Prostatı alınan erkek baba olabilir mi?
Prostatı alınan erkeğin menisi idrarda kaldığından, cinsel ilişki sırasında dışarı akmıyor. Peki bu durum cinsel gücü, haz alımını ve çocuk sahibi olmayı nasıl etkiliyor?
İSTANBUL - Prostat erkeklerde bulunan ceviz büyüklüğünde bir organ. Görevi, spermleri taşıyan meninin penisten dışarı çıkmasını sağlamak.
Büyümesi ise erkeklerin canını sıkıyor. Öyle ki kimi zaman 15 gramken, büyüye büyüye 350 grama kadar çıkıyor. İdrar kesesi büyüyen prostata baskı yaptığından, prostatı büyüyen erkek, günün önemli bir kısmını tuvalette geçirmek zorunda kalıyor. Ama prostat büyümesi yalnızca sık tuvalete gitme sonucuna yol açmıyor. Bazen de kötü huylu olabildiğinden, kansere neden olabiliyor.
Prostat büyümesinin farklı tedavi yöntemleri olsa da, bazen cerrahi olarak çıkarılması gerekiyor. Bu da cinsel ilişki sırasında meninin dışarı çıkmasını engelliyor. Bu, erkekler açısından sık sık yanlış anlaşılan bir durum. Erkekler meni çıkmayınca cinsel güçlerinin azalacağını ve baba olamayacaklarını düşünüyor. Oysa ki prostatı çıkarılan erkeklerin menileri idrarda kaldığından çıkarılıp özel işlemden geçiriliyor ve bu erkekler tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olabiliyor.
Acıbadem Bakırköy Hastanesi’nden Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Veli Yalçın, prostatın içinde meni kanalları olduğundan, prostat ameliyatı olanda meni kanallarının tamamen alındığını belirtiyor. Prof. Yalçın, meninin çıkmasının kadın ve erkek arasındaki ilişkinin tatminini artırabileceğini, meninin çıkmamasının da cinsel isteksizliği gündeme getirebiliceğine işaret ederek şunları söylüyor:
MENİ İDRARDAN AYIKLANIYOR
“Ama erkeklerin bilmesi gereken şey şu, prostatı alınan kişinin cinsel gücü kaybolmaz. Prostat ameliyatı olan erkekler birbirine espri yapıyor, ‘Sen ameliyat oldun cinselliğin bitti’ diyorlar. Meninin akmayışını yanlış yorumluyorlar. Oysa cinsel güç korunuyor, üstelik haz alımında da sorun olmuyor. Prostatı alınan erkekler, çocuk sahibi de olabilir. Menisi dışarı akmayıp idrar kesesine akanlar tüp bebek yöntemleriyle çocuk sahibi olabiliyor. Bu erkeklerde meni idrardan alınıp canlı hücreler ayıklanıyor, tüp bebek yöntemiyle spermler yumurtayı dölleyebiliyor”
Prof. Yalçın, iyi huylu prostat büyümesinin toplumda daha sık görüldüğünü ve tüm erkeklerin 40-50 yaş civarında prostat büyümesi ile karşılaşabildiğini belirterek prostatın büyüme nedenleri hakkında şu bilgileri veriyor:
PROSTAT BÜYÜMESİ İYİ YA DA KÖTÜ HUYLU OLABİLİR
"Genç ve prostatında sorun olmayan erkekler, günde 3-4 saatte bir tuvalete gider ya da hiç gitmezler. Prostat büyüdüğünde idrar kesesinin önündeki idrar kanalını tıkayabiliyor. Milimetrik büyümeler o kanalın çapında daralmalara yol açıyor. Normal kanaldan geçen idrar, dar kanaldan geçmeye başladığında tamamını dışarı atamıyor. Dışarı atım hızı düştüğü için de idrar, dışarı ince, çatallı, etrafa sıçramalar şeklinde çıkıyor. İdrar kesesi sık dolduğundan, bu sorunu yaşayan erkek sık tuvalete gidiyor. Büyüme sırasında idrar dar kanallardan geçerek kanalın cidarına sürtündüğünden yanma şikayeti duyuluyor.
