“Yoğun bakım servisleri bakım evi değildir”
Türkiye’de, yoğun bakım ünitelerinin rasyonel kullanılmaması zaman zaman sorunlara yol açıyor. Türk Yoğun Bakım Derneği de, bu ünitelerin akılcı kullanımı ve hastalara üst düzey fayda sağlamak için yaşanan zorlukları masaya yatırdı.
Yoğun bakım üniteleri, yaşamı tehdit eden hastalığı bulanan hastaların yakın gözlem ve yoğun tedavilerinin yapıldığı hayat kurtaran üniteler.
Bu ünitelerde yer alan hastaların erken dönemde tedavi uygulanması hayati önem taşıyor. Uzmanlara göre, ileri teknoloji ve yetişmiş sağlık personeli ile hizmet veren bu birimlerde, tedaviden yararlanacak uygun hastaların seçimi konusunda duyarlılık oluşturmak, çok sayıda yeni yoğun bakım ünitesi oluşturmaktan daha önemli.
Bu noktadan hareket eden Türk Yoğun Bakım Derneği “Yoğun Bakım Ünitelerinin Akılcı Kullanımı Sempozyumu” ile mevcut durumu ve çözüm önerilerini ele aldı.
Ülkemizde bugün için mevcut olan yoğun bakım ünitesi ve hizmet verilen hasta yatağı sayılarının birçok gelişmiş Avrupa ülkesinin üzerinde olduğunu söyleyen Türk Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Uyar, şöyle konuştu:
“Özellikle büyük şehirlerimizde uygun hasta yatağı bulunamamasının çeşitli nedenleri vardır. Yoğun bakım tedavisi tamamlanarak uzun dönem bakım hastasına dönüşen hastalarımız, yoğun bakım tedavisine ihtiyacı olmayan ya da tedaviden yararlanamayacak düzeyde son dönem bakım hastası haline gelmiş ve yaşam sonu bakımına ihtiyaç duyan hastalarımız, evde sağlık hizmeti ya da palyatif bakımlarda sağlık hizmeti alması gereken hastalarımızın yoğun bakım yataklarında olması en önemli nedenler arasında sayılabilir.”
Prof. Uyar, yoğun bakım ünitelerinde % 35 civarında uygun olmayan hasta yatışı olduğunu vurguladı ve yaşanan sorunları şöyle özetledi:
“Zaman zaman bu ünitelere ihtiyaç duyan hastalar için uygun seviyede hasta yatağının bulunamayışı, hastaların acil servis ve diğer kliniklerde ileri bakım ve tedavi için zaman kaybetmeleri, hastaneler arası transferin hızlı tedaviye ulaşması gereken hastalar için yetersiz kalabildiği gibi durumlar, çoğunlukla hasta-hasta yakını ile hekimi karşı karşıya getiren ve tarafları birinci dereceden ilgilendiren sorunların başında geliyor.”
“AKILCI YOĞUN BAKIM KULLANIMI SAĞLANMALI”
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Nurullah Okumuş ise, ‘Akılcı Yoğun Bakım Kullanımı’nın çok yeni bir kavram olduğunu belirterek, “İhtiyacımızın iki katı yenidoğan yoğun bakım yatağımız var. Yoğun bakım yataklarımızın ve uzman sayımızın yeterli olmasına rağmen zaman zaman hala ‘yoğun bakım yatağı bulunamadığı için öldü’, ‘yoğun bakım yatağı bulunamadığı için sevk edildi’ gibi haberlerle karşı karşıya kalıyoruz. Yeterli yatak var, dünyanın en gelişmiş teknolojileri var, eğitimli uzman ve personel sayısı yeterli ve buna rağmen yetersizlik durumuyla karşı karşıya kalmamız yoğun bakımları akılcı kullanamayışımızın bir sonucu” dedi.
“HASTANIN YOĞUN BAKIMDA KALMASI İÇİN ISRARCI OLUNMAMALI”
“Sağlık Bakanlığı olarak, yoğun bakımların akılcı kullanımı girişiminin sonuna kadar destekçisiyiz” diyen Okumuş, yoğun bakım ünitelerinin yanlış kullanılmasıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Hastanın yoğun bakım yatışına o servisin hekimi karar vermelidir ve bu konuda hasta yakınları ısrarcı olmamalıdır. Yoğun bakım tedavisinden sonuç alamayacak durumda olan hastaların ve son dönem bakım hastası olan hastaların yoğun bakımlarda tutulması sadece hekimlerin değil ailelerinde sorumluluğundadır. Bu tek taraflı bir olay değil, çok yönü bir farkındalık gerektiriyor. Yoğun bakımlar bakım evi hizmeti veren üniteler değildir, bunun altını özellikle çizmek istiyoruz.”
- Etiketler :
- Haberler -
- Ankara
- Hastalık
- Yoğun Bakım