Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail tepkisi: "Borcu olanlar rahat konuşamıyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'da mevkidaşı Frank-Walter Steinmeier'le bir araya geldi. Görüşmede ikili ilişkilerin yanısıra küresel konular da ele alındı. Erdoğan, Almanya Başbakanı Scholz ile düzenlenen ortak basın toplantısında "Ben rahat konuşuyorum. Çünkü bizim İsrail'e borcumuz yok. Borçlu olanlar rahat konuşamıyor." ifadelerini kullandı. Alman bir gazetecinin Eurofighter savaş uçakları konusunda sorduğu soruya sert bir yanıt veren Erdoğan, "Dünyada savaş uçaklarını üreten sadece Almanya mı? Birçok yerden bunların çalışmasını yaparız, temin ederiz. İnsansız savaş uçakları noktasında Türkiye de önde gelen ülkelerden bir tanesi durumuna gelmiştir. Bir basın mensubu olarak, bizi bununla tehdit etmeyin." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze diplomasisi devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya'da Bellevue Sarayı'nda Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile görüştü.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Almanya'da Bellevue Sarayı'nda gerçekleşen görüşmede, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, Türkiye ile Almanya ikili ilişkileri ve küresel konular ele alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, İsrail'in Filistin topraklarındaki saldırılarının artık sonlandırılması gerektiğini ve insan hakları ihlallerine karşı tüm dünyadan gelecek tepkinin önemli olduğunu ifade etti.
Erdoğan, bölgede derhal ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması gerektiğini, akan kanın durdurulmadığı her gün insanlığın kaybettiğini belirtti.
İki lider, iki devletli yapının kalıcı barışın tek çözümü olduğu konusunda aynı fikirde olduklarını belirtirken, bölgede ateşkesin sağlanması ve insani yardımların bir an önce bölgeye ulaştırılması için birlikte çalışma konusunda mutabık kaldı.
Görüşmede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, milletvekilleri Oğuz Üçüncü ile Meryem Göka, Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Scholz tarafından Başbakanlık Binası’nda karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Scholz'un daveti üzerine gerçekleştirdiğim bu ziyarete büyük önem veriyorum. Kendisiyle Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkileri ele alacağız. Bu görüşmenin ticari, siyasi, askeri boyutu olacak. Özellikle Rusya-Ukrayna arasındaki gelişmeler olacak. İsrail-Filistin arasındaki gelişmeleri de konuşacağız.
"İSRAİL'İN NÜKLEER SİLAHI VAR"
Burada da açık ve net konuşacağım. Çünkü 7 Ekim tarihi bir başlangıç olarak anlatılıyor. 7 Ekim'den sonraki süreç hiç konuşulmuyor. Şu an itibarıyla malum 13 bin Filistinli çocuk, kadın, yaşlı ne yazık ki öldürülmüştür. Bunun yanında artık neredeyse Gazze diye bir yer kalmadı, her taraf yerle yeksan oldu. Şu anda yatıyorlar, kalkıyorlar, Hamas, Hamas, Hamas... Hamas'ın silah varlığı ve gücü ile acaba İsrail'in silah varlığı, gücü mukayese edilebilir mi? Şu anda İsrail'in nükleer silahı var mı? Var. Ama bunu İsrail'e sorarsanız 'var' demez. Çünkü onlar yalanı çok iyi kullanırlar. Bütün bunlarla beraber şu anda şu kadar mali destek verildiğinden bahsediliyor. Peki, Hamas'a böyle bir mali destek veriliyor mu? Böyle bir şey söz konusu mu? Hayır, böyle bir şey de yok. Filistin'in kendisine verilmesi gereken destekler de verilmiyor.
