Cumhurbaşkanı Erdoğan: MİT, DAEŞ'in sözde lideri Kureyşi'yi Suriye'de etkisiz hale getirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT'in Suriye'de gerçekleştirdiği operasyonla DAEŞ'in sözde lideri Ebu Hüseyin El-Kureyşi'nin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Erdoğan, "Bundan sonra da terör örgütleriyle ayrım yapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Son dakika haberi! Terör örgütü DAEŞ'in sözde lideri Ebu Hüseyin el Kureyşi Suriye'de MİT operasyonuyla etkisiz hale getirildi.
Açıklama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "MİT, DEAŞ'ın sözde lideri Ebu Hüseyin el Kureyşi kod adlı şahsı uzun zamandır takip ediyordu, dün Suriye'deki operasyonla etkisiz hale getirildi. Bundan sonra da terör örgütleriyle ayrım yapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz." dedi.
TRT Türk, ATV Avrupa, Euro D, Euro Star ve Kanal 7 Avrupa ortak yayınında konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
SAĞLIK DURUMU
"Gayet iyiyim. O günden sonra yine meydanlarda önemli programlar yaptım. Bunların önemlisi de Ankara programı oldu. Bu arada bir Manisa programı oldu, o da iyi ve diri bir programdı. Durmadan, ara vermeden devam ettik. Çünkü oralar bir yerde bizim enerji kaynağımız oluyor. Aradan sonra ilk televizyon programını aynı koltukta yapıyoruz.
YURT DIŞINDA OY KULLANMA İŞLEMLERİ
Yurt dışı temsilciliklerimizde oy kullanma süreci 27 Nisan'da başladı. Bu işlem 9 Mayıs'ta son bulacak. Gümrük kapılarında ise 27 Nisan'dan 14 Mayıs'a kadar oy kullanılabilecek. İnanıyorum ki vatandaşlarımız demokratik haklarını kullanma noktasında büyük bir gayret gösterecek ve sandıklara akın edecekler. Bizimle ve parti teşkilatımızla yaptıkları bütün görüşmelerde 'İşte şuralarda sandıklar yok, durum ne olacak vesaire gibi' mesajlar iletiyorlar. Diyoruz ki endişe etmeyin, Dışişleri Bakanlığımız buradaki eksikleri de gidermek suretiyle sizin oy kullanma hakkınızın, demokratik hakkınızı, süratle giderecekler ve sizler de sandıklarda oylarınızı kullanabileceksiniz.
İktidara geldiğimizde yurt dışı seyahatlerimde, oralardaki bütün vatandaşlarımızın bize ilk yönelttikleri soru; 'Başbakanım biz oy kullanma hakkımızı ne zaman kullanacağız?' oluyordu. 'Endişe etmeyin, biz sizin oy kullanma hakkınızı ne yapıp, yapıp halledeceğiz' diyordum. Ben gençlik yıllarımdan itibaren Avrupa'yı gezen, Avrupa'da çeşitli yerlerde konferanslar veren birisiyim. Türkiye'deki iktidar sahipleri yıllarca bu insanlarımızı umursamadı. Adeta kaderlerine terk etti. Sadece döviz ihtiyacı olduğunda bunları hatırladı.
Biz ise 2012 yılında vatandaşlarımızın tam 50 senedir bekledikleri yaşadıkları ülkede oy kullanma imkanını getirdik. Gümrük kapıları yanında, yurt dışı temsilciliklerimizde de sandıklar kurduk. 2014'te yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinde gurbetçilerimiz bu haklarını ilk kez kullandı. 2014 yılında sadece randevu sistemiyle oy kullanılabiliyordu, bir sonraki seçimlerde biz randevu zorunluluğunu da kaldırdık. Seçimlere katılım oranı bir yılda yüzde 19'lardan yüzde 36'lara, ardından 45'e yükseldi. Vatandaşımızı bağlı olduğu başkonsolosluklarda oy kullanma mecburiyetinde bırakan uygulamaya da biz son verdik. Böylece oy kullanma oranı 2018'deki seçimlerde yüzde 50'yi aştı.
Yani sandığı artık vatandaşımızın ayağına götürüyoruz. 14 Mayıs'ta inşallah yeni bir rekor kıracağımıza inanıyorum. Seçimlere katılım yurt dışındaki vatandaşlarımızla ilgili reformlarımızdan sadece biridir. Bunun cevabını da en güzel şekilde sandıklarda verecektir.
