“Diyabet cerrahisi %90 başarı sağlıyor”
Günümüzdeki tedavi yaklaşımlarının diyabet için başarısız kaldığını söyleyen ve metabolik cerrahiye vurgu yapan Türk Cerrahi Derneğinden Prof. Mustafa Şahin, “Diyabet tedavisinde metabolik cerrahi %90’ın üzerinde kalıcı başarı sağlamaktadır. Ülkemizde de başarıyla uygulanmaktadır” dedi.
21. Ulusal Cerrahi Kongresi ve 16. Cerrahi Hemşireliği Kongresi Antalya’da yapıldı. Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısına Türk Cerrahi Derneğinden Prof. Dr. Orhan Kozak, Prof. Dr. Çağatay Çifter, Prof. Dr. Mustafa Şahin, Prof. Dr. Ömer Alabaz katıldı.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Orhan Kozak, geniş katılımlı kongrede 12’si yurt dışından olmak üzere toplam 380 konuşmacının görevlendirildiğini belirterek kongre hakkında bilgi verdi.
Dernek 2. Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin ise günümüzün en önemli sağlık sorunları arasında yer alan obezite ve tedavisine dikkat çekti.
“OBEZİTEYE AKDENİZ BÖLGESİ ÜLKELERİNDE DAHA SIK RASTLANIYOR”
Dünya Sağlık Örgütü’nün, obeziteyi kronik bir sağlık sorunu olarak kabul ettiğini hatırlatan Prof. Şahin, “Obezite, Akdeniz Bölgesi ülkelerinde daha sık rastlanmakla birlikte %40’ın üstünde bir oran ile Meksika ve ABD ilk iki sırayı alıyor. Yunanistan ve İtalya’da obezite %30’ların üstünde iken Türkiye’de bu oran %20’ler düzeyinde olup Dünya ortalamasından daha iyidir. Ancak ülkemizde de bu oran yükselmektedir. Kadınlarda erkeklerden daha yüksek oranlarda görülen obezitenin en önemli nedeni beslenme şekli ve yaşam tarzındaki değişiklikler” dedi.
“METABOLİK CERRAHİ %90’IN ÜZERİNDE KALICI BAŞARI SAĞLIYOR”
Prof. Dr. Şahin obezite ve diyabet ilişkisine de değindiği konuşmasına şöyle devam etti:
“Obeziteyi önemli kılan husus beraberinde ortaya çıkan hastalıklar. Bunların başında diyabet, yüksek tansiyon, uyku bozukluğu, eklem bozukluğu, kısırlık, kansere yatkınlık ve ani ölümler gelir. Obezitenin neden olduğu diyabet ve nanobezdiyabetleri cerrahi olarak tedavi edilebilmektedir. Organlar için ciddi hasarlar oluşturan diyabet tüm dünyada obezite artışına paralel olarak artmaktadır ve bu artış beklenenin üstündedir. Günümüzdeki tedavi yaklaşımları diyabet için başarısız kalmakta ve 10 yıllık diyabet ciddi organ hasarlarıyla sonuçlanmaktadır. Diyabetin tedavisinde metabolik cerrahi %90’ın üzerinde kalıcı başarı sağlamaktadır. Ülkemizde de başarıyla uygulanmaktadır.”
YILDA 1 MİLYON KİŞİYE KOLOREKTAL KANSER TANISI KONULUYOR
Türk Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ömer Alabaz da konuşmasında kolorektal kanserlerin tedavi edilebilir olduğunu belirterek erken tanının önemine dikkat çekti. Dünya çapında her yıl yaklaşık bir milyon kişiye kolorektal kanser tanısı konulurken, 500 bin hastanın kolorektal kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini vurgulayan Prof. Dr. Alabaz şu bilgileri verdi:
“Kolorektal kanser, erken tanı ile önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık ancak tarama ve toplumu bilinçlendirmek büyük önem taşıyor. Karın ağrısı, halsizlik, kansızlık, kabızlık, ishal gibi belirtiler sıklıkla başka hastalıklarla karıştırıldığından hastaların doktora başvurmaları gecikiyor. Belirtiler ciddiye alınmalı, rutin kontroller ihmal edilmemelidir.
Karın ağrısı ve kilo kaybı çoğunlukla kanser ileri evrelere ulaştığında görülen semptomlardır. Bu nedenle 50 yaşında tarama amaçlı olarak kolonoskopik incelemelerin yapılması daha semptom oluşturmadan çok küçük bir polipken kolorektal kanserlerin bulunmasına olanak sağlar. Birinci derece akrabalarında (anne baba, kardeş) kolorektal kanser veya polipleri olan kişiler taramalara 40 yaşında başlamalıdırlar. Kolorektal kanserlerin saptanmasında çeşitli yöntemler vardır. Parmakla rektum muayenesi, dışkıda gizli kan bakılması, çeşitli kan testleri, fleksiblesigmoidoskopi ve kolonoskopi. Kolorektal kanser varlığını şüphelendiren şikâyetleriniz olması halinde doktorunuz bu testlerin yapılmasını isteyebilir.
“KOLOREKTAL KANSERLERİN TEDAVİSİ CERRAHİDİR”
Kolorektal kanserlerin tedavisi cerrahidir ve cerrahi şansını yakalayan hastaların pek çoğunda hastalık tamamıyla tedavi edilebilir. Radyoterapi ve kemoterapi bazı hastalarda cerrahi tedaviye ek olarak verilebilir. Kanserin erken evrede yakalanması halinde hastaların %80-90’nı eski sağlıklarına kavuşur. Geç evrede tanı alan kanserlerde bu oran %50’ye düşmektedir. Teknolojinin sağladığı imkanlar sayesinde hastaların sadece %5’inde kalıcı kolostomi (kalın bağırsağın kalıcı olarak dışarı alınması ve torba takılması) açılması gerekir.
“LİFLİ BESİN TÜKETMEK KOLON KANSERİ RİSKİNİ AZALTIYOR”
Kesin olmamakla birlikte, doğru bir şekilde beslenmenin kolorektal kanser gelişimini engellemede çok önemli rolü vardır. Liften zengin ve yağdan fakir gıdalarla beslenmenin kolorektal kanserlere karşı koruyucu etkisi vardır. Alkol ve sigarada en önemli sebep olabileceğinde uzak durulması gerekir. Ayrıca bazı kimyasal maddeler kanser nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır. Son olarak bağırsak hareketlerinizde ve dışkılama alışkanlıklarınızda meydana gelen değişikliklere dikkat etmeniz çok önemlidir. Sürekli kabızlık veya sık sık ishal olunması ve dışkıda kan görülmesi halinde acil olarak doktora başvurulması gerekir.”
VİDEO: DİYABET RİSKİ 1 DAKİKADA BELİRLENEBİLİR
- Etiketler :
- Haberler -
- Antalya
- kalın bağırsak kanseri
- Hastalık
- Obezite
- Ameliyat
- Genel Sağlık