Erken seçim teklifi Meclis'te kabul edildi

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçiminin 24 Haziran'da yapılmasına ilişkin önerge, TBMM Genel Kurulu'nda 386 oyla kabul edildi.

Erken seçim teklifi Meclis'te kabul edildi

Son dakika haberi! 

TBMM Genel Kurulu'nda, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçiminin 24 Haziran'da yapılmasına ilişkin önerge görüşüldü.

Siyasi parti grupları, Hükümet ve şahıslar adına konuşmaların ardından önerge, 386 evet oyuyla kabul edildi.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, sonucun açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada, sonucun hayırlı olmasını diledi.

Seçimin çok önemli ve sandık demokrasinin kalbi olduğuna dikkati çeken Kahraman, şunları söyledi:

"Sandık ne derse o ve demokratik hayatın devamı ülkemizin gelişmesi için şarttır. Biz Cumhuriyetten, demokrasiden yanayız. Cumhuriyetle inşallah ilelebet devam edeceğiz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bizim, hepimizin iştirak ettiği topyekün anayasamız. Halkın hakimiyeti devam edecek. Birbirimizi bazen kırıyoruz. Bazen kırıcı durumlar oluyor ama nasıl 15 Temmuz'da burada ve hep beraber idiysek, hep beraberiz. Bunlar geçici hadiseler. Hepimizin hedefi ülkemizin gelişmesi ve ileri gitmesidir.

Sayın Başbakan 'burada parlamenter sistemin son Başbakanı olarak konuşuyorum' dedi. Olabilir ama demokrasi devam ediyor. 26. dönemdeki büyük başarımızı tarih yazacak. İnanıyorum ki siyasi tarihimize bu altın harflerle geçecektir. Öncelikle biz emanetin müdafi olduk ve 15 Temmuz'da bütün partiler olarak burayı terk etmedik.

26. dönem hepimizin iftihar edeceği bir dönemdir. Bunun ispatı kesindir. İnceleyince herkes bunu görecektir. Bir bütün haline geldik. Buradan 7 Ağustos doğdu. O ruh hep devam etti ve devam edecek. Milli menfaatlerde hep bir aradayız."

Kahraman, konuşmasının son kısmında şu şiiri okudu:

"Çiçeklerle hoş geçin, balı incitme gönül, bir küçük meyve için, dalı incitme gönül. Konuşmak bize mahsus, olsa da bir güzel süs, ya hayır de, yahut sus, dili incitme gönül. Sevmekten geri kalma, yapan ol, yıkan olma, sevene diken olma, gülü incitme gönül. Başın olsa da yüksek, gözün enginde gerek, kibirle yürüyerek, yolu incitme gönül. Mevla verince azma, geri alınca kızma, tüten ocağı bozma, külü incitme gönül. Dokunur gayretine, karışma hikmetine, sahibi hürmetine, kulu incitme gönül."

Kahraman, elinden geldiğince adil olarak davranmak istediğini belirterek, "Beşeriz, hepimizin hatası olur. Helallik istiyorum, ben topyekün helal ediyorum. Yeni döneme başarılar diliyorum. Hepinize sağlık, afiyet diliyorum. Şehitlerimize Allah'ta rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.

CHP'Lİ ALTAY: MİLLET SİZİ YAKASINDAN, TAŞKÖPRÜ KEBABINI SALLAR GİBİ SALLAYIP DÜŞÜRECEK

Meclis'te grubu bulunan 4 partinin grup başkanvekilleri, TBMM Genel Kurulu'nda AK Parti ile MHP'nin seçimlerin 24 Haziran'da yapılacağına dair seçim önergesi üzerinde partileri adına söz aldı.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun üç hafta önce "Düşün bu milletin yakasından" açıklamasında bulunarak, "Ya istifa edin ya seçime gidin" dediğini belirtip "Bu milletin sizi yakasından düşürmesine fırsat verdiğiniz için çok teşekkürler, Allah razı olsun" diye konuştu.

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli'nin TSK içindeki 3 bin kripto FETÖ'cünün ihraç edileceği açıklamasını anımsatan Altay, milletin de siyasetteki kripto FETÖ'cüleri 24 Haziran'da tasfiye edeceğini öne sürdü.

