Ankilozan spondilit nedir? Ankilozan spondilit belirtileri ve ankilozan spondilit tedavisi nelerdir?
Halk arasında omurga ya da bel romatizması olarak bilinen Ankilozan Spondilit, genellikle genç yaşlarda ortaya çıkan; omurgayı ve omurga ile kalça kemiği arasındaki eklemi etkileyen ağrılı, iltihaplı bir romatizma türüdür. Çok ilerleyen durumlarda omurga hareketi bütünüyle sınırlanabilir. Peki bu hastalığın belirtileri nelerdir? Tedavisi nasıldır?
Ankilozan spondilit ilerleyici, ağrılı, en sık olarak omurgayı tutan romatizmal bir hastalıktır. Genellikle ilk tutulan omurga kemiği leğen kemikleridir. Bu yüzden başlangıç döneminde özellikle bel bölgesinde sertlik, tutukluk ve ağrı hissedilir. Hastalığın ileri döneminde omurga öne doğru bükülür ve omurga aralıkları birleşir. Ağrı şiddetlenir.
Omurganın alt ucu ile leğen kemiği arasındaki eklemleri, omurgayı, kemiklere yapışan kas uçlarını ve bağları, göğüs kafesi, omuz ve kalça olmak üzere diğer eklemleri de etkileyebilir.
Ankilozan spondilit hastalarının hastalığa bağlı şikayetlerine ek olarak uzun dönemde yaşam kalitesinde düşüş, sosyal hayat ve iş yaşamına devam edememe gibi işlevsellikle ilişkili problemleri de gelişir.
ANKİLOZAN SPONDİLİT BELİRTİLERİ NELERDİR?
Ankilozan Spondilit genç ve yetişkinlerde iltihaptan kaynaklı bel ve omur ağrısı şikayeti ile başlayan bir hastalıktır. Başlangıç döneminde hafif şiddetli olan ve fark edilmeyen bu ağrılar, zaman içinde artış gösterir. Sırt, boyun, omuz ve kalçalarda da hissedilen ağrılar, sabah saatlerinde ya da istirahat ederken fazla iken, gün içinde, hareket hâlindeyken azalır. Kişi uykudan uyandıktan sonra yaklaşık yarım saat boyunca tutukluk hisseder ve ayağa ilk kalktığında topuk ağrısı hissedebilir. Bunun sebebi dinlenen eklemlerin ağrı potansiyellerinin artmasıdır. Ağrı gece uykusundan uyandırabilir.
Ankilozan Spondilit hastalarının el ve ayak, diz, kalça, omuz eklemlerinde ve göğüs kafesinde ağrı ve şişlikler olabilir. Hastalığın ilerleyen aşamalarında omurların kaynaşması sonucu oluşan kemik yapıları sebebiyle ağrı ve sertliğe omurgada hareket kısıtlılığı ve omurganın öne doğru eğrilik eşlik edebilir.
Kadınlarda bu durum genellikle görülmez. Ancak daha sık olarak boyun bölgesinde hareket kısıtlılığı görülebilir.
Kas iskelet sistemi dışında gözde kızarıklık ve ağrı, iltihaplı bağırsak hastalıkları ve böbrek rahatsızlıkları da gözlenebilir. Ağrı ve diğer şikayetlerin şiddeti, kişinin yaşam tarzına ve fiziksel durumuna göre değişkenlik gösterse de 3 aydan daha uzun süre bu tip şikayetleri olan kişilerin, uzman bir hekime kontrollerini yaptırması son derece önemlidir.
-Ankilozan Spondilit'in başlıca belirtileri şöyle özetlenebilir:
-20 ile 40 yaş arasında başlayan bel ağrısı
-Uzun istirahat ve uyku sonrası bel ağrısı ve tutukluk hissi
-Ağrı ve tutukluk hissinin fiziksel hareketlerin arttığı dönemde azalması
-Uykudan uyandıracak şiddette eklem ağrısı
-Hareketlerde kısıtlanma hissi
-Şikayetlerin 3 aydan fazla sürmesi
-Omurganın öne doğru eğilmesi
ANKİLOZAN SPONDİLİT TEDAVİLERİ NELERDİR?
İlaç tedavileri
Steroid olmayan ilaçlar en sık kullanılan ilaçlardır. Erken ve hafif hastalarda tek başına yeterli olabilir. Omurga dışı eklem tutulumunun olduğu hastalarda ikinci basamak tedaviler olan bölgesel kortikosteroid iğnesi seçilmiş hastalara yapılabilir.
Bu tedavilerin damardan ya da cilt altından uygulanan formları bulunmaktadır. Tedaviler, uygun hastalarda gerekli tedbirler ve yakın hekim takibiyle verilmelidir.
Fizyoterapi (Fizik Tedavi)
Günlük egzersizler, iyi duruşun korunması, göğüs kafesi esnemesinin sürdürülebilmesi ve gelişebilecek sakatlıkları en aza indirmek için çok önemlidir.
Akciğerlerin genişleme kapasitesini koruduğu için egzersiz programı içinde yüzme mutlaka yer almalıdır.
Pilates gibi esneme egzersizleri eklem aralıklarının hareketliliğini korumaya yardımcıdır.
Hastalığın göğüs kafesi ve akciğerler üzerindeki potansiyel riskleri de göz önüne alınarak sigara içilmemelidir.
Kemik sağlığını korumak için beslenme
AS için tanımlanmış özel bir diyet bulunmamakla birlikte uzun dönemde ortaya çıkabilecek problemleri önleyici beslenme yaşam kalitesinin yüksek tutulmasını sağlar.
Kalsiyumdan zengin beslenmeye önem verilmelidir. 18-50 yaş arası kadın ve erkeklerin günlük kalsiyum alımı 1000 mg olmalıdır. Kalsiyum emiliminin yeterli olabilmesi için D vitaminine ihtiyaç vardır.
Güneşlenerek veya vitamin D eksikliği varsa yerine koyarak vücutta yeterli D vitamini deposunun bulunması sağlanmalıdır.
Kalsiyum ve kemik kaybını hızlandırdığı için alkol ve kafeinli içeceklerin kısıtlanması gerekir.
Vücut ağırlığının kontrol altında tutulması AS nedeniyle hareketliliğini kaybetmeye başlamış kalça, diz gibi ağırlık taşıyan eklemlerin daha fazla yük taşımasını engeller.
BEYİN VE OMURGA SAĞLIĞI
- Etiketler :
- Haberler -
- Romatizma
- Omurga
- Bingöl Genç
- Sağlık