CHP'den, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Misak-ı Milli yanıtı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP'yi "Misak-ı Milli'yi bilmemekle" suçladığını hatırlatan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışında tek toprak parçası olan Süleyman Şah Türbesi'ni sırtlayıp sınırımıza kaçıran, ecdadın kemiklerini sızlatanların bugün Misak-ı Milli'yi bizlere hatırlatmasına sevinelim mi yoksa üzülelim mi?" sorusunu yöneltti.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı sonrası açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, konuşmasına, Malazgirt Meydan Muharebesi'nin 948'inci, Büyük Taarruz'un başlamasının ise 97'nci yıl dönümünü kutlayarak başladı.
"Bizlere Anadolu'nun kapılarını açan Sultan Alparslan'ı ve Anadolu'nun sonsuza kadar vatanımız olarak kalacağını tarihe kazıyan Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anıyorum" diyen Öztrak, bu toprakları vatan kılan tüm şehit ve gazileri rahmet ve minnetle yad etti.
Öztrak, dün Irak'ın kuzeyinde PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan 3 Mehmetçiğe Allah'tan rahmet, millete sabır, şehit ailelerine başsağlığı diledi.
Emine Bulut'un eski eşi tarafından vahşice katledilmesinin tüm Türkiye'nin canını yaktığını dile getiren Öztrak, buna toplumun gösterdiği reaksiyonu çok önemsediklerini ancak bu cinayetin tek olmadığını, ciddi tedbirler alınmazsa benzer cinayetlerin ardı ardına geleceğini ifade etti.
Sadece bu yıl 223 kadının cinayete kurban gittiğine dikkati çeken Öztrak, bu rakamın teröre verilen kurban sayısından daha fazla olduğunu vurguladı.
Öztrak, kadınları erkek şiddetine karşı korumak için ülkeyi yöneten iktidara, devlet organlarına ve topluma çok ciddi görevler düştüğüne işaret ederek, "Biz CHP olarak, 6284 sayılı Koruma Kanunu'nun 4 yıldır yürürlükte olduğu halde bir türlü uygulanmayan İstanbul Sözleşmesi'nin tam olarak uygulanmasını istiyoruz. Katillere sırf takım elbise giydiği için iyi hal indirimi uygulayan bir yargı istemiyoruz. Kadınları erkek şiddetinden koruyacak kararlılığı devletimizin göstermesini bekliyoruz" diye konuştu.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'ndan (RTÜK) kadına şiddeti olağanlaştıran, kadını aşağılayan televizyon dizilerine bir çekidüzen vermesini isteyen Öztrak, çocuklara, okul sıralarından başlayarak her türlü şiddete ve özellikle de kadına şiddete karşı sıfır tolerans bilincinin yerleştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"DEMOKRATİK REJİMLERİN NAMUSU SANDIKTIR"
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, TBMM Başkanvekili Mithat Sancar, Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan ve Tunceli Milletvekili Alican Önlü'den oluşan bir HDP heyetinin bugün partilerini ziyaret ettiğini belirten Öztrak, şunları kaydetti:
"Biz de kendilerini, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, Genel Başkan Yardımcımız Oğuz Kaan Salıcı, Grup Başkanvekilimiz Engin Özkoç'tan oluşan bir heyetle kabul ettik. Bu ziyarette, HDP heyeti demokrasi, anayasa ve yargı reformu konularında görüşlerini bizimle paylaştılar. Biz de bu başlıklarla ilgili daha önce de kamuoyuyla paylaştığımız görüşlerimizi kendilerine ilettik. HDP heyeti 'bu görüşmeleri diğer partilerle de yürüteceklerini' ifade ettiler. İlk ziyaretlerini de partimize yaptılar."
Demokratik rejimlerin namusunun sandık olduğunu, sandıktan çıkan sonuca herkesin saygı duyması gerektiğini vurgulayan Öztrak, Van, Mardin ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyelerine kayyum atanarak, millet iradesinin yok sayıldığını söyledi.
