‘Meme kanseri fedakar kadınlarda daha çok görülüyor’

Meme kanserinin ülkemizde çoğunlukla 30 ila 55 yaş arasındaki fedakar kadınlarda görüldüğünü belirten Radyasyon Onkoloğu Prof. Dr. Nuran Beşe, yüklendikleri ağır sorumlulukların, kadınları hastalık riskine açık hale getirdiğini söyledi.

‘Meme kanseri fedakar kadınlarda daha çok görülüyor’

Meme kanseri başta olmak üzere kadın kanserleri konusunda farkındalık çalışmalarıyla toplumda bilincini artırmayı amaçlayan Pembe İzler Derneği, Kanser Haftasında konunun uzmanları ve kanserle mücadele edenlerle, “Bu Kadın Beni Kanser Ediyor” etkinliği gerçekleştiriyor. Etkinliğin ilk ayağında ezber bozan ve yüksek sesle konuşulmaktan çekinilen konular ele alındı, kanserden korunmanın yolları anlatıldı.

ERGENEKON: İYİ Kİ KANSER OLMUŞUM

2 yıl önce kanser tedavisi gören ünlü senarist Sema Ergenekon hem iş, hem eş hem de anne kimliğiyle yaşadıklarını anlattı. 3 çocuk annesi olan Ergenekon, kanser deneyiminin kendisine bakışını değiştirdiğini ve yeni hayat yolculuğuna çıkması için onun bir hediye olduğuna inandığını söyledi. Ergenekon, kanserle mücadele döneminde yaşadıklarını şöyle anlattı:

‘Meme kanseri fedakar kadınlarda daha çok görülüyor’ - 1 Sema Ergenekon

“Kemoterapi ve radyoterapi bittikten sonra Nuran Beşe hocamızla vedalaşırken bana ‘Bu hastalığa neden yakalandığını biliyor musun? Bunun nedenini bulamazsan seni 5 sene sonra yine tedavi etmek durumunda kalırım’ deyince hastalığı öğrendiğim andan daha büyük bir şok yaşadım. Gerçekten de neden bu hastalığa yakalanmıştım? Bu soruyu hiç düşünmediğimi fark ettim. Yüzleşmem gerekiyordu kendimle. Yüzleştim de! Kendimi sorgulamaya başlayınca önem verdiklerimin listesini çıkardım ama gördüm ki bu listede ben yoktum!

“KANSERLE YÜZLEŞİNCE AŞIRI FEDAKAR OLDUĞUMU GÖRDÜM”

Aşırı fedakar olduğumu, kendim için aslında hiçbir şey yapmadığımı gördüm. Bu durumu fark etmem değişim noktam oldu. Şimdi en azından ismimi listeye yazdım ve amacım da kendimi o listede yükseltmek. Bu hastalığı yaşamasaydım bunları sormazdım ve bu yola girmezdim, çünkü hiç öyle bir farkındalığım yoktu; bu hastalık farkındalık oluşturmamı sağladı. O yüzden belki inandırıcı gelmeyebilir ama ben bu hastalığı yaşadığım için kahrolmuyorum, aksine tuhaf bir tebessüm ve gülümseme ile hatırlıyorum ve bana rahatlık ve güven veriyor. Çünkü kendi adıma bir değişim geçirdim ve şu anki halimi iki yıl önceki Sema’dan daha çok seviyorum.”

‘SİZİN İÇİN VARIM’ ANLAYIŞINDAN ‘BEN DE VARIM’A

Kadının bilinçaltında saklananların, kişi farkına varmasa bile hastalıklara davetiye çıkarabileceğini vurgulayana Estetik Cerrah Dr. Serdar Eren, kanserin çoğunlukla hep iyi olmaya çalışan, kuralcı ve kontrolcü kadınlarda görüldüğünü söyledi. Duygularını doğru yaşamanın son derece önemli olduğunu 'sizin için varım' anlayışından 'ben de varım' anlayışına geçilmesi gerektiğini belirten Dr. Eren, "Hayattan kopmadan kimse kanser olmaz, insan yaşamdan koptuğu zaman bilinçaltında kansere davetiye çıkarır. Onun için buna müsaade etmemek gerekir" dedi.

“SANA HAYKIRIYORUM NEDEN BENİ DUYMUYORSUN?"

