Çölyak şikayetleri diyetle giderilebilir (9 Mayıs Dünya Çölyakla Mücadele Günü)
Çölyak hastalığında doktor kontrolünde ve dikkatli bir diyet yapmak çok önemli. Çünkü şikayetlere rağmen dikkate alınmayan hastalık çok ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Çölyak hastalığı; ince bağırsağın, glütene karşı ömür boyu süren ve kronikleşen alerjisi olarak tanımlanıyor. Neredeyse 1000 yıl gibi uzun geçmişine rağmen fark edilmesi ve dikkate alınmaya başlanması ise çok daha yakın dönemlere dayanıyor. Bunun en önemli nedeni çölyak hastalığının çok farklı belirtiler vermesi. Yıllarca şikayetlerine çözüm bulunamayan ve bu nedenle kötü bir yaşam geçiren hastaların, doğru tanı ve tedavi ile yaşam kaliteleri önemli oranda artıyor.
Bilinenin aksine çölyak sadece doğuştan gelen bir hastalık değil, yetişkinlik döneminde de ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle günümüzde çölyak hastalığının büyük bir kısmı yetişkinlerde teşhis ediliyor. Ancak bu hastalığın birçok farklı şikayeti var. Kansızlık, kilo kaybı, gaz, şişkinlik, yorgunluk, halsizlik, uykusuzluk, deri döküntüleri, ishal, kabızlık, karın ağrıları, büyüme geriliği, kemik erimesi, eklem ağrıları, eklem şişlikleri, böbrek hastalıkları, akciğer hastalıkları, karaciğer hastalıkları, konsantrasyon eksikliği, sinir sistemi ile ilgili şikayetler, psikolojik problemler, yürüme bozuklukları, duyu kayıpları gibi pek çok şikayet, hastalığın belirtileri arasında.
ÇÖLYAK İHTİMALİ HER ZAMAN DÜŞÜNÜLMELİ
9 Mayıs Dünya Çölyakla Mücadele Günü nedeniyle hastalığa dikkat çeken Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Saruç, teşhisi en çok zorlaştıran durumun, bu hastalığın akla gelmemesi olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bazı hastaların çölyakı düşündürecek özel bir şikayetinin olmaması, bu hastalığın ihtimaller arasına konmamasına neden olabiliyor. Bunun nedeni çölyakın birbirinden bağımsız çok çeşitli şikayetlerinin olması. Ancak bir kere çölyak ihtimali göz önünde bulundurulursa teşhis koymak çok kolay. Kan tahlili ve endoskopi ile hastalık belirlenebiliyor. Bu nedenle bir türlü çözüm bulunamayan farklı şikayetler varsa çölyak hastalığını da ihtimaller arasında bulundurmak çok önemli.”
DOĞRU DİYETLE ŞİKAYETLER ORTADAN KALKIYOR
Çölyak hastalığı teşhis edildiyse; hastalarının ömür boyu glüten içermeyen, yani buğday, yulaf ve arpa içermeyen bir diyet yapması gerekiyor. Ancak glüten bunlara ek olarak birçok farklı besin maddesinde de bulunabiliyor. Bu nedenle mutlaka doktor kontrolünde ve dikkatli bir diyet yapmak çok önemli. Şikayetlere rağmen dikkate alınmayan hastalık önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Prof. Dr. Murat Saruç, çölyakın yok sayılabilecek bir hastalık olmadığının altını çizerek, “Çölyaka rağmen diyet yapmadan hayatını sürdüren hastaların şikayetleri devam ediyor. Devamında kemik erimesine, karaciğer, böbrek, akciğer gibi organlarda sorunlara neden olabiliyor. Hatta hasta diyetine uyum göstermezse ince bağırsak kanseri riski artabildiği gibi diğer organ kanserlerine bağlı hasta kayıpları da çölyak olmayanlara oranla artabiliyor” dedi.
GLÜTENSİZ DİYETİ BIRAKMAK TEHLİKELİ
Şu anki bilgilere göre diyetin ömür boyu yapılması gerekiyor. Çölyak hastalığında glüten tüketimi, bilerek rahatsızlığın tetiklenmesi anlamına geliyor.
Prof. Dr. Saruç, hastalığın görülme sıklığının artması ile bu konuda diyet yapmadan tedavi olunabileceği konusunda farklı fikirler ortaya atılmaya başlandığını belirterek, “Ancak bu yöntemlerin hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı gibi hastayı glüten tüketmeye yönlendirdiği için de son derece tehlikeli. Çölyak hastalığı ile mücadelede glütensiz bir yaşam hayati önem taşıyor” ifadesini kullandı.
- Etiketler :
- Haberler -
- Beslenme
- Genel Sağlık