Trigeminal nevralji su içerken bile ortaya çıkabiliyor! (Delirten hastalık)

Gülerken, diş fırçalarken, bazen su içerken bazen de yüze dokunulduğunda yani rutin herhangi bir şey yapıldığında bile başlayan ağrılar hayatı zehir edebiliyor. Halk arasında şiddetli ağrılara sebep olması nedeniyle “Delirten hastalık” olarak bilinen trigeminal nevralji, bu sorunu yaşayan kişilerin sorunun ağızda olduğunu sanıp tüm dişlerini çektirmelerine bile neden olabiliyor.

Trigeminal nevralji su içerken bile ortaya çıkabiliyor! (Delirten hastalık)

Trigeminal nevralji, hastanın yaşam kalitesini oldukça düşüren şiddetli ağrılar ile karakterize, su içerken ya da bazen diş fırçalarken bile tetiklenebilen bir hastalık. Genellikle bu tip hastalarda ağrının yaşandığı bölgedeki diş ya da dişlere kanal tedavisi yapıldığı hatta çekildiği görülüyor. Bu durum hem hastanın sağlıklı dişlerinin gereksiz ve yanlış tedaviler görmesine yol açıyor hem de trigeminal nevralji teşhisinin konulmasını geciktiriyor.

Ancak hastanın bu konuda uzman bir hekime gittiği takdirde teşhisin konulduğunu söyleyen Memorial Şişli Hastanesi Anestezi Bölümü’nden Ağrı Polikliniği Sorumlusu Uzm. Dr. Mehmet Çelik, trigeminal nevraljinin, yüzdeki hisleri beyne taşıyan trigeminal sinir denilen yüz sinirinin bilinmeyen bir nedenle hasar almasıyla oluşan bir sorun olduğunu belirtiyor.

Trigeminal sinirin üç dalı bulunduğunu, bu dallardan birinin göz çevresine, birinin yanak ve üst dudağa diğerinin ise alt çeneyle alt dudağa doğru gittiğini ifade eden Dr. Çelik, trigeminal nevraljinin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında şunları söylüyor:

“Hastalık genel olarak yoğun ve aşırı düzeyde oluşan ve birkaç saniye ile dakikalar hatta saatler sürebilen yüz bölgesi ağrıları ile kendini belli etmektedir. Hastalar oluşan ağrıları tarif ederken, yüzlerinde bir ağrı oluşturan odak olduğunu söylemektedir ve bazen su bile içildiğinde ağrının tetiklenebileceğinden korkmaktadır. İyi bir anamnezle teşhis kolaylıkla konulmaktadır. Trigeminal nevralji şu belirtilerle ortaya çıkmaktadır:

- Ara sıra yoklayan orta şiddette ağrılar.
- Bir elektrik çarpması gibi hissedilen ani, şiddetli, zonklayan ağrı.
- Hiçbir şey yokken başlayan veya çiğneme, konuşma, dişleri fırçalama, yüze dokunma gibi nedenlerle başlayan ağrılar.
- Bir iki saniye veya daha uzun süren ağrı nöbetleri.
- Çene, yanak, diş, diş etleri, dudaklar veya daha nadir olmak üzere göz ve alın gibi yüz sinir ağlarının desteklediği alanlarda ağrılar.
- Yalnızca yüzün bir yanını etkileyen ağrı.
- Bir noktada odaklanmış veya daha geniş bir alana yayılmış ağrı.
- Ağrı krizleri zamanla daha sık ve şiddetli hale gelir.

TÜM DİŞLERİ ÇEKTİREBİLEN AĞRILAR GÖRÜLÜYOR

Trigeminal nevraljisi olan hastalar, genellikle dişlerinde sorun olduğunu düşünüp diş hekimlerine gitmektedir. Diş hekimleri tarafından sorunlu olan dişler tedavi edilmekle birlikte trigeminal nevraljisi olan hastalarda bu tedaviler işe yaramamaktadır. Ağrılar, diş tedavisine rağmen devam etmektedir. Trigeminal nevraljide büyük çoğunlukta neden belirlenememektedir. Hastaların tarifiyle ve trigeminal sinirin dağılımına uyan ağrıların olmasıyla tanı konulmaktadır. Trigeminal sinirin kafa tabanından çıktığı bölgede bazen tümör oluşumu da bu hastalığa sebep olabilmektedir. Veya aynı bölgede oluşan damar yumağının siniri tahriş etmesiyle de oluşabilmektedir. Bu durumlarda görüntüleme tetkikleri yapılarak sorun neden kaynaklandığı belirlenmektedir.

ÖNCELİK İLAÇ TEDAVİSİNDE

Nedenin tam belirlenemediği trigeminal nevralji hastalarında başlangıçta ilaç tedavisi uygulanmakta, ilaca dirençli olanlarda cerrahi tedavi düşünülmektedir. Pek çok hastanın ağrısı bu ilaçlarla yatışmaktadır. İlaç tedavisi ile hasta rahatlıyorsa, bu ilaçlar hayat boyu da kullanılabilmektedir. Ancak ağrı ataklarının geçtiği dönemlerde ilaçlara ara verilmekle birlikte ataklar başladığında ilaçlar yeniden kullanılmaktadır. İlacın etkisiz kaldığı durumlarda seçilecek iki yöntem vardır. Bunların biri trigeminal sinirin radyofrekans yöntemiyle iletisinin kesilmesi işlemidir. Bu yöntemde özel görüntüleme eşliğinde trigeminal sinirin kafa tabanını terkettiği noktaya özel bir iğneyle ulaşılıp sinir bloke edilir. Sadece 20 dakika süren ve çok anestezi gerektirmeden sedasyon altında gerçekleştirilen bu yöntemle ağrının 2-5 yıl hatta bazen daha uzun süreyle kesilmesi mümkün olmaktadır. Zaman içinde bloke edilen sinirin kendisini tamir etmesiyle ağrı geri dönebilir. Bu durumda da blokaj işlemi tekrar uygulanabilmektedir. İşlemin istenmeyen etkisi ise blokaj sonrasında ağrının olduğu bölgelerde kalıcı bir uyuşukluk oluşmasıdır. Diğer bir tedavi yöntemi ise ameliyattır. Operasyonda en sık uygulanan yöntem kulak arkasından kesi yapılıp kafatasında küçük bir delik açılarak trigeminal sinire ulaşmak ve siniri çevresindeki kan damarlarından izole edecek şekilde teflon yerleştirmektir. İlaç tedavisine yanıt vermeyen hastalara hangi tedavi yönteminin uygulanacağına, hastanın yaşı, genel durumu ve anestezi alıp alamayacağına göre karar verilmelidir.”

VİDEO: BEMBEYAZ DİŞ İSTEDİ, 32 DİŞİNDEN OLDU

Sayfa Yükleniyor...