Yeni kurumlar ve yatırımlarla devletimizin hizmet kapısını yurt dışındaki vatandaşımız için artırdık. Teknolojinin imkanlarını kullanarak, vatandaşlarımızın işlemlerini mümkün olduğunca elektronik ortamda yürütebilmesini de temin ettik. Tapudan nüfus işlemlerine, pasaport harcından diplomaya kadar pek çok işlemi basitleştirdik. Pasaport harçlarını yurt dışında yerleşik vatandaşlar için yarı yarıya düşürdük. Yurt dışındaki evlatlarımızdan binlercesini ülkemize getirerek tarihlerini, kültürlerini, medeniyetlerini yakından görmelerini temin ettik. Türkiye'ye gelen vatandaşlarımızın araçlarını sınırlarımız içerisinde kullanabilme sürelerini 2 yıla çıkarttık. Böylece vatandaşlarımızın pek çok sorununu çözdük, hakkını verdik ve işlerini kolaylaştırdık. Tabii bunları yaparsanız, yurt dışındaki vatandaşımda bunları karşılıksız bırakmaz, bırakmadı.
YURT DIŞINDA SANDIK GÜVENLİĞİ
Vatandaşlarımız 74 ülkede bulunan toplam 177 merkez ile 46 gümrük kapısından herhangi birinde oylarını kullanabilecek. Her türlü tedbiri almışız. Yüksek Seçim Kurulu ve Dışişleri Bakanlığımız bu konuda gerekli altyapı çalışmalarını en iyi şekilde tamamladı. Oy kullanma süreci sıkıntısız bir şekilde devam ediyor. Türkiye'de oy ve sandık güvenliği noktasında ne yapılıyorsa yurt dışındaki seçimlerde de bunun aynısını hatta çok daha fazlasıyla yapıyoruz.
Her sandıkta kullanılan oylar, her gün sandık kurulu üyeleri, müşahitleri ve vatandaşların gözetiminde çuvallara konulup mühürleniyor, sonra konsolosluklarımıza getiriyor. Burada özel güvenlikli bölmelerde muhafaza ediliyor, bu odaların kapılarında 6 ayrı kilit bulunuyor. Bu kilitlerin her biri kamu kurumlarının ve siyasi parti temsilcilerine ait. Hepsi aynı anda orada olmadan kapılar açılmıyor.
Oy verme süresi bittikten sonra ağzı mühürlü olarak gelen oy torbaları, Ankara'da seçim kurulunun denetimi altında sandık kurullarında açılacak. Türkiye'de yapılan seçimlerde olduğu gibi sayım ve dökümü yapılacak, ardından sonuçlar tutanak altına alınacak. Yurt dışı oylar, cumhurbaşkanı seçimi için genel oylara, milletvekili seçimi için ise oranına göre il seçim çevrelerinin oylarına eklenecek.
Olay bu ama muhalefet şimdiden işi garantiye almak için hep sandık güvenliği, sandık güvenliği... Zaten siz bu sandık güvenliği meselesini Türkiye için de kullanıyorsunuz. Türkiye'de her sandıkta sizin de temsilcileriniz var. Eşeği sağlam kazığa bağlayın, bunları da bu kadar konuşmayın.
DEPREM BÖLGESİNE YURT DIŞINDAN YARDIMLAR
Dünyanın dört bir yanındaki vatandaşlarımız, ellerinde, avuçlarında ne varsa hepsini seferber etmek suretiyle yardıma koştular. Yüz milyonlarca avro nakdi yardım, binlerce tır gemi dolusu yardım ulaştı ülkemize. Biz bu yapılanları asla unutamayız, unutmayacağız. Yaralarımızı da kısa sürede beraberce saracağız.
Bütün bunları yaparken bir şeyi daha asla unutamayız, gerçekten AFAD'ımız, Kızılay'ımız bunlar bu süre içerisinde çok yoğun bir çalışmanın içerisinde oldular. Arama-kurtarma ekiplerimiz dünyanın dört bir yanından gelen arama-kurtarma ekipleriyle çok iyi bir diyaloğun içerisinde oldular ve başarılı dayanışmayla da bu süreci lehe çevirdik.
