Karaciğer ve pankreas kanserine girişimsel radyoloji müdahalesi

Pankreas ve karaciğer kanserlerinin tedavisinde girişimsel radyolojinin kilit rol oynadığını belirten Girişimsel Radyolog Doç. Dr. Aykut Aktaş, bu tedavilerin hastaların sağkalım süresini ve yaşam konforunu arttırdığını söyledi.

Karaciğer ve pankreas kanserine girişimsel radyoloji müdahalesi

Girişimsel radyolojinin, ultrason, MR, tomografi gibi ileri teknoloji cihazları kullanarak kanser dokusunun tespiti ve buraya yönelik iğne deliğinden tedavi yapan bir uzmanlık alanı olduğunu söyleyen Memorial Hastanesi Girişimsel Bölümü'nden Doç. Dr. Aykut Aktaş, bu tedaviyle hem hastanın, hastanede kalma süresinin azaldığını hem de standart yaşam beklentisinin uzadığını belirtti.

KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Kişiye özel tedavi planlaması yapıldığını söyleyen Dr. Aktaş, "Buna bir süre vermek mümkün değil ama kimi çalışmalara göre 6 ay ile 2 yıl arasında uzattığı ile ilgili yapılan çalışmalar ve bulgular var. ile mücadelede büyük bir ekiple çalışıyoruz. Her hastalık kendi içerisinde hastaya özgü bir tedavi yöntemi gerektiriyor. Yani kişiye özel tedaviler planlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“TÜMÖR DOKUSUNUN CANLILIĞINI ORTADAN KALDIRIYORUZ”

kanserinin ilk tanısında doku tanısı elde etmek için biyopsi yaptıklarını aktaran Girişimsel Radyolog, "Özellikle kanser dokusunun tiplerine göre tedavilerde değiştiği için girişimsel radyoloji kanseri tanı koyma konusunda ve tedavinin devamında kilit rol oynamaktadır. İğne deliğinden girerek ultrason ve tomografi cihazlarını kullanarak kanser dokusunun içerisine yerleştirdiğimiz iğne uçlarına verdiğimiz radyo frekans veya iğne ile tümör dondurma tekniği olan krioablasyon yöntemiyle tümör dokusunun canlılığını ortadan kaldırarak, görüntüleme ile destekleyerek ne kadarını ortadan kaldırdığımızı tespit ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“KONSEY KARARI İLE TEDAVİYİ BAŞLATIYORUZ”

ve pankreas kanserlerinde evrelemenin çok önemli olduğunu ve multidisipliner onkoloji konseyleri ile hastaların alacakları tedaviye, ortak bir karar ile başlandığını belirten Doç. Aktaş, "Girişimsel radyoloji olarak, tümör dokusunu çok iyi tespit edip oraya odaklanarak, yeni gelişmiş yüksek teknoloji cihazlarla müdahale ediyoruz. Buraya yüksek voltaj uygulayarak hücrelerin canlılığını ortadan kaldırıyoruz. Özellikle krioablasyon, mikrodalga ablasyon veya nanoknife gibi yüksek teknoloji cihazlarımız bazen çözümsüz olan pankreas kanserlerinde yardımcı rol oynamaktadır. Karaciğer kanserlerinde dokuya yöneldiğimiz iğnelerle tedavi yapmamız mümkün. Konsey kararıyla seçilmiş hastalarda tümöre direkt saldıracak şekilde ve görüntüleme eşliğinde yaptığımız zaman gerçekten faydalı sonuçlar elde ediyoruz” diye konuştu.

Karaciğer ve pankreas kanserine girişimsel radyoloji müdahalesi - 1 Doç. Dr. Aykut Aktaş

“UYGULAMALARI KOMBİNE EDEREK ÇEŞİTLENDİRİYORUZ"

Hastanede uygulanan yöntemleri birbirine kombine ederek, sırasını değiştirerek ve farklı seanslarla uygulayarak yapmanın mümkün olduğunu söyleyen Aktaş, "Yani elimizde tek bir silah yok, elimizde birçok silah var. Biz bunların kombinasyonlarını değişik zamanlarda hastanın durumuna göre çeşitlendirmekteyiz. Burada önemli olan etkinliği kanıtlamak. Evreden bağımsız uyguladıklarımız evre ile ilgili uyguladıklarımız var. Özellikle biz evreyi de bağımsız kanserlerinde özellikle safra yollarında çok fazla tıkanıklıklar gerçekleştiği için safra yollarını açıcı birçok işlem yapıyoruz. Bunlar hastanın hayat kalitesini ve yaşamını uzatan işlemler. Biz hastayı rahatlatıcı ve hastanın yaşamına daha iyi devam ettirebilmesi için bir takım koruyucu ve destekleyici tedavilerde yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“SİNİRİ YOK EDEREK AĞRIYI KESİYORUZ”

tedavisindeki ağrıda, girişimsel radyolojinin rolünün ön plana çıktığını söyleyen Uzman, "Özellikle kanseri etrafında iç organların sinir duygusunun alan dokusu ciddi bir ağrıya neden olmakta. Kuşak tarzında ağrı nedeniyle hastaların birçoğu maalesef çok ciddi acı çekmekte ve ağrı kesicilerde cevap vermemekte. Uygulamalarımızda, ince bir iğneyle, tomografi eşliğinde pankreasın etrafındaki sinirlere alkol enjeksiyonu yaparak siniri yok edip, ağrıları ortadan kaldırıyoruz ve hastalarımızın kalan ömürlerini daha rahat geçirmelerini sağlıyoruz” dedi.

"HASTANIN MORALİ ÇOK ÖNEMLİ"

Morali düzgün olan hastaların tedaviye daha olumlu cevap verdiğini söyleyen Doç. Dr. Aykut Aktaş, "Bazı durumlarda standart bir şey olmadığı için hastanın uyumu, morali, düzen sistemi gücüne göre süreç değişiyor. Bizim yaptığımız destekleyici tedavilerde, bağışıklık sistemi kuvvetli olan ya da morali düzgün olan hastaların daha iyi cevap verdiğini görüyoruz. Hastaların kanser sürecinde moralini yüksek tutmaları gerekiyor. Bizim yaptığımız uygulamaların bağışıklık sistemine yardımcı olacağını ve bununla ilgili kendilerinin ona göre bir düşünsel yapı geliştirmelerini tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.

Sayfa Yükleniyor...