Bahçeli: Bize göre İstanbul ehline emanet edilmemiştir

MHP lideri Bahçeli, yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonucuna duydukları saygılarının tartışmasız olduğunu belirterek sonucun ülkeye, millete ve İstanbul'a hayırlı olmasını diledi. Bahçeli, ''Ancak bize göre İstanbul ehline emanet edilmemiştir. Bunun sonuçlarını da ilerleyen dönem ve yıllarda görmemiz kuvvetle muhtemeldir'' ifadesini kullandı.

Bahçeli: Bize göre İstanbul ehline emanet edilmemiştir

Genel Başkanı , partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Seçimi sürecinde neye inanıyor, ülke ve millet için neyin hayırlı ve haysiyetli olduğunu düşünüyorlarsa, tavrını ve duruşlarını buna göre belirlediklerini ifade etti.

''HERKES DİLİNİN AYARINA DİKKAT ETSİN''

Cumhur İttifakı’nın hedefleri doğrultusunda gece gündüz, "of püf" demeden üzerlerine düşeni yaptıklarını belirten Bahçeli, "Çok şükür müsterihiz. Hiç kimse samanlıkta iğne aramasın. Hiç kimse çalı dibi yoklamasın, keçeyi suya atmasın, orasını burasını oynatmasın. Herkes dilinin ayarına dikkat etsin, aklına geleni işleyip her ağacı taşlamaya yeltenmesin. Bir kümeste yemlenip diğer kümeste yumurtlayanlarla işimiz olmaz, olamaz. Tekkede derviş olup, dışarı çıkınca keşiş rolüne soyunanlarla yolumuz çakışmaz, çakışmayacaktır. MHP İstanbul’da; doğrunun, dik duruşun, tarihi mirasın, milli bekanın, milli dayanışmanın ve bin yıllık kardeşliğin safında sağlam şekilde yerini almıştır" diye konuştu.

MHP'nin, Cumhur İttifakı’nın başarısı için ter döktüğünü, emek verdiğini, mücadelesini heyecanla icra ve ifa ettiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

"İstanbul’a bir mitil attık, gelin görün ki, alayı birden toz toprak gibi havaya kalktı. Mitil İstanbul’da dedik, post kavgasına tutuşanlar, ucuz ve ucube pazarlıklara tutunanlar çılgına döndü, kayış kopardılar. Malum isim ve çevreler mitilimizi duyunca, militanlaştıkça militanlaştılar, seviyesizliğin minyatürü, sevimsizliğin mihmandarı, sevgisizliğin mimarbaşı haline geldiler. Zavallılar nereden bilsin mitili, onların tutuşmuş çoktan fitili. Biz mitil attık, onların beti benzi attı. Biz mitil attık, onlar mintan sandı, şaşkınlıkları misliyle arttı."

"İstanbul’a gelmediğimizi uyduranlar, bir gece kalıp döndüğümüzü söyleyenler, neredeydiniz diye soranlar, ortalıkta yoktunuz diye gerçekleri çarpıtanlar iyi görünümlü kötüler, güzel kisveli çirkinlerdir." ifadesini kullanan Bahçeli, "İP'in başındaki şahsiyet diyor ki 'İstanbul’a mitil atacağını söyleyenler bir baktık ki mitili İmralı’ya atmışlar.' Bir bayan gazeteci de teröristbaşının 18 Haziran 2019’da kaleme aldığı malum mektuptan önceden haberim olduğunu iddia edecek kadar gözünü ve gönlünü yalana, dolana, alçalmaya teslim etmiştir. İP’in başındaki şahıs mitili İmralı’ya attığımızı söylediğine göre buna şahit olmuştur. Ya İmralı’da nöbete girmiş ya Pensilvanya’dan sufle almış ya da aklını ve anılarını bedeli mukabilince efendilerine devretmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

"SÖZLERİMİZİN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ"