Öztrak, belediye başkanlarının, kanunların emrettiği şartları yerine getirerek seçime girdiğini ifade ederek, "Eğer bu başkanlar hakkında teröre yardım ve yataklık yaptıkları konusunda ciddi emare, delil ve bulgular varsa bunu kovuşturacak ve karara bağlayacak yer mahkemelerdir, saray değildir" dedi.
''BUNA 'MIZIKÇILIK' DENİR"
Kayyum kararının hukuki değil, siyasi olduğunu savunan Öztrak, CHP olarak milletin seçme ve seçilme hakkına, hukukuna sahip çıkmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
Devlet gücünü eline geçirenlerin, olağanüstü hal döneminde aldıkları hak ve yetkileri suistimal ederek sandığa ve demokrasiye zarar vermemesi gerektiğine işaret eden Öztrak, "İktidar, sandıkta yenildiği siyasi rakiplerini, elindeki devlet gücünü terörle mücadele gerekçesiyle istismar ederek yargı kararı olmadan tasfiye etmeye kalkarsa, buna en hafifinden 'mızıkçılık' denir. Devlet, terörle mücadeleyi beyin cerrahı titizliğiyle yapmazsa teröristin değirmenine su taşır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hafta sonundaki Karadeniz gezisinde "tatil yapmadım" dediğini aktaran Öztrak, şunları ifade etti:
"Beyefendi hayatında tatil yapmamış... Ayıptır, yazıktır, günahtır. Terör örgütü bu memlekette askeri darbe yaparken kendileri Marmaris'te çalışma kampındalar mıymış? Darbeyi eniştesinden öğrenen bir Cumhurbaşkanı olur mu? Tatildeyken oldu sayelerinde. Daha geçtiğimiz hafta nerelerdeydiler? Tüyü bitmedik yetimin hakkıyla yaptığı yazlık sarayda kimleri kabul ettiler? Kimlerle tatil yaptılar? 'Kardeşim Esad' dediği günlerde Esad ailesiyle Bodrum'larda tatil yapan kimdi? Yine 'terör örgütleriyle en ufak bir dirsek temasımız olmaz' buyurmuşlar. Bırakın dirsek temasını, siz terör örgütüyle koalisyon yapıp bu ülkenin kozmik odalarını onlara teslim ettiniz. Sonra da aranız bozulunca 'Ne istediniz de vermedik?' diye feryat ettiniz. Yetmedi, daha son seçimlerde 3-5 oy alacağım diye İmralı ile mektup arkadaşlığı yaptınız. İmralı'dan mektup taşıttınız, terörist başı dediğinizin kardeşini devletin kanalı TRT'ye çıkardınız. Hadi bakalım bir de oraya kayyum atayın."
MİSAK-I MİLLİ YANITI
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'yi "Misak-ı Milli'yi bilmemekle" suçladığını hatırlatan Öztrak, "Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışında tek toprak parçası olan Süleyman Şah Türbesi'ni sırtlayıp sınırımıza kaçıran, ecdadın kemiklerini sızlatanların bugün Misak-ı Milli'yi bizlere hatırlatmasına sevinelim mi yoksa üzülelim mi?" sorusunu yöneltti.
Geçen hafta İzmir'in tarihinin en büyük yangınlarından birini yaşadığını, 5 bin hektarlık bir alanın bundan etkilendiğini vurgulayan Öztrak, yangının bu boyutlara ulaşmasında ciddi bir yönetim zaafiyetinin olduğunu söyledi.
Öztrak, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin sözlerinden Türkiye'de ormanları koruyacak nitelikte bir uçak filosunun olmadığının ortaya çıktığını ileri sürerek, Türk Hava Kurumu (THK) uçaklarının daha önce İsrail, Arnavutluk ve Gürcistan'daki orman yangınlarına müdahale ettiğini hatırlattı.
