“HIV pozitif olduğumu öğrendiler, işime son verdiler” (HIV pozitiflik öğretmenlik yapmaya engel mi?)
“Öğretmenlik yapmasında sakınca yoktur” raporuna rağmen iş yeri hekiminin HIV pozitif olduğunu okul idaresine bildirmesi sonucu iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia eden Öğretmen E. P., hak ihlaline ve ayrımcılığa uğradığı gerekçesiyle hukuki süreç başlattı. E.P.’nin yaşadıkları, “HIV pozitiflik öğretmenlik yapmaya engel mi?" sorusunu akıllara getirdi. Hem “HIV pozitif diye işe almamak veya işten çıkarmak yasa ihlalidir” diyen Hekim/Hukukçu Prof. Erdal Yüzbaşıoğlu hem de Avukat Habibe Kayar, Biyotıp Sözleşmesi’ni, Türk Ceza Kanunu’nu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni işaret etti.
Ankara’da yaşayan E.P., 2018’de sınıf öğretmenliği ve zihinsel engelliler öğretmenliği programından mezun oldu, aynı yıl bir kurum ile sözleşme yaparak işe başladı. Ancak işe başladıktan bir süre sonra rutin sağlık kontrollerini yaptırırken HIV pozitif olduğunu öğrendi.
24 yaşındaki Öğretmen E.P. için sıkıntılı günler de bu teşhisten sonra başladı. Doktoru, E.P.’ye, durumunun iyi olduğunu, sadece ilaçlarla virüsün kontrol altında tutulması gerektiğini, zaten HIV pozitifliğin tıpkı diyabet veya hipertansiyon gibi ilaçlarla uzun yıllar kontrol altında tutulabildiğini belirterek, vücudunun ve bağışıklık sistemimin sağlıklı bir insan seyrinde olduğunu, yani virüsün herhangi bir hastalığa yol açmadığını söyledi.
“ENFEKSİYON KLİNİĞİNDEN GÖTÜRDÜĞÜM RAPORLAR SORUN OLDU”
Bu bilgiyle rahat bir nefes aldığını ancak hastaneden götürdüğü raporlar nedeniyle iş yerinde sorun yaşamaya başladığını söyleyen E.P., “Enfeksiyon kliniğinden rapor götürdüğüm için bana, ‘Ya okula gelmeyeceksin ya da seni ofise almak zorundayız, çocuklarla birlikte çalışmana izin veremeyiz’ şeklinde bir teklifte bulundular. Ben de onlara, işimi yapmama engel bir hastalığım olmadığı yönünde raporum olduğunu söyledim, ofiste çalışmak için değil, öğretmenlik yapmak için anlaştığımı belirttim ve sözleşmem bitene kadar maaşımı talep ettim” diyor.
HIV pozitif olduğu için askerlikten de muaf tutulan E.P., bu sırada başka bir okula iş başvurusu yaptı. Hem yazılı hem sözlü sınavları başarıyla geçip bu okuldan iş teklifi alan E.P., askerlikten neden muaf olduğunu sorgulayan iş yeri hekimine HIV pozitif olduğunu söyledikten sonra işten çıkarıldığını iddia ederek yaşanan süreci şöyle anlatıyor:
“İş yeri hekimi askerlikten neden muaf olduğumu söylememi, söylemesem bile sağlık bilgilerime sistemden kolayca ulaşabileceğini belirterek beni zorladı. Ben de hem bir doktorun özel sağlık bilgilerimi başkasına vermeyeceğine inandığım için hem de bir sorun olur da bu işimi de kaybederim korkusuyla HIV pozitif olduğumu söylemek zorunda kaldım. Sağlık bilgimi başka biriyle paylaşmaması gerektiğini söylememe rağmen iş yeri hekimi, durumumu okul yöneticilerine bildirmek zorunda olduğunu belirtti. Zaten daha sonra da okul idaresinden beni aradılar ve sözleşmemi feshettiklerini ilettiler. İlk çalıştığım okulun yöneticileri de enfeksiyon kliniğinden aldığım raporlardan sonra, ekonomik kriz gerekçesiyle önümüzdeki yıl benimle çalışamayacaklarını belirtmişlerdi ama bir hafta sonra artık okula gelmememi istediler.