YENİDEN İNŞA SÜRECİ
Ben vatandaşlarımdan özellikle bir temennide bulundum. 'Bize bir yıl süre' dedim. Bir yıl süreyle de biz süratle bu bütün zemin etütlerini yapmak suretiyle, bu zemin etütlerinin yapıldığı yerlerde süratle inşaatları başlattık. Hatta köy evlerinden sembolik de olsa 14 tane köy evini sahiplerine teslim ettik. Şimdi bunu yaygınlaştırarak devam ettiriyoruz. Çünkü bizim için önemi olan buralarda süratle bu kalıcı konutların yapımı. Hatay'da özellikle şu anda demir çelikten bir hastane yapımı var. Yine ikinci hastaneyi bölgede yapıyoruz, onun çalışmaları da hızla devam ediyor. Bunları da öyle zannediyorum ki 3 ay ila 6 ay arasında bu hastaneleri de bitirerek bunları insanımıza kazandıracağız.
MİLLET İTTİFAKI'NA YURT DIŞI ELEŞTİRİSİ
7'li masa, tabii artık onu şimdi '7'li masa' diye kullanmamak lazım, yanlış olur. 9'lu masa oldu. Malum yanlarına Ankara, İstanbul Belediye başkanlarını da taktılar. Masadaki sayı arttı ve bütün bunlarla beraber iş biraz daha ilerledi. Şimdi bir de Kandil'deki malum tipler onlar da şimdi bu masaya ortak oldular. Oradan ne yapıyorlar, mesajlar veriyorlar. Bilmiyorum bunlarla ilgili sizde de çekimler, vesaire var mı, çünkü benim yurt dışındaki vatandaşım Kandil'deki bu terör örgütlerinin başlarının verdiği mesajları onlara iletmesi lazım, ulaştırması lazım ki bunlar bedelini ağır ödesinler.
Bu masaya biz artık bir 'cümbüş masası' diyebiliriz. Böyle bir masa var şimdi. Buna da benim milletim artık 'cumhurun masası' diyemez, demez. Güya 'Yurt dışı seçim bölgesi oluşturacağız' diyorlar ama milletvekili listelerinde yurt dışından bir tane adayları yok. Her işleri gibi yurt dışı vaatleri de yalan, dolan ve palavradan ibaret. Şunu biliyoruz ki arada mesafeler olsa da biriz, beraberiz. Bu yüzden 'Sen varsan Türkiye var' diyoruz. Bu yüzden vatandaşımızı Türkiye için oy vermeye çağırıyoruz. Bu imkanlar neden bizden önce yoktu?
Biz geldik, sorunu çözdük. Düşünün, acaba o oy kullanmanın bedeli o zamanki havayla söylüyorum, kaç marktı, şimdi kaç avro oldu? Benim oradaki vatandaşım, garibim, zaten kazandığı para ortada. Tabii bunu herkes kalkıp da bir oya acaba verebilir mi? Vatandaşlarımızdan da sahip oldukları oya bu anlayışla yaklaşmalarını istiyorum. Çünkü onlar gerçekten millidir, yerlidir, gerçekten de vatanını bu masanın etrafındaki cümbüşten çok daha önemseyenlerdir. Menfi, müspet, ülkemizdeki her gelişme Avrupa'daki kardeşlerimizi de yakından ilgilendiriyor.
14 MAYIS SEÇİMLERİ
Şu anda meydanların diliyle konuşursak farklı bir tablo var, bir diğer taraftan aldığımız anketlere baktığımızda farklı bir tablo var. Yani meydanların dili derseniz, bir gerçek var ki 14 Mayıs önümüzde, gümbür gümbür milletçe zafere doğru gidiyoruz.
Bu dönem anketleri çok karmaşık bir tabloda yapıyoruz. Nedir o? Deprem felaketi aslında anket tekniğini ortadan kaldırdı. Ama buna rağmen anketörler yine bir şeyler yapıyorlar. Bunlara da baktığımız zaman yine hamdolsun, kamuoyu ölçmek için değil, kamuoyu oluşturmak için şu anda yapılıyor. Fakat lehte bir havayı anketlerde de görüyoruz. Gerek Cumhurbaşkanlığında gerek Cumhur İttifakı olarak güzel bir tablo şu anda önümüzde. Diğerlerinde böyle bir saha yok.