Bahçeli, MHP ile teröristler arasında en küçük bağ kurmanın bile bühtandan da öte iblisin oyununa gelme, günahkarlığa kul köle olma anlamına geleceğini belirterek, "Bizi hedef alarak, İmralı canisinin mektubundan medet umduğumuzu, bu mektubu aklamaya çalıştığımızı, bu mektuba zımnen göz yumduğumuzu bırakınız iddia etmeyi, akıldan geçirmek, rüyada görmek, hayalini kurmak dahi alçaklıktır, arsızlıktır" dedi. Bahçeli, şöyle konuştu:

"Bizim söylediğimiz şudur: HDP, Kandil’in aparatı ve siyasi aracısıdır. Ha HDP ha Kandil, bunların aralarında fark yoktur. HDP’nin zillet ittifakının içinde olması, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayına destek mesajları teröristbaşı tarafından kabul görmemiştir. Edirne’de yatan terörist Demirtaş, İmralı’da cezasını çeken teröristbaşı ve Kandil’deki ihanet yuvası arasında yeşeren ve yayılan çelişki ve çatlaklar bir bakıma PKK’nın çözülme sürecinde olduğunun işareti olarak değerlendirilmelidir. Öcalan canisi bile HDP’ye tarafsızlık çağrısı yapıyorsa elbette bunu görmezden, duymazdan gelemezdik. PKK-HDP-Edirne ve İmralı arasındaki güç mücadelelerinin içeriği esasen bizi bağlamayacak, bizim meselemiz de olmayacaktır. Ancak konu İstanbul’du. Hesaplar İstanbul üzerine yapılmıştı. Ne ibret verici bir gerçektir ki teröristbaşının mektubuna ne CHP’den, ne İP’ten en ufak bir tepki gelmemiş, bu tek yumurta ikizleri çıtını bile çıkaramamışlardır.

Biz bölücüler arasındaki derin siyasi çıkar ve üstünlük kavgasının İstanbul’a yön veremeyeceğine, etki yapamayacağına, dahası yapmaması gerektiğine inanarak 21 Haziran 2019 tarihindeki yazılı basın açıklamamızı milletimizle paylaştık. Sözlerimizin sonuna kadar arkasındayız. Bu açıklamamızı çarpıtarak teröristbaşının mektubuna destek ve onay verdiğimizi söylemek ayıplı ve ahlaksız bir iddiadır. Terör ve bölücülüğü kullanıp İstanbul’un tarihi yürüyüşünü engellemek isteyen mihrakların gerçek niyet ve emellerini stratejik bir akılla deşifre etmeye çalıştık. Teröristbaşının mektubundan siyasi fayda uman namerttir, umdu diyen namerttir, mektuptan daha önce haberdar olduğumuzu söyleyenler ise hezeyan ve hüsran bataklığında çırpınan satılık kalemlerdir. Ayrıca teröristbaşına milli ve yerli bir özellik atfetmek rezalettir, cinayettir, hıyanettir. İmralı’nın yolunu gözleyenler bize ne anlatıyorlar? Açık veya örtülü PKK’ya övgüler düzüp hainleri dağlarda, kırlarda, ovalarda çiçek böcek toplayan, hakları gasp edilmiş masumlar olarak tasvir ve takdim eden kokuşmuşlar bize ne söylemeye çalışıyorlar? Teröristbaşının mektubundan bilgimiz olduğunu söyleyenler yanımızda mıydı? Kalemden mi tutuyorlar, kağıda mı bakıyorlardı? MHP terörizme bakışı nettir, değişmesi imkansızdır. Biz köksüz değiliz, biz inkarcı değiliz, biz çözümcü değiliz, biz işbirlikçi değiliz."

"KURU GÜRÜLTÜ, NAFİLE ÇIRPINIŞ"

İstanbul seçiminde HDP’yle yanak yanağa, PKK’yla kucak kucağa, FETÖ’yle arkalı önlü siyasi propaganda yapanlara hiç kimseden ses çıkmadığını dile getiren Bahçeli, "İmralı’ya mitil attığımızı söyleyen, partimizi küçük ortak diye küçümseyen hanımefendi, acaba sen postu nereye serdin, kimlere yoldaş oldun?" diye sordu.

