Kadınlar en çok doğumdan sonra intihar ediyor (Lohusalık depresyonu nedir?)
İngiltere kaynaklı çalışmalar, anne ölümlerinin birinci sıradaki sorumlusunun intihara yol açan doğum sonrası depresyon olduğunu gösteriyor. Bu durumun en önemli nedeni ise kadının eşinden ve çevresinden beklediği ilgi ve sevgiyi görememesi.
Kadınlarda doğum sonrası dönemde ortaya çıkan sorunlara değinen Psikiyatri Uzmanı Dr. Hatice Turan, doğum sonrası hüznünün az ya da çok olarak anneliğin ilk dakikalarından itibaren kadınların yüzde 35 ila 70'inde görüldüğünü söyledi.
Turan, hafif hüzün ve kaygı hissedilmesiyle başlayan ruh hali değişikliklerinin, annenin genetik yatkınlığının yanı sıra yakın çevresinden gördüğü ilgi ya da ilgisizlik, eşinden gördüğü sevgi ya da sevgisizlik ve içinde bulunduğu sosyoekonomik durumun etkisiyle 4 ila 10 gün içerisinde kendiliğinden düzelebildiğini; ancak seyrek de olsa annenin ağır tablolara sürüklenmesine neden olabildiğini vurguladı.
İki haftadan uzun süren doğum sonrası hüznünün ve psikozun, doğumu takiben ilk 2 hafta içinde sinsice başladığını ve 1 ila 2 yıla kadar uzayabildiğini belirten Turan, şunları kaydetti:
KADINLAR EN ÇOK DOĞUMDAN SONRA İNTİHAR EDİYOR
"Araştırmalara göre bir kadın en çok doğum sonrası dönemde intiharla karşı karşıya geliyor. Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı araştırmalara göre her 100 anneden 10'u ila 15'i çeşitli şiddette depresyon yaşıyor. Annenin yaşadığı şiddetli hüzün ya da boşluk duygusu, yorgunluk, enerji kaybı, keyif veren etkinliklerden uzak durma, bebeklerini yeterince sevmedikleriyle ya da bakım veremedikleri ile ilgili düşünceler, bebeğe zarar verme endişesi, dikkat ve odaklanma sorunları, bellek sorunları, yerinde duramama, kaygı, sinirlilik, sıkıntı, bunaltı, kendiliğinden ağlamalar gibi duygusal tepkiler, iştahsızlık, kilo kaybı, uykusuzluk, bebekle ilgilenmek istememe, kendisine ve bebeğe zarar verme düşünceleri dikkatli olunması gereken belirtilerden."
İngiltere'de yapılan bir çalışmaya dikkat çeken Turan, "Son yapılan çalışmalarda anne ölümlerinin birinci sıradaki sorumlusunun intihara neden olan doğum sonrası depresyon olduğu saptandı" diye konuştu.
DOĞUM SONRASI HORMON DEĞERLERİ DEĞİŞİYOR
İntihar nedenlerinin, biyolojik ve psikososyal olduğunu aktaran Turan, şöyle devam etti: "Gebelik döneminde yükselen östrojen ve progesteron düzeylerinin doğumla birlikte ani düşmesi depresyondan sorumlu tutulmuştur. Geç başlangıçlı doğum sonrası depresyonda tiroit bozukluklarının, aneminin ve folik asit eksikliğinin rol oynayabileceği düşünülmektedir. Doğum yapan tüm kadınlarda hormonal değişiklikler olmasına rağmen ruhsal bozuklukların ancak kadınların yüzde 10-15'inde gelişmesi sosyal zorlanma, kişiler arası ilişki sorunları, sosyal destekten yoksun olma gibi durumlarla da ilgili olabileceğini düşündürmektedir. Hayatlarını kendilerinden çok dış faktörlerin yönettiğini düşünen anneler, doğum sonrası depresyon açısından yüksek risk grubundadır."
"ANNENİN DAVRANIŞLARINA DİKKAT EDİN"
Doğum sonrası dönemde annenin davranışlarının yakın çevresi tarafından titizlikle takip edilmesi gerektiğine dikkati çeken Turan, "Anneler, eşleri ve diğer aile üyeleri tarafından desteklenmeli ve yapacağı işler konusunda yardımcı olunmalıdır. Yakınlarının, annenin ruhsal durumunu gözlemeleri ve doğum sonrası hüznü hakkında anneyle konuşmaları önerilir. Hüznün artması, ek depresif belirtilerin ortaya çıkması ve iki haftadan fazla sürmesi hem anne hem de yakınları için uyarıcı olmalıdır. Böyle bir durumun ortaya çıkması halinde vakit kaybetmeden bir ruh sağlığı ve hastalıkları hekimine danışılmalı" önerisinde bulundu.
- Etiketler :
- Haberler -
- Psikoloji
- Kadın Sağlığı