Çünkü bütün arkadaşlarımdan aldığım tablolarda, 'Biz, onları meydanlarda, sahada görmüyoruz, sahada biz varız' diyor. İyi de çalışıyor arkadaşlarımız. Bu seçimde biz bir de farklı bir atak yaptık. Kabine üyesi arkadaşlarımızın hepsini sahaya sürdük. Onlar da şu anda bu seçimlerin adayları oldu. Onların da şu anda aday olarak alanda olması vatandaşa ayrı bir güven veriyor. Yani tanımadığı, bilmediği insanları değil, 17-18 tane bakan şu anda arazide. Ve bunların hepsi kalkıp da affedersiniz bay bay Kemal gibi palavra atmıyorlar. Onlar referanslarıyla konuşuyorlar.
Bay bay Kemal ne diyor Giresun'la ilgili? 'Fındık fiyatlarını 4 dolar artıracakmış.' Dürüst ol, yani yapmayacağın şeyi söyleme. Hayatın zaten hep yalan. Şimdi de kalkıyor 'Giresun'da fındığa 4 dolar zam verecekmiş.' Bakıyorsun bugün yine ne yalanlar, İzmir'de esiyor, gürlüyor. Bugüne kadar bu tür yalanlarını biliyoruz da şimdi İzmir'de diyor ki 'Daha iyi bir İzmir, daha iyi bir Ankara, daha iyi bir İstanbul.'
Yurt dışındaki kardeşlerime sesleniyorum, sadece bir soru sorun, '4 yıl İstanbul'u, Ankara'yı, İzmir'i siz yönetmediniz mi? Peki bu süre içinde daha iyi bir İstanbul meydana getirebildiniz mi? Daha iyi bir İzmir, Ankara meydana getirebildiniz mi?' Ben, tüm Avrupa'daki kardeşlerime şunu söylüyorum, CHP demek, çöp, çukur, çamur demektir."
Şimdi sorun Ankara'da ne yaptılar? Ankara'da havalimanını sağ olsun biz, Melih Bey'in döneminde yaptık. Ve havalimanına böyle kavuştuk. Yolu sağ olsun Ankara Büyükşehir yaptı ve böylece Ankara havalimanına kavuştu. İstanbul'da da durum aynıydı. İzmir'de havalimanı yoktu. Yani garip, acayip basit bir havalimanı, ona havalimanı denmez zaten havaalanı. Biz orada ne yaptık? Adnan Menderes Havalimanı'nı yaptık, bunu yapan biziz. Yani 'İyi bir İzmir' diyorsan, bu iyi İzmir'i biz yaptık.
Onu da geçelim, çok daha önemlisi, İstanbul-İzmir arası 7,5 saatti. İstanbul-İzmir arasını 3 saat 15 dakikaya bay bay Kemal kim çevirdi sen mi? Biz yaptık. Manisa-İzmir arasında Sabuncubeli Tüneli'ni kim yaptı? Biz yaptık. Böyle bir tünel yoktu. Bu bir gönül işi, aşk işi. Sende böyle bir aşk yok. 'İyi bir İzmir' diyorsan, iyi İzmir'i biz yaptık. Sağ olsun burada Binali Bey'in de çok büyük emekleri oldu. Oranın milletvekili olması, Ulaştırma Bakanlığı dönemi vesaire hepsi dahil. İZBAN vesaire bütün onların yapımında ciddi manada emeği var. Bunları bu şekilde biz yaptık.
Sen, İzmir'in milletvekili olarak, belediyesi de sizde, ne yaptın? 'Şunu da biz yaptık' de. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Bir eser de sen söyle. Yok. Ama bunları biz yaptık. Benim yurt dışındaki vatandaşlarımın bunları bilmesi lazım. CHP zihniyetinin sonuçlarını biz en son nerede gördük biliyor musunuz? Az kalsın denizlerimiz, müsilaja teslim olacaktı. Neyse ki Çevre Şehircilik Bakanlığımız müdahale etti. Bir bilim kuruluyla çalıştık ve müsilaj sorununu biz çözdük. Bunların belediyeleri de bunu sadece izlediler. Bunlar tribünde seyirci, icraatçı değil."