"ETİK DEĞİL"

Engin Altay, OHAL şartları içinde seçime gitmenin etik olmadığını savunarak, dünyanın en katı, en sıkıyönetimi de ilan edilip seçime gidilse akıbetin kaçınılmaz olduğunu, etkinin tepki doğurduğunu söyledi. Altay, "Milletin temel hak ve özgürlük aşkı, demokrasi sevdası sizi buradan indirmeye yeter. OHAL şartlarındaki bir seçimi etik, ahlaki bulmamakla birlikte, dünya milletler ailesine için kara leke olarak geçmesine rağmen CHP, bu seçimlerden çok şükür birinci parti olarak çıkacaktır. Bunu gönül rahatlığıyla Meclis'ten ilan etmekten mutluluk duyuyorum" değerlendirmesinde bulundu.

'nin 68 yıldır demokrasi mücadelesi verdiğini dile getiren Altay, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz'un, milletin demokrasiye olan sadakat ve aşkını kıramadığını vurguladı. Altay, OHAL ile Türkiye'ye verilen zararın, beş darbeyle verilen zarardan fazla olduğunu savundu.

"DANIŞILAN TÜRKİYE'Yİ DİDİŞİLEN TÜRKİYE'YE ÇEVİRDİNİZ"

CHP Grup Başkanvekili Altay, 24 Haziran'a giderken Türkiye'de beş temel sorunun can yakıcı hale geldiğini, demokrasi, ekonomi, eğitim politikası, dış politika ve toplumsal barış, huzur ortamı konularında Türkiye'nin taşınabilir noktada olmadığını öne sürdü. Altay, ekonominin pert, demokrasinin komada, eğitimin kanser, dış politikanın felç olduğunu, toplumsal barış ve huzur ortamının yok edildiğini ileri sürdü. Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnanç farklılıkları üzerinden önce insanları, sonra toplumu böldünüz. İnsanların etek boyuyla, başlarının açık, kapalı olmasıyla uğraştınız. Toplumu böldünüz, işkence yaptınız, işkencelere göz yumdunuz, gazeteci ve milletvekillerini hapse attınız, sanatçıları fişlediniz, sanatı sansürlediniz, belediye başkanlarını hukuksuz yere görevden uzaklaştırdınız, sarayın avukatları hakim ve savcılara talimat verir oldu, keseceği cezayı söyler oldu, eğitimi bilimsellikten kopardınız. Afrika'daki en az gelişmiş kabile devletlerinde bile Türkiye'den daha bilimsel, laik ve parasız eğitim yapılıyor. Türkiye'yi meczuplar ve sapkınların kol gezdiği ülke haline getirdiniz. Türkiye'yi, Atatürk'e hakaretin özendirildiği ortama taşıdınız. Yüce dinimizi tartışmaların göbeğine oturttunuz. Kürt sorununu, siyasi malzeme olarak gördünüz. Sayın Erdoğan, Sayın Kılıçdaroğlu'nun FETÖ, PKK, PYD, DAEŞ'e yardım ve yataklık yaptığı iddiası için bir tane ceza davası açmadı. TBMM yerine Oslo, Kandil, Dolmabahçe, İmralı'da güya çözüm aradınız. Sizin sorumsuzluğunuzun, basiretsizliğinizin bedelini askerimiz, polisimiz ve vatandaşımız canı, kanıyla ödedi. Dış politikada Türkiye'nin itibarını yerle yeksan ettiniz. Danışılan Türkiye'yi, didişilen Türkiye'ye çevirdiniz. "

"NE ABD NE RUSYA AYAR VEREBİLİR"

Altay, daha şimdiden dünyada Türkiye'deki seçimlerle ilgili olumsuz demeçlerin seslendirilmeye başlandığına işaret ederek, ne ABD ne Rusya'nın kendilerine ayar veremeyeceğini belirtti. Altay, ancak Türkiye'yi itibarsızlaştırmaya, beşinci sınıf ülke gibi göstermeye de kimsenin hakkı olmadığını dile getirdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün seçimlerle ilgili endişesini dile getirdiğine değinen Altay, "Ey sözcü endişelenme CHP var, demokrasiye aşık 70 milyon insan var." dedi.

Türkiye'nin bir felakete sürüklendiği konusunda fikir birliği bulunduğunu öne süren Altay, "Seçim kararını alanlardan Allah razı olsun. Bu kararı Meclise getirme noktasında ilk girişimi yapanlara teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

"2002-2008 AYARLARI"

"Keşke AK Parti, 2002-2008 ayarlarına geri dönebileydi. O zaman belki bu seçimde bir şansınız vardı" görüşünü savunan Altay, AK Parti'nin bu dönem dişe dokunur şeyler yaptığını söyledi.