Gece idrara kalkma artıyor. Hastanın uykusu bölünüyor, kaliteli yaşamdan kaybetmeye başlıyor, işinde, gücünde, cinsel aktivitesinde düşüşler başlıyor. Bunlara ilave bazen idrarında kan çıkıyor. İltihap görülüyor. Prostat büyümesi 40-50’den sonra başlıyor, prostat iyi ya da kötü olarak büyüyebiliyor. Yaş ve hormonal faktör büyümeye neden olabiliyor. 50 yaşındaki bir kişide normalde 15 gram kadar olan prostate organı, 350 grama kadar çıkar. Bir küçük ceviz kadarken, hindistan cevizi büyüklüğüne kadar ulaşabilir. Prostatit denilen, tanısı nadir konulan, uzun süreli antibiyotik tedavisi gerektiren bir durum var, daha çok gençlerde görülüyor. Bademcikler nasıl şişiyor, burun nezleyle nasıl kapanıyorsa prostatit de buna benziyor."
50 YAŞINI GEÇEN ERKEKLER RİSK GRUBUNDA
Prof. Dr. Veli Yalçın, prostat büyümesini tesbit etmek için, idrarın akış gücünü ölçmek gerektiğini söylüyor. "İdrar akış gücünde içerde idrar kalıyor mu kalmıyor mu bunu değerlendirmek gerekiyor. İdrarın akışının ölçülmesinde “Üroflometri” cihazı kullanılıyor. Böbrek, idrar akış hızı, mesane yolları, prostat ultrasonografisi ile inceleniyor. Bir de sorgulama formu ile prostat semptom skorlaması denilen bir skorlama var kullanılıyor, toplam 5 soru soruluyor. Ayrıca kandeki PSA seviyesine bakılıyor, yüksek çıktıysa kötü. Parmakla rektal muayene yapılıyor, elimize sertlik gelmiyorsa ve PSA normalse normal büyüme olarak kabul ediyoruz" diyor.
50 yaşını geçmiş erkeklerin üçte ikisinde iyi huylu, üçte birinde ise kötü huylu prostat büyümesi görüldüğünü belirten Prof. Yalçın, prostat kanseri tanısında kullanılan PSA testi ve tedavi seçenekleri hakkında ise şu bilgileri veriyor:
PSA TESTİ NE KADAR GÜVENİLİR?
"PSÜ testi çok işe yarıyor. İnsan vücudundaki tüm kanserlere özgü laboratuvar testleri yok denecek kadar az. Meme kanserini österen, beyin, mesane, böbrek kanserini kesin gösteren test yok. PSA testi organa özgü bir test, yüzde 86 spesifiktir, yanılma payı çok azdır. Yalnız bu test parmakla muayene ile birleştirilirse değeri artıyor, ultrasonografi ile de birleştirilmesi gerekiyor. Tarama testi olarak iyi ve kötüyü ayırmada kullanılabilir. Şüphe varsa yapılabilir. Yüksekse parmakla muayeneyi daha düzenli yaparız, biyopsi de yaparız. Eğer kişide PSA yüksekse, parmak muayenesinde elimize birşey geliyorsa kansere aday bir hastadır.
PROSTAT HASTALIKLARININ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Eğer hasta ilaçtan fayda görmediyse cerrahi müdahale yapıyoruz. Prostatın tedavisinde başlıca dört yöntem uyguluyoruz:
• Isıtma tedavileri
• Lazer tedavileri
• Kapalı ameliyat
•Açık ameliyat
ISITMA TEDAVİLERİ: Seçilmiş hastalarda sonda aracılığıyla prostatı 40-80 derece arasında ısıtıyoruz. Lokal anestezi ile yapıyoruz, 20 dakikalık bir işlemle sondadın etrafından yayılan ısılarla prostatın bu kısmı nekroze ediliyor, oyuk açılıyor, kanal genişliyor, hasta bu kanal genişledikçe eskiye gore idrarını daha rahat yapıyor.
LAZER TEDAVİSİ: Laser kullanarak prostatı buharlaştırıyoruz. 100-120-150 vatın üzerinde bir ısıyla prostatı buharlaştırıyor, yarı yarıya küçülüyor, kanal genişliyor kişi idrarını yapmış oluyor.
KAPALI CERRAHİ: Elektrik akımıyla doku çıkarıyoruz. Prostatın tabiatı hakkıda bilgi ediniyoruz. Laserle buharlaştırma ve ısıtma tedavisinde doku alamazsınız. Dokusal niteliğini bilemezsiniz, ama bunda doku alabilirsiniz.
AÇIK CERRAHİ: Eskiden beri yapılan ama teknolojiye yenik düşen bir ameliyat. Çok büyük olmayan prostatlara uyguluyoruz, hindistan cevizi kadar yani 75-100 gramın üzerindekilere yapılıyor, prostate tamamen çıkarılıp tahlile yollanıyor."
- Etiketler :
- Haberler -
- Genel Sağlık
- Sağlık