uzlaşısı ifadesinin DEM Parti söylemi olduğunu biliyorum. Yukarıda ismi geçen terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini, ne söylemlerini biliyorum, ne de takip ettim, öyle bir merakım da yoktur. Kent uzlaşısı bana değil şu anda Türkiye'nin mevcut siyasi gündeminde hükümetle yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır" dedi.
Terör kayıtları olan 18 şahsın 2024 yerel seçimlerinden yaklaşık bir ay öncesinden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nden Cumhuriyet Halk Partisi'ne üye olarak geçtiklerinin anlaşıldığı anlatıldı. Ekrem İmamoğlu'na "Bu şahısların meclis üyesi olarak gösterilmesi kim veya kimler tarafından sağlandı? Siz bu şahısların terör örgütü ile iltisaklı olduğu yönünde herhangi bir bilgiye sahip miydiniz?" sorusu yönetildi.
İmamoğlu cevabında "İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu'na bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu bu tespiti yapmayıp daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını, kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ise Cumhuriyet Halk Partisi'nin, İstanbul ve Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde Türkiye'nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi Türkiye ittifakı kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık bin 500'e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilmem mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
"GİZLİ TANIK UYGULAMASINI VE BEYANLARINI KABUL ETMİYORUM"
Gizli tanık İlke'nin "2024 Yerel Seçimlerinde DEM Parti'nin seçimlerde CHP'yi desteklemesi için sağlanan para trafiği Murat Ongun tarafından gerçekleştirildi. DEM ile CHP arasındaki bağlantıyı ise Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ile Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Ekrem İmamoğlu'nun kurduğu Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan sağladı. DİAYDER isimli dernek üzerinden alımları da Mahir Polat aracı olduğunu konu ile ilgili kamuoyunda haberler yansıdı. Dernek kapsamında terör örgütü ile bağlantılı kişiler bulunuyordu. Bu kişiler işe alındı" şeklindeki beyanları İmamoğlu'na okundu. Ekrem İmamoğlu'na "Gizli tanık ifadesinde geçen beyanlarda belirtilen para trafiği hakkında bilginiz var mıdır? Beyanlarda geçen paranın kaynağı nedir? Bu şekilde bir maddi kaynak aktarımı oldu mu? Bahse konu para aktarımı ne şekilde kimler vasıtası ile nereye yapılmıştır? Reform Enstitüsü isimli vakıf ne amaçla kurulmuştur? Faaliyetleri nelerdir?" şeklinde sorular yöneltildi.
İmamoğlu: "Mehmet Ali Çalışkan ile 2018 yılında İBB başkanı adayı olduğum tarihte tanıştım. Daha önce herhangi bir tanışıklığım bulunmamaktadır. Kendisi o dönemde Cumhuriyet Halk Partisi ile çalışan bir araştırma ve siyasi analiz şirketi sahibi olduğunu bildiğim bir kişidir. Daha sonraları kendisi ile siyasi analiz konusunda çok kereler birlikte olduğumuz, bir kısım araştırmalar yaptırdığımız ancak daha yoğun bir şekilde Cumhuriyet Halk Partisi ile birlikte çalıştığını bildiğim, fikir ve yetenekleri kamuoyunca da bilinen değerli bir araştırmacıdır. Reform Enstitüsü ismi ile bir vakıf kurarak düşünce kuruluşu olarak geliştirmek arzusunda olduğumuz bir kurumdur. Ancak zaman içerisinde henüz çok etkin bir şekilde faaliyetlerde bulunmaya dönük planlama oluşturulamamıştır. Bahse konu vakfın kurucuları arasında ben de varım. DEM Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi arasındaki bağlantı ve finansman ilişkisini kurmakla ilgili ne Murat Ongun'un, ne İBB Genel Sekreter Yardımcısı Olan Mahir Polat'ın ne de Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan'ın ilişkisi yoktur, herhangi bir tespitim ve şahitliğim olmamıştır. Gizli tanık uygulamasını da beyanlarını da kabul etmiyorum. Çoğunlukla uydurma, kumpas içerikli ve yalan ifadelerdir"
Ahmet Özer'in adaylık sürecine de ifadesinde değinen İmamoğlu, ‘'Esenyurt'ta aday olarak belirlenen arkadaşımızın çekilmesine müteakip Esenyurt'un demografik yapısına uygun olduğu düşünülen ve geçmişte benim de danışmanlığımı yapmış Özer, CHP Genel Merkezi tarafından aday gösterilmiştir. Bu süreçlerin tamamı, Büyükşehir Belediye Başkan adayının tavsiyesi, il başkanlığının çalışma ekibine sunulması akabinde il başkalığı bu öneriyi olumlu bulması halinde genel merkeze taşır. Bu karar merkez yürütme kurulu önerisi ile parti meclisinde oylanarak karar verilir.'' diye yanıtladı.