BATI'DA YABANCI DÜŞMANLIĞI VE AYRIMCILIK
Maalesef Almanya'daki bu ırkçı akım sadece Almanya'da değil. Irkçılık, İslam düşmanlığı ve ayrımcılık Batı'da artık bir kanser hücresi gibi hızla yayılıyor. Batı ülkeleri ise bu tehditle yüzleşme sürecini henüz gösteremiyor.
NSU DAVASI
Azmettiriciler, işbirlikçiler ve devlet içindeki uzantıları ortaya çıkarılmadı. Bunun takipçisi olacağız. Bunları gerekirse, uluslararası mahkemelerde üst düzeyde davalar açmak suretiyle, maddi, manevi tazminattan tutun da her türlü davayı açıp, bunun neticesini almamız lazım.
Yurt dışında Müslümanları ve camileri hedef alan nefret söylemleri ve saldırılar da çoğalıyor. Irkçı gruplar tarafından camilere yönelik kundaklama, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'i yırtma gibi alçak eylemler arttı. Bunları takip ediyoruz. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini garanti edecek her türlü adımı atıyoruz. Nefret Suçlarıyla Mücadele Platformu oluşturduk. Diyanet İşleri Başkanlığımızın da bu yönde çalışmaları var.
Burada bir şeyi söylemem lazım, o da şu, geçenlerde şu anda masanın etrafına gelip giren HDP'den birilerinin bir temsilcisi bir konuşma yapıyor. Diyor ki 'Biz, Diyanet İşleri Başkanlığını kapatacağız. Yeni bir başkanlık kuracaklarmış.' Bir defa AK Parti'nin iktidar olduğu, Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olduğu bir ülkede, kesinlikle böyle bir şeyi yapmaları mümkün değil. Biz, evvelallah gereken cevabı kendilerine verir, bunların da canlarına okuruz.
Bu ülke öyle her gelenin rahatlıkla geçtiği bir yer değil. Bu ülke, tamamıyla yüzde 99'u Müslüman olan bir ülke. Devletimiz vatandaşımızın her yerde arkasındadır. Yurt dışındaki insanımızı tehdit edenler önceden bir kez düşünürdü, şimdi 40 kez düşünmek zorunda kalıyorlar. Nerede yaşarsa yaşasın, vatandaşlarımızın hak ve hukukunu korumakta kararlıyız. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Avrupa'daki kardeşlerimin de hiç endişesi olmasın.
TERÖRLE MÜCADELE
Avrupa bunun farkında değil veya olmak istemiyor. Hatta hatta onların savunucusu konumunda. Terör örgütleri DEAŞ ile PKK/YPG, FETÖ ile en sonuç alıcı, en etkili şekilde mücadele eden biziz, tek ülkeyiz NATO içinde. Son yıllarda PKK'nın Irak ve Suriye'de faaliyet gösteren çeşitli düzeylerdeki pek çok yöneticisi istihbarat teşkilatımız tarafından etkisiz hale getirildi. Aynı şekilde FETÖ'nün yurt dışındaki elemanlarından bir kısmı da ülkemize getirildi.
Milli İstihbarat Teşkilatımız, DEAŞ'ın sözde lideri Ebu Hüseyin el Kureyşi kod adlı şahsı uzun süredir takip ediyordu. Bu şahıs, Milli İstihbarat Teşkilatımızın dün Suriye'de gerçekleştirdiği bir operasyonla etkisiz hale getirildi. İnşallah bundan sonra da terör örgütleriyle ayrım yapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. Yani bu tür DEAŞ'ın başındaki kişileri, şurada buradaki terör örgütlerinin başlarını Amerika, vesaire etkisiz hale getirdiği zaman dünyayı ayağa kaldırırlar. İşte buyurun, şu anda biz DEAŞ'la ilgili bir değil, iki değil, üç değil, kaç tanesini etkisiz hale getirdik. PKK ile ilgili kaç tanesini etkisiz hale getirdik.
YURT DIŞINDA YAŞAYANLARLA İLGİLİ VAATLER
Aile ataşeliklerimizin sayısını artıracağız. İhtiyaca göre dış temsilciliklerimizin sayısını artıracağız. Gezici konsolosluk hizmeti sayısını artıracağız. Elektronik tebligat uygulamasını yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için yaygınlaştıracağız. Konsolosluk işlemleri için internet ortamı üzerinden ön başvuru imkanı getireceğiz. Kamu kurumlarında yurt dışında doğup büyüyen gençlerimizin istihdam oranını artıracağız. Yurt dışında yetişmiş nitelikli beyinlerin ülkemizde istihdam edilmelerini sağlayacağız. TBMM'de yurt dışı vatandaşlarımızın temsilini güçlendireceğiz.