"HDP’yi Kürt siyasi hareketi diye tarif eden, partisine teröristbaşının hayranlarını dolduran, yanına aldığı eski arkadaşlarımızı kandırıp işi bittikten sonra yarı yolda sağa sola saçan vefasız, vasıfsız ve vakursuz bir şahsiyetin bize söz söylemesi yalnızca kuru gürültü, nafile çırpınıştır" diyen Bahçeli, CHP’nin uydusu haline dönüşen İP'in çatısı çürüyeli, omurgası çökeli epey zaman olduğunu söyledi. Bahçeli, "Bizim üzerimizden prim toplama gayretkeşliğinde olanların akıbetleri duvara toslamak, hüsrana uğramaktır. Yanlış hesap dün olduğu gibi bugün de ters dönecektir" dedi.

"Beka" dediklerini, Türk milletinin yeminlerini, izzetinefsini, tarihi müktesebatını, milli ve manevi emanetlerini canları pahasına müdafaa ettiklerini, buna seve seve devam edeceklerini belirten Bahçeli, "Beka beka diyerek takaya binip İmralı’ya gittiğimizi söyleyenler MHP’nin iki cihan hasmıdır, hatıralarına ihanet eden, dava arkadaşlarımıza kara çalan madrabazlarıdır" diye konuştu.

Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yenileme seçiminde milli iradenin tercih ve seçiminin belli olduğunu anımsattı. Seçim sonucuna duydukları saygılarının tartışmasız olduğunu belirten Bahçeli, sonucun ülkeye, millete ve İstanbul'a hayırlı olmasını diledi.

Partisinin İstanbul'da çalışan teşkilatına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'lilere şükran ve teşekkürlerini sunan Bahçeli, şunları söyledi:

"Türk demokrasisi, güçlü vasfını bir kez daha göstermiştir. Sandık şaibeden arındırılmış, ahlak ve yasa dışı müdahalelerden, oy hırsızlarından korunmuş ve kurtarılmıştır. Tek adam iddiaları, demokrasimizin kötü gösterilme aymazlığı 23 Haziran'da emel ve iddia sahiplerini mahcup etmiş, hepsini çuvallatmıştır. ''de demokrasi yok' diyenler, hem 31 Mart seçiminden hem de 23 Haziran seçiminden ibret almalıdır.

Ancak bize göre İstanbul ehline emanet edilmemiştir. Bunun sonuçlarını da ilerleyen dönem ve yıllarda görmemiz kuvvetle muhtemeldir. Seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ne yapıp yapmadığı kısa sürede belli olacaktır. Şu hususun altını çizmek isterim ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın bütün tasarruflarını yakinen takip edeceğiz, gerekli notlarımızı alacağız."

23 Haziran'ın neticesi ne olursa olsun, Cumhur İttifakı'nın 31 Mart'a mührünü vurduğunu, başarısını tescillediğini ifade eden Bahçeli, "23 Haziran'da da gönüllerde olmasına rağmen istismar ve yalan siyaseti maalesef ön plana çıkmıştır. 31 Mart'tan 23 Haziran'a geçen zaman dilimi içinde pek çok şey yaşanmıştır. 6 Mayıs'tan 23 Haziran'a kadar da siyasi ortam gerildikçe gerilmiş, iftiralar, saldırgan tavırlar, tezvirata dayalı söylemler havalarda uçuşmuştur. Sosyal medya infazları, rezil dedikodular, asılsız ve temelsiz haberler, gerçekçi olmayan mağduriyet edebiyatı 23 Haziran'ı bir nebze de olsa gölgelemiştir" değerlendirmesini yaptı.