“DOKTORLAR, ‘ÖĞRETMENLİK YAPMANA ENGEL YOK’ DİYE RAPOR VERDİ”
Bu süreci, beni takip eden doktorlarla birlikte yürüttüm ve tedavimi üstlenen doktorlar, durumumu açıklamak zorunda olmadığımı söylediler. Tedavimi yürüten doktorlar, ‘senin öğretmenlik yapmanda herhangi bir sakınca yok çünkü bu; havayla, aynı ortamda bulunmakla, sarılmakla, öpüşmekle, tokalaşmakla bulaşan bir virüs değil. Zaten sen ilaçlarını düzenli kullandığında ve virüs baskılandığında bulaştırma söz konusu olmuyor’ dediler ve bana, ‘öğretmenlik yapmasına engel teşkil edecek herhangi bir durumu yok’ diye rapor da verdiler.”
ntv.com.tr’nin ulaştığı söz konusu okulun yöneticileri, Öğretmen E. P.’nin, “HIV pozitif olduğumu öğrendiler ve işten çıkardılar” iddiası hakkında görüş bildirmedi.
HIV (Human Immunodeficiency Vırus), İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsu olarak adlandırılıyor. Virüs, bulaş sonrası enfekte olan kişide, uzun yıllar hayatını sürdürüyor ancak ilaçlarla kontrol altında tutulabiliyor. AIDS ise (Acquired Immuno Deficiency Sendrom) yani, Kazanılmış-Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu bir hastalık kompleksi. İlaçlarların düzenli kullanılmaması veya tedavinin geç kalması sonucu HIV pozitif kişide AIDS gelişebiliyor.
ENFEKSİYON UZMANI DOÇ. KARAOSMANOĞLU: HIV AYNI ORTAMDA BULUNMAKLA, TOKALAŞMAKLA BULAŞMAZ
HIV’in 3 bulaş yolu bulunduğunu söyleyen Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu, “Temel bulaş yolu yani %90’dan fazlası korunmasız cinsel temastır. İkincisi kan ve kan ürünleri ile temas. HIV pozitif birinin kanı başka birine nakledilirse bulaşma riski yüksektir. Ama örneğin HIV pozitif birinin kanlı iğnesi bir kişiye batarsa bulaşma oranı binde 3’e düşüyor. Bir de kişinin bir açık yarası olacak, oraya da HIV pozitif bir olgudan kan bulaşacak. Böyle de bulaşabilir ama bunda bile oran çok düşüktür. Üçüncü bulaş yolu da anneden bebeğedir. Gebelik, doğum ve emzirme sırasında olabilir. Bunun dışında sağlam deriyle temas, öpüşme, sarılma, tokalaşma, aynı tabaktan yeme, aynı tuvalete girme, aynı ortamda bulunma, hapşırma, öksürme ve solunum yolu ile bulaşma söz konusu olamaz” değerlendirmesinde bulundu.
HIV POZİTİFLİK ÖĞRETMENLİK YAPMAYA ENGEL Mİ?
“HIV pozitif olmak, öğretmenlik yapmaya engel mi?” sorusuna Doktor Hayat Kumbasar Karaosmanoğlu, “Bir öğretmenin öğrencilerine ders anlatmasının veya onlarla tokalaşmasının bir bulaş yolu olduğu kesinlikle bildirilmemiştir” yanıtını verdi.
HEKİM/HUKUKÇU PROF. YÜZBAŞIOĞLU: HIV POZİTİF DİYE İŞE ALMAMAK VEYA İŞTEN ÇIKARMAK YASA VE HAK İHLALİDİR
Sağlık hukuku alanında çalışmalar yürüten İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı ve Hukukçu Prof. Dr. Erdal Yüzbaşıoğlu, iş yeri hekiminin bildirimi zorunlu hastalıklardan olan HIV ve AIDS’i sadece sağlık müdürlüğüne veya Sağlık Bakanlığı'na bildirmek zorunda olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“İş yeri hekiminin, HIV pozitiflik durumunu iş verene ve yöneticilere bildirme zorunluluğu yoktur. İş yeri hekimi aynı zamanda diğer çalışanların da güvenliğini sağlamakla yükümlüdür ancak HIV pozitif bir insanın, iş yerindeki diğer çalışanların sağlığını tehlikeye sokması gibi bir durum söz konusu değildir. Dolayısıyla bunu iş yerine bildirme yükümlülüğü olmadığı gibi Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na da aykırıdır. Yaşanıldığı ileri sürülen bu durum hem Biyotıp Sözleşmesi’nin, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hem de hekimlerin yükümlü olduğu Türk Deontoloji Nizamnamesi'nin ‘sır saklama yükümlülüğü’nün ihlali anlamına geliyor. Bütün bunlar Türk Ceza Yasası'nda suç olarak tanımlanmıştır. HIV pozitiflik nedeniyle okul idaresinin işten çıkarması da haklı gerekçe değildir. Bu konuda hukukçular arasında da bazı görüş ayrılıkları var ancak genel kabul gören görüş, HIV pozitif diye işe almamak veya HIV pozitif diye işten çıkarmak yasa ve hak ihlalidir.”
