"Bana Hrant Dink'i öldür dediler, kabul etmedim"

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 76 sanığın yargılandığı davada tanıklığına başvurulan Kürşat Yılmaz, kendisine Hrant Dink'in resmini gösteren bazı kişilerin onu öldürmesini istediğini ancak bu teklifi, 'Türkiye zor duruma düşer' diye kabul etmediğini öne sürdü.

"Bana Hrant Dink'i öldür dediler, kabul etmedim"

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilim Sistemi (SEGBİS) aracığıyla tanıklığına başvurulan Kürşat Yılmaz, cezaevinden yetkilileri ve kamuoyuna mektup yazdığını ancak "komünist" bir gazete harici yazdıklarının hiçbir yerde dikkate alınmadığını söyledi.

15 Temmuz 2016 yılında tutuklu bulunduğu Kocaeli'nden Bolu'ya nakledildiğini belirten Yılmaz, "FETÖ 15 Temmuz darbe girişiminde başarılı olsa beni yolda, nakledilirken öldüreceklerdi. Kaçmışım gibi yapacaklardı. Korkan bir insan değilim. Bu cezaevini daha önce 7 sefer istemiştim, annem burada olduğu için. 'Yer yok' denilmişti bana. En son 8. başvuruda kabul ettiler ama 15 Temmuz darbe girişimini biliyorlardı. Abdullah Öcalan'ın yattığı İmralı Cezaevi'ne de nakil istemiştim, oraya da vermeyip Bolu'ya gönderdiler. Dertleri belli, öldürmek için yapıyorlar." diye konuştu.

"ÖZ'ÜN FETÖ'CÜ OLDUĞUNU BİLİYORDUM"

Firari savcı Zekeriya Öz'ün Ergenekon davasında kendisini çağırttığını ve kendisinden önce de Alaattin Çakıcı ile görüşmüş olduğunu öğrendiğini anlatan Yılmaz, Zekeriya Öz'ün odasında yanında avukatlarının da olduğunu, 'Ergenekon'u bilmediğini' söylediğini, 2 saat ifade alınma süresince Ergenekon ile ilgili bilgi vermeyince kendisini gönderdiğini söyledi.

Öz'ün FETÖ'cü olduğunu bildiğini ve "cemaat" olarak bilinen oluşuma ilk defa terör örgütü diyenin kendisi olduğunu öne süren Yılmaz, cemaatçilerin kendisine daha önce, "gel bizim mafyamız ol" teklifinde bulunduğunu öne sürdü.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında da, terörle mücadele şubesi polislerine 15 Temmuz'dan sonra 3 gün süresince 19 saat olmak üzere kesintisiz ifade verdiğini de anlatan Yılmaz, 1999 yılında ülkücü camiadan bir arkadaşının kendisine, "organize şubeden sana bir tezgah kurdular" dediğini ve bu uyarıdan sonra kaçak gezmeye başladığını, ne olduğunu bilmediğini ve Ankara'da kendisinden bazı şeylerin isteneceğini duyduğunu anlattı.

"HRANT DİNK'İ ÖLDÜR' DEDİLER"

Kürşat Yılmaz, 2005 yılı kışında Ankara'ya gittiğini, FETÖ'nün o dönem Genelkurmay başkanını değiştirmek istediğini ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı lojmanındaki bir evde arkadaşının kendisine, "Gülen cemaatinden sana gelecekler, Şükrü Sarıışık paşayla ilgili görüşecekler" dediğini de belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Ankara imamı' dedikleri şahıs geldi. 'Sen Şükrü Sarıışık paşayı tanıyorsun, kefil olur musun?' diye sordular. Sarıışık MGK genel sekreteriydi o zaman. İsmail Issız aradı. Bir MHP milletvekilinin ofisine gittik. Bir general geldi. Ö.K isimli bir hakim de vardı. İsmail Issız'a herkes saygılı davranıyordu. Bir albay arkadaşım vardı. Birkaç gün sonra beni bir otele götürdüler, kayıtlarda var. Her gün sohbet ediyorduk. 15 gün otelde kaldım. Daha sonra temas kurmadılar. Cinayetten sonra cezaevinde Erhan Tuncel benimle görüşmek istedi ama cezaevi idaresi görüştürmedi."