Altay, şunları kaydetti:

"Keşke mağdur kalaydınız. Mağdurdunuz, kendinizi millete öyle yutturdunuz. Ekonomik olarak palazlandınız, palazlandıkça mağrurlaştınız. Bir AK Parti milletvekilinin dediği gibi palazlandıkça şımarıp, yoksuldan uzak düştünüz, sırtınızı zengine dayadınız. Onun için bu millet sizi yakasından, Taşköprü kebabını sallar gibi sallayıp düşürecek.

Sayın Erdoğan, 'erken seçim vatana ihanet' diyordu. Ne oldu Bence Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli, siyasi ötanazi hakkını kullandı. AK Parti'li seçmen de 24 Haziran'da felakete dur diyecek. Bu seçim erken seçim değil, çok acele erken seçim. İyiki de öyle. Güle güle gidin."

MHP'Lİ AKÇAY: MİLLET İRADESİ 24 HAZİRAN'DA TECELLİ EDECEK

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti ve MHP'nin ortak seçim önergesinin görüşmelerinde yaptığı konuşmada, siyasetin bir bakıma gerçekleri görmek, geleceği öngörmek ve tutum almak olduğunu belirtti.

"Önce ülkem ve milletim" diyerek hareket ettiklerini anlatan Akçay, bugün de aynı ilkelerle 24 Haziran'da kurulacak sandığın, Türkiye'nin önünü açacağına inandıklarını ifade etti.

Erken seçim kararının alınmasının altında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni bir an önce hayata geçirmenin olduğunu vurgulayan Akçay, "Türkiye hedeftedir. İç ve dış güvenlik sorunları karmaşık bir hal almakta, vatanımızı içine alan husumet çemberi daralmaktadır. Ülkemizin huzuruna, güvenliğine kastedenlere cevap vermek, ülkemizin geleceğini planlamak zorundayız. Geleceğe daha güçlü adımlarla yürümek zorundayız" diye konuştu.

Türkiye'nin bekasının sarılmak istendiği bu dönemde gündemin sürekli seçim tartışmalarıyla meşgul edilemeyeceğini dile getiren Akçay, bu seçimin, ülkenin temel konularını demokrasi içinde çözme gayreti olduğunu belirtti.

Yurt içi ve dışında terörle mücadelede önemli bir dönemin içinde bulunulduğuna dikkati çeken Akçay, terörle mücadelenin milli bir mesele olduğunu ve bu konuşulurken diğer konuların tali kaldığını söyledi.

Erkan Akçay, "İşte bu nedenle seçim tartışmalarıyla geçirilecek 562 günümüz yoktur. 16 Nisan Anayasa referandumuyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, herhangi bir tavsama ve gecikme olmaksızın geçilmelidir. Milletimizin talep ve beklentisi de bu yöndedir" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Türkiye'nin demokrasi yolunda ilerleyişinin doğal bir neticesi olduğunu ifade eden Akçay, demokrasinin gereği olarak her siyasi partinin 16 Nisan Anayasa referandumuna saygı göstermesini istedi.

Sistemin temel omurgasının "Güçlü devlet, güçlü yönetim ve demokratik istikrar" olduğunu hatırlatan Akçay, bu gerçek karşısında kriz ve kaos lobisinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerinde faal olduğunu ve fitne odaklarına karşı harekete geçilmesi gerektiğini söyledi.

Akçay, "Siyasetimizin amacı milletin birliği, devletin dirliği, vatanın bütünlüğü içinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet yükselmesi, muhafaza ve müdafaasıdır." dedi.

15 Temmuz'daki hain darbe girişimi sonrasında siyasi kilitlenmeye ve krize sürüklenmek istenen ülkemizde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle yönetim sorunlarına son verildiğini aktaran Akçay, "Bundan sonra esas olan Türk siyasetinin bu mecrada yol almasını sağlamaktır" ifadesini kullandı.

Yaklaşık bir yıldır devam eden ve son iki ayda yoğunlaşan erken seçim tartışmalarını kendilerinin başlatmadığını belirten Erkan Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne MHP, ne de Adalet ve Kalkınma Partisi bu tartışmalara hiç girmedik. Bazı çevrelerin gündeminde 16 Nisan Anayasa referandumundan beri sürekli erken seçim vardır. Her fırsatta erken seçim çağrılarıyla 'hodri meydan' deniliyor. Bütün bu çevrelere ve kaos çıkarma gayretlerine rağmen Cumhur İttifakı, seçimlerin zamanında yapılması gerektiği kanaatini çeşitli vesilelerle dile getirmiştir. Sayın Genel Başkanımızın ve Sayın Cumhurbaşkanının, 3 Kasım 2019'u defalarca işaret etmesine rağmen malum çevreler seçim tartışmalarıyla kamuoyunu meşgul etmeye devam etmiştir.