"ARTIK KILIÇDAROĞLU'NUN TEPESİNDE KESKİN KILIÇ GİBİ SALLANACAK"

Devlet Bahçeli, usulsüzlüğe ve yolsuzluğa batmış bir seçimin hukuk kuralları ve emniyet tedbirleri çerçevesinde yenilenmesi zaruri olduğu için 31 Mart'taki seçimin iptalini her fırsatta dile getirdiklerini söyledi.

CHP'nin, YSK'nın seçimin iptali kararını haksız ve kasıtlı şekilde tartışmaya açtığını, ağır hakaretler eşliğinde karaladığını savunan Bahçeli, "Şu işe bakınız ki CHP Genel Başkanı'nın dünkü grup toplantısında '23 Haziran seçimi de iptal edilirse tepki göstermeyeceğim' demesi arızalı bir ironi, şirazesinden çıkan ters manyel, şımarık bir ruh halinin dile gelmesidir." dedi.

Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun çoktan korku tünelinde bocalamaya, patinaj yapmaya, kaygı türbülansına girmeye başladığını ifade ederek, "Fakat korkunun ecele faydasının olmadığı pek çok kere görülmüştür. Artık bundan sonra Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun tepesinde keskin bir kılıç gibi sallanacak, kabuslar görmesine yol açacaktır. Elbette onların ne yapacağı, kimin hangi koltuk hesabıyla avunduğu kendi meseleleridir. Dileğimiz İstanbul'un iyi yönetilmesi, belediye hizmetlerinin bahanesiz ve eksiksiz sunulmasıdır" diye konuştu.

''SİYASİ PAÇOZLUĞA MÜSAADE OLMAYACAK"

Ekrem İmamoğlu'nun seçimin hemen ardından yaptığı teşekkür konuşmasının dikkatle analiz edilmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu konuşma bir belediye başkanının yapacağı konuşma değildir. Maksadını aşan, hamaset tuzağına kapılan, siyasi hedeflerinin koordinatlarını ele veren İstanbul Belediye Başkanı, gizli gündemi doğrultusunda anlaşılan bir hazırlık içindedir. Sanal bir devlet başkanı edasıyla, yapay bir Cumhurbaşkanı üslubuyla ahkam kesen CHP'li Belediye Başkanı'nın asıl görev ve sorumluluk alanından ziyade her yere çekilecek bir tarz ve tonda konuşma yapması bize göre tesadüfi görülemeyecektir.

İstanbul gözbebeğimizdir. PKK ve FETÖ'nün hükmü İstanbul'a sökmeyecektir. Dağda kovalanan teröristler İstanbul ve diğer büyükşehir belediyelerine çöreklenemeyecek, buna devlet umuru, millet şuuru izin vermeyecektir. Bu itibarla herkes ayağını denk almalıdır. Durduğu yeri tekrar gözden geçirmelidir.

Siyasi paçozluğa, siyaset palyaçoluğuna müsaade olmayacaktır. Yedi dakikada domuz eti tüketmekle övünenlerin bizim üzerimizden nefret yarışına girmeleri terbiyesizliktir. İstanbul'a konvoyla girişimizi geriye sarıp İzmir Marşını kullanarak alaya alanlar bilmelidir ki yedikleri haram lokmalar, kırdıkları cevizler günü geldiğinde boğazlarına duracaktır."

"TÜRKİYE BİR YOL AYRIMINDA"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, 'nin egemenlik haklarına karşı çoklu saldırı ve siyasi oyunların uzun zamandır sahnede olduğuna işaret ederek, "ABD'nin S-400 hava savunma sistemi üzerinden ülkemizi tehdit etmesi, yaptırım kozunu kullanacağını hem dikte edip hem de kabaca dile getirmesi devlet olma vasfımıza hakaret ve hürmetsizliktir" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin bir yol ayrımında olduğunu vurgulayan Bahçeli,"Ya bu tehditlere boyun eğeceğiz, asırlara meydan okuyan devlet olma vakar ve şerefimizi kaybedeceğiz ya da S-400'leri temmuz ayı içinde alıp belirlenen vatan topraklarına konuşlandıracağız. Bunun başka bir seçeneği kalmamıştır" diye konuştu.