Şu anda yurt dışından gelip Türkiye'de yüksek tahsilini yapan çok vasıflı, kaliteli gençlerimiz var. Biz bunları niçin tekrar Avrupa'da, oralardaki büyükelçiliklerimizde istihdam etmeyelim? Biz Yurt Dışı Türkler birimini boşuna kurmadık, onları buralarda değerlendireceğiz. Yabancı dilse, zaten her birinde en az iki tane, üç tane yabancı dil var. Üstelik batı kültürünü yakalamışlar, bu özellikleri var. Bunlarla beraber biz onları en güzel şekilde istihdam edeceğiz.
KARDEMİR'E 600 İŞÇİ ALIMI
Biliyorsunuz geçtiğimiz yıllarda TTK'ye (Türkiye Taşkömürü Kurumu) ait maden ocaklarında 2 bin yeni işçi alacağımızı açıklamıştık. Bu alımla ilgili süreçler devam ediyor. İnşallah yaz aylarında kardeşlerimiz işlerine başlamış olacak. Bunu 1000 olarak söylemiştik, daha sonra bunu 2 bine çıkaralım dedik. 2 bin alımı inşallah yapacağız. Ülkemizin önde gelen demir çelik tesislerinden Kardemir'e önümüzdeki aylarda 600 yeni işçi alacağımızın müjdesini veriyorum. Yönetim Kurulu Başkanı'mızla da görüştüm. Kardemir'in gücüne güç katacağına, üretimini ve kazancını katlayacağına inandığım 600 yeni istihdamın şimdiden Kardemir'e ve Karabük'e hayırlı olmasını diliyorum.
TEKNOFEST
Özellikle TEKNOFEST'teki katılımı görünce coşkum, gençliğimize olan inancım çok çok daha artıyor. Mesela TEKNOFEST'e bugün 1,9 milyon katılım olmuş. Bu ne demek? 2 milyon katılım. Şimdi beklenti 'Yarın 2,5 milyonu bulur' diyorlar. Şimdi bu bir şeyi gösteriyor. TEKNOFEST gençliği gümbür gümbür geliyor. Ama şimdi ben diyorum ki bu gençlik 14 Mayıs'ta sandıkları patlatsın.
Çünkü maalesef muhalefet bu TEKNOFEST olayını hala anlayamadı, bunu kavrayamadı. Tutturmuşlar bir şey, Amerika'da Fatih diye birisiyle görüşmüşler, bilmem ne olmuş filan falan. Onunla 14-15 sene önce görüştüm. Amerika'ya gidişimde, gelmişti, görüştük. Dedim ki 'Türkiye'de yatırım mı yapmak istiyorsun? Buyur, kapımız açık. Her türlü desteği vermeye hazırız'. Bak o günden bugüne ortada bu adam yok. Yapacaksan gel yap.
Şimdi o tür ifadeleri kullanan bir kişinin ağzıyla Bay Bay Kemal diyor ki 'Uçak fabrikasını kuracak adamı da buldum.' Yahu senin o bulduğun, görüştüğün adamla ben görüşeli oldu 15 sene, ortada herhangi bir şey yok. Ama şu anda Türkiye'de bir Baykar var. Kaldı ki bizim zaten kendi TUSAŞ'ımız. Hepsi şu anda cayır cayır çalışıyor, üretiyor. O da zaten bunları gördüğü için, böyle bir rekabete giremeyeceğini anladığından böyle bir şeye adım atmadı. Bizim HAVELSAN'ımız var. Biz artık uçaklarımızı yaptığımız gibi bütün mühimmatımızı da üretiyoruz. Bu adamı kendisi mi buldu? Yoksa diyet borcu olarak dışarıdan birileri mi dayattı? O da ayrı konu. Bundan bir şey olmaz. Bir yere de gidilmez."
- Etiketler :
- Haberler -
- Son Dakika
- Haberler
- Gündem
- Haber
- Son Dakika Haberleri