İhsan Bayülken'le basketbol analiz

Zirvedeki dört takım da kadrolarını kuvvetlendirdiler ama sadece bir tanesi şampiyon olacak.

Avrupa sahnesinden erken çekilen takımlarımız kalan tek hedef Türkiye Ligi şampiyonluğu için play-off öncesi son ince ayarları yapıyorlar. Zirvedeki dört takım da kadrolarını kuvvetlendirdiler ama sadece bir tanesinin şampiyon olarak sezonu kurtaracağı (belki final oynayan takımın da teselli bulacağı) bir ortamda diğer iki takımımızda sorunlu günler yaşanacaktır.

Bu konulara fazla girmeden bizi rekabeti fazla bir play-off serisi beklediğini söylemek yanlış olmayacaktır. Takımlarımız belki aldıkları neticeler ile sezonu kurtaracaklar ama Türk basketbolu için genel anlamda kurtarma olacak mıdır? Bunun cevabını ise Polonya'da yapılacak olan Avrupa Şampiyonası ve 2010 yılında ülkemizde yapılacak Dünya Şampiyonası ile bulacağız.

Bu sezon Türkiye Ligi'nde istatistiksel anlamda öne çıkan tek Türk oyuncu Hakan Köseoğlu oldu (Skor olarak ilk yirminin içinde ve asist lideri). Bu arada takımlarının başarılarında söz sahibi olan Türk oyuncular da yok değil. Bunları saymak istesek de 5-6 isimle kısıtlı kalabiliriz. Ayrıca bu başarıyı yakalamaları onların A Milli Takım içinde olmalarını sağlar mı o da ayrı bir soru işareti olacaktır.

İşte bu noktada oyuncular belki de potansiyellerini tam kullanamadan büyük bütçeli takımlara gidiyorlar. Burada sağlıksız işleyen bir sistem de oluşmuş oluyor. Örnek vermek gerekirse geçen sezon Karşıyaka'da Barış Ermiş ve Beşiktaş'ta Sinan Güler. Bu iki oyuncu da müthiş bir sezonun ardından yaptıkları maddi yönden tatminkar transfer ile kariyerlerindeki ilerlemeyi sınırlamış oldular. Burada hata aramak gerekirse cevabı hiçbir zaman net olmayacaktır. Çözüm ise hedefi koyan oyuncu olmalıdır. Geçmişte Türk basketbolu için yıldız konumundaki oyunculardan örnek vermek gerekirse; Orhun Ene, Harun Erdenay önce takımlarında yıldız oldular sonra transfer yaparak başka takımlara gittiler. Günümüzde gelinen noktada bırakın yıldız oyuncular, yıldız adaylarını törpüleyen bir sistemi yaratmış olduk.

Basketbolumuzun zirve yaptığı hiçbir dönemde bu kadar Türk oyuncuların geri planda kaldığı bir dönem olmamıştır. Bu plansızlıkta yakalanan 1979 doğumlu (Mehmet Okur, Hidayet Türkoğlu,Kerem Tunçeri) jenerasyon ile 1986-87 doğumlu (Ersan İlyasova,Ömer Aşık, Oğuz Savaş, Cenk Akyol) jenerasyon tesellimiz oldu. Sezonluk başarıların uzun vadeli planlamaların önünü kesmesi durumunda umudumuz iyi bir jenerasyon olmasını beklediğimiz 1993-94 doğumlular olacaktır.

Sayfa Yükleniyor...