Gut artık zengin hastalığı değil!

Halk arasında "zengin hastalığı" olarak bilinen gut hastalığı sadece fazla et yemekten kaynaklanmıyor. Glukoz/fruktoz şurubu içeren meyve suları da hastalığa davetiye çıkarıyor. Uzmanlara göre, midye veya sakatat yiyenler de risk altında olabilir!

Gut artık zengin hastalığı değil!

Gut hastalığı, eklemlerin en ağrılı şekilde tutulduğu romatizmal hastalıklardan biri. Çok eski çağlardan beri bilinen hastalık, tarihte “kralların hastalığı” ya da “zengin kişilerin hastalığı” olarak tanımlanıyor. Bunun nedeni de yeme-içme alışkanlıkları nedeniyle ortaya çıktığının düşünülmesi.

İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Salih Özgöçmen, hastalığın daha çok 30-60 yaş arasında erkekleri etkilediğini söyledi, “Gut hastalığı sadece yeme ve içme ile ilgili bir hastalık değildir. Kişinin metabolizmasında bozukluk olması ve çeşitli hastalıklar neticesinde de gelişebilir. Ayrıca yalnızca kırmızı et değil, fruktoz/glukoz içeren ürünlere de dikkat etmek gerekir” dedi.

İLK BELİRTİSİ AYAK PARMAĞINDA AĞRI VE ŞİŞLİK

Gut hastalığının karakteristik özelliği, aniden gelişen ve özellikle ayak başparmağı ekleminde ağrı, kızarıklık ve şişliğin oluşması. Ağrı genellikle çok şiddetli oluyor. Bazen çarşafın veya yorganın ağırlığıyla ve temasıyla bile çok artıyor. Gut atakları genellikle ani ve geceleri ortaya çıkarak kişiyi uykudan uyandırıyor. Sıklıkla ayak başparmağı büyük eklemi tutulsa da ayak bileği, ayak tarak eklemleri, diz, dirsek, el, el-bilek de gut ataklarının görülebildiği eklemler.

Atak sırasında eklemde ağrı ilk 4 ila 12 saat içinde en şiddetli seviyeye çıkıyor. Aşırı ağrılı dönem geçtikten sonra eklemde huzursuzluk ve ağrı bir müddet daha devam edebiliyor. Etkilenen eklemlerde ağrının yanında ısı artışı ve kızarıklık görülebiliyor. Çoğu zaman gut hastalığı tanısı hastanın öyküsü, klinik ve laboratuvar bulguları ve tedaviye alınan yanıtla konulabiliyor.

Kan testlerinde ürik asit düzeylerinin yüksek veya düşük çıkmasının tanı için tek başına kriter olmadığını belirten ve “Gut hastalığının tanısı etkilenen eklem içinden alınan sıvının özel mikroskop altında incelenmesi ve ürat kristallerinin belirlenmesiyle kesinleştirilir” diyen Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Salih Özgöçmen, hastalıktaki diğer risk faktörleri ve tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri veriyor:

ÜRİK ASİT SEVİYESİ YÜKSEKSE RİSK VAR DEMEK

“Gut, birincil yani başka hastalıklarla ilişkisiz olarak ortaya çıktığında, daha çok 30-60 yaş arasında erkekleri etkileme eğilimindedir. Başka bir hastalığa veya idrar söktürücüler gibi ilaçların uzun süren kullanımlarına bağlı ikincil hastalık olarak ortaya çıkan gut ise, kadınları da erkekleri de etkileyebilir. Erkeklerde hastalık genellikle daha erken yaşlarda başlarken, kadınlarda daha geç ve menopoz sonrası saptanmaktadır. Ürik asit pürin metabolizmasının doğal ürünüdür. Normal şartlarda ürik asit insan kanında çözünür halde dolaşır ve böbreklerden süzülerek idrar yoluyla atılır. Ürik asitin çok fazla üretilmesi veya böbrekler yoluyla yeterli atılamaması sonucunda fazla miktardaki ürik asit, iğne benzeri ürat kristalleri oluşturup eklem içine ve çevre dokulara sızarak buralarda ağrı, inflamasyon ve şişlik oluştururlar. Eğer, pürin bakımından zengin gıdalarla beslenme alışkanlığınız varsa ve bunları bol miktarda tüketiyorsanız, gut hastalığı geliştirme riskiniz artmaktadır.