Bugün itibarıyla 3 Kasım 2019'a 563 gün gibi uzun bir süre vardır. Fitne, dedikodu ve kriz mekanizması, kaosa kapı aralamak için faaliyetlerini hızlandırırken, bölgesel risk ve tehlikelere zamanında ön alınması gerekirken, emperyalizm sınırlarımızın hemen ötesinde işgal ve savaş planları yaparken, ülkemiz aleyhine siyasi ve ekonomik operasyonlar derinlik kazanırken, Türkiye döviz, faiz, sıcak para sarmalında ekonomik ambargoya alınmak istenirken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi daha fiilen hayata geçmeden karalanmak istenirken, bütün bu olanları görüp de seyirci kalamazdık. Terörle mücadele, ekonomik canlanma, sosyal huzur ve topyekun kalkınma hamlesi yapmak zorundayız. İç ve dış tehditlerin yoğunlaştığı bir dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş tamamlanarak, taşlar yerine oturtulmalıdır."

"BU KARAR KÜRESEL EMPERYALİZMİN SÖZCÜLERİNE BASKINDIR"

Sorumlu siyasetin temsilcileri olarak bu işin daha fazla uzatılmaması gerektiğine ilişkin görüşlerini ortaya koyduklarını aktaran Erkan Akçay, seçime ilişkin polemiklerin ve tartışmaların sona erdirilmesi gerektiğini belirtti.

Bir kısım zevatın, yine memnun olmadığına, "Baskın seçim, acele seçim, yangından mal kaçırma" gibi bir takım ifadelerle eleştirilerde bulunduklarına dikkati çeken Akçay, "Kendi sanrılarını millete mal etmek için erken seçim kararı hakkında akla hayale gelmeyecek spekülasyonlar, komplo teorileri üretmekte yine çok mahirler" şeklinde konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Akçay, sözlerine şöyle devam etti:

"(Baskın seçim) deniliyor. Allah aşkına kime baskın bu seçim Tüm partiler 'Hodri meydan, hazırız' diyor. Hatta erken seçim çağrısını da neredeyse bir yıldır onların başlattığını tekrar hatırlatmak isterim. Sık sık erken seçim çağrısı yapanlara 'Madem öyle, buyurun sandığa' denilmiştir. Öte yandan Yüksek Seçim Kurulu 'Hazırız' diyor. Cumhur ittifakı da hazır. O halde bu seçim kime baskın

Söyleyelim: Bu seçim Türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyenlere, proje örgütlerle birleşik cephe halinde Türkiye Cumhuriyeti'ni hedef alanlara baskın seçim olabilir. Bu karar, Türkiye'nin Zeytin Dalı'ndan, Fırat Kalkanı ve El Bab Operasyonu'ndan rahatsız olanlara baskındır. Bu karar FETÖ'yle, PKK'yla mücadeleden rahatsız olanlara baskındır. Bu karar turuncu devrimcilere, etnik bölücülere, 15 Temmuzculara, PKK muhiplerine, Sevr sevdalılarına, sokak sevdalılarına baskındır. Bu karar küresel emperyalizmin sözcülerine baskındır. Daha dün ABD sözcüsü 'Kaygılarımız var' diyor, İngiliz gazeteleri hazımsızlıklarını yansıtıyor. Neticede Türkiye düşmanları hazırlıksız yakalanmış, onların 2019'a ayarlı bütün müdahale senaryoları ellerinde kalmıştır."

"BİZ MİLLİ İRADEYE SADAKATLE BAĞLIYIZ"

Seçimlerin tıkanan veya tehdit altında olan siyasi, sosyal, ekonomik ve dış politika meselelerine çözüm için atılacak bir adım ve nefes olduğunun altını çizen Akçay, "Demokrasiye bağlıysanız millete gitmekte sakınca görülmemelidir. Erken seçim çağrısı karşı karşıya bulunduğumuz durumlara karşı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş suretiyle milletin hakemliğine başvurma çağrısıdır. Biz milli iradeye sadakatle bağlıyız. Milletimizin kararını duymaktan rahatsız olmayız. 16 Nisanda milletimiz hukuki çerçeveyi çizmiştir, 24 Haziranda da milli devlet-güçlü iktidar istikametinde yürütmeyi ve yasamayı belirleyecektir" dedi.