İmamoğlu ifadesinin devamında, 19 Mart günü İBB Başkanlık konutu kapısından gözaltına alınma metodunu kınadığını söyleyerek, "İfade etmeliyim ki işlemi yürüten polislerin nezaket dışında hiçbir kötü davranışı olmamıştır. 4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu en güçlü dayanağını gizli tanık ifadelerine bağlamış olması ve gözaltına 3-5 gün kala hatalı tespitler içeren MASAK raporlarıyla doldurulmuş, tarihe karar bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır. Bu yargı tacizi sürecini önüme koyan herkesi en üst seviyede kınıyor, hakkımı ömrüm boyunca hukuki yollardan arayacağımı beyan ediyorum." ifadelerini kullandı.
Ekrem İmamoğlu'nun, İBB'ye yönelik "yolsuzluk" soruşturması kapsamındaki savcılık ifadesine de ulaşıldı.
Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca ifadesi alınan İmamoğlu'nun, savcıya yaklaşık 2,5 saat süreyle, 2 sayfalık ifade verdiği öğrenildi.
Kendisine gösterilen fotoğraflara karşı İmamoğlu, "Ben fotoğraflarla ilgili cevap vermek istemiyorum." dedi.
İBB Başkanı ve Türkiye'de en fazla gündemde olan kişilerden olduğunu belirten İmamoğlu, "Hayatım halkın arasında geçiyor ve insanlarla ilgili en fazla güvendiğim şey, bir kere gördüğüm insanları tanımak ve hatırlamak üzeredir. Ancak listeli bir şekilde fotoğraf tablosunun önüme konularak, büyük bir bölümünün benimle çalışan, özel yaşamımda benimle ilişkili ve siyasi olarak yol arkadaşı olduğum belli insanların bana sorulmasını şahsıma uygun bir soru yöntemi olarak görmüyorum. Zaten fotoğrafta olan kişilerle ilişkilerim bellidir ve tespitlidir. Diğerleriyle ilgili tanımadığım insanları gözümle hatırladığım kadarıyla ifade ederek tanımaya çalışacak çaba içerisinde olacak bir kişi değilim." ifadesini kullandı.
Evinin önündeki yeşil alan soruldu
İmamoğlu, kendisine sorulan Sarıyer’deki 624 ada 175 parselde yer alan yere ilişkin ifadesinde, "Bana sormuş olduğunuz Sarıyer İlçesi Reşitpaşa Mahallesi'nde bulunan 624 ada, 175 parselde yer alan kamulaştırma ile ilgili tamamen belediyenin bölgeyi yeşil alan olarak halkın huzuruna sunması için yapılmış bir çalışmadır. Belediye olarak binlerce kamulaştırma işlemi yapılmıştır. Bu da onlardan sadece bir tanesidir. Yasemin Eroğuz tarafından satın alınan söz konusu yer her ne kadar MASAK raporunda 3 milyon matrahlı ve 250 bin lira kapora ödemesi şeklinde gözükmüşse de söz konusu arazinin alımı için Türkiye İş Bankası'ndan iki ayrı kredi kullanılmış olup, ödemeler kredi vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bu hususun tekrar araştırılmasını istiyoruz." dedi.
Soruşturmanın şüphelileri Emrah Bağdatlı, Adem Soytekin, Hüseyin Köksal ve Fatih Keleş gibi şahısların mal varlığıyla ilgili artışlar hakkında bilgisi olmadığını savunan İmamoğlu, savunasında şunları kaydetti:
"Kendi ticari hayatlarıdır. Bir kamu yöneticisi olarak, kamu ahlakına sahip olduğunu iddia eden bir kişi olarak en önemli hususun şeffaflık ve hesap verilebilirlik olduğunu çok iyi bilirim. Hayatım ile ilgili hiçbir hususun gizliliği olmamıştır. Hele hele kamu yöneticisi olduktan sonra gizlilik olamayacağını da bilen birisiyim. Ticaretimle ilgili, ailemle ilgili tüm hususlar, kamuoyunun önünde şeffaf bir biçimde sürmektedir."
"Sonuna kadar hakkımı arayacağım"
İmamoğlu, savunmasını şu şekilde tamamladı:
"Doğru yöntemi tercih etmeyip namusuma, haysiyetime leke getirecek uygulamaları yapanların, raporları düzenleyenlerin Allah'ın verdiği ömür kadar mücadelemi hukuki zeminde sonuna kadar arayacağıma yemin ettim. Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.
- Etiketler :
- Haberler -
- İbb
- İmamoğlu Soruşturması
- Terör