Öztrak, şöyle devam etti:
"Nedense İzmir'e gelince bu uçaklar uçmadı, hurdaya çıktı. Sebep? Yağ kaçırıyorlarmış. Peki aynı bakan, aynı uçakları geçen yıl Yunanistan'daki orman yangınlarına göndermeyi nasıl teklif etti? Ne oldu bu uçaklara, son bir yılda nasıl bu uçaklar hurdaya çıktı? Devri iktidarlarında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası dahil müdahale etmedikleri tek bir kurum dahi kalmadı. Nasıl oluyor da THK bunların denetiminin dışında kalıyor? Soruyorum, bu uçakların hurdaya çıkmasına nasıl göz yumdunuz? Eğer bu uçaklar son bir yılda hurdaya çıktıysa, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na bağlı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bu uçaklara uçuşa elverişlilik sertifikalarını nasıl verdi? Tarım ve Orman Bakanlığı ile THK arasında yaşanan anlaşmazlık İzmir'de binlerce dönüm hektarlık alanın yanıp kül olmasına neden oldu."
"PİNPON TOPUNA DÖNDÜLER"
Öztrak, asgari ücretli dahil herkes vergi verirken, Cumhurbaşkanlığına bağlı 9 kurulun üyelerine yapılan ödemelerden damga vergisi dışında herhangi bir vergi kesilmediğini kaydederek, "Aylık 2 bin 20 lira alan asgari ücretliden vergi kesiyorsunuz, aylık 13 bin 845 lira maaş alan kurul üyelerinden vergi kesmiyorsunuz? Bunun nedeni ne? Sarayın itibarından tasarruf olmaz?" ifadelerini kullandı.
Ekonomide yaşanan sıkıntılara da dikkati çeken Öztrak, buna karşı elle tutulur tek bir önlemin alınmadığını savundu.
İşsizliğin, pahalılığın artığını belirten Öztrak, "Dolar dün gece 6 lirayı geçti, bugün 5 lira 80 kuruşun üzerinde. Bu dalgalanmalar hayra alamet değildir. Bu dalgalanmalarda birileri kazanır, birileri de ciddi şekilde kaybeder. Bu dalgalanmanın arkasında ne var derhal araştırılmalıdır ve gereken önlemler vakit geçirilmeden alınmalıdır" dedi.
Türkiye'nin yönetilmeyip savrulduğu bir diğer alanın ise Suriye olduğunu öne süren Öztrak, şöyle konuştu:
"Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirerek Suriye krizini idare ettiklerini zannettiler ama günün sonunda Rusya ile ABD arasında adeta pinpon topuna döndüler. ABD ile Fırat'ın doğusu için güvenlikli bölge pazarlığına oturuyorlar, Rusya İdlib'te bizi sıkıştırmaya başlıyor. Rusya ile İdlib işleri normalleştirilmeye çalışılıyor, bu ABD Fırat'ın doğusunda bize baskı kuruyor. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı yarın Rusya'ya gidiyor. Anlaşılan Soçi Mutabakatı'nı kurtarmak için Putin ikna edilmeye çalışılacak. İktidarı açıkça uyarıyoruz, İdlib'ten Türkiye'ye gelecek şehitleri de yeni bir göç dalgasını da bu milletin kaldıracak gücü de takati de kalmamıştır. Bu arada tam da hassas bir dönmede ordumuzda bu bölgede kritik görevlerde bulunan 5 generalin istifa ettiği haberi geldi. Bu istifalar nedendir?"