"BİZİM İSRAİL'E BORCUMUZ YOK"
İbadethaneler vuruluyor, kiliseler vuruluyor. Hastaneler vuruluyor. Halbuki tüm bunların yanında hastanelerin vurulması, çocukların öldürülmesi hiçbir kitapta yok. Yapamazsın. İnsan hakları beyannamesinde yapamazsın. Ama burada görüldüğü gibi bu çocuklar nasıl vuruluyor? Hastanelerde bunlar nasıl öldürülüyor? Bunlar karşısında biz elimiz, kolumuz bağlı mı duracağız? Buna karşı hiç sesimizi çıkarmayacak mıyız? Eğer burada elimiz, kolumuz, dilimiz bağlı kalırsak bunun tarihe hesabını veremeyiz. Onun için bir borçluluk psikolojisi içerisinde İsrail-Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir. Bakın ben rahat konuşuyorum. Çünkü bizim İsrail'e borcumuz yok. Borçlu olsak bu kadar rahat konuşamayız. Ama borçlu olanlar, rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik. Öyle bir durumumuz da yok. Çünkü insana saygımız bizim çok çok farklıdır. Başbakanlığım döneminde ben ilk defa antisemitizm noktasında tavır koymuş bir liderim. Dünyada hiçbir başbakan bu tavrı koymamıştır. Ama ben koydum. Ta o zamanda. Bundan dolayı da kimseye borcumuz yok.
Bizim bu seyahatimizde bunları tabi konuşacağız. Tüm bunların yanında konuşmamız gereken önemli bir mesele de şu, bunu nasıl çözeceğiz? İnsani ateşkese acaba Türkiye ne kadar katkıda bulunabilir? Almanya ne kadar katkıda bulunabilir? Buna var mıyız, yok muyuz? Bir hafta sonra Sayın Steinmeier, İsrail'e gidiyor. Kendisinden ricada bulundum. Dedim, siz bir taraftan tutun, bize düşen görev neyse biz de diğer taraftan tutalım. Önemli olan bu insani ateşkesi birlikte sağlayalım. Bu adımı atar, insani ateşkesi birlikte sağlayabilirsek, özellikle bu ateş çemberinden bölgeyi kurtarma şansı yakalarız.
"İSRAİL'DEKİ REHİNELERİN SAYISI NEDİR?"
Rehinelerin takası deniliyor. Eyvallah, biz buna da varız. Fakat rehine dediğiniz zaman, rehine sayısı itibarıyla İsrail'deki rehinelerin sayısı nedir? Öbür tarafta, Hamas'ın veya Filistin'in elindeki rehinelerin sayısı nedir? Buna da baktığımız zaman katbekat fazlasıyla İsrail'in elinde rehine var. Yılların rehineleri, tutsakları İsrail'in elinde. Bunu da görmemiz lazım. Bunu görmezsek bu da haksızlık olur. Biz bütün bunlara varız.
Karadeniz Tahıl Koridoru'ndan gelenin yüzde 40'ı Avrupa'ya gitti, yüzde 14'ü Afrika'ya gitti, yüzde 14'ü bize geldi. Diğerleri, diğer bölgelere gitti. Şu anda bile Afrika'dan talepler var ve Rusya ciddi miktarda bir tahılı, buğdayı göndermeye karar verdi ama sıkıntıları var. Nedir o sıkıntı? Şimdi gönderilen yer, aklımda kaldığı kadarıyla Zimbabve, oraya tahıl gidiyor ama bunun değirmen safhası orada yok. Dışişleri Bakanı'ma onu söyledim, onları biz hallederiz dedim. Türkiye olarak, Toprak Mahsulleri Ofisi olarak değirmenlerde öğütür, un olarak oralara göndeririz.
Atmamız gereken adımlar var, yapmamız gerekenler var. Biz bunları yaparız. Şu anda 4 veya 5 ülkeye Rusya böyle bir koridordan yine tahıl göndermeyi planladı ve adımını da atacak. Biz de bunun ikinci safhası olan bunların una dönüştürülmesinde bu adımı atarız. Zaten daha önce de Rusya-Türkiye-Katar olarak üçlü bir adım atmıştık ve bu çalışmayı yaparız. Tabii bütün bu adımın atılması için özellikle Almanya-Türkiye arasında böyle bir adımın atılmasının yanında NATO müttefikimiz Almanya ile kararlı adımlar atmanın görüşmelerini de aramızda yapmamız lazım.