Akçay, erken seçim kararının doğru ve zaruri bir karar olduğunu belirterek, "OHAL'de seçim mi olur?" bahanesine sığınanların bulunduğunu anımsattı. Türkiye'nin belli bölgelerinde bugüne kadar pek çok defa OHAL'le, hatta sıkıyönetim altında seçime gidildiğini aktaran. Erkan Akçay, şunları kaydetti:

"Türkiye hepimizindir, hepimizin vatanıdır. Bir an önce ülkemizin temel konularına odaklanmalıyız. Yönümüzü, istikametimizi belirlemeli, ülkemizi bir an önce her türlü risk ve krizden uzak tutmalıyız. Sözü ve iradeyi asıl sahibi olan millete vermenin zamanı gelmiştir. İstikbal ve istiklal Türk milletinindir. Milli devlet, güçlü iktidar için istikametimiz milli iradedir. Milletimiz, bu seçimi demokratik olgunluk içinde gerçekleştirecek, demokrasi şölenine dönüştürecektir; milletimiz, ihanete göz açtırmayacak, iradesini cumhurun yükseltilmesi istikametinde ortaya koyacaktır. 24 Haziran 2018 Pazar günü, cumhurun dirilişine, Türkiye Cumhuriyeti'nin şahlanışına sahne olacaktır. Millet iradesi 24 Haziran'da tecelli edecek, milletsiz siyaset yapanlar gereken dersi alacaklardır."

HDP'Lİ KERESTECİOĞLU: BİZ SEÇİME KARŞI DEĞİLİZ, DAYATMALARA KARŞIYIZ

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, AK Parti ve MHP'nin ortak seçim önergesinin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son birkaç yıl içinde hiç hak etmediği olaylar yaşandığını ifade ederek, "İkbalini barışta değil savaşta ve herkesi birbirine düşman etmekte görenler birden söylem değiştirdiler. 2011'deki Diyarbakır mitinginde, 'Kürt sorunu benim sorunumdur' diyen Erdoğan, 2015'te 'Kürt sorunu yoktur. Ne Kürt sorunu' demeye başladı" ifadesini kullandı.

7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti'nin büyük bir düşüş yaşadığını, HDP'nin ise önemli bir başarı sağladığını savunan Kerestecioğlu, sonrasında çok acı birçok olay yaşandığını belirtti. Seçimler sonrasında yaşanan gelişmeleri anlatan Kerestecioğlu, OHAL'in yedinci kez uzatıldığını, HDP'nin toplam 11 milletvekilinin tutuklandığını ve halen 9 milletvekilinin tutuklu olduğunu söyledi.

Kerestecioğlu, şöyle devam etti:

"Ziraat Bankası medya patronuna 700 milyon dolar kredi verirken, çiftçi borcunu ödeyemediği için sütünü yerlere dökerek protesto edecek hale geldi. Man Adası, Panama gibi dünya üzerindeki birçok kişinin yolsuzluklarını ortaya çıkaran belgelerde, yurttaşlardan kuruşu kuruşuna vergi alanların, bütün mal varlıklarını vergi cennetlerine taşıdıkları, bizzat bu ülkenin başbakanının oğullarının, cumhurbaşkanının akrabalarının vergi ödemediği, hatta IŞİD ile petrol ticaretleri ortaya çıktı.

Ülkeyi bir yıl daha yönetemeyecek duruma düşen hükümet, 5 yıl, 10 yıl hatta bir kez başkan olduktan sonra gitmemecesine ülkeyi yönetmek istiyor. Panik seçime gidilmesinin nedeni ülkedeki bütün bu saydığımız gidişattır. Bu ekonomik tablo devam ederse Erdoğan'ın asla o koltuğa oturamayacağını da biliyor olmasıdır. Biz bu ülke için ne istiyoruz, nasıl bir ülke istiyoruz, bunun kararını verme zamanıdır. Biz seçime karşı değiliz, dayatmalara karşıyız ama 24 Haziran şimdi bunun kararını da vermenin zamanıdır."

"İSPATLAMADIĞINIZ MÜDDETÇE MÜFTERİSİNİZ"

Kerestecioğlu'nun konuşmasının ardından sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, "Hatip, öyle şeyler ifade etti ki 'Sayın Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın akrabalarının, DAEŞ terör örgütüyle petrol ticareti varmış.' Bunu çıkacaksınız ispat edeceksiniz. Öyle yalan konuşarak, Meclis kürsüsünden atarak bu işler olmuyor. Bunu ispatlamadığınız müddetçe siz bir müfterisiniz" dedi.

