Göz alerjisi astigmat yapabilir
Bahar ve yaz aylarında çimen, ağaç ve çiçeklerden salgılanan polen miktarının artmasıyla daha fazla görülen göz alerjisi, kırma kusurlarından olan astigmata da yol açabiliyor.
Bazı hücre tiplerinin çeşitli maddelere karşı gösterdiği aşırı duyarlılık olarak tanımlanan göz alerjisi oldukça sık görülen bir sorun. Öyle ki ülkemizde her 15-20 kişiden biri, göz alerjisinden yakınıyor. Göz alerjisine en sık polenler parfümler, kozmetikler, bazı ilaçlar, havadaki toksik etkenler, ev tozu ve akarlar yol açıyor.
Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nesrin Bozkurt, göz kapaklarında şişme, gözlerde sulanma, kaşıntı, kızarıklık ve ipliksi çapaklanma şeklinde gelişen göz alerjisi tedavisinin ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Çünkü göz alerjisinin bazı tipleri yaşam kalitesini düşürmesinin yanı sıra ’Keratokonus’ denilen ve kişide ilerleyici astigmat yapan bir hastalığın gelişmesine yol açabiliyor” dedi.
6 TİP GÖZ ALERJİSİ VAR
Dr. Nesrin Bozkurt, bahar ve yaz mevsiminde daha sık görülen göz alerjisinin 6 gruba ayrıldığını belirterek, bunları şöyle sıraladı:
Mevsimsel alerjiler: Özellikle bahar ve yaz aylarında çimen, ağaç ve çiçeklerden salgılanan polen miktarının artması nedeniyle alerji vakalarında ciddi bir yükseliş oluyor. Polen salınımı ne kadar fazla ise alerji bulgularına sahip hastalara da daha fazla rastlanıyor. Genellikle aile öyküsü olan çocuklarda havadaki polenler alerjik reaksiyon oluşturarak gözlerde aniden şişme, sulanma ve kaşıntıya yol açıyor.
Yıl boyunca görülen alerjiler: Aslında özellikleri ve oluş mekanizmaları açısından mevsimsel alerjik konjunktivitlere (göz kapaklarının içi yüzeyini ve gözün beyaz kısmını kaplayan ince-saydam zarın iltihaplanması) çok benzerlik gösteriyor. Bu tip alerjiden ev tozu, hayvan tüyü ve akarlar gibi vücudun sürekli maruz kaldığı ajanlar sorumlu tutuluyor. Belirtileri mevsimsel alerjik konjuntivite göre daha hafif olmakla beraber, daha uzun sürüyor.
Atopik alerjik keratokonjunktivit: Ergenlik döneminden sonra 20’li yaşlarda başlayan bir alerji formu. Ailesinde alerji olanlarda ve çocukluk döneminde vernal Konjunktivit yaşayanlarda daha sık görülüyor. Gözün saydam tabakası olan korneada da tutulum ortaya çıkan bu tip alerjide gözde sürekli kaşıntı oluşuyor. Keratokonus denilen ve kişide ilerleyici astigmat yapan bir hastalık gelişme riski olabiliyor. Bu nedenle muayeneler sırasında astigmat yönünden dikkatli olmak gerekiyor.
Akut alerjik ödem: Kişi alerjene maruz kalınca ani olarak, yani saatler, bazen de dakikalar içinde göz kapaklarında çok miktarda ödem, konjunktiva dokusunda şişlik ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle polen, mantar ve böcek ısırmalarında bu tabloya sıkçı rastlanıyor. Ödem vücudun diğer bölümlerinde de gelişebiliyor ki bu durum solunum yetmezliğine kadar gidebiliyor.
Vernal alerjik konjunktivit: Özellikle erkek çocuklarda daha sık görülen oldukça ağır seyirli bir konjunktivit türü olan vernal konjunktivitler 10 yaş öncesinde başlıyor ve etkinliği ergenliğe doğru giderek azalıyor. Bu tip konjunktivitler oldukça ağır seyirli oluyor. Işık hassasiyeti, şiddetli kaşıntı, göz kapak altlarında kabarık oluşumlar ortaya çıkıyor ve bu belirtiler yaz aylarına doğru başlıyor.
Dev papiller konjunktivit: Bu tip alerjinin oluşmasında çoğunlukla lense bağlı mekanik irritasyon veya lens üzerinde biriken maddelerin etken olduğu belirtiliyor. Günümüzde özel lens dizaynları olduğu ve lensler genellikle kullan-at olarak kullanıldığı için bu tip alerjik reaksiyon daha az görülüyor.
KORTİZONLU DAMLALAR GELİŞİGÜZEL KULLANILMAMALI
En önemli korunma yönteminin alerjene maruz kalmamak olduğunu belirten Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nesrin Bozkurt, özellikle kortizonlu damlaların doktor kontrolünde kullanılması gerektiğine dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Alerjenlerden uzak durmak için hastaların polen mevsiminde kapalı ortamlarda bulunmamaya çalışmaları, filtreleri polenleri süzecek şekilde olan klimaları tercih etmeleri gerekiyor. Alınabilecek bir başka önlem de dışarıya çıkarken gözlük kullanmak. Göz alerjisinde uygulanan tedavide ise hastanın şikayetlerini ortadan kaldırmak için akut dönemde soğuk kompresler ve göz damlaları kullanılıyor. Gerekirse tedaviye kortizon içeren damlalar ve suni gözyaşı damlaları da ilave edilebiliyor. Ancak kortizonlu damlalar çok hızlı rahatlama sağladığı için hastalar tarafından kontrolsüz olarak uzun süreli kullanılırsa göz tansiyonu ortaya çıkabiliyor. Ayrıca alerjik astım gibi nedenlerle ağızdan veya nefes yolu ile kortizon alan kişilerde katarakt görülme sıklığında artış oluyor. Dolayısıyla bu tür damlaların bir göz hekimi kontrolü altında alınmaları gerekiyor.”
- Etiketler :
- Haberler