TERÖRLE MÜCADELEDE DAHA YAKIN İŞBİRLİĞİ
Savunma sanayisi işbirliğimizin engelsiz şekilde yürütülmesi, müşterek menfaatimizedir. Türkiye ve Almanya'nın terörle mücadelede daha yakın işbirliği içinde olması gerekiyor. Almanya ile işbirliği alanlarımızdan diğeri malum göç konusudur. Ortak çalışma grubumuz çalışmalarına devam ediyor.
"52 SENEDİR TÜRKİYE, AVRUPA BİRLİĞİ KAPISINDA BEKLETİLMEKTEDİR"
Biliyorsunuz bu sürecin yeniden ivme kazanmasını samimiyetle arzu ettiğimizi daha önce de açıklamıştım. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, vize serbestisi gibi konularda uzun süreden beri haklı beklentilere sahibiz. Avrupa Birliği'nin lokomotif ülkelerinden olan Almanya'nın bu bağlamda vereceği katkıları önemsiyoruz. Kolay değil, 52 senedir Türkiye, Avrupa Birliği kapısında bekletilmektedir. Vize serbestisi sağlanıncaya kadar vatandaşlarımızın vize işlem süreçlerinin kolaylaştırılması ve hızlandırılmasını ele alacağız."
"TÜRKİYE, NATO'DA SIRADAN BİR ÜLKE DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman bir gazetecinin "İsrail'e yönelik Hamas tarafından gerçekleştirilen terör saldırılarının ardından açıklamalarınız sadece Almanya'da değil, NATO üyesi ülkeler arasında da rahatsızlık oluşturdu. İsrail'in varoluş hakkını kabul ediyor musunuz? İsrail'in 'faşist bir devlet olduğunu' söylediniz, hangi gerekçelendirmeniz var bunun için? İsrail ordusunun Hamas'a karşı saldırısına neden 'soykırım' diyorsunuz? Tüm NATO ittifakı tarafından terör örgütü olarak tanınan, yüzlerce insanı İsrail'de katleden bir örgütü nasıl bir 'kurtuluş örgütü' diye tanımlayabilirsiniz? Türk-Alman ilişkilerini, NATO içindeki işbirliğini tehlikeye atıyor musunuz? Türkiye, savunma sanayi için 40 Eurofighter talep ediyor. Almanya bunu kabul edecek mi?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Öncelikle NATO'nun önde gelen ülkelerinden bir tanesi, ilk 5'in içerisinde yer alan bir ülkeyiz Türkiye olarak. Türkiye, NATO'da sıradan bir ülke değil. İlk 5'in içinde. Şu anda NATO'nun içinde düşüncesi, kanaati kimin ne olursa olsun, Rusya-Ukrayna arasında herkes kimin yanında yer alıyor? Ukrayna'nın yanında yer alıyor. Türkiye olarak biz, Ukrayna ile de görüşüyoruz, Rusya ile de görüşüyoruz. Aralarında herhangi bir ayrım yapmıyoruz. Ama 33 milyon ton tahıl koridorundan bütün o tahılı Avrupa'ya, Afrika'ya götüren biz olduk. Şu anda da yine diyorsunuz ki 'yüzlerce', bak ben sana yüzlerce demiyorum, binlerce Filistinliyi şu anda İsrail öldürdü mü, öldürdü. Hastaneleri yok etti mi, etti. İbadethaneleri, kiliseleri vuruyor mu, vuruyor. Ben bir Müslüman olarak bundan rahatsızım. Peki sen bir Hristiyan olarak bu kiliselerin vurulmasından rahatsız olmuyor musun? Bunlara karşı niye bir tavır koymuyorsunuz? Bunlara karşı da bir tavır koyun. Bizim için bu noktada bölgede Musevi, Hristiyan, Müslüman bu ayrımın olmaması gerekir. Antisemitizme karşı da bir mücadele verildiyse, bu mücadeleyi dünyada ilk veren lider ben oldum. Ve şu anda da bakın Almanya 'İsrail'e şu kadar maddi destek verdiğinden' bahsediyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eurofighter savaş uçaklarına ilişkin ise "Eurofighter konusunda Almanya verir veya vermez. Dünyada savaş uçaklarını üreten sadece Almanya mı? Birçok yerden bunların çalışmasını yaparız, temin ederiz. Şu anda insansız savaş uçakları noktasında da Türkiye önde gelen ülkelerden bir tanesi durumuna gelmiştir. Bir basın mensubu olarak, bizi bununla tehdit etmeyin. Bize öyle sorular sorun ki bu sorular vicdani olsun, insani olsun, cevaplarını da biz size o şekilde verelim." ifadelerini kullandı.