Türkiye'de hukuk içinde kalındığı müddetçe herkesin siyaset yapabildiğini, bu noktada kimseye bir kısıtlama olmadığını vurgulayan Muş, "Bölücü terör örgütünün propagandasını yapacaksınız, 'öyle bir gücü var ki sizi tükürüğüyle boğar' diyeceksiniz, tehditler savuracaksınız ondan sonra hapishaneyi boyladığınız zaman, 'rehin alındı, siyaset yapacaktı, yapamadı' diyeceksiniz. Yok öyle bir dünya" diye konuştu.

AK PARTİ'Lİ TURAN: EKONOMİ DENGELERİNİN RAHATLAMASI BU KARARIN İSABETLİ OLDUĞUNU GÖSTERDİ

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti ve MHP'nin ortak seçim önergesinin görüşmelerinde AK Parti adına yaptığı konuşmada, 3 gün sonra 98. yıl dönümü kutlanacak Gazi Meclis'in, ülkesi işgale uğrayan bir milletin direnişinin sembolü olduğunu belirtti.

Meclis'in, Kurtuluş Savaşı'nın ortasında bile milli iradeden ayrılmadığını ifade eden Turan, Meclis'in şahsiyetli duruşu sayesinde cumhuriyetin kurulduğunu söyledi.

Meclis'in 26. dönemde de büyük işler başardığını dile getiren Turan, Meclis'in 15 Temmuz darbe girişimi karşısında dik bir duruş sergilediğini anımsattı.

Turan, bu dönemde Meclis'in dokunulmazlıkların kaldırılması, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş ve içzütük değişikliği gibi önemli konularda büyük işler yaptığını anlattı.

Eskiden darbelerle kapanan meclisler ve bunu alkışlayan partiler bulunduğunu ifade eden Turan, bunlara rağmen her zaman sivil iradenin galip çıktığını kaydetti.

AK Parti Grup Başkanvekili Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demokrasimiz düştü kalktı ama geldiğimiz yerde büyük işleri hep beraber başardık. 15 Temmuz akşamı üniforma giymiş teröristler, maalesef ülkemize büyük bedel ödettiler. Parlamento tarihine bu Meclis, bu milletvekilleri adını altın harflerle yazdırdı. 26 gün boyunca milletimiz meydanlarda adeta demokrasi tarihi yazdı. Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu, bütün milletimize aşk verdi, umut verdi. Lider, milletine, millet liderine güvendi ve tarihi döneme hep beraber şahitlik ettik."

Devlet ve milletin, son birkaç yıldır, PKK, FETÖ ve DAEŞ gibi terör örgütlerinin faaliyetleri ve uluslararası sebepler dolayısıyla sıkıntılı dönemler yaşadığını dile getiren Turan, milletin desteğiyle tüm tehlikelerin aşıldığını söyledi.

15 Temmuz'dan sonra siyaset kurumunun yaşadığı krizin, AK Parti ve MHP'ye bu siyasi tabloyu sağlıklı şekilde okuma imkanı verdiğine işaret eden Turan, bunun sonucunda da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişin millete götürüldüğünü belirtti.

7 Ağustos'ta Yenikapı'da bir destan yazıldığını kaydeden Turan, "Milletimiz orada biz siyasilere özel bir görev verdi. Bu özel görevin gereği olarak referandumdan sonra çıkan tablonun, bir an önce hayata geçmesi için de bu seçimi erkene alma kararı almış olduk" diye konuştu.

Zaman zaman "Türkiye'yi yönetemiyorlar" şeklinde söylemlerde bulunanlar olduğunu aktaran Turan, AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar her zaman seçimleri zamanında yapmayı istediklerinin altını çizdi.

Yeni sisteme ilişkin uyum yasaları gibi ödevleri bulunduğunu belirten Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gördük ki bu önemli ödevlerin bir an önce hayata geçmesi Türkiye'nin daha güçlü demokrasisi için, daha güçlü güvenliği için, daha güçlü ekonomisi için bir gereklilikmiş. Yok efendim, daha düne kadar biz erken seçime 'Hayır' diyormuşuz, evet, yine söylüyorum, biz, erken seçimin olmamasını, hep zamanında olmasını 16 yıl boyunca istedik ancak önümüzde farklı tablo var. Bu tabloya göre hareket etmek, buna göre karar almak yani bir anlamda, okun mızraktan çıkmasından sonraki tavrımızı ortaya koymak bizim stratejimizin gereğidir. O yüzden, seçimin erkene alınması herkesin kabul edeceği bir gereklilikti. Gördüğünüz gibi, seçimin erkene alınması kararının hemen ardından ekonomi dengelerinin rahatlaması, toplumun tüm kesimlerinin, farklı kesimlerinin de bu konuya olumlu yaklaşması bu kararın isabetli olduğunu gösterdi."

