"Musul'daki kükürt fabrikası yangını ülkemize zehir yağdıracak"
Musul'daki kükürt fabrikasının yakılması ile ortaya çıkan dumanın ülkemizde tehlike yaratacağını belirten Türk Toraks Derneği’nden, “Kükürt fabrikası ve ateşe verilen petrol kuyularından çıkan dumanların, beklenen rüzgar ve yağmur ile ülkemizde acil halk sağlığı sorunu yaratma tehlikesi vardır” açıklaması geldi.
Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. A.Fuat Kalyoncu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hava kirliliği ve ölüm ile ilgili raporuna vurgu yaparak, ülkemizde her yıl yaklaşık 33 bin kişinin hava kirliliğine bağlı nedenlerden öldüğünü bildirdi.
Bu rakam, raporun verilerinin derlendiği 2012 yılında ülkemizde trafik kazalarında ölen insan kaybının 10 katı olduğunu belirten Prof. Dr. Kalyoncu şunları söyledi:
“Hava kirliliğinin bu denli önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu ülkemizde, Musul'da yakılan kükürt fabrikası, ateşe verilen petrol kuyularından çıkan dumanların beklenen rüzgar ve yağmur ile ülkemizde acil halk sağlığı sorunu yaratma tehlikesi vardır. Dünya Sağlık Örgütü’nün hava kirliliğini “görünmez katil” olarak tanımladığına, her yıl 7 milyondan fazla ölümün hava kirliliği nedeniyle meydana geldiğin edikkat çekmek isteriz” dedi.
KÜKÜRT DİOKSİT HANGİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİR?
Derneğin Hava Kirliliği Görev Grubu Eşbaşkanı Doç. Dr. Haluk Çalışır ise, kükürt fabrikası yangınında en çok ortaya çıkması beklenen kükürt dumanının insan sağlığı için ciddi tehlike yarattığını belirterek şunları aktardı:
“Kükürt dioksit gazının yoğun olarak solunması, akut solunum sistemi hastalıklarını, kronik solunum yolu hastalığı olanlarda ise ağır hastalık tablolarının oluşumunu tetiklemeleri bakımından tehlike oluşturur. Solunum sitemi dışında, kükürt dioksit düzeylerinin artması ile özellikle kalp krizlerinin ve buna bağlı ölüm olaylarının ortaya çıktığı bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.”
TEK RİSK KÜKÜRT DİOKSİT DEĞİL
Doç. Dr. Çalışır, bölgeye yakınlığı nedeniyle sınır illerimiz Şırnak ve Mardin'in, beklenen rüzgar nedeniyle risk altında olduğunu, yanma sonucunda oluşan kükürt bulutlarının rüzgarın etkisi ile güney sınırımızdaki yerleşim bölgelerine zehirli kükürt dioksit gazı ve diğer zehirli kükürt bileşiklerini taşıyacaklarını söyledi.
Doç. Çalışır, sadece kükürt dioksit tehlikesi değil, aynı zamanda petrol kuyularından çıkan yangın nedeniyle ortaya çıkan partikül maddenin, nitrik oksitlerin ve ozon gelişiminin yaratacağı risklere de dikkat çekti.
Özellikle bunlardan partikül madde (PM 2.5- PM10) diye ifade edilen kirleticinin havada bulunan diğer kükürt dioksit gibi diğer kirleticiler ile etkileşime girerek daha da tehlikeli hal aldığını, kalp krizleri, felç, inme, akciğer hastalıkları ve kanser gelişimine neden olacağını bildirdi.
“BAKANLIĞIN ÖLÇÜM YAPAN SİTESİ ÇALIŞMIYOR”
Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç Kongar da sayılan tüm bu nedenle öncelikle başta bu bölgede kükürt dioksit (SO2) düzeyleri olmak üzere tüm kirleticilerin düzenli ölçümleri yapılması gerektiğini ifade ederek; ancak ülkemizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan hava kirliliği ölçümlerinin, Bakanlığın sitesi olan havaizleme.gov.tr üzerinde “teknik bir arıza” nedeniyle verilemediğini belirtti.
Dr. Kongar, bu denli önemli sağlık riskinin bulunduğu bir dönemde kamuoyunun bilgilendirilmesi, gereken sağlık önlemlerinin alınması açısından sitenin acilen çalışır hale getirilerek kamuoyu ile paylaşılması gerektiğine vurgu yaptı.
IRAK'TAN GELEN ZEHİRLİ GAZ, TÜRKİYE'Yİ ETKİLER Mİ? GÖKHAN ABUR ANLATTI
- Etiketler :
- Haberler -
- Genel Sağlık