Scholz, düzenlenen ortak basın toplantısında şunları söyledi:
"İSRAİL'İN KENDİNİ SAVUNMA HAKKI VAR"
"Türkiye Ukrayna'dan tahıl ihracatı konusunda yapıcı ve önemli rol oynadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kişisel katkısından ötürü teşekkür ederim.
İsveç'in NATO üyeliğini görüşeceğiz. Umarız yakın zamanda olumlu bir karar alınacaktır. Ortadoğu'daki durumu da konuşacağız. 7 Ekim'de Hamas saldırı düzenledi. Hamas'ın terör eylemini kınamaktayız. Biraz sonra bölgedeki gerilimi de konuşacağız. Ortadoğu'da bir yangın yerinin oluşması ile ilgili endişe duyuyoruz. Bizim İsrail ile olan dayanışmamız tartışmaya açık değildir. İsrail'in kendini savunma hakkı var.
Düzensiz göç önemli konu. Türkiye ve Avrupa Birliği, 2016 yılında iyi bir anlaşmaya vardı. Bu anlaşmanın sürdürülmesi için katkıda bulunuyoruz. Almanya'nın vatandaşları ve Türk halkı çok yönlü ilişkilere sahip. Şubat ayında yaşanan deprem iki ülke halkının ne kadar yakın ilişkilerde olduğunu gösterdi. Almanya derhal yardım ekiplerini gönderdi. Binlerce insan kısa vadeli olarak Almanya'ya getirildi. Yeniden yapılanma için finansman sunduk ve bunu desteklemeye devam edeceğiz."
SCHOLZ'DEN TÜRKÇE PAYLAŞIM
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesinin ardından X platformundaki hesabından Türkçe paylaşım yaptı.
Scholz, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
"Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ben Ortadoğu sorunu konusunda oldukça farklı bakış açılarına sahibiz. Tam da bu nedenle doğrudan görüşmek çok önemlidir. Ancak net olarak ifade edeyim: İsrail'in var olma hakkı Almanya için mutlaktır. Ülkemizde antisemitizme yer yoktur. Aynı zamanda şunu da savunuyoruz: Her insanın yaşamı eşit değerlidir. Gazze'deki Filistinli sivil halkın acıları da bizlere üzüntü veriyor. Almanya en önemli insani yardım sağlayıcıları arasında yer almakta ve bu yardımların hacmini hâlen arttırmış bulunmaktayız."
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ben Ortadoğu sorunu konusunda oldukça farklı bakış açılarına sahibiz. Tam da bu nedenle doğrudan görüşmek çok önemlidir. Ancak net olarak ifade edeyim: İsrail'in var olma hakkı Almanya için mutlaktır. Ülkemizde antisemitizme yer yoktur. (1/2) pic.twitter.com/VfAyOx1Gls
— Bundeskanzler Olaf Scholz (@Bundeskanzler) November 17, 2023
- Etiketler :
- Haberler -
- Haberler
- Gündem
- Haber