"Türkiye yönetilemiyor" iddialarını anımsatan Turan, "Yönetilemeyen bir Türkiye olsaydı, nasıl olurdu da yüzde 52 oy almış Cumhurbaşkanı, yüzde 50 oy almış AK Parti bugüne kadar dünyanın en büyük ekonomik büyümesine sahip olabilirdi?" diye sordu.

Türkiye'nin her alanda iddiasını ortaya koyduğunu kaydeden Turan, Türkiye'nin AB ülkelerinden 3 kat fazla büyüdüğünü anımsattı.

Turan, "AK Parti iktidara geldiğinde toplam bütçe 120 milyar iken 2018'de sadece eğitime ayrılan bütçenin 134 milyar olduğuna" dikkati çekti.

"TÜRKİYE ARTIK EDİRNE-KARS SINIRLARININ ÇOK ÖTESİNDE"

Bülent Turan, millete rağmen bir iş yapmadıklarını, sırtlarını hep millete dayadıklarını, vesayetçilere, darbecilere, basın mensuplarına yanlış yapılmasına izin vermediklerini kaydetti.

Türkiye'nin, AK Parti'li yıllarda sadece yatırım yapan bir ülke olmaktan öte evrensel vicdanın, mazlumların sesi olmanın da onurunu yaşadığını ifade eden Turan, "Dünyanın neresinde bir mazlum varsa Türkiye bize el uzatsın demeye başladı. Türkiye artık Edirne-Kars sınırlarının çok ötesinde. Gün geldi partimize kapatma davaları açıldı, gün geldi liderimiz cezaevine girdi, gün geldi muhtıra verildi, gün geldi darbe girişiminde bulunuldu ama umudumuz asla sarsılmadı, milletimize inancımız asla yitirilmedi. Bu kadar yönetilmezlik iddiası gerçek olsaydı Fırat Kalkanı olabilir miydi, Afrin olabilir miydi, yatırımlar bu seviyede olabilir miydi?" diye konuştu.

Turan, AK Parti olarak yönetilmezlikten dolayı değil, geçiş döneminin daha çabuk olması, ekonomide, siyasette, güvenlikte daha çabuk büyüyebilmek için erken seçim kararı adımını attıklarını söyledi.

Her seçimden sonra milleti aşağılayan anlayışın, aynı ifadelerini sürdürdüğünü anlatan Turan, "Bu anlayış devam ettiği müddetçe bırakın 24 Haziran'ı 2023 seçimlerini de kazanacağımızı şimdiden ilan etmek istiyorum. Televizyonlarda duyduğumuzda güldüğümüz adaylarınız bir tarafa bu ülkenin 16 yıldır liderliğini yapan uluslararası toplumlarda 'acaba ne diyecek' diye bakılan mazlumun sesi, demokrasinin öncüsü Sayın Erdoğan'ın adaylığında göreceksiniz hem bu seçimi hem de sonrasındaki seçimi alacağız çünkü bu millet bizim ruhumuzu biliyor, yaklaşımımızı, niyetimizi biliyor." dedi.

"BU ÇİFTE STANDARDI MİLLETİMİZ GÖRÜYOR"

Bülent Turan, CHP'nin çelişkilerini anlatmaktan yorulduklarını, CHP'nin çelişkili açıklamalarda bulunmaktan yorulmadığını dile getirdi.

OHAL ortamında seçime gidilmesinin Türkiye'de ilk olmadığını belirten Turan, OHAL'in, FETÖ ile mücadelede bazı kurumlara ekstra olanak sağlayan anayasal bir kurum olduğunu anlattı.