PEYNİR, YOĞURT VE TEREYAĞI YİYEBİLİRSİNİZ

Diyetinizde pürinden zengin gıdalar ağırlıktaysa vücudunuzun ürettiği ürik asit düzeyi artacaktır. Pürinden zengin gıdaların başında kırmızı et ve ürünleri, sakatatlar ve bazı deniz ürünleri gelmektedir.

Gut hastalarının kesinlikle tüketmekten kaçınması gereken pürin bakımından zengin bazı gıdalar:

Sakatatlar: Büyük ve küçükbaş hayvanların karaciğer, böbrek, yürek, dalak gibi organları.
Yağlı balıklar: Ançüez, sardalya, ringa, çiroz, uskumru, alabalık.
Deniz mahsülleri: Midye, yengeç, karides ve diğer deniz kabukluları, havyar.
Mayalanmış veya olgunlaştırılmış et ürünleri ve bira.

Orta derecede pürinli gıdalar (dikkatli tüketilmesi gerekenler):

Kırmızı et: Büyükbaş hayvan etleri, kuzu eti.
Kümes hayvanları: Tavuk ve ördek eti.
Baklagiller: Kurutulmuş bezelye, kuru fasulye, barbunya, soya fasulyesi ve nohut.
Mantarlar ve soya eti.
Bazı sebzeler: Kuşkonmaz, karnabahar, ıspanak.
Tam tahıllar: Kepek, yulaf ekmeği, kepekli ekmek.

Düşük pürinli gıdalar:

Süt ürünleri: Süt, yoğurt, peynir, tereyağı.
Yumurtalar.
Ekmek ve gevrekler (kepekli olanlar hariç).
Makarna ve noodle.
Meyve ve sebzeler (orta derecede pürin içerenler hariç).

VİŞNE SUYU İYİ GELİYOR ANCAK KUTUDAKİLER DEĞİL!

Yapılan araştırmalara göre C vitamini yüksek diyetle beslenen erkeklerde gut atağı geçirme olasılığı düşmektedir. Diyete ek olarak günde 500 ila 1500 mg C vitamini alan kişilerde kan ürik asit düzeyleri düşebilmektedir. Eğer C vitamini tüketiminizi artırmak veya ek C vitamini almayı düşünüyorsanız, bunu hekiminizle konuşmalısınız. Zira C vitamini kullandığınız bazı ilaçların metabolizmasıyla etkileşebilmektedir. Vişne ve vişne suyunun guta karşı kullanıldığı bilinmektedir. Ancak fruktoz/glukoz (ya da nişasta bazlı şeker-NBŞ) ile tatlandırılmış içeceklerin ürik asit düzeylerini artırıcı etkisi unutulmamalıdır. Peki, nelere dikkat etmememiz gerekiyor?

-Meyve ve sebzeye daha fazla ağırlık verin. Meyve ve sebzeler lif, vitamin, mineral ve fitobesinler sağlamaları yönüyle önemlidir.

-Kırmızı et tüketimini kısın, çok işlemden geçen gıdaların tüketimini azaltın.

-Glukoz/fruktoz şurubu ya da mısır şurubu (NBŞ) ile tatlandırılmış veya suni tatlandırıcı içeren içeceklerin gut oluşumunu ve ataklarını artırdığı bilinmektedir. Konsantre ve sadece aroma içeren meyve sularının liften yoksun, vitamin düzeyleri düşük sadece kalori kaynağı olan besinler olduğunu unutmayın.

-Tatlandırılmış gıdaların ve karbonhidrat ağırlıklı (ekmek, makarna, pirinç, bisküvi, kek gibi) beslenmenin tip 2 diyabet (şeker hastalığı) riskini artırdığını aklınızdan çıkarmayın.

-Su tüketiminizi artırarak böbreklerinizde kristal oluşumunu önleyebilirsiniz. Günde yaklaşık 8 bardak (1,5 litre) su tüketimi genellikle önerilir. Günlük içtiğiniz kahve ve çay sıvı alımı miktarınıza dahildir. Ancak, kahvenin hafif bir idrar söktürücü olduğu da unutulmamalıdır. Kafeinin gut ile direkt bağlantısı gösterilememekle birlikte günlük aynı miktar çay içenlere göre kahve tüketenlerde daha düşük ürik asit düzeyleri saptanmıştır.”

Sayfa Yükleniyor...