Kılıçdaroğlu'nun "siyaset kışlaya girmesin" dediğini aktaran Öztrak, "Anlaşılan şimdi siyaset kışlaya giriyor. Bu generallerin verdikleri emeklilik dilekçelerinin anlamı, bu siyasetin kışlaya girmesine bir tepki midir bunu önümüzdeki günlerde hep beraber öğreneceğiz. Kurumların ve kuralların çözüldüğü böyle bir fetret dönemini bu topraklar 617 yıl önce Moğol istilasında ve 100 yıl önce emperyalistlerin işgalinde Osmanlı çökerken görmüştü. Ama bu toprakların evlatları bu iki fetret dönemini de parçalayıp atmayı ve yeniden ayağa kalkmayı bildi. Üçüncü kez de ayağa kalkacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Tank Palet Fabrikası'nın satışıyla ilgili Kılıçdaroğlu'nun '50 milyon doları bulurum' sözlerine yanıt verdi ve Kılıçdaroğlu'nun bu parayı neden bulamadığını sordu. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Öztrak, "Sayın Genel Başkanımız 'Tank Palet Fabrikası'nın satılmasını sağlayacak kararnameyi iptal edin, ben size 50 milyon doları bir hafta içinde bulacağım' demişti. Şimdi Genel Başkanımız hedefi daha da yükseltiyor 'bir günde bulacağım, bulamazsam gereğini yaparım' diyor" yanıtını verdi.
Bunun için bu ülkenin vatanperver ve fedakar evlatlarına güvendiklerini vurgulayan Öztark, "Sayın Bahçeli, bu ülkenin vatanperver evlatlarının türlü fedakarlıklarla istiklaline nasıl sahip çıktığını unutmuş gözüküyor ama biz unutmadık" diye konuştu.
"Fettah Tamince, Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın yönetim kurulu üyeliğine atandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Öztrak, "Bu kişinin, sarayın onayı olmadan buraya atanması mümkün mü? FETÖ ile mücadele ettiklerini söyleyenlerin ortaya koydukları garip manzaralardan biri de bu" karşılığını verdi.
Öztrak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'yi 'dağda teröristin, denizde Rumun yanında olmakla' eleştirdi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusunu, "CHP, dağdaki terörle işbirliği yapmaz, kendi ülkesinin çıkarları söz konusu olduğu zaman başka bir ülkenin yanında değil, kendi ülkesinin yanında durur. Bunu her zaman göstermişizdir" diye yanıtladı.
"BECEREMİYORLARSA BİZE BIRAKSINLAR"
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri İstanbul'a kayyum atanacağının işareti mi?" sorusu üzerine Öztrak, "İstanbul'la ilgili konuşuyorsunuz, terör örgütü, terör örgütleriyle işbirliği, ciddi suçlamalarda bulunuyorsunuz, bunlar böyle üstü kapalı söylenecek işler değil. Dertleri neyse açık açık söylesinler, merak etmesinler biz derman oluruz. Beceremiyorlarsa bize bıraksınlar, biz terörle gerekli mücadeleyi yaparız. Hem de hukuk devletinin sınırları içinde yaparız" dedi.
Öztrak, milletin iradesinin sandıkta tecelli ettiği konularla ilgili idarenin tek taraflı kararlarıyla işlem yapmanın, demokrasinin ufkunu karartacağına işaret etti.
"Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'terörle mücadele defteri açılırsa' sözüyle neyi ima etmektedir?" sorusu üzerine Öztrak, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kuruluşunun üzerinden 18 yıl geçtikten sonra parti içinde başlayan bu atışmaları, çekişmeleri, bu görevden almaları, kongreye giderek birtakım kesimleri tasfiye etme çabalarını ibretle biz de izliyoruz. Bakalım buralardan neler çıkacak?" değerlendirmesinde bulundu.
"Emine Bulut cinayeti sonrası yaşanan idam tartışmalarıyla ilgili değerlendirme ne olacak?" sorusuna karşılık Öztrak, mevcut düzenlemeler uygulandığında bu olayların önüne geçilebileceğine işaret etti. Öztrak, "Siz her şeyi istediğiniz gibi grubunuza baskı yapıp Meclis'ten geçiriyorsunuz, bir tek bunu mu geçiremiyorsunuz?" diye sordu.
Öztrak, "yargı reformu" ile ilgili bir soru üzerine de reformun önemli olduğunu ancak Hakimler ve Savcılar Kurulunun Cumhurbaşkanı tarafından atanmasına ilişkin düzenleme varken bunun ne anlama geleceğinin iyi düşünülmesi gerektiğini söyledi.
- Etiketler :
- Haberler -
- Türkiye
- Siyaset
- chp