AVUKAT HABİBE KAYAR: HIV TANISININ SADECE SAĞLIK BAKANLIĞI’NA BİLDİRİMİ ZORUNLUDUR
Tüm tıbbi verilerin, hassas ve kişisel veri olduğunu ve kişinin rızası, tıbbi ve yasal zorunluluklar dışında hiçbir şekilde paylaşılamayacağını belirten Avukat Habibe Yılmaz Kayar ise “HIV tanısı da diğer tıbbi ve özel bilgiler gibi rıza dışı paylaşılamaz. HIV tanısı doğrulandıktan sonra sadece istatistiki amaçla Sağlık Bakanlığı’na bildirimi zorunludur. Bu bildirim dahi kişisel bilgiler kodlanmış biçimde bakanlığa gönderilir” dedi.
“HIV TANISI ÇALIŞMAYA ENGEL BİR DURUM DEĞİLDİR”
Avukat Habibe Kayar, Prof. Yüzbaşıoğlu’nun da dikkat çektiği yasa maddelerini şöyle detaylandırdı:
“Hekim, yasal ve tıbbi zorunluluk dışında hastasının hiçbir bilgisini paylaşamaz, işverene de bildiremez. Hastasının bilgilerini rıza olmadan işverene veya başka kişilere söyleyen hekim, ‘Biyotıp Sözleşmesi'nin 10/1. Maddesinde düzenlenen ‘özel yaşama saygı gösterilmesini isteme hakkı’nı ihlal etmiştir. Bu durum aynı zamanda taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8/1. Maddesindeki ‘özel yaşama ve aile yaşamına saygı hakkı’ ile 14. Maddesindeki ‘ayrımcılık yasağı’nın da ihlalidir. Hekim, hasta bilgisini rıza dışı paylaştığında aynı zamanda Türk Ceza Yasası'nın 134. Maddesinde düzenlenen ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ ve 136. Maddesinde düzenlenen ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkasına verme, yayma’ suçunu oluşturmaktadır.”
HIV TANISI SEBEBİYLE İŞTEN ÇIKARTILAN KİŞİ NE YAPMALI?
Kayar, HIV tanısı nedeniyle işten çıkarılanların izleyebileceği hukuki süreci ise “HIV tanısı çalışmaya engel bir durum değildir. Aynı ortamda bulunmak, aynı eşyayı kullanmak HIV bulaşına neden olmaz. Fakat HIV ile ilgili eskiden kalma yanlış bilgilerin devam etmesi ve güncel bilgilerin topluma ulaşmaması sebebiyle HIV tanısı alan kişiler iş yaşamında sistematik biçimde ayrımcılığa uğramakta, damgalanmakta ve çoklukla çalışma haklarını kaybetmektedirler. Kişi HIV tanısı sebebiyle işten çıkartılmış ise işverene karşı, ‘eşit davranma borcunun ihlali’, ‘ayrımcılık yasağının ihlali’ ve diğer sebeplerle iş hukuku bakımından yasal yollara başvurabilir” şeklinde aktardı.
“EN ÇOK AYRIMCILIK VE DAMGALANMA KORKUTUYOR”
Yaşadıklarının hem ekonomik hem de psikolojik yükünü taşıdığını söyleyen ve bundan sonra hakkını hukuki platformda arayacağını belirten genç öğretmen E.P. ise sözlerini önyargı ve damgalanma vurgusu yaparak bitirdi:
“Çok kaygılı hissediyorum, hep böyle yaşamak zorunda kalacağım diye korkuyorum. 4 yıl çalışıp emek verdiğim ve uzmanlaştığım bir alanda diplomamı çöpe atmam bekleniyor. Hem işsizlik hem de bu damgalama psikolojimi ciddi anlamda bozdu. Ekonomik ve iş kaygıları bir yana ben öğretmenlik yapmak istiyorum. Yaşadıklarımı kendimi tanıtarak, kimliğimi gizlemeden anlatmak isterdim ancak başımdan geçen olaylar; kendimi saklamam, gizli kalmam gerektiğini gösteriyor. İnsanları yalnızlığa, umutsuzluğa ve karamsarlığa iten şey hastalıklar değil, toplumun yıkamadığı önyargıları ve korkuları. Özetle HIV’den daha çok ayrımcılıktan ve damgalanmaktan korkmak gerekiyor.”
- Etiketler :
- Haberler -
- Yaşam
- Ankara
- Bulaşıcı hastalık
- çalışan
- Eğitim
- AIDS
- HIV
- öğretmen