Sağlıklı olma halini "organların sessiz olması durumu" olarak açıklayan Dr. Eren sözlerine şöyle devam etti: "Sağlıklıyken bütün organlar sessizce ve uyum içinde çalışır. Ancak sağlığın bozulması halinde organlarımız konuşmaya başlar ve önemli olan hastalanan organın lisanını anlayabilmektir. Hastalıklı vücut kişiye şöyle seslenir; “Sana haykırıyorum neden beni duymuyorsun?"

‘Meme kanseri fedakar kadınlarda daha çok görülüyor’ - 2 Dr. Serdar Eren

DR. EREN: KADINLIK KİMLİĞİNE YÖNELİK TRAVMALAR HASTA EDER

Kadınların bilinçaltı ile vücutları arasındaki çatışmanın kadın kanserlerine yakalanmada da önemli bir etken olduğunu söyleyen Eren, "Kadının dişilik algısı ergenlik sürecinde başlar ve bu süreçte oluşan travmalar gelecek yıllarda hastalık olarak karşısına çıkabilir. Kadınlara sesleniyorum; toplumun ya da ailenizin istediği rolü değil, doğanızdan gelen kadınlık içgüdülerinizi dinleyin! Zamanı geldiğinde çocuksu sevilmeyi kadınsı sevilmeye tercih etmekten ya da ‘babaların aslan kızları’ olmaktan vazgeçin, her duygunun doğru zamanda doğru şekilde yaşanması ancak organlara huzur getirir. Kendi bedeninize yabancılaşmayın" diye konuştu.

“KANSER BİR MUHASEBE SÜRECİDİR”

Kadınların kanser ile tanıştıklarında kendi bedenleri ve hayatlarıyla yüzleşme sürecinin de başlamasının çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Serdar Eren, "Bu süreç, aslında bir muhasebe sürecidir de. Önce kendiyle mücadele etmeli kadınlar. ‘Neden ben?’ sorusuna ‘Çünkü ben’ cevabını bulduklarında büyük yol kat etmiş olurlar ki, bu yolu almada da mutlaka profesyonel desteğe ihtiyaç vardır. Cesurca kendiyle yüzleşen, kendi bedenini tanıyan, önemseyen ve hayata tutunan kadınlar, yolculuğunda da avantajlı olurlar" dedi.

PROF. BEŞE: DOĞA İLE İÇ İÇE OLUN, 5 DUYUNUZU KULLANIN!

Uzun yıllardır meme kanseri tedavisi üzerine çalışan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nuran Beşe de meme kanserinin ülkemizde çoğunlukla 30 ila 55 yaş arasındaki fedakar kadınlarda görüldüğünü söyledi. Prof. Beşe, kadının hem anne-babasının, hem çocuklarının hem de eşlerinin sorumluluğunu üstlendiklerini, iş hayatında başarılı olmaya çalışarak kendilerini unuttuklarını ve böylece kanser riskine çok daha açık hale geldiklerini vurguladı.

‘Meme kanseri fedakar kadınlarda daha çok görülüyor’ - 3 Prof. Dr. Nuran Beşe

“SİZİ MUTSUZ EDEN ŞEYLERE ‘DUR’ DEYİN”

‘Hep benim’ yaklaşımının bencillik olduğunun ancak ‘önce ben’ demenin bencillik olmadığının altını çizen Prof. Dr. Nuran Beşe, hastalarına da önerdiği kansere meydan okumada etkili olabilecek noktaları şöyle aktardı:

• Sizi mutsuz eden şeylere ‘dur’ deyin.
• Başkası için bir şey yapmak zorundaysanız mutlaka sizi de mutlu edecek bir şey yapın.
• Beş duyu organınızı hakkıyla kullanın; çiçekleri, yeni kesilen çimleri koklayın, sevdiğiniz müziği dinleyin, resim yapın, resimlere bakın, film seyredin, dokunun, kedi-köpek edinin, onları sevin.
• Kaliteli beslenin; lüks restorana gitmek zorunda değilsiniz ama acıktığınızda hazır
ve güvenilir olmayan yiyecekler yerine ufacık sevdiğiniz sağlıklı bir şey yiyin.
• Spor yapın; spor son derece önemli, çünkü endorfinleri, serotoninleri artırıyor. Bizim antidepresanla sağlamaya çalıştığımız şeyleri doğal yollarla yapmış olursunuz.
• Nelerden hoşlanıyorsanız hayatınıza katın.
• Tutkularınızın peşinden gidin.
• Lüks ve konfor saplantısı yerine doğa ile iç içe yaşayın.
• Sizi ne mutsuz ediyorsa değiştirin.

Sayfa Yükleniyor...