SERKAN ÖZEL'İN TANIKLIĞI

Duruşmada daha sonra SEGBİS ile dönemin İstanbul Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube aşırı sağ (asam) tim komutanı olan Serkan Özel'in tanıklığına başvuruldu.

Jandarmada yaptıkları istihbari görevlerle ilgili bilgiler veren Özel, Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu'nun sorularına karşılık, Dink eylemleriyle ilgili personeline herhangi bir izleme talimatı vermediği, aradan 13 yıl geçtiği için çok hatırlayamadığını, personelini Bakırköy'de olmasının nedeninin oradaki jandarma binasından kaynaklı olabileceğini, bu binanın dinlenme, nöbet için kullanıldığını ve cinayet günü personel ya da amirleriyle yaptığı telefon görüşmelerinin, her zaman yaptıkları telefon görüşmelerinden olduğunu söyledi.

Dink cinayetiyle ilgili polis bölgesinde gerçekleştiği için herhangi bir soruşturma yapmadıklarını anlatan Özel, sanıklardan Hamza Celepoğlu'nun, "FETÖ irtibatı" ile ilgili sorularını da yanıtladı. FETÖ'cü olduğuna dair bir bilgisinin olup olmadığı sorusuna karşılık Özel, "Celepoğlu 2008 yılında komutan olarak İstanbul'a atandığı dönemde kendisiyle çok çalışamadım. Kıbrıs'a gittim izin dönemiydi. 2 yıllık asayiş şube suç kısmında çalıştım. Zaten FETÖ ile bir çalışması olmaz şubenin. Şu da var; ben 2008 yılında istihbarat şubeden asayiş suç kısmına atandım, yerime şu an FETÖ'den tutuklu olan O.T. Berk atandı. Bundan çıkarım yapmamız gerekiyorsa yapabiliriz. FETÖ'cü olduğunuza dair bilgim ve görgüm yoktur. Sadece size değil hiçbir personele dair yok." ifadelerini kullandı.

Serkan Özel, Celepoğlu'nun döneminde FETÖ'cü olmadığı için kendisine hiç yurt dışı görevi çıkmadığını da sözlerine ekledi.

TUTUKLULUKLARIN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

Duruşmada daha sonra talepler alındı. Tutuklu sanık Ercan Gün, bir haberden dolayı 44 aydır tutuklu olduğunu belirterek, tahliye talebinde bulundu. Halen Fox televizyonunda müdür olarak görevli olduğunu ve maaşının yatırıldığını söyleyen Gün, "örgüt" suçundan verilecek ceza infazını da doldurduğunu öne sürdü.

Ali Fuat Yılmazer bir beyanda bulunmak istemediğini belirtirken, diğer tutuklu sanıklar da tahliye talebinde bulundu.

Tutuksuz sanık Ali Öz ise hasta olduğu ve tedavi görme ihtiyacı bulunduğu gerekçesiyle ev hapsi kararının kaldırılarak başka bir adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmesini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Muharrem Demirkale ve Ercan Gün'ün, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların devam etmesi ve isnat edilen suçların ağırlığı nazara alınarak bu hallerinin devamına hükmetti.

Hakkında "ev hapsi" kararı uygulanan Ali Öz'ün ev hapsini kaldıran mahkeme heyeti, bu sanıkla ilgili, yurt dışına çıkış yasağından oluşan adli kontrol tedbirinin devamı ve haftada bir evin en yakın kolluk birimine imza verme zorunluluğundan oluşan yeni bir adli kontrol tedbiri uygulanmasına yönelik karar aldı.

Sanıklar Metin Yıldız ve Yakup Kurtaran'ın "haftada bir kez belirlenen yerlere başvurmak"tan oluşan adli kontrol tedbirlerini değiştirerek "ayda bir kez"e çeviren heyet, sanık beyanlarında adı geçen 14 kişinin bir sonraki 3 gün sürecek duruşmalarda dinlenilmesine de hükmetti.

Heyet duruşmayı sıralı yapılmak üzere 12,13 ve 14 Mayıs'a erteledi.

11 YILDIR ÇÖZÜLEMEYEN SIR

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Hrant Dink
  • Türkiye
  • Polis Adliye

Sayfa Yükleniyor...