Hassasiyeti derinleşip boyut değiştiren bu konunun "artık bir hava savunma sisteminden daha fazlasını ihtiva ettiğini" dile getiren Devlet Bahçeli, "ABD, açıkça taviz istemekte hatta devletimizin çözülmesini dayatmaktadır. 'S-400 hava savunma sistemini alırsanız şöyle olur, böyle olur' tehditlerinin bizim nezdimizde geldiğimiz bu aşamada hiçbir geçerliliği ve ehemmiyeti yoktur" dedi.

ABD beğense de beğenmese de S-400'lerin alınmasının bir varoluş meselesine dönüştüğünü söyleyen Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin karar organları bellidir. Türk milletinin iradesi üstünde bir irade tanımamız söz konusu bile edilemeyecektir. S-400 gelecek, Türkiye'nin milli güvenliği için kullanılacaktır. ABD Başkanı Trump'ın kriz imali, yaptırım ikmali, dünya barışını zedeleme ilkellikleri vahim bir gidişatın ispatı ve ön habercisidir. Türkiye teslim olmamalıdır. Türkiye taviz vermemelidir. S-400 hava savunma sistemini almak sadece milli güvenliğimiz için değil, milli devletimiz için de vazgeçilmez bir öneme sahiptir. ABD Başkanı iyice pervasızlaşmış, freni boşalmıştır. İran Devrim Muhafızları'nı terör örgütleri listesine almasının ardından ilanı yapılan yeni yaptırımların bölgesel tansiyonu arttıracağı, küresel gerginlikleri tırmandıracağı açıktır. ABD sorumsuzdur, kontrolsüzdür, duyarsızdır, saygısızdır."

"İZMİR'DE DENİZE DÖKÜLEN DEDELERİNDEN DERS ALMALI"

Bahçeli, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin deniz egemenlik sahasına ve haklarına yönelik mütecaviz söz ve eylemlere her gün bir yenisinin eklendiğinin altını çizerek, Yunanistan'ın "ateşle oynadığını" söyledi.

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerinde ısrar etmesinin bedeli olacağını küstahça açıkladığını anımsatan Devlet Bahçeli, şöyle konuştu:

"Topal ördek Çipras, Akdeniz ve Ege'de savaş riski var diyerek, Türkiye'yi önleyeceklerini ifade etmiş, ilaveten Kıbrıs'ta garantörlüğümüzün son bulması çağrısını yaparak zırvada zirveye çıkmıştır. Yunan hükümeti bilmelidir ki Akdeniz ve Ege'de önümüzü kesecek bir korsan henüz anasından doğmamıştır. Çipras meydan okumayı bırakmalı, kendini tarihe vermelidir. İzmir'de denize dökülen dedelerinden ders almalıdır. Almıyorsa denize gömülmeye, denize çakılmaya, denizde yutulmaya şimdiden hazır olmalıdır. Yunan munan bilmeyiz, gideceğimiz yere kadar gideriz, yolumuza çıkan olursa ezeriz, hiçbir şart altında hedeflerimizden vazgeçmeyiz. Önümüzü kesenin ömrüne kast ederiz. Parmak sallayanların parmağını keser atarız. Türk milleti tehditle durdurulamaz, meşru yürüyüşü zorla engellenemez.

Hodri meydan, Çipras Akdeniz ve Ege'de karşımıza çıksın da nelerin olacağını, başına neyin geleceğini görsün. Akdeniz'de görev yapan sondaj gemilerimiz faaliyetlerine cesaretle devam etmeli, hakkımız ne ise onun temini konusunda gereğini kahramanca ve fedakarca yapmalıdır. Yiğit leventlerimiz unutulmadı, Barbaros Hayrettin Paşa bizim gönlümüzde ölmedi, bilinsin ki haçlı donanmasını hala parmağıyla işaret etmekte, denizin dibine indirmek için tetikte beklemektedir."

Sayfa Yükleniyor...