Türkiye'de 12 defa OHAL şartları altında seçim yapıldığını anımsatan Turan, şöyle konuştu:

"Daha ötesine gidecek olursak OHAL sürecinde seçim kararı alan 1995 yılında CHP'nin kendisi olmuştur. CHP 1995'te seçim kararı alınca doğru, biz bugün bu kararı aldığımızda yanlış. Bu çifte standartlığa izin vermeyeceğiz. Millet OHAL'den rahatsız değildir. Esnafımız, emeklimiz, öğrencimiz... Kimse rahatsız değil. Kim rahatsız, birincisi FETÖ, ikincisi ise kimin olduğunu biliyorsunuz. Yerim dar diyen gelin misali şimdiden seçimlerden sonra yenilgisine mazeret üretmeye çalışanların bir oyunu olduğunu söylemek isterim. Yer dar değil, geniş. Önümüzde 66 gün var. CHP, 58 gün öncesinde seçim kararı alınca yanlış değil, AK Parti 66 gün kala bu kararı alınca yanlış. Bu çifte standardı milletimiz görüyor."

"NE OLUR BİR DEFA FARKLI DAVRANIN"

Turan, AK Parti'nin 16 yıldan bu yana hukukun dışına çıkmadığını, iki Anadolu partisinin, kökleri bu topraklarda olan iki partinin seçim kararı aldığını söyledi.

Şimdiye kadar "Hodri Meydan", "Seçime gidelim", "Sandık nerede" diyenlerin bugün "Yok süre az, 48 saat yetmez" demeye başladığını vurgulayan Turan, "Biz tekrardan milletimizin yanına gideceğiz, yaptıklarımızı anlatmaya çalışacağız. Bunun karşılığında milletimiz ne derse 'başımızın tacı' diyeceğiz. Milletin sözünün üzerine söz söylemeyeceğiz. Ancak 24 Haziran akşamı millet tekrar size 8 defa gittiniz, 9'uncuya yeniden gönderirse buna da saygı duyacaksınız. Gelin Türkiye'nin büyümesine, gelişmesine hep birlikte katkı sağlayalım. Ne olur bir defa farklı davranın. Alkışlayın ki beraber yürümeye çalışalım" ifadelerini kullandı.

SEÇİM ÖNERGESİ

AK Parti ve MHP'nin, ortak seçim önergesi, dün Meclis Anayasa Komisyonu'nda kabul edilmişti.

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop başkanlığında toplanan komisyonda, seçim önergesinin görüşmeleri yaklaşık 3 saat sürmüştü.

Görüşmeler devam ederken salondan ayrılan HDP'li üyeler, önergenin oylamasına da katılmazken, önerge AK Parti, CHP ve MHP'nin oybirliği ile kabul edilmişti.

Önergede, 15 Temmuz 2016'da Türkiye'de yaşanan darbe girişiminin başarısızlığa uğratılması, birçok alanda olduğu gibi siyasette de yeni bir dönemin miladı olduğu ifade edildi.

Milletin darbe gecesi gösterdiği kahramanlığın asla unutulmayacağının vurgulandığı önergede, bu ihanete karşı 29 gün boyunca tutulan demokrasi nöbetlerinin, milletin istiklaline ve istikbaline sahip çıkma iradesinin bir ifadesi olduğu vurgulandı.

İstanbul Yenikapı'da 7 Ağustos 2016'da yapılan ve milyonlarca vatandaşın katıldığı büyük mitingin ise milletin, kendilerine, siyasetçilere verdiği mesajı çok açık ve net ortaya koyduğu kaydedildi.

Önergede, şu ifadelere yer verildi:

"Nitekim 16 Nisan 2017'de yapılan halkoylamasına giden süreçte milletimizin önümüzde açtığı yol, bu şekilde kesinlik ve kararlılık kazanmıştır. Bölgemizde yaşanan tarihi önemdeki hadiseler, AB ile ilişkilerimiz, küresel süreçler, Türkiye'nin halk oylamasında verdiği karar doğrultusunda belirsizliklerin aşılarak bir an önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesini zorunlu kılmıştır. 

Bu nedenle Türkiye'nin önündeki iç ve dış gündemin yoğunluğu, erken seçim kararının bir an önce alınarak belirsizliğin ortadan kaldırılmasını gerekli hale getirmiştir. Bilindiği üzere Anayasa'nın geçici 21'inci maddesi uyarınca TBMM'nin, seçimlerin yenilenmesi kararı alması halinde cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekili genel seçimi birlikte yapılacaktır. Bu itibarla anayasanın 77'nci, geçici 21'inci ve Milletvekili Seçim Kanunu'nun 8'inci maddesi gereğince seçimlerin yenilenmesi ve TBMM'nin 27'nci Yasama Dönemi Milletvekili Genel Seçimi'nin 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılması hususunda TBMM kararı alınması için gereğini arz ve teklif ederiz."

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SEÇİM KARARINI BÖYLE AÇIKLADI

Sayfa Yükleniyor...