Futbolcular ve askerler ALS riski altında
Geçen yıl bir kova buzlu su ‘Ice Bucket Challenge’ eylemiyle tüm dünyada gözlerin üzerine çevrildiği ALS hastalığında sigara önemli bir risk faktörü. Zayıf yapılı kişilerde daha sık görülen hastalığın çoğunlukla askerler ve profesyonel futbol oynayanları tehdit ettiğine dair araştırmalar var.
Kısaca ALS olarak bilinen ve geçen yıl ‘Ice Bucket Challenge’ eylemiyle dikkat çekilen motor nöron hastalığı, beyin ve omurilikte bulunan kasların hareketinden sorumlu hücrelerin hasar görmesiyle ortaya çıkıyor.
İlerleyici bir sinir sistemi hastalığı olan Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) önce genellikle kol ve bacakları etkiliyor, ardından bütün vücudu.
21 Haziran Dünya ALS Günü öncesinde hastalığa dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Geysu Karlıkaya, kalem tutmada problemden yürürken ayakta takılmaya dek birçok belirti ile kendini gösteren ancak hafızayı ve zihni etkilemeyen ALS’de amacın hastanın yaşam kalitesini yükseltmek olduğunu belirtiyor.
Hastalık açısından sigaranın önemli bir risk faktörü olduğunu aktaran Dr. Karlıkaya, özellikle zayıf yapılı kişilerde daha sık görülen hastalığın çoğunlukla askerler ve profesyonel futbol oynayan kişileri tehdit ettiğine dair araştırmalara dikkat çekiyor.
GENELLİKLE KOL VE BACAKLARDA BAŞLIYOR
Karlıkaya, hastalığın ağırlıklı olarak kol ve/veya bacaklarda başlasa da ilerleyen dönemlerde gövde kasları, konuşma ve solunum kaslarını da etkisine aldığını belirterek “Hastaların yaklaşık yüzde 10’unda konuşma, yutma ve solunum kaslarının ön planda etkilenmesi ile seyreder” diyor.
YATAĞA BAĞIMLI KILIYOR
Hastalığın son evrelerine kadar kişinin günlük hayatındaki ihtiyaçlarını kendi başına karşılayabildiğini, kaslarda çok yoğun erimeler baş gösterdiğinde ise yürüyemez, konuşamaz ve kollarını kullanamaz hale geldiğini, buna karşın hafızanın ve zihnin etkilenmediğini belirten Doç. Dr. Geysu Karlıkaya, hasta yakınlarının sabırlı, şefkatli ve özenli davranmaları gerektiğini vurguluyor.
ALS hastalığının tanısını koymak için çeşitli incelemeler yapıldığını belirten Doç. Dr. Geysu Karlıkaya “Kaslarda güçsüzlük, konuşma bozukluğu, seyirme gibi şikayetlerle başvuran hastalarda yapılacak ayrıntılı bir nörolojik muayene çok önemlidir. Refleks değişikliği, patolojik bulgular açısından değerlendirme yapılır, ardından EMG testi yapılarak tanı konulur. ALS hastalığını taklit eden hastalıkların ayırımı açısından kan tahlilleri de yapılır” diye konuşuyor.
AMAÇ YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRMAK
ALS’de hastaların yüzde 5’inin 20 yıldan fazla yaşayabildiğini belirten Doç. Dr. Geysu Karlıkaya, ALS hastalığının etkin bir tedavisi bulunmamakla birlikte tedavi konusunda yoğun çalışmaların devam ettiğini aktarıyor.
Tedavinin temel amacının yaşam kalitesini artırmak olduğunu söyleyen Karlıkaya, hastanın sağlıklı ve dengeli beslenmesinin, sık ama hafif yiyecekler yemesinin, sıvı tüketimini artırmasının ve ideal kilosunu korumasının önemine dikkat çekiyor.
- Etiketler :
- Haberler -
- Genel Sağlık